Türkiye’de tarımsal istihdam, geçtiğimiz yıl 4.9 milyon seviyesinde gerçekleşirken, 45 yaş altı çalışan sayısı ise 2014 yılına kıyasla yüzde 23 düştü.


Soruna çözüm olarak en başta sektörün gelir seviyesinin yükseltilmesi öneriliyor. Gelirdeki yükselişle istihdamdaki azalmanın ve tarımsal nüfusun yaşlanmasının önüne geçilebileceği de belirtiliyor.


 

HABER: ŞEREF KILIÇLI

 

Tarım sektörü, küresel GSYH’den yüzde 4.3 seviyesinde pay alıyor. Asya bölgesi, küresel üretimin yüzde 50’sini gerçekleştirirken, tarımsal verimde Amerika, birim başına en çok tarım ürünü üreten bölge konumunda. Küresel tarım alanlarının yüzde 38’i Asya, yüzde 24’ü Amerika, yüzde 18’i Avrupa, yüzde 18’i Afrika ve yüzde 2’si Okyanusya bölgesinde bulunuyor. Tarım sektöründe çalışan kişi sayısının 2000-2021 yılları arasında azalması da önemli bir veri. FAO’ya göre, 2000 yılında küresel istihdamın yüzde 40’ı tarım sektöründe çalışırken, 2021 yılında bu oran yüzde 26.6 seviyesine geriledi. Bölgesel olarak en yüksek tarım istihdamı payı yüzde 48 ile Afrika’da. En düşük olduğu bölge ise yüzde 5 ile Avrupa.

 


TÜRKİYE 8. SIRADA

 

Türkiye Bankalar Birliği (TBB), yayımladığı Tarım Sektörü Raporu ile sektörün mevcut durumunun yanısıra dünyadaki konumunu da değerlendirdi. Rapora göre, Türkiye’deki tarım sektörünün GSYH’deki payı, yıllar itibarıyla çoğunlukla gerileme trendindeydi ve 2022 yılında Türkiye GSYH’sinin yüzde 5.8’ini oluşturdu. Mevcut tarım GSYH oranı ile Türkiye, dünya ortalamasının üzerinde kalırken, orta-yüksek gelir grubu ortalamasına yakın olmakla beraber dünyada 8. büyük tarımsal GSYH’ye sahip ülke konumunda. Tarım arazileri ise toplam ülke yüzölçümünün yüzde 30’una tekabül ederken, 2022 yılında tarım alanlarının yaklaşık yüzde 70’i tahıl ve yem bitkilerine ayrılmış.

 

İSTİHDAMDAKİ DEĞİŞİM

 

Raporda, tarımsal istihdamın toplam istihdam içerisindeki payının yıllar itibarıyla gerilemesine de dikkat çekiliyor. Türkiye’de tarımsal istihdam 2017 yılında 5.4 milyon kişi iken, rakam 2022 yılında 4.9 milyon seviyesine gerilemiş. Tarımsal istihdam oranı ise yine aynı dönemde yüzde 19’dan yüzde 16’ya düşmüş. 2022 yılında tarımsal istihdamın yaş ve cinsiyet dağılımı incelendiğinde, ağırlıklı olarak 45 yaş üzerinde olduğu ve 2014 yılı ile karşılaştırıldığında tarımda hem toplam istihdamın hem de kadın istihdamının gerilediği vurgulanmış. 45 yaş altı tarımsal istihdamın yüzde 23 gerilediği fakat 45 yaş üstü tarımsal istihdamın 2014 yılı ile paralel seyrettiği de belirtilmiş.

 

SORUNUN NEDENLERİ

 

Tarım Sektörü Raporu’nda, istihdamla ilgili verilerden yola çıkılarak tarımla uğraşan kişilerin yaş ortalamasının yükseldiğine, genç nüfusun azaldığına ve kadınların istihdamdaki payının gerilediğine dikkat çekiliyor. Raporda, tarımdaki istihdamın gerilemesinin nedenleri ise şöyle açıklanmış: Girdi maliyetleri yükselirken ürün satış fiyatlarının sınırlı kalması ve bu paralelde tarımdan yeterli gelir sağlanamadığı için toprağın nadasa bırakılması/terkedilmesi, hızlanan köyden kente göç, gelir sürekliliğinin sağlanamaması, özellikle genç nüfusun hızla gelişen hizmet sektörlerinde çalışmaya yönelmesi.

