tatil-sepeti

Dijital dönüşümle birlikte ortaya çıkan yeni beceri ve yetkinliklerini belgelendirmek isteyen 40 bin alıcıya 55 bini aşkın dijital sertifika ve rozet üretildi.


 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda Milli Teknoloji Hamlesi ile sanayinin teknolojik dönüşümü ve nitelikli insan kaynağının geliştirilmesi hedefiyle çeşitli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda akademi,iş dünyası ve kamu kurumları için kişilerin yetkinliklerini tanımak, tanımlamak, sorgulamak, kontrol etmek ve kariyer planlarını oluşturmak amacıyla ‘Dijital Sertifika ve Rozet Projesi’ yürütülüyor.

 

ANLATILMAYAN YETKİNLİKLER 

 

Proje, Türkiye’de diplomalara sığmayan yetkinliklerin tanımlanabilmesi ve kanıtlanabilmesi için dijital sertifika ve rozetlerin üretilip yayınlanabileceği altyapı ve platformun geliştirilmesini sağlamaya yönelik bir çalışma olarak önem taşıyor. Proje kapsamında eğitim ve sertifikasyon sağlayan kamu kurumları ve özel sektör temsilcisi firmaların, kazanımlarını dijital bir platform üzerine taşımasına olanak veriliyor. 

 

Bu sayede özgeçmiş ve diplomalarla anlatılamayan yetkinlikler, dijital sertifika ve rozetin avantajlarıyla paylaşılabiliyor ve kolaylıkla doğrulanabiliyor.

 

ETKİLEŞİM ARTIYOR 

 

Platform kullanıcıları tarafından bugüne kadar yaklaşık 40 bin alıcıya 55 bin 583 dijital sertifika ve rozet üretildi. Bu sertifika ve rozetler, alıcılar tarafından yoğun bir şekilde X, Facebook, Instagram, LinkedIn gibi sosyal medya platformları üzerinden paylaşılıyor ve bu sayede platformun etkileşim alanı genişliyor. Bu durum hem platformun yaygın kullanımını hem de kullanıcılar arasındaki etkileşimin artmasını sağlıyor.

 

NASIL KULLANILIYOR? 

 

Dijital Rozet Projesi ile tüm sektörlere yönelik yetkinlikler belirlenirken, bunlar e-sertifika haline getiriliyor. Bu sayede siber güvenlik alanında çalışanların olgunluk seviyeleri tespit edilerek, belgelendirilmesi de yapılıyor. ‘Dijital rozet’, bireylerin elde ettiği başarıları sergileyen veya bireyin belirli bir bilgi, beceri ve yeteneği kazandığını gösteren doğrulanabilir dijital semboller. ‘Dijital sertifika’ ise bireylerin yetkinliğini gösteren dijital ortamda düzenlenmiş güvenli ve doğrulanmış sertifikalar olarak kabul ediliyor.

 

ELEKTRONİK GÖNDERİM 

 

Yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlar, kendi belirledikleri standartlara göre dijital sertifikalar ve rozetler tasarlayıp üretebiliyor ve bu belgeleri ilişkili oldukları tüm bireylere elektronik ortamda gönderebiliyor. Bu süreç, katılımcıların aldıkları eğitimleri ve kazandıkları yetkinlikleri belgelemeleri açısından önem taşıyor.

 

SEKTÖRLERE AİT ÇÖZÜMLER

 

Proje kapsamında eğitim ve sertifikasyon sağlayan kurumların platform kullanıcısı haline getirilmesi, kazanımların taşınmasına olanak verilmesi ve bu sayede özgeçmiş ve diplomalarla anlatılamayan yetkinliklerin dijital rozetin avantajlarıyla paylaşılmasına imkan sağlaması hedefleniyor. Ayrıca platform, dijital dönüşümle birlikte ortaya çıkan yeni beceri ve yetkinliklerin ilgili alanlarda sertifikalandırmasını yapmayı, sektöre ait özel çözümler üretmeyi de amaçlıyor.

 

Bilgi için: https://dijitalrozet.sanayi.gov.tr

 

18 KURUM KAYITLI 

 

Djital rozet portalında geçen yıl sonu itibarıyla 11 kurum ve kuruluş kayıtlıydı. Bu yıl sayı 18’e yükseldi. Sayının 2024 sonuna kadar 20’ye, gelecek yıl 40’a ve 2028’de 100’e yükselmesi öngörülüyor. Buradaki kişi sayısının ise bu yıl 400, gelecek yıl 800 ve 2028’de 2 bin olması planlanıyor.

 

KİMLER DİJİTAL SERTİFİKA ALABİLİR?

 

Proje kapsamında, eğitim ve sertifikasyon hizmetleri sunan kamu kurumları, mesleki özel sektör firmaları ve toplumsal farkındalık oluşturan sivil toplum kuruluşları, bu portalın en aktif kullanıcıları arasında yer alabiliyor.

02 Eylül 2024 Pazartesi

Elektrik veya hidrojen gücüyle veya her ikisinin kombinasyonuyla çalışabilen sıfır CO2 üreten bir tren teknolojisi geliştirildi. İkincil rotalarda emisyonsuz çalışmayı mümkün kılan, hafif, hidrojen ya da pil gücüyle çalışabilen, ikisi arasında geçiş yapabilen bu tren dünyada bir ilk.


 


 

Avrupa’nın en ikonik trenlerinden biri olan Stadler RS1 Railbus, demiryollarında uzun yıllardır seyahat ediyor. Üretildiğinde ilk yeni nesil dizel trenlerden olan tasarım, ya doğrudan dizel ya da kolza tohumu yağından yapılan biyodizel ile çalışabiliyor ve şu an hizmette olan bu nitelikte yaklaşık 500 tren var. Onlar hâlâ rayları arşınlarken çevre dostu trenler üretme iddiasındaki Stadler şirketi kısa süre önce Flirt H2 adlı yeni nesil trenlerinin, tek bir hidrojen tankıyla 46 saat boyunca 2 bin 803 km yol kat ederek dünya rekoru kırdığını duyurdu.

 

RS ZERO PİYASAYA SÜRÜLDÜ

 

Şirket, şimdi ise elektrik veya hidrojen gücüyle veya her ikisinin kombinasyonuyla çalışabilen sıfır CO2 üreten bir tren olan RS Zero’yu piyasaya sürdü. Nispeten hafif tasarımı sayesinde RS Zero, özellikle yan hatları işleten ray operatörlerine yönelik bir tren. Stadler tarafından yeni duyurulan tren tek vagonlu bir hidrojen modeli, ancak çift vagonlu konfigürasyonları da mevcut. Hidrojenle çalışan tek bir araç 700 km yol kat edebilirken, çift kurulum bunu 1.000 km’ye ulaştırıyor. Pil enerjisi çok daha az menzile sahip. Tek bir araç tek bir şarjla 80-100 km yol gidebilirken, çift araç konfigürasyonu 90-180 km arasında yol kat ediyor. Her iki konfigürasyon da araçları 120 km/s azami hıza ulaştırabiliyor. Çift seçenek, demiryolu operatörlerinin rotalarının uzunluğuna ve rahat ettikleri yakıt türüne uygun aracı seçmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, dünyanın ilk hidrojenle çalışan demiryoluna sahip Almanya, tamamen pille çalışan modellere geçtiğini duyurduğundan, RS Zero’da her iki seçeneğin bir arada sunulması, akıllıca bir iş hamlesi gibi görünüyor.

 

VERİMLİLİK VE KONFORDA İDDİALI

 

RS Zero, verimliliği maksimum konforla birleştiren ve tüm yolcular için mümkün olan en iyi erişilebilirliği sağlayan bir tren olma iddiasında. Erişilebilirlikten bahsetmişken, tren vagonlarının alçak bir giriş yüksekliği ve basamaksız alçak bir taban alanı var. Bu da onları hareket kabiliyeti sorunları olan kişiler için erişilebilir kılıyor. Trenler ayrıca bisikletler ve diğer hacimli seyahat ekipmanları için çok amaçlı bir alana sahip. Eko-etik anlayışına uygun olarak, iç döşeme yüzde 98 yenilenebilir kaynaklardan geliyor. Yan duvarlar da PET şişeler gibi geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış ve iklim kontrol sistemi çevre dostu bir soğutucu ile gerçekleştiriliyor. Prototip, eylül ayı sonunda Berlin’de düzenlenecek InnoTrans 2024 kongresinde sergilenecek.

