BTM girişimlerinden Hydrolyx, elektrolizör sayesinde atık sulardan bile yeşil hidrojen üretebilen enerji dönüşüm sistemleri geliştiriyor.


Yerinde üretebilen, taşınabilir sistemler tasarlayan girişim, bu yolla firmaların lojistik ve depolama masraflarını ortadan kaldırıyor. Hydrolyx’in hedefi önce Türkiye’de yaygınlaşmak, ardından da Balkanlar ve Kuzey Afrika pazarlarına açılmak.

 

HABER: SEZEN SAVAŞAN

 

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) temel programlarının yanı sıra Mucit Girişimci programında da yer alan Hydrolyx, elektrolizör sayesinde atık sulardan bile yeşil hidrojen üretebilen enerji dönüşüm sistemleri geliştiriyor. Geçtiğimiz aralık ayında düzenlenen Sahne XL’de yatırımcıların karşısına çıkan Hydrolyx’in kurucu ortağı Onur Özmen, dünyanın karbonsuz enerji kaynaklarına yönelmesine katkı sağlamak için çıktığı girişimcilik yolculuğunu İstanbul Ticaret’e anlattı.

 

ENERJİ DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİ

Kendinizden ve girişiminizden bahseder misiniz?

 

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri mezunuyum. Aile işimiz sebebiyle çok uzun yıllardır gübre ve kimya sektörü içerisindeyim. Aynı zamanda Hydrolyx’in kurucu ortağıyım. Hydrolyx olarak atık sulardan bile yeşil hidrojen üretebilen enerji dönüşüm sistemleri geliştiriyoruz. 8 kişilik bir ekibimiz var. 

 

KARBONSUZ ENERJİ KAYNAĞI

Girişiminizi hayata geçirme süreci nasıldı? 

 

Dünyanın karbonsuz enerji kaynaklarına yönelmesi ve karbon vergisi, aslında temel çıkış noktamızdı. Fakat önerilen enerji kaynağı olan hidrojenin de temiz su kaynaklarını azaltacak olması, farklı bir inovasyon geliştirmemiz gerektiğini gösteriyordu. O sebeple bu şekilde bir başlangıç yapmak istedik. Girişimi hayata geçirme sürecimizde ilk zorluk, yeşil hidrojenin henüz çok yeni bir endüstri olmasından dolayı sektörün nasıl bir gelişim içerisinde olduğunu anlatmakla başladı. Ayrıca yeni bir sektör olduğu için nitelikli ve tecrübeli kişiler bulmakta da zorlandık. Ürünümüz sadece yazılım kaynaklı olmadığı için donanım üretimi ve tedarik zinciri 

gibi faaliyetlerde üretimin nerelerde gerçekleştirilebileceği konusunda zorluklar yaşadık. Fakat ön prototipi tamamlayıp demolar gerçekleştirmeye başlayınca kapı kapıyı açmaya başladı. 

 

ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER

Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?

 

Öncelikli olarak karbon vergisine dahil edilen ve enerji kullanımı yüksek olan demir-çelik, alüminyum ve gübre endüstrilerine yöneliyoruz. Halihazırda ise hidrojenin yüzde 63’ünün kullanımını oluşturan amonyak ve metanol şirketleri önceliklerimiz arasında. Daha sonraki stratejilerimiz arasında tekstil, gıda ve cam-seramik şirketleri olacak. Şu anda iki farklı gelir modelimiz mevcut. Kendi atık sularından hidrojen üretmeyi tercih eden firmalar için anahtar teslim hidrolizör kurulumu sağlıyoruz. Üretim kapasiteleri yüksek geldiğinden sisteme yatırım yapmak istemeyen firmalar için ise organize sanayi içlerinde konumlayacağımız kendi tesislerimizle hidrojen satışları gerçekleştiriyor olacağız. 

 

DÜŞÜK MALİYETLİ TAŞINABİLİR SİSTEM

Pazarda kendinizi nerede konumlandırmayı düşünüyorsunuz?

