Taş eserlerden karakaleme yansıyan ilham

Tarihi yarımadadaki taş eserlerden aldığı ilhamı siyah beyaz resmeden karakalem sanatçısı Ferruh Sünger, “Her bir taşın ayrı bir ruhu var. Üzerinde çalıştıkça kendini açıyor” diyor.

Giriş: 18.03.2024 - 12:46
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda, taşlardan gelen ilhamı karekalem tekniği ile sanat sevdalılarına sunan sanatçı, sanatla uğraşan ruhların inceldiğini söylüyor. 

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Tarihi camileri, evleri, çeşmeleri, kapıları, merdivenleri karakalem tekniği ile kağıtla buluşturuyor usta sanatçı Ferruh Sünger. “Neden taş eserler… Çünkü tarihi yarımada bunun için öyle cömert malzemeler sunuyor ki isteyene, görmeden edemiyorsunuz” diyen Sünger, 5 yıla yaklaşan sanat birikimini İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda sanat sevdalıları ile buluşturuyor. Tarihi eserlerin detaylarını karakalemle demlendiren Sünger’in sergisi, 31 Mart’a kadar ziyaretçilerini bekleyecek. 

 

ÖZELLİKLE TERCİH ETTİM

 

Taş eserler özellikle mi tercihiniz oldu? 

 

Evet, çünkü tarihi yarımada muazzam bir hazine sunuyor görmek isteyen için. Ben burada 40’a yakın eser sergiliyorum. Diyebilirim ki, bunun katbekat fazlası malzeme çıkabilir bu bakış açısıyla. 

 

Karakalemle nasıl tanıştınız? 

 

Ben aslen muhasebeciyim. Ekmeğimi bu meslekten kazandım. Ancak okul yıllarımda hocalarım tarafından özel ilgiye mazhar olmuştum. Lise yıllarımda da yağlı boya tablolardan oluşan bir sergi açmıştım. Karakalem hayatımda daima var oldu. Sonradan biraz daha yoğunlaşarak tekniğimi geliştirdim. 

 

SÜREKLİ İLGİ OLMALI 

 

Burada özellikle detayları çalışmışsınız. Eserlerde taşların birbirinden farkını gözlemleyebiliyor musunuz?

 

Elbette her birinin ayrı bir ruhu var inanın. Bazen sadece bakıp geçiyoruz. Ama detaylara inince ışık gölge farkını gözlemliyorsunuz. Mesela mermerde detaylara ulaşmak diğer taşlara göre daha zordur. Işığı gölgeyi içinde muhafaza eder. Resmetmek için daha fazla bütünleşmeniz gerekir.

 

Kalemle nasıl bir teşriki mesainiz var? 

 

Eskiden hattatlar kemerlerinde hat yaptıkları hokkayı taşırlarmış. Namaza giderken bir elif, namazdan sonra da hemen bir elif çizerlermiş ki, arada çok uzun ayrı kalmamak için. Gerçekten ben de kalemimde bunu gözlemliyorum. Akşamdan diğer akşama kadar kalem size mesafe koyabiliyor, adeta naz yapıyor. Ben de sürekli çizgi çizerek kalemimle ruhsal bütünlüğümü bozmamaya çalışıyorum. 

 


TEK TEK FOTOĞRAFLADIM

 

Hangi eserleri resmedeceğinize nasıl karar veriyorsunuz? 

 

İstanbul’u gezmeyi, o tarihi dokuyu hissetmeyi çok seviyorum. Gezerken kimi detaylar özellikle ilgimi çekiyor. Bölge olarak Eminönü-Fatih-Üsküdar-Eyüp Sultan civarını tercih ettim. Gezdiğim yerlerde zaten detaylar kendine çekiyor. Kimi zaman bir mezar taşı, kimi zaman bir merdiven, kimi zaman bir mihrap ya da minare… Detay beni kendine çekince önce onu fotoğraflıyorum, sonra çalışmaya başlıyorum. Sergimdeki iki resim hariç hepsi fotoğrafladığım eserlerin kalemle buluşmuş halidir. 

 

Bu aynı zamanda İstanbul sokaklarıyla da sıkı bir dostluğu beraberinde getirmiş olmalı…

 

Tabii, tabii öyle oldu. Çünkü fotoğraflamak için sık sık ziyarette bulundum. Bazen fotoğrafı beğenmedim, resmime başladığım halde tekrar gidip fotoğraflama ihtiyacı hissettim. İstediğim detayı fotoğrafa yansıtabilmek çok önemli. Bunun için hassas çalışmaya özen gösterdim. 

 

DETAY KARAKALEMLE MÜMKÜN 

 

Renkli çalışmalar da yapabilirdiniz. Karakalemi özellikle mi tercih ettiniz?

 

Karakalemin resim sanatının temeli olduğunu düşünüyorum. Elbette renk katarak çok güzel eserler de yapılabiliyor. Ancak detaylar için karakalem paha biçilmez kaftan. Ben de özellikle projemde detay çalışmak istediğim için karakalem özel tercihim oldu. 

 

Çalışırken dikkat ettiğiniz ritüelleriniz var mı? 

 

Çalışmama başlamadan önce mutlaka elimi açmak için kalemle çizgi çalışmaları yaparım. Çünkü çizgi çalışması yaptığım resimle yapmadığım resim arasında çok ciddi farklar olduğunu gözlemliyorum. Çalışmalarımın tamamını evimde kendi düzenimde salonda yapıyorum. 

 

BİR AYLIK MESAİ 

 

En çok zaman verdiğiniz resim hangisi oldu? 

 

Ben özellikle ayrıntı odaklı çalıştığım için birden çizip ortaya çıkarmak mümkün olmuyor. Nakışları ağaçların dallarını dahi tek tek çalışıyorum. III. Ahmet Çeşmesi’ni resmettiğim çalışmam çok fazla detay içeriyor. Çeşmedeki nakışlar, kenarındaki kafeslerin dokusu her biri ayrı ayrı emek istedi. Bunun için bir ay gibi bir süre tek resim üzerinde çalıştım. 

 

Bakan insandan gören insana dönüşmek yolculuğu sanki sizinki…

 

İnanın orada o ince nakışlarla hemhal olup, mermerin, taşın dokusunu anlamaya çalıştığınız zaman ruhunuz farklı bir atmosfere bürünüyor. Tam odaklanıyorsunuz. Onları resmetmek bile bu kadar zorken, onları ince ince işleyenler nasıl yapmışlar diye düşünüyorsunuz. Dolayısıyla sanat insana anda kalma, yolda olma hali sunduğu için sanatla uğraşan insandan kimseye zarar gelmez diye düşünüyorum.