Salı, 29 Ekim, 2024
Coğrafi ürünlerin küresel ekonomik büyüklüğü 220 milyar dolara ulaştı. Türkiye ise bu pastadan 15 milyar dolarlık gelir elde ediyor. Türkiye’nin 14 ürünü, Avrupa Birliği’nden tescil aldı.
2023-2024 yılında onaylanması beklenen 5 ürün de sırada. Bu ürünler ise Ayaş Domatesi, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Ezine Peyniri, Maraş Tarhanası ve Safranbolu Safranı. Öte yandan, Türkiye’nin AB’nin tescil sırasında bekleyen 45 coğrafi işareti daha bulunuyor.
HABER: BARIŞ CABACI
Türkiye, bereketli topraklarında binlerce hazine barındırıyor. Dört mevsimin güzelliği, zengin bitki örtüsü ve yedi bölgenin farklı iklimi, tarım ürünleri, yeme kültürü ve el sanatları ile çeşitlilik gösteriyor. Çanakkale’nin Bayramiç Beyazı, Aydın’ın İnciri, Taşköprü’nün Sarımsağı, Gemlik’in Zeytini, Antakya’nın Künefesi ve Milas’ın Zeytinyağı gibi ürünler, Türkiye’nin zengin lezzetlerini temsil ediyor. Bu coğrafi işaretli ürünlerin her birinin bir hikayesi ve duygusu bulunuyor. Çoğu yüzyıllardır varlığını sürdürüyor.
FİNİKE ÖRNEĞİ
Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı, coğrafi kaynak belirtmek, geleneksel bilgi ve kültürel değerlerle de şekillenebilen üretim metodunu ve kalitesini garanti etmek, pazarda ürünleri ayırt ederek pazarlama aracı olmak, ürün taklitçiliğiyle mücadele etmek gibi işlevlere sahip bulunuyor. Bu nedenle diğer sınai mülkiyet haklarından farklı olarak coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı, üreticilere sağladığı hakların yanı sıra yerel üretimin ve kırsal kalkınmanın desteklenmesinde önemli rol oynuyor. Örneğin, Antalya’ya coğrafi tescilli Finike Portakalı, bu isim altında başka şehirde satılamıyor.
2017’de başlayan coğrafi işaret sürecinde en büyük sorumluluğu ise ticaret ve sanayi odaları aldı. Belediyeler, ticaret borsaları ve valilikler, en fazla tescili bulunan kurumlar, ticaret ve sanayi odalarını takip ediyor. Ürün başvuruları ticaret odalarına yapılabiliyor.
AB ONAYLI 14 ÜRÜN
Coğrafi ürünlerin ticareti günden güne artıyor. Coğrafi işaretli ürün ekonomisi, 2022’de küresel ölçekte 220 milyar doları aştı. Türkiye ise 15 milyar dolarlık coğrafi işaretli ürün satışıyla bu alandaki önemli bir oyuncu durumunda. Türkiye’nin 14 ürünü, Avrupa Birliği’nden tescil aldı. 2023-2024 yılında onaylanması beklenen 5 ürün bulunuyor. Bu yıl içinde tescillenmesi beklenen ürünler ise şöyle: Ayaş Domatesi, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Ezine Peyniri, Maraş Tarhanası ve Safranbolu Safranı. Öte yandan, Türkiye’nin AB’nin tescil sırasında bekleyen 45 coğrafi işareti daha var.
1481 ÜRÜN ULUSAL TESCİLLİ
Türkiye’de 2002’de 31 olan ulusal tescilli coğrafi işaret sayısı, geçen ekim ayı itibarıyla 47 kat artışla 1481’e ulaştı. Geçen yıl en çok coğrafi işaret başvurusu yapan il 37 ile Konya olurken, en çok tescil alan il 27 ile Gaziantep oldu. Ayrıca 39 geleneksel ürün için başvuru yapıldı. Bu ürünler TÜRKPATENT tarafından değerlendiriliyor. Coğrafi tescilli ürünü en az olan şehirler sıralamasında ise Karaman bir ürünle ilk sırada, ardından iki ürünle Batman ve Ağrı geliyor. Bu illeri sadece üç ürünle Osmaniye, Kırıkkale, Şırnak, Bingöl, Muş ve İstanbul izliyor.
3 ÜRÜNLE 100 MİLYON $
Birçok imparatorluğa başkentlik yapan ve 8 bin 500 yıllık tarihi olan İstanbul’un ise sadece 3 coğrafi işaretli ürünü bulunuyor. Bunlar Şile Bezi, Şile Kestane Balı ve Silivri Yoğurdu. Bu ürünlerin oluşturduğu ekonomik büyüklük ise yaklaşık 100 milyon dolar.
İSTANBUL’UN POTANSİYELİ YÜKSEK
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı Başkanı Yavuz Tekelioğlu, coğrafi işareli ürünler hakkında şunları söyledi: “Coğrafi işaret alacak ürünün yıllardır üretilmesi, satıcısının ve alıcısının olması lazım. Coğrafi ürünün bölgeyle özdeşleşmesi gerekir. Antep Baklavası, Çorum Leblebisi gibi. Yer adı olmadan coğrafi işaret olmaz” dedi.
