Suriye ile ‘birlikte onarım birlikte kazanma’ dönemi

Suriye’de 13 yıllık iç savaşın sona ermesiyle birlikte ülke serbest piyasa ekonomisine geçmeye ve yönetim sistemini yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Süreç, Türkiye ve Suriye için tarihi işbirliği fırsatı sunuyor. Sınır ticaretinden inşaat projelerine kadar uzanan yeni dönem, kazan-kazan anlayışıyla iki ülkeye de güçlü bir gelecek vaat ediyor.

Giriş: 18.12.2024 - 12:24
Güncelleme: 18.12.2024 - 12:24

Türkiye ile 877 km’lik kara sınırını paylaşan Suriye’de, 13 yıl önce başlayan iç savaş, hem iki ülke arasındaki ticari ilişkileri derinden etkiledi hem de milyonlarca Suriyeli’nin Türkiye’ye göç etmesine yol açtı. İç savaş sürecinde Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, burada hem farklı işlerde çalıştı hem de firma kurarak ekonomik faaliyetlerde bulundu. Ancak Beşar Esad’ın son dönem liderliğini yaptığı 61 yıllık Baas rejiminin sona ermesiyle Suriye’de yeni bir döneme girildi. Bu gelişme hem Suriye’nin yeniden inşa süreci hem de Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin geri dönüş ihtimalleriyle birlikte birçok soruyu gündeme taşıdı. Suriyelilerin ülkelerine dönüşlerinin ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan nasıl etkiler yaratacağı tüm dünya için kritik önemde. 

 

18 AYLIK GEÇİŞ DÖNEMİ

 Fakat öncelikle Suriye’de güven ortamının oluşması ve yeni anayasanın, liderin ve yönetim şeklinin belirlenmesi gerekiyor. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Hadi El Bahra, ülkede özgür seçimlerin yapılabilmesi için ‘güvenli, tarafsız ve sakin bir ortam yaratmak’ üzere 18 aylık bir geçiş dönemi gerektiğini söyledi. Altı ay içinde anayasa hazırlanması gerektiğini ve ilk seçimin bir referandum olacağını kaydeden Bahra, “Yeni anayasa, parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi, yoksa karma bir sistem mi olacağını söyleyecek” dedi. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda 18 aylık bir süreç sonrasında Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler netleşecek ve Suriye halkının ülkelerine dönüp dönememesi kesinleşmiş olacak. Her ne sonuç olursa olsun, zor günlerde Suriye vatandaşlarının yanında olan Türkiye ile ticaret yollarının yeniden açılması, sınır bölgelerindeki yatırımların artırılması ve karşılıklı işbirliği projeleriyle iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yeniden filizlenmesi bekleniyor.

 


DÜNYA EKONOMİSİNE ENTEGRE 

 Suriye’nin izleyeceği ekonomi politikası dünyada da merak ediliyor. Bunun belirlenmesi için mevcut geçici hükümet, iş insanları ve Şam Ticaret Odaları heyetiyle bir araya geldi. Toplantının ardından Şam Ticaret Odaları Başkanı Bassel Hamwi, Suriye’nin yeni hükümetinin iş dünyası liderlerine serbest piyasa modelini benimseyeceğini ve ülkeyi on yıllardır süren yozlaşmış devlet kontrolünden küresel ekonomiye entegre edeceğini söylediğini aktardı. Hamwi, gümrüklerde uygulanan boğucu vergilerin de kaldırılacağını belirtti.

 

YENİDEN İNŞASI İÇİN TÜRKİYE ADAY

 Birleşmiş Milletler’e göre, Suriye’nin altyapı-üstyapı ve yeniden inşası için 400 milyar dolar gerekiyor. Ekonomik kazanımlar uzun bir sürece işaret etse de Suriye’nin yeniden imarı konusunda Türkiye’nin önemli görevler üstleneceği belirtiliyor. Türkiye’nin uluslararası deneyime sahip müteahhitleri, bölgeye yakın konumlanmış pek çok çimento ve demir çelik fabrikasının olması gibi faktörler ‘doğal avantaj’ olarak sıralanıyor. 

 

TAM İNŞA 10 YIL SÜRER 

Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasında büyük bir pay alacağını belirten Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, süreci izlemek gerektiğini belirterek, “Her şeyin yolunda gitmesi halinde yeni dönemde özellikle inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü için büyük bir fırsat penceresi açılacak” dedi. İç savaşın sürdüğü dönemde dahi Suriye’nin çimento ihracatındaki önemli konumunu kaybetmediğini dile getiren Akçay, şu açıklamalarda bulundu: “Yıllık 1.5 milyon ton civarında ihracat söz konusu. İç savaşa rağmen böyle bir kapasiteye ulaşıldı. Sadece savaş sürecinde yıkılan üstyapı ve altyapının ikamesi için 70 milyon tona yakın çimentoya ihtiyaç duyulacak. Bunun için minimum 10 yıllık bir süreden bahsetmemiz gerekir” dedi.  


Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu ise Türkiye’nin bölgede tecrübeli olduğunu belirterek, Suriye’nin Türkiye’nin ortaklığında 5 yılda birçok bölgede yaşanabilecek konuma gelebileceğini, 10 yıl içinde de ülkenin eski günlerine geri döneceğini söyledi.

 


İLK HEDEF 5 MİLYAR DOLAR

 Türkiye, 2023 itibarıyla Suriye ile ticari ilişkilerini yeniden canlandırmak için önemli adımlar atmaya başladı. Bu çerçevede, Ceylanpınar Sınır Kapısı’nın yenilenerek faaliyete geçirilmesi, iki ülke arasındaki ticaretin eski günlerine dönmesi için stratejik bir hamle oldu. 2010 yılında, Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi 2.5 milyar dolar seviyesine ulaşarak Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin yüzde 0.77’sini oluşturmuştu. Bu dönemde dostane ilişkiler ve Suriye’nin ekonomik istikrarı, ticaretin güçlü bir şekilde büyümesini sağlamıştı. Ancak 2011’de Suriye’de başlayan iç savaş, ülkenin ekonomik yapısını hızla çökertti ve Türkiye ile ticaretini ciddi ölçüde sekteye uğrattı. Savaşın etkileri, 2012 yılına gelindiğinde kendisini net bir şekilde gösterdi. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 565 milyon dolara kadar gerilerken, bu rakam Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin yalnızca yüzde 0.14’üne denk geliyordu. 

 

TİCARET KORİDORU
2024 yılına gelindiğinde, iki ülke arasında ticaretin kademeli olarak toparlanmaya başladığı görülüyor. İlk 10 aylık verilere göre, Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi, 1.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 


Bu rakam, Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin yüzde 0.26’sını oluşturuyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi için 2010 yılında belirlenen 5 milyar dolarlık hedefe dikkat çekerek, Ceylanpınar Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasının bu hedefi aşmak için önemli bir adım olduğunu vurguladı. Aslanoğlu, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye için iki önemli fırsatı beraberinde getirdiğini belirterek, şunları söyledi: “Suriye’nin yeniden inşasında Türk müteahhitlerin rol alması, özellikle inşaat sektöründe milyarlarca dolarlık yeni projelere kapı aralayabilir. Bölgedeki ticaret koridorlarının yeniden canlanması, Gaziantep, Hatay ve Mersin gibi sınır şehirlerimize ekonomik fayda sağlayabilir.”

 Suriye'de Baas rejiminin devrilmesinin ardından Şam Havalimanı yeniden faaliyete geçerken, Suriye Hava Yollarına ait yolcu uçağı yeni dönemde Şam Uluslararası Havalimanı'ndan Halep'e ilk seferini düzenledi.


YATIRIMLAR VE BEKLENTİLER

 

Suriye’de iç savaş başlamadan önce, Türkiye’nin bu ülkede yaklaşık 300 milyon dolar değerinde yatırımı bulunuyordu. Ancak istatistiklere dahil edilmeyen Halep ve çevresindeki Türk yatırımları da göz önüne alındığında, bu rakamın 1 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Bu yatırımlar, tutar açısından Suriye’de ikinci sıradayken, sayı bakımından birinci sıradaydı. Türk yatırımları özellikle çimento fabrikaları, turizm, gıda ve içecek, tekstil ve plastik sektörlerinde yoğunlaşıyordu. Savaşın ardından büyük ölçüde sekteye uğrayan bu faaliyetlerin, Suriye’nin yeniden inşa süreciyle birlikte yeni bir ivme kazanabileceğini belirten Prof. Dr. Aslanoğlu, yeni Suriye’de lider olabilecek sektörleri şöyle sıraladı:

* Çimento ve inşaat malzemeleri: Suriye’de altyapı ve üstyapı projelerinde çimentoya olan yoğun ihtiyaç, Türk çimento sektörünün önemli bir rol üstlenmesini sağlayacak.

* Lojistik ve taşımacılık: Bölgesel yakınlık ve güçlü lojistik altyapısı sayesinde, Türkiye’nin Suriye’ye taşımacılık ve lojistik hizmetlerinde öncü olması bekleniyor.

* