tatil-sepeti

İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi ve çevreyi koruma yükümlülüklerine uyum için çıkarılan Alman Tedarik Zinciri Yasası yürürlüğe girdi.

HABER: ADEM ORHUN 


Avrupa genelinde ortak bir mevzuat hazırlığına sebep olan yasa, Türk tedarikçileri de ilgilendiriyor. Tedarikçilerin, kriterlere uymasını şart koşan yeni uygulama için işletmelerin önce durum tespiti ve risk analizi yapması, sonra ilgili sertifikaları almak için çalışması gerekiyor. 

  

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın 2019 yılında açıklanmasının ardından, üretimi ve ticareti etkileyen yeni düzenlemeler art arda geliyor. Bunlar arasında yer alan Alman Tedarik Zinciri Yasası, son bir yıldır yoğun şekilde gündemde. Büyük şirketlerin, insan hakları ve çevreyi koruma konusunda belli başlı kriterlere uymasını zorunlu tutan yasa, bunu ana şirketin tedarikçileri için de şart koşuyor. Bu yıl yürürlüğe giren yasanın kapsamına önümüzdeki yıl daha fazla şirket dahil olacak. Yasa, ticaretinin büyük bölümünü Avrupa ve Almanya ile yapan Türkiye’deki firmaları yakından ilgilendiriyor. İstanbul Ticaret Odası da üyelerinin ve girişimcilerin konu hakkında bilgilenmesi için uzmanların konuşmacı olduğu bir webinar düzenledi. 

 

BU ALANDA YATIRIM

 

İTO’nun youtube hesabından yayınlanan webinarın açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün, şu değerlendirmeyi yaptı: “Uluslararası ticaretin gündeminde Alman Tedarik Zinciri Yasası var. Bu yasa, işletmeleri, tedarik zincirinde her aşamada insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve çevreye etkinin azaltılması için sorumluluk almaya zorluyor” dedi. 

 

Yasanın aynı zamanda şirketlerin faaliyetlerini daha şeffaf ve hesap verilebilir hale getireceğini belirten Üstün, “Yasa, şirketlerin sürdürülebilirliği sağlamak için daha fazla yatırım yapmalarını da teşvik ediyor. Bu webinar, işletmelerimiz için epey faydalı olacak. Zira gündemdeki gelişmeleri takip etmek, yoğun rekabetin yaşandığı günümüzde büyük önem arz ediyor.”  

 

Webinarın moderatörlüğünü yapan İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı Prof. Dr. Murat Erdal ise “Bu yasa sebebiyle Türkiye’deki işletmeler ciddi bir risk altında mı, ödül-ceza ilişkisi nasıl olacak, bunu göreceğiz. Sürdürülebilirlik dediğimiz zaman topyekun bir zihinsel dönüşüm ve iş alışkanlıklarının değişmesini anlamak gerekiyor. Hem de ihtiyari değil, ciddi ciddi değişimden bahsediyoruz. Çünkü tedarikçilerden ilgili kriterlere uymaları istenecek, iş ilişkisinde sözleşmelere şart olarak konulacak” diye konuştu.  

 

GENÇ TÜKETİCİ HASSAS 

 

Webinarın ilk uzman konuşmacısı, Taksim Danışmanlık Genel Müdürü Dilek Aşan oldu. Aşan, şunları söyledi: “Bugün artık tüketicinin büyük bölümü, özellikle genç nesil tüketicinin yüzde 90’ına yakını ‘markaları, çevresel ve sosyal sorumluluk sahibi olmadıklarında değiştiririm’ diyor. Dolayısıyla sürdürülebilir olmanız gerekiyor. Uzun vadede sürdürülebilir olmak çok avantajlı. Bir defa itibar yönetmek zorundasınız. İtibarınızı iyi yönetmek için tüm paydaşlarınızla hem sosyal açıdan gerekli düzeni kurmak hem de herkese karşı sorumlulukları ve beklentileri karşılamak gerekiyor. Sürdürülebilirlik sadece çevre değil. Sektörlerin fon bulması, büyümesi için bunları önemsemesi gerekiyor. İşe parasal, sosyal, iş ahlakı açısından ne yönden bakarsanız bakın, kurumsal sürdürülebilirlik olarak yaklaşmak lazım. Firmaların, finansal, sosyal ve çevresel açıdan tam anlamıyla mevzuata teslimiyet göstermesi, paydaşlarına; müşterilerine, tüketicilere, tedarikçilere saygılı ve saygın bir işletme olması zorunlu.”

 

HER SEKTÖR GİRİYOR

 

Mali Müşavir Bağımsız Denetçi Gül Saldıraner de “Alman yasası, insan hakları ve çevre konusunda tedariklerinizden sorumlusunuz diyor. Burada dikkat edeceğimiz bir şey var; hiçbir sektör belirtilmemiş. Benzeri diğer direktiflerde öncelikli sektörler sayılmıştı, ancak insan hakları söz konusu olunca bütün sektörler bu yasa kapsamında” dedi. Saldıraner, ayrıca şu bilgiyi verdi: “3 bin çalışanı olan Alman şirketleri bu yıl yasaya uymak zorunda. 2024 yılında ise 1000 ve daha fazla çalışanı olan her şirket bu kapsama girecek. Geçici personel, taşeron gibi sözleşmeli çalışanlarınız varsa onların çalışması 6 ayı geçiyorsa onlar da hesaba katılacak. Aynı çatı altındaki şirketin bütün gruplarındaki personel buna dahil edilecek. Biz de Türk tedarikçi olarak risk analimizi, 6 ayı geçen sürelerde çalışan taşeron vs. olursa onları hesaba katarak yapacağız. Yasa kapsamında firmalardan ve tedarikçilerden ‘risk analizi’ yapmaları isteniyor. Bunun için bir yönetici atanması ve şirketteki bütün birimlerle çalışması lazım. Bu yönetici, konuyla ilgili bütün süreçleri yönetip sürekli raporlayacak. Zira risk yönetimi hazırlanıp biten bir şey değil, sürekli olacak.”