İstanbul’un coğrafi işaret potansiyeli en yüksek şehir olduğunu söyleyen Tekelioğlu, şehrin gastronomisi itibarıyla üç imparatorluğa başkentlik yaptığını hatırlattı. Tekelioğlu, “İstanbul, coğrafi işaret tescili en az şehirlerimizden. Saray mutfağı dahil binlerce ürünü var ama sadece üç tescili bulunuyor. İstanbul’un potansiyeli değerlendirilemiyor. Oysa coğrafi işaret alabilecek tescilleri var. Boğaz Lüferi, Çengelköy Hıyarı, Kanlıca Yoğurdu, bunlardan sadece birkaçı. Lüfer, Osmanlı’dan beri İstanbul Boğazı ile özdeşleştiriliyor. Coğrafi işaret alması için başvurularımız var.”
AB’YE 75 MİLYAR DOLAR KATMA DEĞER
Coğrafi işaretli ürünlerin markalaşmanın ilk adımı olduğunu belirten Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, Türkiye’nin zengin coğrafi işaretlere sahip olduğunu vurguladı. Yamankaradeniz, şunları söyledi: “Yöresel ürünlerin tescillenmesi, korunması ve ekonomik değer kazanması, gelecek nesiller için kritik. Dünyada 10 bini aşkın coğrafi işaretli ürün bulunuyor ve pazarın büyüklüğünün 200 ila 250 milyar dolar arasında olduğu biliniyor. Ancak, bu ürünlerin yüzde 10’u gelişmekte olan ülkelerde. Fransa, İtalya ve İspanya lider konumda. Coğrafi işaretler, AB’ye yılda 75 milyar dolar katma değer sağlıyor. Türkiye’de ise markalaşma konusunda geride kalıyor. Bu da tarım kooperatiflerine önemli görev düştüğünü gösteriyor. Coğrafi işaretlerin ekonomik değere dönüşmesi, Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı sağlayabilir. Ancak, coğrafi işaretli ürünlerin markalaşma süreci hâlâ yavaş ilerliyor. Yerel dinamiklere odaklanarak bu ürünlerin markalaşması ve standartlarının yaygınlaşması için çaba harcamak önemli.”
KASIM İTİBARİYLE YENİ KATEGORİLER AÇILDI
AB Konseyi 9 Ekim’de, mücevher, tekstil, cam ve porselen gibi zanaat ve sanayi ürünlerini coğrafi işaret statüsüne dahil etti. Söz konusu ürünlere kasım ayı itibariyle başvuru yapılabiliyor.
TESCİL NEDEN ÖNEMLİ?
Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları, belirli bir kalitenin işareti anlamına geliyor. Tescil, şu avantajları beraberinde getiriyor:
* Bölgelere özgü üretim korunarak yok olması önleniyor.
* Ürüne pazarlama gücü katıyor.
* Ürünün gerçek üreticilerini koruyarak olası kazanç kaybını önlüyor.
* Sahte üretimlerin engellenmesini sağlıyor.
* Ekonomik faydalarının yanı sıra kültürün korunması açısından da yüksek öneme sahip.
AB’DEN TESCİL ALAN ÜRÜNLERİMİZ
* Gaziantep Baklavası
* Aydın İnciri
* Malatya Kayısısı
* Aydın Kestanesi
* Milas Zeytinyağı
* Bayramiç Beyazı
* Taşköprü Sarımsağı
* Giresun Tombul Fındığı
* Antakya Künefesi
* Suruç Narı
* Çağlayancerit Cevizi
* Gemlik Zeytini
* Edremit Zeytinyağı
* Milas Yağlı Zeytini
20 Kasım 2023 Pazartesi
Dünya Bankası, Emtia Piyasaları Görünüm Raporu'nun Ekim 2024 sayısını yayımladı. Buna göre küresel emtia fiyatlarının petrol bolluğu nedeniyle 2025'te son beş yılın en düşük seviyesine gerileyeceği tahmin edildi.
Dünya Bankası emtia fiyatlarının 2025'te son 5 yılın en düşük seviyesine çekilebileceğini ancak fiyatların salgın döneminden önceki seviyeden yüze 30 daha yüksek kalacağı öngörüsünde bulundu.
5 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNE GERİLEYEBİLİR
Dünya Bankası, küresel emtia fiyatlarının petrol bolluğu nedeniyle 2025'te son beş yılın en düşük seviyesine gerileyeceğini bildirdi. Raporda, küresel emtia fiyatlarının 2026 yılına kadar düşmesinin beklendiği aktarıldı.
Küresel emtia fiyatlarının Orta Doğu'daki daha geniş çaplı bir çatışmanın bile fiyat etkilerini sınırlayabilecek kadar büyük bir petrol bolluğu nedeniyle 2025 yılında son beş yılın en düşük seviyesine gerileyeceği belirtilen raporda, buna rağmen genel emtia fiyatlarının Kovid-19 salgınından önceki beş yıla kıyasla yüzde 30 daha yüksek kalmaya devam edeceği kaydedildi. Raporda, emtia fiyatlarının bu yıl yüzde 3,4 gerilemesinin ardından 2025'te yüzde 5,1 ve 2026'da yüzde 1,7 düşmesinin beklendiği, bunun da fiyatların 2020'den bu yana en düşük seviyelerine gerilemesine yol açacağı bildirildi.
