HABER: MESUDE DEMİRHAN
İstanbul Coğrafi İşaret Konsorsiyumu paydaşlarının desteğiyle sürdürülen çalışmalar sonucunda Boğaziçi Lüferi’nin, İstanbul Ticaret Odası adına, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde coğrafi işaret tescili gerçekleşti. Coğrafi işaret tescili belgesi, 4. Uluslararası İstanbul Coğrafi İşaretler Zirvesi kapsamında Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Zeki Durak tarafından İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer’e takdim edildi.
İstanbul Ticaret Odası’nın İstanbul coğrafi işaretler konsorsiyum lideri ve paydaşı olduğu zirve, ‘Yerele Değer, Dünyaya Değer’ temasıyla düzenlendi. Türk Patent ve Marka Kurumu ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğiyle gerçekleştirilen zirveye kamu, siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Zirvede; coğrafi işaret tescilli ürünlerin Türk mutfağının gelişimi ve tanıtımındaki önemi, gastronomi turizmine ve ekonomiye katkısı ele alınırken, Boğaziçi Lüferi ve AB’den de tescil alan Safranbolu Safranı’nın coğrafi işaret tescili belgeleri verildi. İstanbul Manda Yoğurdu ve Ormanlı Pirinci tescili için de Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan onay bekleniyor.
ÜRÜNLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM
Zirve kapsamında düzenlenen ‘Coğrafi İşaretlerde Yerel Kalkınma ve Dönüşüm’ başlıklı panelde konuşan İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, Anadolu’nun bir geçiş toprağı olduğunu ve dünyanın hiçbir yerinde böyle bir toprak olmadığını vurguladı. Özer, İstanbul’un ürünleriyle ilgili tescil sürecini şöyle anlattı: “Burası yüzlerce medeniyetin yaşadığı ve bu medeniyetlerden doğan kültürlerin, yerel üretimlerin harmanlandığı bir coğrafya. İstanbul tam da bu coğrafyanın birleştiği ve Avrupa’ya geçiş güzergahı olan bir merkez. Ancak bu kentin çok da reklamını yapamıyor, dünyaya tanıtımını gerçekleştiremiyoruz. Coğrafi işaretle ilgili olarak İstanbul için 17 ürün konuşuldu. Netice itibariyle 5 ürünle yola çıkıldı. Lüfer, dünyanın en önemli lezzetlerinden biri. Sadece Boğaz’da yeniliyor. Boğaziçi Lüferi başka bir yerde tadamayacağınız bir lezzet. Bizim işimiz ticaret. Bütün ekonomilerin milletlerin işi de ticaret. Ticaretiniz yoksa tarih sahnesinden siliniyorsunuz. Yerel markalarımıza, dünyanın hiçbir yerinde olmayan tatlarımıza sahip çıkıp, markalaştırıp, ticarete çevirmek lazım. Türkiye’nin her yerinde bu markalara sahip çıkılması ve ticarileştirilmesi konusunda uyanık olmalıyız.”
MÜJDELİ HABER BEKLİYORUZ
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca ise İstanbul denilince tarih, kültür, finans, sanat gibi konuların akla geldiğini, ancak kentin bilinmeyen bir yönü daha olduğunu söyledi. İstanbul’da ciddi manada bitkisel ve hayvansal üretimin olduğuna dikkat çeken Karaca, “İstanbul, üretim açısından potansiyeli yüksek bir şehir. Fakat sanayi, teknoloji, tarih ve kültürün gölgesinde kalmış ve bu yönü ortaya çıkmamıştı. İstanbul, manda varlığı bakımından Türkiye üçüncüsü. Elde edilen ekonomik değer ve işletmelerdeki hayvan sayısı bakımından da Türkiye’de açık ara birinci sırada. Balıkçılık ve su ürünlerinde Türkiye’nin en büyük filosuna sahip. Bu değerlerin hepsini gördüğümüz için potansiyeli değerlendirip, ortaya çıkarmazsak yok olacak. İstanbul Manda Yoğurdu ve Ormanlı Pirinci için de müjdeli haber bekliyoruz” dedi.
YERELDE VE YERİNDE KALKINMA
Mersin’den Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, 2019’da kurdukları derneğin amacının; kadınların sosyal, ekonomik, kültürel alanda güçlenmesine, istihdamda yer bulmasına, yerel üretimin, üreticilerin desteklen-mesine ve kentin değerlerine sahip çıkmak olduğunu söyledi. Kentte coğrafi işaretlerle ilgili farkındalığın arttığını belirten Seçer, şu bilgiyi verdi: “Mersin Kan Portakalı tesciline başvurduktan sonra kurutmaya başladık ve raflarda yerini buldu. Hem ürünün hem kentin tanıtımına, kırsalın gelişimine ve dolaylı olarak turizme de destek oluyor. Yerelde ve yerinde kalkınma için bu tür ürünlere sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
GELECEK NESİL İÇİN
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Ali Mullaoğlu da coğrafi işaretli ürünlerde Hatay’ın öncü olduğunu belirterek, “6 Şubat depreminin ardından Hatay Valiliği 54 ürün için başvuru yaptı. Ürünlerin ticari değerinin yanı sıra gelecek kuşaklara aktarılması için çok önemli” dedi.
YEREL TESCİLDE ÇİN’DEN SONRA İKİNCİ SIRADAYIZ
Zirvenin açılışında konuşan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Zeki Durak, şu bilgileri verdi: “Ülke olarak AB pazarından ne kadar pay almak istiyoruz? Coğrafi işaretlerimize ne kadar sahip çıkıyoruz? Gerçekten üzerinde çalışmamız ve önem vermemiz gereken konulardan biri. Taşköprü Sarımsağımız, bir dönem Çin Sarımsağına karşı neredeyse bir kayıp noktasına kadar gelmişti. Önümüzdeki süreçte biz de coğrafi işaretler konusunu çok ciddi şekilde gündemimize alacağız. Oda ve borsalarımız bu süreçte bir seferberlik başlattı. Neticesini de aldık. Şu anda 1512 coğrafi işaretli ürünümüz var. Çin’den sonra dünyada yerel tescil konusunda ikinci sıradayız. Avrupa’da toplam 3 bin 207 coğrafi işaretli ürün var. Coğrafi işaretli ürünlere Safranbolu Safranı’nı da kattık. Sayı artırmak önemliydi ve bunu başardık. Bundan sonraki aşamada bu ürünlerin kalitesini artırmak ve Avrupa pazarından daha büyük pay almak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”