tatil-sepeti

İcra edilen sanatın yüzde 50’sinin tercih yoluyla oluşturulduğunu, gerisine sanatın bizzat kendisinin karar verdiğini söyleyen sedefkâr Bahadır Özkan’ın ahşap içine yerleştirdiği sedeften oluşan hat formatındaki 40’ı aşkın eseri, Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda sergileniyor.

 



 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Sedefin çok hassas bir malzeme olduğunu, doğru konum-landırıp kesilmediği  takdirde çabucak kırılabildiğini söylüyor usta sedefkâr Bahadır Özkan. Çocukluk yıllarında başlayan sanat merakını, “Hobi başka bir şey, dert edinmek başka bir şey” diyerek, Topkapı Sarayı baş sedefkârı Hulki Yavuz’dan dersler alarak taçlandıran Bahadır Özkan, Yeni Cami Hünkar Kasrı’nda eserlerini sanat meraklılarıyla buluşturuyor. Ücretsiz gezilebilecek sergi, 3 Mart’a kadar açık olacak. Her birini ince ince el emeği ile işlediği 40’ı aşkın eserini sergileyen Özkan, İstanbul Ticaret’in sorularını yanıtladı. 

 

USTADAN EL ALDI  

 

Nasıl başladınız sedef sanatına?

 

El sanatlarıyla çocukluğumdan beri iç içeydim. Babam da dükkanımızda uzun yıllar sedef sanatıyla ilgilenmişti. Ancak ben hobiden öteye geçmesini istedim. Bu sanatı birileri dert edinmeli diye düşünerek, 2012 yılında Topkapı Sarayı baş sedefkârı Hulki Yavuz’dan dersler almaya başladım. 

 

Dert edinmek dediniz…

 

Evet, hobi olarak çok icra eden var. Ancak ustaların söylediği bir söz vardır, ona atıf yapayım: “Ustası olmayanın ustalığı olmaz.” Yani sanatta bir ustadan ustalık öğrenilmeli ve bu öğrenilen de ustalık yoluyla başkasına aktarılmalı. Bu düşünceyle üstadım Hulki Yavuz’dan dersler alarak ciddi bir şekilde sedef sanatına adım atmış oldum. 

 

HEM PİRİNÇ HEM SEDEF

 

Serginizin ismi Midad’dan Ahen’e, bunu biraz açabilir misiniz? 

 

Midad’dan Ahen’e, Mürekkep’ten Demir’e demek…  Çalışmalarımda kadim hattatların eserlerinden esinleniyorum. Onlar ilk olarak mürekkeple sanatlarını icra ettiler. Ben de onların mürekkebinden çıkan eserleri bir metal olan pirince aktarıyorum. 

 

Eserlerinizde hem pirinç hem de sedef görmek mümkün…

 

Evet, kimi eserimi pirinç malzemeyi, kimi eserimi de sedefi ince ince keserek oluşturuyorum. İfade ettiğim gibi kadim hattatların eserleri benim esin kaynağım. Tamamen el işçiliği ile kestiğim bu malzemeleri ahşabın içine bir yapboz yapar gibi yerleştiriyorum. 

 

CIMBIZ İLE ÇALIŞMA 

 

Sedef çok hassas bir malzeme, işleme sürecini nasıl yönetiyorsunuz? 

 

Kırdığım da oldu. Ancak zamanla malzeme ile hemhal olmaya başlıyor insan. Kestiğim ahşap ile sedefin bir yapbozun parçaları gibi birbirine tam oturması gerekiyor. Bunu tamamen dokunuşlarla hissederek yapıyorsunuz. Öyle bir hesap yapılmalı, açılar ona göre ayarlanmalı ki, hiçbir yapıştırma olmadan tamamen geçme yöntemiyle malzemeler birbiri ile bütünleşsin. 

Bazı parçalar çok küçük…

 

Tabii milimlik parçalarımız var. Özellikle harekeler çok ince. Bunların hepsini kıl testere ile kesip cımbızla yerlerine yerleştiriyorum.

 

AĞAÇ SEÇİMİ 

 

Ağaç malzemeyi her bir esere özgü mü seçiyorsunuz? 