 

Globalde saf sudan, deniz suyundan üretim gerçekleştiren veya baca gazını dönüştüren firmalar bulunuyor. Fakat bizler yerinde üretim gerçekleştirebilen taşınabilir sistemler tasarladığımız için hem seri üretime uygun bir yapı oluşturuyor hem de firmalar için lojistik ve depolama masraflarını ortadan kaldırıyoruz. Şu anda öncelikli hedefimiz Türkiye. Daha sonra Balkanlar ve Kuzey Afrika pazarlarında firmaların kendi enerji kaynaklarını üretebilecekleri sistemleri sağlayan bir firma haline gelmek istiyoruz. 

Şu anda ikinci ürün olarak geliştirdiğimiz atık alüminyum kutuları ile ürettiğimiz sistem sayesinde de B2C pazarında hidrojenli araç pazarında yer almayı hedefliyoruz.

 

EKOSİSTEMDE DONANIMSAL GİRİŞİM ÇOK AZ

 

Girişimcilik ekosistemi henüz gelişme aşamasında olduğu için taşlar tam olarak yerine oturmuş değil. Genellikle yazılım girişimlerinin ağırlıkta olması sebebiyle donanımsal anlamda üretim gerçekleştirmeye çalışan çok fazla girişim bulunmuyor. Bu, aslında hem avantaj hem de dezavantaj olabiliyor. Çünkü donanımsal girişimlerde mentor bulma konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Fakat donanımsal anlamda kısıtlı sayıda girişim olduğu için doğru adımlarla ilerlerseniz, ön plana da çıkabiliyorsunuz.

27 Mart 2023 Pazartesi

Otomotiv endüstrisinde kalite kontrolü, yapay zeka destekli kameralarla sağlayan BTM girişimi Academic Sight, otomasyon sektörünün önde gelen firmalarından Alman Robodex’ten yatırım aldı.


Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Academic Sight, Almanya’dan yatırım aldı. Otomotiv endüstrisinde gerçekleştirilen manuel insan gözlemine dayalı kalite kontrol sistemlerini, yapay zekayla kamera gözlemine taşıyan program geliştiren Academic Sight’a Almanya’da otomasyon sektöründe faaliyet gösteren Robodex firması yatırım yaptı. 

 

BÜYÜME YOLCULUĞU

 

Yatırım tutarı hakkında bilgi verilmezken Robodex ile gerçekleştirilen işbirliğinin, maddi yatırım ve Academic Sight’ın Almanya’da yeni bir marka oluşturmasını kapsadığına dikkat çekildi. Alınan yatırımın hem maddi hem de ayni olarak gerçekleşeceğini belirten Academic Sight Kurucu Ortağı Bünyamin Bingöl, yaptığı açıklamada, “Ayni yatırım, yeni marka oluşturulmasını ve Almanya’daki tüm operasyonel maliyetlerin karşılanmasını kapsıyor. Bu işbirliği sayesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki varlığımızı güçlendirecek ve yapay zeka destekli dijital dönüşüm teknolojileri alanında daha fazla firmaya ulaşabileceğiz. Bu yatırım hem Academic Sight’ın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası hem de Almanya’daki endüstriyel firmaların kalite kontrol süreçlerine dijital bir çözüm sunma imkanı oluşturuyor” dedi.

 

BTM SAYESİNDE ULAŞTILAR 

 

BTM kapsamında daha fazla network ve iş olanağının kendilerine ulaştığını kaydeden Bingöl, “Bu kapsamda çok değerli görüşmeler sağladık ve işimizi tanıtma konusunda BTM’nin bize çok fazla desteği oldu. Almanya menşeli teknoloji firması Robodex ise vizyonumuzu ve potansiyelimizi tanıyarak bize önemli bir yatırım yaptı” diye konuştu. 

 

Academic Sight’ın geliştirdiği program, presten çıkan parçaların yüzeylerinde bulunan çizik, göçük ve yırtık gibi yüzey kaynaklı kalite kusurlarının insan gözüyle değil, yapay zeka destekli kameralarla tespit edilmesine olanak sağlıyor.