"EMTİA FİYATLARINDA YÖN AŞAĞI DÖNECEK"
Bankanın raporunda, küresel emtia fiyatlarının 2024'ten 2026'ya kadar yaklaşık yüzde 10 düşeceğinin tahmin edildiği dile getirildi. Öngörülen düşüşlere petrol fiyatlarının öncülük ettiği vurgulanan raporda, doğal gaz fiyatlarındaki artışlar ile metaller ve tarımsal ham maddelerdeki istikrarlı görünümün bu düşüşleri sınırlandırdığı ifade edildi. Raporda, gelecek yıl küresel petrol arzının, talebi günde ortalama 1,2 milyon varil aşmasının beklendiği belirtilerek, bunun daha önce 2020'deki salgın döneminde ve 1998'deki petrol fiyatlarındaki çöküş sırasında olmak üzere sadece iki kez yaşanan bir bolluk olduğu anımsatıldı.
Dünya Bankasının raporunda, Brent tipi ham petrolün fiyatının 2024'te ortalama varil başına 80 dolar olacağı, 2025'te 73 dolara ve 2026'da 72 dolar seviyelerine gerileyeceğinin öngörüldüğü kaydedildi.
KÜRESEL ENERJİ VE GIDA FİYATLARI DA DÜŞECEK
Küresel gıda fiyatlarının bu yıl yüzde 8,5 ve 2025'te yüzde 4 düşmesinin ardından dengelenmesinin beklendiği ifade edilen raporda, gıda fiyatlarının 2015-2019 yılları arasındaki ortalama seviyenin yaklaşık yüzde 25 üzerinde kalacağı aktarıldı.
Raporda, enerji fiyatlarının da bu yıl yüzde 5,8, gelecek yıl yüzde 6,2 ve 2026'da yüzde 2,1 düşmesinin beklendiğine işaret edilerek, gıda ve enerji fiyatlarındaki düşüşün merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmesini kolaylaştıracağı dile getirildi. Bankanın raporunda, silahlı çatışmaların tırmanmasının enerji arzını sekteye uğratarak ve gıda ile enerji fiyatlarını artırarak bu çabayı zorlaştırabileceği vurgulandı.
Orta Doğu'daki çatışmaların tırmanma olasılığının enerji fiyatları için yakın vadede önemli bir yukarı yönlü risk oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, bunun diğer emtialar için de potansiyel zincirleme sonuçlar doğurabileceği belirtildi.
29 Ekim 2024 Salı
Son dakika haberi: Dünya Bankası'ndan dikkat çeken altın fiyatları tahmini geldi. Banka, altın fiyatı için 'Bu yıl rekor kırabilir ve 2023 ortalamasının yüzde 21 üzerine çıkabilir' tahmininde bulundu.
Son dakika haberleri: Dünya Bankası'nın altın fiyatları tahmininde yer aldığı Emtia Piyasaları Görünüm Raporu yayımlandı. Buna göre 'Altın fiyatları yeni rekorunu kırabilir' tahmini dikkat çekti.
DÜNYA BANKASI'NDAN ALTIN TAHMİNİ: REKOR KIRABİLİR
Dünya Bankası'nın yayımladığı raporda küresel emtia fiyatlarının 2026 yılına kadar düşmesinin beklendiği öne sürülürken, "güvenli liman" arayan yatırımcılar için popüler bir tercih olan altının ortalama fiyatının bu yıl rekor kırmasının ve 2023'teki ortalamasının yüzde 21 üzerine çıkmasının beklendiği bildirildi.
"ÇATIŞMALAR VE JEOPOLİTİK RİSKLER 'ALTIN'A YARIYOR
Varlıklar arasında özel bir konuma sahip olan altın fiyatı için çatışmalar da dahil olmak üzere jeopolitik ve politik belirsizlik dönemlerinde sıklıkla yükseldiği belirtilen raporda, gelecek iki yılda altın fiyatlarının Covid-19 salgınından önceki beş yılın ortalamasının yüzde 80 daha yüksek kalmasının ve sadece hafif bir düşüş göstermesinin beklendiği aktarıldı.
Raporda, Çin'in emlak sektöründeki zayıflığın sıkı arz koşulları ve enerji dönüşümünden kaynaklanan bazı metallere yönelik artan taleple dengelenmesi nedeniyle endüstriyel metal fiyatlarının 2025-2026 yıllarında istikrarlı bir seyir izlemesinin beklendiği ancak Çin'deki beklenmedik büyüme sonuçlarının metal piyasalarında dalgalanmaya yol açabileceği kaydedildi.
29 Ekim 2024 Salı
29 Ekim 2024 Salı
29 Ekim 2024 Salı
29 Ekim 2024 Salı
29 Ekim 2024 Salı
29 Ekim 2024 Salı