Cumartesi, 23 Kasım, 2024
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Teknolojinin tohumu ve teknolojik metal olarak da tabir edilen nadir toprak elementleri, sanayinin dönüşüm sürecinde öne çıkıyor. Yeşil enerjiden ilaç endüstrisine, savunma sistemlerinden telekomünikasyona kadar dünyayı değiştiren birçok teknolojik gelişmenin bileşenleri arasında yer alıyor. Nadir toprak elementlerinde, 17 kimyasal element bulunurken, 15’i lantanit grubu, diğer iki elementi skandiyum ve itriyum oluşturuyor. Bu alandaki global pazar büyüklüğünün ise 5.5 milyar dolardan 2026 yılına kadar 10.4 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.
SANAYİDE VAZGEÇİLMEZ
Nadir toprak elementleri, cep telefonlarından bilgisayarlara günlük hayatın vazgeçilmezi haline gelen birçok teknolojik ürün için kritik öneme sahip. Ayrıca iklim değişikliğiyle mücadele, yeşil enerji ve ulaşımda elektrikli araçların kullanılmaya başlanılması bu önemi daha da artırıyor. Örneğin, elektrikli taşıtların motorlarında ve bunlara güç sağlamak için pillerde kullanılıyor. Diğer taraftan hassas güdümlü silahlar, insansız hava araçları ve uydular gibi stratejik savunma sanayi unsurlarının da önemli bir bileşeni. Öyle ki, F-35 gibi stealth teknoloji (düşük görünürlük) ile üretilen uçaklarda da etkin şekilde kullanılıyor.
GLOBAL FIRSAT
Global tedarik zincirine bakıldığında Çin, nadir toprak elementlerinin yüzde 63’ünü çıkarıyor, cevheri işlemenin ise yüzde 85’ini kontrol ediyor. Yani dünyanın çoğu ülkesi ve endüstrisi, nadir toprak elementlerinde Çin’e bağımlı durumda. Nitekim 2010 yılında Japonya ile yaşadığı gerilimin ardından Çin, Japonya’ya nadir toprak elementi ihracatına kota getirmişti ve mesele Dünya Ticaret Örgütü’ne taşınmıştı. Ardından ABD-Çin ticaret savaşları sürecinde, Çin’deki resmi bir yayında, ‘ABD’nin Ticaret Savaşında Nadir Toprak Elementleri Arzını Kaybetme Riskleri’ başlıklı yazının yayınlanması da büyük yankı uyandırmıştı. Bu alanda Çin’in tekel sayılabilecek gücü, alternatif tedarikçi ihtiyacını önemli ölçüde artırıyor. Türkiye’nin Eskişehir-Beylikova’da keşfettiğini duyurduğu büyük rezervin ardından, global pazarda etkili bir oyuncu olması ise aynı zamanda cevheri işleyerek yani katma değerini yükselterek ihraç etmesine bağlı.
ESKİŞEHİR’DEKİ KEŞİF
Eskişehir-Beylikova’da bulunan rezervle ilgili açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, sahadaki çalışmaların 2011 yılında başladığını belirterek, şöyle konuştu: “Burada toplam 6 yıl içerisinde 125 bin 193 metre sondaj yapıldı ve sahadan 59 bin 121 numune toplandı, bunların analizleri yapıldı. Analizler sonucunda da 694 milyon ton nadir toprak elementi keşfi gerçekleştirilmiş oldu.” Eskişehir’deki sahanın dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementleri sahası olduğuna dikkat çeken Dönmez, en büyük nadir element sahasının ise 800 milyon tonluk rezervle Çin’deki Bayanoba olduğunu söyledi.
PİLOT TESİS BU YIL TAMAM
Yıl içinde pilot tesisin kurulumunun tamamlanacağını kaydeden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, üniversitelerden işbirliği yapılan akademisyenlerle mühendislerin Ar-Ge çalışmasını tamamladıktan sonra endüstriyel üretim tesisinin inşaatına başlanacağını da söyledi. Sahadan elde edilecek nadir elementlerle, uç ürünleri üretir hale gelmeyi hedeflediklerini belirten Dönmez, önceliğin, Türkiye’nin endüstri ve sanayilerinin ihtiyaç duyduğu maddeleri üretmek olduğunun altını çizerek şunları kaydetti: “İhtiyacımızdan fazla olanı da yurt dışına ihraç etme imkanına sahip olacağız. Cumhurbaşkanımızın da özellikle son Türkiye Ekonomi Modeli’nde sıkça ifade ettiği yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı yeni ekonomi modelimizin güzel örneklerinden biri olacak. İlk üründen son ürüne kadar tedarik zincirinin bütün ürünlerini burada gerçekleştirme imkanına sahip olacağız.”
YENİ NÜKLEER TEKNOLOJİ İÇİN DE ÖNEMLİ
Beylikova’daki sahada cevherin yüzeye yakın olduğunu, dolayısıyla çıkarma maliyetinin çok daha düşük olacağını belirten Bakan Dönmez, “Neredeyse bir 50-100 santimetre nebati toprağı kaldırdıktan sonra cevhere ulaşıyoruz. Burada nadir toprak elementlerinin yarısından çoğu var. Yani 17 nadir element var, bunun 10’unu burada üretebilir hale geleceğiz. Yıllık 570 bin ton cevheri işleyeceğiz” dedi. İşlenen cevherden 10 bin ton nadir toprak oksidi elde edeceklerini söyleyen Dönmez, şu bilgileri de paylaştı: “Ayrıca yine 72 bin ton barit, 70 bin ton florit, 250 ton toryum üretilebilir hale gelecek. Toryumun altını özellikle çizmek istiyorum. Yeni nükleer teknolojilerde yeni yakıt olarak önümüze büyük fırsatlar, imkanlar sunacak bir elementten, madenden bahsediyoruz.”
18 Temmuz 2022 Pazartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
22 Kasım 2024 Cuma