 

AB’DEN ORTAK DİREKTİF

 

Webinarın üçüncü konuşmacısı, Yeşil Büyüme Kurucusu İlyas Gülenç oldu. Gülenç, “Yasal düzenlemeler işletmeleri zorunlu olarak bir yöne doğru sevk ediyor. Bu düzenlemeler daha da katılaşacak” dedi. Almanya’nın çıkardığı tedarikte özen yükümlülüğüne dair yasanın, tüm AB ülkelerinde daha geniş kapsamda uygulanması için AB’nin ‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDD)’ hazırladığını belirten Gülenç, şöyle devam etti: “Burada tedarik zincirinin yanı sıra değer zinciri dikkat çekiyor. Eğer bizim KOBİ’lerimiz Avrupa Birliği’nin tedarik zincirinde kalmak istiyorlarsa AB’deki bu düzenlemeleri takip etmeleri ve buna uygun adımları atmaları gerekiyor. Şirketler sürdürülebilirlikle alakalı riskleri yönetim politikalarına entegre edemiyor. Kağıt üzerinde kalıyor. Rekabet şartlarının sert olmasından dolayı sürdürülebilirlik konusunda yatırım yapmak, şirketleri dezavantajlı duruma düşürüyor. Dolayısıyla uyanların ödüllendirileceği, diğerlerinin cezalandırılacağı bir düzenlemeye ihtiyaç var. CSDD, bu alanda yasal dağınıklığı gidermek ve rekabette gerekli ayarlamaları yapmak için hazırlandı.”

 

ÖNEMİNİ ANLAYAN GERİ KALMAK İSTEMİYOR

 

Yasal düzenlemelere uyum konusunda çalıştıkları birçok işletmenin sertifikasyon konusunda hassas olmadığını belirten Prof. Dr. Murat Erdal, şunları söyledi: “Veririz parasını, alırız diye düşünenler var. Fakat biz işverenleri uyarıyoruz. ‘Rakiplerinizden geri kalmayın. Bunun için danışmanlara ödeme yapmanız, bu iş için bütçe ayırmanız lazım’ diyoruz. Birkaç yıl acı çekebilirsin ama daha sonra daha çok para kazanacaksın diyoruz. Bunları yaptığımızda, patronlar, şirketlerini bebeği gibi görüyor ve niye ben geri kalayım diye düşündüğü noktadan itibaren gelişmelere uygun adımları atıyor. Bunun sonucunda Avrupa’da şube açanlar, ortaklık yapanlar var.”

 

İŞLETMELER İÇİN ÖNERİLER

 

Öncelikle işletmedeki durum belirlenmeli. Daha sonra üretimden enerjiye, çöpten nakliyeye birçok yönetmelik var. Bunlarla ilgili neler yapıldığı görülmeli, ihtiyaçların farkına varılmalı. ISO 9001, 1401, 45001 sertifikalarına öncelik verilmeli. Bu arada tüketicinin segmentasyonu yapılmalı, çalışanların profiliyle ve kariyer gelişimiyle ilgilenilmeli. İşletme içinde ve çevresinde gerekli hijyen-sağlık şartları oluşturulmalı. 

 

TEDARİK ZİNCİRİ YASASINDA NELER VAR?

 

1. İnsan hakları ihlalleri:  

 

- Çocuk işçiliği

- Zorla çalıştırma, kölelik 

- Örgütlenme özgürlüğü ihlalleri

- İş sağlığı ve güvenliği

- Etik olmayan istihdam

- Yaşam için yeterli ücret

 

Ayrımcılık

 

- Güvenlik güçlerinin uygunsuz kullanımı

- Çevresel değişikliklerden kaynaklanan olumsuz etkiler (kirlilik, aşırı su tüketimi)

- Arazi hakları-yasadışı yakıt tahliyesi, doğal kaynaklardan yoksun bırakma

 

2. Çevre ihlalleri: 

 

- Cıva bileşiklerinin kullanımı

- Kalıcı organik kirleticilerin üretimi ve kullanımı

-Tehlikeli atıkların ithalat ve ihracatı 

 

DURUM TESPİTİ SÜRECİ

 

- Risk yönetim sisteminin kurulması

- Periyodik risk analizi ve değerlendirme

- İnsan hakları stratejileri konusunda politika beyanı

- Önleyici tedbirler

- Düzeltici önlemler

- Şikayet prosedürü

- Dolaylı tedarikçilerdeki risk bazlı durum tespiti uygulaması

- Belgelendirme ve raporlama

29 Mayıs 2023 Pazartesi