tatil-sepeti

HABER: SOYHAN ALPASLAN

Henüz 12 yaşında babasının yanında çalışmaya başlayan Yahya Uğur’un amacı şirkette muhasebe öğrenmektir. Bugün Türkiye’nin en eski dar dokuma üreten fabrikası Sırteks’in Genel Müdürü olan Uğur, ticareti Tahtakale’de öğrenir. Ancak bu muhasebe ile değil, her işe koşturarak mümkün olur. Çünkü babası Bekir Uğur, oğlu Yahya’ya Tahtakale’de seyyar satıcılık dahi yaptırır. Bu durum Yahya Uğur’un hiç hoşuna gitmese de bugün elde ettiği başarının ilk adımlarını da o yıllarda atar.

Yahya Uğur, ticaret meslek lisesinin muhasebe bölümünden mezun olur ve babası ile birlikte çalışmaya başlar. Kardeşler Fatih ve Talha Uğur da eğitimlerini tamamlayarak aile şirketine katılırlar. İleriki yıllarda Yahya Uğur’un Çiçekçilik Kooperatifi Başkanı Kemal Okul’un kızı Tuba Hanım ile evliliği, aileye yeni bir iş kolu için de ilham verir.

Uğur ailesi İstanbul’da ihtiyaç duyulan ‘Çiçek Durakları’ projesi ile her semtte küçük çiçekçi dükkanları kurar. Balat’ta aslını koruyarak restore ettirdiği 150 yıllık binada İstanbul Ticaret’in sorularını cevaplayan Uğur, “Patronculuk oynamam. Zorla yaptırılan işten sonuç alınamaz” diyor.

Yahya Uğur kimdir?

1975 yılında İstanbul’da, Fatih’te doğdum. Babam Bekir Uğur 8 yaşındayken ailesi ile Adıyaman’dan İstanbul’a göç etmiş. Dedem kuyumcuymuş Adıyaman’da. İstanbul’a geldikten sonra önce bijüteri, sonra dar dokuma işine girmişler. Babam 1958 yılında dar dokuma işine girmiş.

DAR DOKUMA TEKNİK TEKSTİLDİR
Dar dokuma ne demek?
Genişliği 24 santimetreyi geçmeyen dokumalar dar dokuma olarak adlandırılır. Mesela emniyet kemerleri, itfaiyeci hortumları, gazlı bez, yara bandı, sargı bezi gibi dokumalar.

Babanız neden bu işi tercih etmiş?
Babam arkadaşı rahmetli Vedat Kuş ile dar dokuma makineleri üreten fabrikaları Kuş Makine Sanayi’ni kurmuş. 1985 yılına kadar birlikte hem dar dokuma makinesi hem dar dokuma üretimi hem de ihracat yapmışlar.

1976’DA MAKİNE İHRACATI
1976’da sektör, yerli tekstil makinesi üretimini nasıl karşılamış?
Dünya kalitesinde ürettikleri makineler ile İsveç, İtalya ve Alman hakimiyetinde olan yerli piyasada oldukça ses getirmişler, ihracat yapmışlar. Ben 10 yaşlarındayken yollarını ayırdılar. Vedat Amca Kuş Makine olarak devam etti. Babam Sırteks ismini verdiği şirketini ve Süleymaniye’deki fabrikasını kurarak dar dokuma yaptı. Sırteks halen üretime devam ediyor. İnşallah hiçbir zaman da kapanmayacak.

SEYYAR SATICILIK YAPTIM
Siz ne zaman ailenizle çalışmaya başladınız?
Tahtakale’de Zaza Han’ın hemen yanında dükkanımız vardı. Eni 1 metre, boyu 9 metreydi; iki kişi yan yana duramazdı. Babama yardıma gittiğim bir gündü, ilkokulu yeni bitirmiştim. Hanın kadısı sırtında bir çuval fındıkla dükkana gelmişti. Babam, “O fındıkları 100’er, 200’er gramlık poşet yap ve şu sandığa diz” dedi. Sonra da ‘Git bunları dışarıda sat” dedi. Oysa ben dükkanın muhasebesini öğrenmeyi hayal ediyordum. Böylece 3 yıl boyunca her yaz Tahtakale’de seyyar satıcılık yapıp, fındık, su ve sakız sattım.

KAZANCIMIN YARISI SEBİLE
Babam, “Ne kazandıysan yarısı senin olacak, yarısını sebil olarak dağıtacaksın” demişti. Ben de o hafta ne satmış, ne kazanmışsam yarısını her cuma günü sebil olarak dağıtıyordum. Böylece, ticareti Tahtakale’nin atmosferini soluyarak öğrendim. Babam, kendi yanında öğrenemeyeceklerimi öğrenmem için beni dışarıda çalıştırmıştı. Bir süre sonra şirketin bütün muhasebesini ben tuttum. 1992 yılında fabrikayı Güngören’e, dükkanımızı Merter’e taşıdık

TOPTAN AKSESUAR SATTIK
750 metrekarelik mağazaya geçince ürünlerde değişiklik oldu mu?
9 metrekarelik dükkandan 750 metrekarelik bir mağazaya geçince bir kısmı boş kaldı. Sadece dar dokuma değil, iplik hariç her türlü tekstil aksesuarlarını satmaya başladık. Toptan satış yapıyorduk. Birçok markanın bayisiydik. Merter yeni gelişiyordu, oradaki en büyük yer bizimkiydi. Satışlarımızın yüzde 99’u ihracat yapan hazır giyimcileriydi. 1988 yılında da aksesuar ihracatına başladık. 1999 yılında evlendim, Sude ve Tuğçe isimli iki kızım oldu. Aile büyümüştü, pazar daralıyordu ve bizim yeni alanlara yatırım yapmamız gerekiyordu. Ticareti ve sosyal sorumluluğu harmanlayabileceğimiz bir proje hazırladık.

ÇİÇEK DURAKLARI KURDUK
Sosyal sorumluluk ve ticareti nasıl örtüştürdünüz?
Kesme çiçek işine girmeye karar verdik. Çiçek dükkanlarının yüzde 40’ını Romanlara ücretsiz verecektik. Yaptık da… Çiçekçilere teklif götürdük ama kimse bu yüksek maliyetli projenin içine girmek istemedi. 2001 yılında Birikim Danışmanlık ve Uygulama Hizmetleri A.Ş.’yi kurduk. Belediye proje ortağımız oldu. Belediyeye hem kira hem cirodan pay ödüyoruz.

10 DURAKTAN 4’ÜNÜ VERDİK
Kaç çiçek durağı var ve kaç tanesini Romanlara verdiniz?
38 ilçede en az 2, bazı ilçelerde 10 tane çiçek durağı var. Her 10 çiçek durağından 4’ünü bedelsiz Roman çiçekçilere verdik. Hepsi İstanbul Ticaret Odası üyesi oldu. En ufak bir kaçak vermeden de bu işi sürdürüyorlar. İzmir’de ve Antalya’da çiçek ürettiriyoruz, kendi tesislerimizde de üretim yapıyoruz.

Çiçek sektörü bu girişimi nasıl karşıladı?
Kimseye rakip olmadık, fiyat stratejimizi belirlerken çiçekçileri esas aldık. Bir mağaza açarken çevresinde çiçekçi varsa açmadık, yanlışlıkla açtıysak hemen kapadık. Fiyatlarımızı onlara göre ayarladık. Dünyadaki gelişmeleri çiçek sektörüne aktardık. Çeşitli kurumlara, halka, çeşitli toplantılarda bedava çiçek dağıttık, dizi kahramanlarına çiçek verdirttik. Çiçek kültürünün gelişmesine katkı sağladık.

EN GENÇ MECLİS ÜYESİ
Oda’ya ne zaman girdiniz?
İTO’nun 1999 seçimlerinde komiteye seçilemedim. O gece hırstan apandisit ameliyatı olmuştum. 2004 yılında İTO seçimlerinde rahmetli Selami Kuruoğlu’na rakip oldum. Seçimlerde iki grubun da oyu eşit çıkmıştı. İTO Başkan adaylarının oyları da birbirine çok yakındı. O nedenle bizim kazanıp, kaybetmemiz desteklediğimiz başkanın da kazanıp kaybetmesine neden olacaktı. En son kurada biz çıktık ve desteklediğimiz başkan kazandı. Ben Türkiye’deki oda ve borsa meclislerindeki en genç meclis üyesi olmuştum.

TAKIM ARKADAŞIYIZ
Personelim benim için beraber çalışıp, beraber kazandığım takım arkadaşları. Saygı vazgeçilmez bir kriter. Patronculuk oynamayı hiç beceremedim. Zorla yaptırılan bir işten hiçbir sonuç alınmayacağını biliyorum.

İŞİ EVE TAŞIMIYORUZ
Aile şirketlerinin sıkıntısı; ailenin işi yalnızca şirkette değil, her yerde yaşıyor olması. İş ile ilgili konuları mümkün olduğunca şirket dışında konuşmuyoruz. Kardeşler kendi sorumluluk alanı dışındaki alana müdahale etmiyor.

500 FİRMAYA ÇİÇEK AŞISI
Türkiye’de birçok firma ve marka ile anlaşma yaptık. Dedik ki, “Çalışanlarınızın masalarına çiçek koyun, özel günlerinde çiçek gönderin.” İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirakleri, Coca Cola, Tamek, Venis Kids’in de aralarında olduğu 500’den fazla firmayla anlaşma yaptık.

FB İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI
Fenerbahçe Kongre Üyesi ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün İstanbul Şube Başkanıyım. Aziz Yıldırım bana teklif yapınca, haziran ayında İstanbul şubeyi kurduk. Fenerbahçe benim çocukluk tutkum. Hayalini kurduğum kulübün yöneticisi olmak tarif edilemez bir mutluluk. İTO’daki 110 FB’li meclis üyesi kulübün kongre üyesi oldu bile.

28 Ağustos 2015 Cuma

Etiketler : Röportaj