Academic Sight Kurucu Ortakları (soldan sağa) Mehmet Okuyar, Ali Furkan Kamanlı ve Bünyamin Bingöl

22 Nisan 2024 Pazartesi

Otonom taşımacılığı ve 5G teknolojisini buluşturan yüzde 100 elektrikli otonom araç, İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde test ediliyor. İTÜ, Turkcell ve Ericsson işbirliğiyle hayata geçirilen ‘5G Teknoloji Kampüsü’nde başka projelerin ise test için sırada olduğu belirtildi.

 

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Turkcell ve Ericsson,   ‘5G Teknoloji Kampüsü’ adıyla yeni bir projeyi hayata geçirdi. İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde düzenlenen imza töreninde, 5G ile bağlantı sağlanan yüzde 100 elektrikli otonom araç test edildi. Kampüs içerisinde hizmet veren otobüs, şoförsüz sürüldü. Yoldaki yayaları algılayarak otomatik fren yapan otobüs, yaya geçitlerinde durarak öğrencilere yol verdi.

 

İmza töreninde konuşan Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç, hayata geçirdikleri projelerle geniş bir yelpazede yenilikçi adımları atmayı hedeflediklerini aktardı.

 

ŞOFÖR OTOBÜSTE OTURMAYACAK

 

Gerçekleştirilen işbirliğinin yeni nesil iletişim teknolojilerinin sadece teoride değil, pratikte de ne kadar güçlü ve dönüştürücü olabileceğini ortaya koyan ortaklıklardan biri olduğunu kaydeden Koç, şunları söyledi: “Hedefimiz, otonom otobüste hem mevcut sensör veri aktarımı 5G şebekesi üzerine almak hem de İTÜ kampüsü içerisinde sağlıklı bir uzaktan sürüş yapabilmek. Şoför artık otobüste oturmayacak. Otonom otobüs 5G test altyapısından faydalanacak ilk proje olacak. Ama arkasından birçok proje daha gelecek.” 

 

Gelecek yıllarda da benzer Ar-Ge projeleriyle birçok yeniliğe imza atacaklarını dile getiren Koç, yerli ekosistemi genişletmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

 

ULUSLARARASI ÖLÇEK

 

Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın da 5G ile yüksek veri hızı ve düşük gecikme süresinin yanı sıra farklı kullanım senaryoları ve Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülebilmesi için 5G bazlı bağımsız bir şebeke oluşturduklarını ifade etti. 

 

Yalçın, “Bilgi birikimimizi, deneyimimizi ve kaynaklarımızı paylaşarak projelerimizin yeni boyutlara taşınmasına olanak sağlamak için buradayız. Bu yenilikçi sonuçlar, yalnızca Türkiye’de  teknolojinin geleceğini şekillendirmekle kalmayıp uluslararası ölçekte yankı uyandıran sürdürülebilir ve dinamik bilgi ve iletişim  teknoloji sektörüne katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.

 

ULAŞIM VE TAŞIMACILIĞIN YARINLARI İÇİN 

 

İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, İTÜ olarak dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyledi. Koyuncu, “5G alanında gerçekleştirdiğimiz bu katılım ile birlikte sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti gibi yarınların dijital koşullarını belirleyecek teknolojilerin gelişimine katkı sağlama fırsatı yakalayacağız. Bunların yanı sıra 5G teknoloji kampüsü projemiz, ulaşım ve taşımacılık sektörünün yarınlarını şekillendirecek olan otonom araç teknolojilerine yönelik çabalarımıza da büyük katkı sağlayacak. Otonom taşımacılık ve 5G teknolojisini buluşturan bu öncü proje, güvenli ve verimli bir yolculuk deneyimi sunuyor. Ayrıca 5G’nin otobüslerle iletişimi veya farklı otonom araçlarla iletişimi, çevresel algılama sistemlerinin daha etkin çalışmasını sağlayarak güvenliği artırıyor” diye konuştu.

22 Nisan 2024 Pazartesi