tatil-sepeti

Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İtalyan Assorestauro Birliği ortaklığında düzenlenen Tarihi Yapılarda Deprem Risklerinin Yönetimi Uluslararası Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Sütlüce Yerleşkesi’nde yapıldı. Restorasyon çalışmalarına ışık tutacak Tarihi Yapılar İçin Deprem Risklerinin Yönetimi Kılavuzu’nun da tanıtıldığı sempozyuma, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Assorestauro Başkanı Alessandro Zanini, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Kocameşe ve İstanbul Valisi Vasip Şahin katıldı.

BOŞLUK DOLDURULDU

Vali Vasip Şahin, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, tarihi eserlerin aslına uygun restore edilmesinin zorluklarına değindi. Şahin, şunları aktardı: “Tarihi yapıların restorasyonu ile ilgili ciddi bir paradoks ile karşı karşıyayız. Bu tarihi yapıları hem depreme karşı güçlendireceksiniz hem de özgün halini koruyacaksınız. Amacımız olabildiğince bu paradoksu ortadan kaldırarak, gelecek nesillere deprem riskine karşı mukavim, dimdik ayakta eserler bırakmak.”

Tarihi eserlerin korunması ile ilgili hazırlanan Tarihi Yapılar İçin Deprem Risklerinin Yönetimi Kılavuzu ve düzenlenen uluslararası sempozyumun Türkiye ve İstanbul için önemini vurgulayan Şahin, bundan sonra yapılacak restorasyon çalışmalarının çok daha profesyonel olacağını kaydetti. Şahin ayrıca, bu çalışmaların hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hem de TBMM’ye yön vereceğinin altını çizdi.

KAYBEDECEK ZAMAN YOK

İtalyan Assorestauro Birliği Başkanı Alessando Zanini, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, sürekli sismik hareketlerin yaşandığı bir şehir olmasından dolayı İstanbul’daki tarihi yapıların restorasyonuna hemen başlanması gerektiğini söyledi. Zanini, İtalya’da da sık sık gerçekleşen depremlerden dolayı tarihi yapıların restorasyonlarına önem verdiklerini belirterek şöyle konuştu: “Artık kaybedecek zamanımız kalmadı. Her deprem tarihi yapıları biraz daha zorluyor. Hem Roma hem Bizans hem de Osmanlı mirasına sahip İstanbul’da çok fazla deprem gerçekleşti.
Bugün de çok yüksek düzeyde sismik hareketler yaşanıyor. Dolayısıyla çok acil bir şekilde bu projeleri hayata geçirip tamamlamak zorundayız. Türkiye ve İtalya olarak geçmiş değerlerimizi geleceğe taşımaya çalışıyoruz.”

DAHA ETKİLİ OLACAK

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise İtalya’nın tarihi yapıların restorasyonu tecrübesinden faydalanmak için 51 projeyi birlikte yürüttüklerini belirterek, “İnanıyorum ki İtalya bize katkı sağladığı kadar Türkiye’deki restorasyon örnekleri de kendileri için tecrübe olacak” dedi. İstanbul Proje Koordinasyon Birimi ile ortak yürütülen Tarihi Yapılar İçin Deprem Risklerinin Yönetimi Kılavuzu’nun hazırlanması çalışmasının sonuçlandığını da belirten Ertem, bundan sonra yapılacak çalışmaların daha da etkili olacağını vurguladı.

HAZIRLIKLI OLMALIYIZ

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Kocameşe, 1999’da yaşanan Gölcük ve Düzce depremlerini hatırlatarak, proaktif önlemler almanın zorunluluğuna değindi. Kocameşe, şunları söyledi: “Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında tarihi yapıların deprem güvenliklerinin belirlenmesi ve güçlendirilmesine yönelik teknik bilgilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması stratejisi ortaya kondu. Bu strateji altında beş eylem planı belirlendi. Buna göre, deprem bölgelerinde yer alan tarihi yapıların envanteri çıkarılarak önem ve öncelikleri belirlendi. Yeterli güvenliğe sahip olmayan yapılar için güçlendirme yöntemleri geliştirilecek. Ayrıca tarihi yapıların onarım ve güçlendirilmesinde uyulması gereken uluslararası kurallara uygun yöntem, hasar ve imar esasları oluşturulacak.”

Müsteşar Yardımcısı Kocameşe, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, İstanbul’da bulunan 26 yapı grubu ve 176 yapı birimini deprem riski kapsamına alarak çalışmalara başladığını da belirtti. Mimarlar ve inşaat mühendislerinin ortak bir dilde buluşacağı Tarihi Yapılar İçin Deprem Risklerinin Yönetimi Kılavuzu’nun 18 ayda tamamlandığını dile getiren Kocameşe, “Kültür mirasının karşı karşıya kaldığı risklerin çeşitlendiği ve artış gösterdiği günümüzde 2016’da başlatılan çalışmaların bugün bu noktaya gelmesi son derece önemli. Bu kılavuzun uygulanması için yasal zeminin de bir an önce oluşturulması gerekiyor. Bunun da takipçisi olacağız” dedi.

‘UZLAŞTIRMACI’ EĞİTİMİNİ ‘TİCARET’ VERECEK

Adalet Bakanlığı, uzlaştırmacı eğitimi verecek kuruluşları belirledi.

Eğitim verme yetkisi alan 14 üniversite arasında İstanbul Ticaret Üniversitesi de bulunuyor. Üniversite, Adalet Bakanlığı tarafından ‘uzlaştırmacı’ eğitimi vermek için yetkilendirildi. Üniversite, eğitimlere başlıyor. Başvuru ve ön kayıtlar http://hbo.ticaret.edu.tr web adresinden yapılabiliyor. Uzlaştırmacılık, suça maruz kalarak mağdur konumda bulunan kişi ve şüpheli konumda bulunan sanık ile beraber çalışarak, içinde bulunulan mevcut sorunlu durum alanında çalışma ve adalet sistemi çerçevesinde çözüm oluşturma olarak tanımlanıyor. Uzlaşma; Ceza Muhakemesi Hukuku’nda, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri hâlinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreç. Uzlaşmanın amacı, suçlu konumundakilerin kendi işledikleri suçun sonuçlarını görerek anlamaları ve suçun mağduru ile suçu işleyen kişi arasında iletişimin sağlanabilmesi. Uzlaştırmacı sisteminde; eğitimli uzlaştırmacılar aracılığı ile her iki tarafın da anlaşmaya varması sağlanarak adalet sisteminin işbirliğine dayalı çözüm üretmesi söz konusu. Uzlaşmada hem mağdurun zararının giderilmesi hem de suçu işleyenin topluma entegrasyonu mümkün oluyor. Katılım her iki tarafın da gönüllülük esasına dayalı ve uzlaştırma sürecinde gizlilik ilkesi esas kabul ediliyor.

DEPREM ÜLKELERİ TECRÜBELERİNİ ANLATTI

Tarihi Yapılarda Deprem Risklerinin Yönetimi Uluslararası Sempozyumu: Türkiye İçin Hazırlanan Kılavuzun Sunumu adlı organizasyon, Türkiye’nin Tarihi Yapılar İçin Deprem Risklerinin Yönetimi Kılavuzu’nun uluslararası bir etkinlikle tanıtımı amacıyla yapıldı. Benzer çalışmalar yapan ülkeler konuya ilişkin deneyimlerini ve birikimlerini bilimsel ortamda paylaştı ve ileriye yönelik olası işbirliklerini değerlendirdi. Organizasyona, başta proje bilimsel ortağı İtalya’dan uzmanlar olmak üzere Yunanistan, İran, Portekiz, Şili, Meksika gibi sismik riski yüksek ülkelerden bilim insanları tecrübelerini paylaşmak üzere katıldı.

16 Ekim 2017 Pazartesi

Etiketler : Üniversitemiz