tatil-sepeti

Galata’daki ilk klasik Osmanlı yapısı olan Kurşunlu Han; ticareti tarihi dokusu içinde sanat ve zanaat ile buluşturan ender mekanlardan biri. Geçmişten bugüne izler taşıyan bu eşsiz yapı, hem ticaretin hem zanaatın yoğun olduğu bölgede turistlerin ilgi odağı olmaya başladı.


 

HABER: EMİR UÇAR 

 

Osmanlı İmparatorluğu’nun mimari özelliklerini ve ticaret geleneğini bünyesinde barındıran Kurşunlu Han, günümüzde turistlerin yeni ilgi odaklarından biri haline geldi. Rüstem Paşa Vakfı’na ait olan han, bugün sanat ve zanaatın buluştuğu, aynı zamanda esnafın da faaliyet gösterdiği canlı bir merkez olarak zamana direniyor. İstanbul’un Karaköy semtinde, eski adıyla Galata’da yer alan han, ‘Rüstem Paşa Kervansarayı’ olarak da biliniyor. Bu isim, Kanuni döneminin sadrazamlarından Rüstem Paşa’nın baniliğinde yapılmış olmasından kaynaklanıyor.

 

HEM TİCARET HEM SANAT 

 

Kurşunlu Han, ilk klasik Osmanlı han mimarisine sahip olmasıyla da tanınıyor. Han, Osmanlı döneminden günümüze kadar ticari kimliğini koruduğu gibi zamanla Galata’nın dönüşen ticaret hayatının da bir parçası oldu. Yüzyıllar boyunca depolama, ticaret ve üretim gibi çeşitli işlevleri yerine getiren han, 19. yüzyıldan itibaren Batılılaşma ile birlikte hukuk ve bankacılık yazıhanelerinin yer aldığı bir ticaret ve finans merkezine dönüştü. Zamanla yayınevi ve matbaalar da bu tarihi mekanda faaliyete geçti. Bugün ise Kurşunlu Han’a gidenleri girişte bir çay ocağı karşılıyor. 

 

Birinci katı dolaşırken solunuzda hırdavatçıları, sağınızda ise tornacıları ve cıvatacıları görüyorsunuz. Arka tarafa gittiğinizde de motor tamircisi ile karşılaşıyorsunuz. Bir üst katta el sanatlarının icra edildiği atölyeler ve grafik sanatçılarının ofisleri bulunuyor. Ziyaretçiler bu ortamda sanat, zanaat, ticaret ve günümüzün mesleklerinin kaynaştığı bir zaman tüneline girdiğini hissediyor. 

 

KİLİSEDEN TARİHİ HANA 

 

Kurşunlu Han’ın tarihi izini, yer aldığı arsanın kayıtlarından da sürmek mümkün. Bazı kaynaklara göre tarihi han, 1544-1555 yılları arasında Ceneviz Katedrali San Michelle’in kalıntıları üzerine yapılmış. Yapının ikinci katında yer alan çıkma bölüm ise 19. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiş. Birinci ve ikinci katın kemer ve revak yapımı tekniklerindeki farklılıklar nedeniyle bu iki katın farklı dönemlere ait olduğu belirtiliyor. 

 

KURŞUNLARI ÇALINDI  

 

Kurşunlu Han, üst cephesinde kullanılan 2-3 cm’lik kurşunlar nedeniyle bu isimle anılıyor. Ancak, 1970’li yıllarda bu kurşunlar çalındığı için günümüzde handa kurşun izlerine rastlamak mümkün değil. Bugün hem turistik hem de sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapan tarihi han, mimari özellikleriyle de dikkat çekiyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ‘yağ deposu’ olarak bahsettiği han, yakınındaki zindandan dolayı ‘Zindan Hanı’ olarak da anılıyor

 

MİMARİ ZENGİNLİĞİ

 

Kurşunlu hanın mimarisi, Osmanlı hanlarının tipik özelliklerini barındırıyor. Dikdörtgen plan şeması, ortasında yer alan avlu, haçvari merdiven sistemi ve devşirme malzemelerle yapılması, yapının mimari zenginliğini gözler önüne seriyor. Handa yapılan mimari çalışmalar, tarihi yapının Osmanlı, Bizans ve Ceneviz dönemlerine ait izler taşıdığını ortaya koyuyor. 

 

İÇİNDE İKİ FARKLI DÜNYA VAR 

 

Hüseyin Avni Özkan (Profesyonel rehber): Kurşunlu Han’ın en sevdiğim özelliği, kapısından içeri adımınızı attığınız andan itibaren tarihte birkaç yüzyıl geriye gittiğiniz hissine kapılmak. Birçok tarihi yapımızda bu hisse kapılmak zor. Ya kötü restore edildiler ya da tahrip edildiler. Pasta cila restorasyonlar, yapının ruhunu alıp götürüyor. Kurşunlu Han’ın, kötü bir restorasyondan geçmesindense, bu şekilde kalmasını tercih ederim. Kurşunlu Han’ı şimdilik eşsiz yapan diğer bir özelliği ise alt katında geleneksel esnaf dükkanları, üst katında ise sanat atölyeleri olması. İçinde iki farklı dünya barındırıyor. Tarihi yapıları ilk inşa edildikleri dönemdeki işlevleri ile kullanmaya devam etmek, her zaman mümkün olmuyor. Onlar da bazen zaman içerisinde içinden geçilen dönemin özelliklerine bağlı olarak değişip dönüşebiliyorlar. Unutmayalım, 70’li yıllardaki İstanbul’a büyük göç döneminde kentin han odaları bekar odalarına dönüşmüştü. Ayrıca bu hanların hepsini müzeye dönüştürmek de çok anlamlı değil. Dilerim Kurşunlu Han, bu özelliğiyle diğer hanlarımıza örnek olur; sanat atölyeleri ve sanatsal-kültürel etkinlikler bu dönüşümün çekici gücü haline gelir.

 

KÜLTÜREL MİRAS KORUNMALI

 

Selçuk Eracun (Profesyonel rehber, yazar): Mimar Sinan döneminden kalan Kurşunlu Han; Roma, Bizans ve daha da eski dönemlere uzanan tarihi bir bölgede yer alıyor. Ancak bölgede yeterli arkeolojik çalışma yapılmamış. Toprak altında Cenevizlilerden, Romalılardan ve Osmanlı döneminden kalma birçok eser bulunuyor. Hana girdiğinizde, bir yanda variller, diğer yanda metal işleri yapılan atölyeler ve endüstriyel üretim göze çarpıyor. Merdivenler ciddi anlamda tahrip olmuş durumda. Atölyeler ise zor koşullara rağmen üretime ve var olma mücadelesine devam ediyor. Tabii üretime devam etmek, esnafın en doğal hakkı. Kültürel mirası koruma ve geleceğe taşıma adına, bu hanın en uygun zamanda projelendirilip bakıma alınması gerekiyor. Buna rağmen han, film yapımcıları, fotoğrafçılar, yerli ve yabancı turistler için ilgi odağı. Tarihi ve kültürel değeri olan bu yapının, hak ettiği ilgiyi görmesinin ve korunmasının elzem olduğunu düşünüyorum.

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : kültür sanat han KurşunluHan