istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Tekstil sektöründen talebi: Rekabeti markalaşmayla yapalım

Tekstilde, ucuz işgücüne sahip ülkelerle ancak markalaşarak rekabet edilebileceği belirtiliyor. Sektörün önemli kollarından dokumada da rekabetçi kur düzeyine dönülmesi, haksız rekabetin önlenmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması isteniyor.

Giriş: 24.01.2025 - 16:22
Güncelleme: 24.01.2025 - 16:22

Türkiye’nin istihdam deposu sektörlerinden tekstil, ucuz işgücüne sahip ülkelerle zorlu bir rekabet sınavı veriyor. Sektör temsilcileri, bu gelişmelere rağmen 2024’ün son iki ayının nispeten daha verimli olduğunu dile getiriyor. Sektördeki gelişmeler ve gelecek dönem stratejileri, İstanbul Ticaret Odası Dokuma Meslek Komitesi Sektörel Çalışma Toplantısı’nda ele alındı.


1 MİLYONLUK İSTİHDAM

Toplantıda konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca, tekstilin, yan kollarıyla birlikte Türkiye’nin göz bebeği sektörlerden biri ve 1 milyondan fazla kişi için de istihdam kapısı olduğunu vurguladı. Dokuma endüstrisini ise bu sektörün lokomotifi olarak nitelendiren Eyyüpkoca, şunları söyledi: ”Tekstil sektörü, Türkiye’nin dünyaya açılan kapılarından biri. Ürün grubu bazında da ihracat lideri. 2024 yılında cari açığın kapanmasına 11.5 milyar dolarla katkı sağlayan önemli bir gücüz. Dokuma kumaş başlığında ise aynı dönemde 2.3 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Bu rakam, maalesef 2023’e göre bir miktar düşüşü ifade ediyor. Hem ülke içindeki zorlayıcı şartlar hem de en büyük ihracat partnerimiz olan Avrupa’daki durgunluk, bu düşüşte etkili oldu. Maalesef dünyada da bir durgunluk söz konusu. Tasarrufa önce bizim sektörle başlanıyor. Avrupa’da büyüme beklentisinin 2024’e kıyasla daha yüksek olacağını düşünürsek, 2025’te ihracat için motivasyonumuzu artıracak şeyler söyleyebiliriz. Geleneksel olarak güçlü olduğumuz tekstilin dünya ölçeğinde daha yürünecek çok yolunun olduğunu da biliyoruz.” 


REKABETÇİ KUR ÖNERİSİ 

Eyyüpkoca, ucuz işgücüne sahip ülkelerle zorlu bir rekabet gerçekleştirdiklerini belirterek, markalaşmaya odaklanılması gerektiğine dikkat çekti. Eyyüpkoca, şunları kaydetti: “Son dönemde enflasyon, asgari ücret, emtia ve enerji fiyatları bizi bir miktar geriye düşürdü. Bize rakip olabilecek ülkelerle hem maliyette hem de rekabette zorlanıyoruz. Komşu ülkelerdeki savaş ve iç karışıklar nedeniyle de satışlarımızda gözle görülür bir düşüş oldu. Tüm bunlara rağmen potansiyelimizin de farkında olmalıyız. İmkânları ve fırsatları değerlendirerek, sektörde atılması gereken adımları konuşmalıyız. Rekabetçi kur düzeyine yeniden dönüş, enerji maliyetlerinin düşmesi, sektörün haksız rekabete karşı korunması, finansmana erişimin kolaylaştırılması gibi konular, elimizdeki kaynakların kıymetini artırmak için verebileceğimiz bazı örnekler. Özellikle finans ve işçilik giderleri, katlanabilir ve sürdürülebilir bir durum değil. Markalaşma ve tasarım yoluyla ürünlerin katma değerini artırıp Türk tekstiline yurt dışında hak ettiği ivmeyi kazandıracağı da bir gerçek.” 


İKİLİ GÖRÜŞME FIRSATI

Giyasettin Eyyüpkoca, İTO’nun, yurt dışı tecrübesi, bilgisi ve birikimiyle tekstilde yeni pazar arayışına yönelik kritik bir platform olduğunu aktararak, “Her yıl ikili görüşmelerle üyelerimizin yurt dışıyla temasları sağlanıyor. Hedef pazar olarak gördüğünüz bir ülke varsa, sizleri o ülkelerde ticaret yapabilecek firmalarla aynı masada buluşturabiliriz. Bize komite kararı olarak bildirin ki; bizler de sizin önünüzü açalım. Sizden gelen talep ve önerileri de ilgili bakanlıklara ve kurumlara ileteceğiz” diye konuştu.  İTO Dokuma Meslek Komitesi Başkanı Recep Temür ise 2025 yılının hem İTO üyelerine hem de Türk iş dünyasına hayırlı ve bereketli olmasını diledi. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca başkanlığında Cemile Sultan Koru Tesisleri’nde yapılan toplantıya, İTO Meclis ve Komite Üyeleri ile sektör temsilcileri katıldı. 


MALİYETLER ARTTI KÂR MARJI DÜŞTÜ

Sektör temsilcileri, toplantıda maliyetlerin arttığını, kâr marjının düştüğünü dile getirdi. “İşgücü Türkiye’den daha fazla olan Myanmar ve Hindistan’a göre ürün maliyetlerimiz çok yüksek” diyen sektör temsilcileri, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hem müşteri hem de çalışan anlamında sıkıntı yaşıyoruz. Giderlerimiz çoğaldı, kâr marjımız ise düştü. Tekstilcilerimiz bu nedenle Mısır’a taşınıyor. Mısır’da bir işçinin maliyeti 300 dolar iken Türkiye’de bu rakam 1.400 doları buluyor. İhracatçı dolarla alıp, dolarla satıyor. Biz işçilik dahil birçok masrafı TL ile ödüyoruz. İşçilik maliyeti yüzde 70 arttı.”

Tüm bu sıkıntılara rağmen 2024’ün son iki ayının nispeten verimli geçtiğini belirten sektör temsilcileri, krizlerin fırsata çevrilmesinin önemine dikkat çekti. Sektör mensupları,  “Bunun için de tüm sektör bir araya gelip birbirimizi desteklemeliyiz. Devletin özellikle üretim yapan ihracatçıları koruması ve özel kur tanımı yapması lazım. Almanya al-sat ile değil, üretimle büyüdü. Tekstil de bu sıkıntılı günler de geride kalacak. Ancak bizler de krizleri fırsata çevirebilmeliyiz” diye konuştu.