 

Vengi, Brezilya çınarı, yerli çınar, maun gibi ağaçları kullanıyorum. Ancak sanatta yüzde 50 sanatçının tercihi geçerlidir. Elbette bir irademiz var fakat ağaç çok sürprizli bir malzeme; ham hali başka, cilalı hali başka… Bu nedenle bazen hattın bizzat kendisi, içinde hayat bulmak istediği ağacı tercih ediyor diyebilirim.   

 

Eserlerinizi icra ederken nelerden motive oluyorsunuz?

 

Kimi sanatçılar müzikle çalışmayı sever, kiminin farklı ritüelleri vardır. Ben tamamen sessizlikten güç alıyorum. Atölyemde kestiğim her bir malzemenin farklı sesi vardır. Ağacın sesi bambaşkadır, pirincin, sedefin sesi bambaşka. Bu seslerin her birinin farklı durağı oluyor. Özellikle ağacın o tok sesi bana çok iyi geliyor. 

 

KÜLLİYATTA BİR SATIR

 

“Sanat bir nasip işidir. Bize de bir yol gösterildi. Ben de bu yoldan yürümeyi tercih ederek nasiplendim. Türk sanatının milyonlarca satırdan oluşan külliyatında bir satır olabildiysem ne mutlu bana.” 

 

HAL YOLCULUĞU

 

“Ben usta hattatların eserleri ile besleniyorum. Sanatın dokunduğu her şeyi disipline etmesi gibi bir yönü var. Önce sabır, sonra bütünleşme hali geliyor. Benim ilk eserim ‘Mülk Allah’ındır’ yazılı olan hat çalışmasıydı. Son eserim ise bir ‘Hiç’ yazısı...”

 

TERBİYE METODU

 

“İcra ettiğim sanatta, aslında tüm sanat dallarında diyebilirim, bir yoğunlaşma hali vardır. Her bir uyarandan vazgeçip o işe tüm duyularını yönlendirme hali… Aslında tasavvuftaki ruh terbiyesi metodu ile çok özdeşleşir. Bu yüzden sanatın ruhlara iyi gelen bir yönü vardır.”

12 Şubat 2024 Pazartesi

İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024-2025 akademik yılında yeni kayıt yaptıracak öğrenciler için burs ve indirim oranlarını açıkladı.




 


Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Ticaret Üniversitesi, ücretli kontenjanları ilk tercihine yazanlara yüzde 50 indirim bursu verecek. ÖSYM kılavuzunda yüzde 25 veya yüzde 50 burslu olarak yer alan kontenjanları ilk üç tercihine yazanlara ise yüzde 10 daha ek indirim bursu sağlayacak.


 Ayrıca, üniversitenin öğrenci ve mezunlar için kardeş indirimi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) indirimi de bulunuyor.


Bugüne kadar 25 binden fazla mezun veren İstanbul Ticaret Üniversitesi, yeni öğretim yılında şehit yakınları, gazi çocukları ve depremzede kontenjanları hariç toplam 1751 önlisans ve lisans öğrencisi alacak. Türkiye'nin en fazla doktora öğrencisi mezun eden ilk beş üniversitesinden biri olan üniversitenin hali hazırda İşletme, hukuk, mühendislik, mimarlık ve tasarım, insan ve toplum bilimleri ve iletişim olmak üzere altı fakültesinde 29 bölümü ve meslek yüksekokulunda üç programı bulunuyor.


Üniversite, İTO üyelerine ve üye çocuklarına yüzde 15 indirim sağlıyor. İTO tarafından kurulan liseler, anlaşmalı liseler indirimi ve esnaf ve sanatkarlar odası üyeleri indirimi gibi iş dünyasına çeşitli kategorilerde burslar ve indirimler veriliyor. YKS'de ilk 100'e giren adaylara 20 bin lira, ilk 1000'e 15 bin lira, ilk 5 bine 10 bin lira, ilk 10 bine 7 bin 500 lira, ilk 25 bine girerek İstanbul Ticaret Üniversitesi'ni tercih eden adaylara aylık 5 bin lira ödeme yapılıyor. Başarı bursları, öğrenim süresi boyunca her yıl dokuz ay boyunca aylık ödeniyor.


İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde ilk tercihine ücretli bir kontenjanı yazan aday öğrencilere yüzde 50 indirim bursu veriliyor. Hukuk ve ingilizce destekli psikoloji bölümlerinde ise bu indirim bursu yüzde 25 olarak uygulanıyor.