 


ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

 

Türkiye, tarımsal verimlilikte ve tarımsal üretim değerinde dünyada 8. sırada yer alıyor. Ancak raporda altı çizilen ve sürekli dikkat edilmesi gereken bazı parametreler var. Tarımsal üretimde, ekim alanı planlamaları, iklime ve toprağa uygun ürün seçimleri ve efektif girdi kullanımı önem taşıyor. Yapılan yeni planlamalarla devlet kontrolünün belirli ölçüde sağlanabileceği düşünülüyor. Bu doğrultuda verimin artacağı ve tarımsal üretimde arz güvenliğinin sağlanabileceği öngörülüyor. Raporda, emek yoğun ve teknoloji seviyesi düşük olan sektörün, düzenli ve yeterli gelir oluşturabilecek seviyeye getirilmesiyle istihdamdaki azalışın ve tarımsal nüfusun yaşlanmasının önüne geçilebileceği de belirtilmiş.

 

SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNİN PAYI YÜZDE 33’E YÜKSELDİ

 

Tarımda sebze ve meyve üretimi, dünya genelinde ortalama yüzde 22 pay alıyor. Türkiye’de ise bu oran, dünya ortalamasının üzerinde yüzde 30’lar seviyesinde. Raporda, 2022 yılı itibarıyla bu oranın yüzde 33 seviyelerine ulaştığı da vurgulanmış. Üretimde ilk 5 ürünün toplam sebze üretiminin yüzde 76’sını oluşturduğu, dolayısıyla ürün konsantrasyonunun yüksekliğinin de altı çizilmiş. Domatesin, yüzde 41’lik payı ile toplam sebze üretiminde en yüksek paya sahip olduğu da belirtilmiş. Toplam bitkisel üretim incelendiğinde, temel gıda ürünlerine hammadde oluşturan, aynı zamanda yem sanayine ve hayvancılığa girdi sağlayan tahıl ürünleri en yoğun üretim hacmine sahip.

 

İHRACATTA AB’NİN PAYI

 

Raporda, tarımdaki ihracat konusunda ise şu değerlendirmelerde bulunulmuş:

 

  • Türkiye, 2022 yılında 8.3 milyar dolar düzeyinde doğrudan tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirdi.
  • Doğrudan tarım ürünleri ihracatında meyve ve sebze ürünlerinin payı yüzde 77 seviyelerinde olmakla birlikte ihraç edilen ürünler bazında konsantrasyon olmadığı görüldü.
  • Türkiye kabuksuz fındık üretiminde ve ihracatında dünya liderliğini korudu. Hem küresel üretimin hem de küresel ihracatın yaklaşık yüzde 60’ını tek başına karşıladı.
  • İhracatta diğer Avrupa bölgesi ülkeleri, toplamda yüzde 27 pay aldı. Rusya Federasyonu yüzde 15 pay ile bu grupta büyük çoğunluğu oluşturdu. Bu bölgeye yapılan ihracat, domates ve turunçgiller üzerine yoğunlaştı.
  • Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatında en yüksek payı, yüzde 33 ile AB ülkeleri aldı.

 

DIŞ TİCARET DENGESİ 2022’DE DEĞİŞTİ

 

Türkiye’nin doğrudan tarım ürünleri ithalatında ise raporda şu tespitler yapılmış:

 

  • Türkiye, 2022 yılında yaklaşık 10.6 milyar dolar düzeyinde doğrudan tarım ürünleri ithalatı gerçekleştirdi.
  • Doğrudan tarım ürünleri ithalatında tahıl ve yağlı tohum ürünlerinin payı yüzde 77 seviyelerinde olmakla beraber ithal edilen ülkeler bazında konsantrasyonun da yüksek olduğu görüldü. 
  • İthalatta en yüksek pay, yüzde 56 ile diğer Avrupa ülkeleri grubuna ait. Bu ülke grubunda yer alan Rusya ve Ukrayna’dan yapılan buğday, arpa, mısır ve soya ithalatı toplam doğrudan tarım ürünleri ithalatının yüzde 52’sini oluşturdu.
  • Güney Amerika’dan ithal edilen ürünlerde soya fasulyesi, kurutulmuş tütün ve kahve öne çıkarken, Kuzey Amerika’dan ithalatta Kanada kırmızı mercimek, ABD ise soya fasulyesi ile dikkat çekti.
  • Türkiye, 3.3 milyar dolarlık buğday ithalatı ile Çin’den sonra dünyada ikinci sırada yer aldı. İthalattaki payı ise yüzde 5 seviyesindeydi.
  • Tutar bazında bakıldığında Türkiye, 2017 ve 2018 yıllarında doğrudan tarım ürünlerinde net ihracatçıydı. 2022 yılına kadar dış ticaret dengesini korudu. Ancak 2022 yılına gelindiğinde doğrudan tarım ürünleri dış ticaretinde açık verdi.

24 Temmuz 2023 Pazartesi