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : elektrik hidrojen CO2

3D baskı kullanarak farklı tür materyalleri kimyasal kullanmadan yapıştırmanın yolu bulundu. İki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bu buluş sayesinde üretim önemli ölçüde değişebilir. Yeni yeşil birleştirme tekniklerinin mobilya, otomotiv ve havayolu sanayinde kullanılabileceği öngörülüyor.


 

AYŞE BAŞAK

 

Yanıcı yapıştırıcılara duyulan ihtiyacı ortadan kaldırabilecek gözenek seviyesinde süper güçlü bağlar oluşturan bir birleştirme yöntemi keşfedildi. Avusturya Graz Üniversitesi bilim insanları, 3D baskı kullanarak farklı tür materyalleri kimyasal kullanmadan yapıştırmanın yolunu buldu. İki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bu buluş sayesinde üretim önemli ölçüde değişebilir. 

 

KİMYASALLARIN ZARARI

 

Endüstriyel yapıştırıcılar A parçasını B parçasına birleştirmek için ideal görünse de özellikle petrol bazlı kimyasallardan üretilenlerin bir kısmı çevre için son derece zararlı olabilir. Söz konusu yapıştırıcıların üretimi için çok fazla enerji ve kaynak gerekir. Üretimleri esnasında doğaya zararlı maddeler açığa çıkar, kullanım ömürlerinin sonuna ulaştıklarında içerikleri toprağı ve yeraltı sularını kirletebilir. En önemlisi, yapıştırıcı üretiminde kullanılan kimyasallar, bu süreçte çalışan, bunlara temas eden, soluyan işçiler için zararlı olabilir. Bu yüzden, ağır kimyasal içeren yapıştırıcılara alternatif üretme gayreti artıyor. Bir süredir, bitkilerden yapılan yeniden kullanılabilir yapıştırıcılar, ömrünü tamamladıktan sonra biyolojik olarak parçalanan yapıştırıcılar gibi nispeten çevre dostu alternatifler geliştiriliyor. Avusturya Graz Teknoloji Üniversitesi araştırmacıları, ahşap türleri ve iki tür plastik, paslanmaz çelik ve bir titanyum alaşımı arasında bağ kurabilen bir yaklaşıma yönelerek alternatif arayışını farklı bir zemine taşıdı ve iki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bir buluş gerçekleştirdi.

 

‘EKLEME’ İLE DAHA GÜÇLÜ

 

İlkinde, araştırmacılar ‘ekleme’ adını verdikleri bir 3D baskı süreci kullandı. Çeşitli malzemeleri doğrudan işlenmemiş bir ahşap parçasına, ahşaptaki gözeneklere nüfuz edecek ve bir yapıştırıcının yapacağı türde bir bağ oluşturacak şekilde 3D yazdırdılar. Ardından doğasını anlamak için kurdukları bu bağı kopardılar. Bağ koparıldıktan sonra, ahşap gözeneklerinde polimer ve polimerde kırık ahşap lifleri buldular. Bu da araştırmacılara kırılmanın ahşapta ve polimerde meydana geldiğini, ancak eklemde olmadığını gösterdi, yani sonuç başarılıydı. Ekip, daha karmaşık yapılar veya ek malzemenin bağlanacağı daha büyük gözenekler oluşturmak için yüzeyi ahşap lazerler kullanarak kazırsa 3D yazdırılmış bağların daha güçlü olacağını öngörüyor.

 

BİRLEŞTİRME TEKNİĞİNİN KULLANIM ALANLARI

 

Araştırmacıların bulduğu ikinci birleştirme tekniğine ‘ultrasonik birleştirme’ adı verilmiş. Bu teknikte, ahşap ve metal polimerlerin birleşme noktasına yüksek frekanslı, düşük titreşimli dalgalar göndermek için sonotrot adı verilen bir aletten istifade ediliyor. Bu alet, iki malzemeyi birbirine bağlamak için yeterli ısı üreten sürtünmeyi yaratıyor. Bu teknik, özellikle büyük bileşenler ve 2D yapılar için uygun görülüyor. Bilim insanları, geliştirdikleri yeni yeşil birleştirme tekniklerinin mobilya, otomotiv ve havayolu sanayinde kullanılabileceğini öngörüyor. 

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : 3D baskı kimyasal