 Yüzde 25 ve yüzde 50 burs sağlayan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kontenjanlarını ilk üç tercihi arasına yazanlara da ek yüzde 10 indirim bursu veriliyor.


 Mezunların kardeşlerine, milli sporculara, şehit yakınları ve gazi çocuklarına da indirimler sağlanıyor.


İstanbul Ticaret Üniversitesi Eğitim Bilimleri bölümü, üniversitenin diğer bölümlerine pedagojik formasyon eğitimi sunuyor.


 Matematik, sosyoloji, psikoloji (yüzde 30 İngilizce), havacılık yönetimi, iktisat (İngilizce), iktisat, işletme (ingilizce), işletme, lojistik yönetimi, uluslararası ticaret (İngilizce), yönetim bilişim sistemleri (ingilizce), görsel iletişim tasarımı, halkla ilişkiler ve reklamcılık, medya ve iletişim, hukuk, bilgisayar mühendisliği (yüzde 30 ingilizce), mekatronik mühendisliği (ingilizce), yazılım mühendisliği (ingilizce), endüstriyel tasarım, iç mimarlık ve çevre tasarımı (yüzde 30 ingilizce) bölümlerinde okuyan öğrenciler isteğe bağlı olarak pedagojik formasyon eğitimi alabiliyor.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl İngiltere, İtalya ve ABD'den iadesi sağlanan 19 eserin Türkiye'nin kültürel hazinesine yeniden kazandırıldığını bildirdi.


 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, eser iade çalışmaları Türkiye'nin zengin tarihi ve kültürel mirasına önemli katkılar sağlıyor.

 

Yürütülen çalışmalarla 2002'den bu yana Türkiye'ye iade edilen eser sayısı 12 bin 139'a, 2018'den bu yana ise 7 bin 823'e ulaştı.

 

Bu yıl ise süreçte elde edilen başarıların altını çizen önemli bir yıl oldu. Bakanlığın çalışmaları ve uluslararası işbirlikleri sayesinde, Türkiye'nin tarihi ve kültürel değerleri ülkeye kazandırıldı, İngiltere, İtalya ve ABD'den 19 kıymetli eser yurda getirildi.

 

Yurda döndürülen eserlerden birisi "Mustafa Dede'nin Kur'an-ı Kerim'i" oldu. 2017'de İngiltere'de satışa çıkarılan ve Mustafa Dede tarafından istinsah edilen Kur'an-ı Kerim, yasa dışı yollarla ülkeden kaçırıldığı tespit edilerek Türkiye'ye geri getirildi. Sultan II. Abdülhamit’in koleksiyonunda yer alan bu eser, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde muhafaza altına alındı.

 

Boubon Antik Kenti Kökenli Bronz İmparator Heykeli de New York'ta Christie's Müzayede Evi tarafından 2011'de satışa çıkarıldı. Heykelin Türkiye'den yasa dışı yollarla çıkarıldığı ABD ve Türkiye tarafından sürdürülen bir araştırma sonucu belirlendi.

 

Eseri elinde bulunduran kişiyle irtibata geçilerek deliller sunuldu, heykelin kökeninden bu yolla haberdar olan koleksiyoncu, iyi niyetli yaklaşım sergileyerek eserin Türkiye Cumhuriyeti devletinin malı olduğunu kabul etti. Türkiye'ye iade edilen heykel, 2 Şubat 2024'te Antalya Müzesi'nde kamuoyuna tanıtıldı.

 

Yurda kazandırılan bir diğer eser Milet Kökenli Kore Torsosu, Christie's Müzayede Evi'nin 2021 tarihli müzayedesinde satışa sunuldu. Mermer Kore Torsosu, uzman incelemeleri sonucunda Türkiye kökenli olduğu belirlenerek iade edildi. Eser, 26 Ocak 2024'te Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde muhafaza altına alındı.

 

Floransa Savcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, Türkiye'ye ait olduğu belirlenen 11 pişmiş toprak eser de bilimsel raporlar ve hukuki süreçler tamamlanarak 24 Ocak 2024'te Türkiye'nin Roma Büyükelçiliğince teslim alındı.

 

Bu yılın iade edilen eserleri, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Antalya Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi müzelerde sergilenmeye devam ediyor.

21 Temmuz 2024 Pazar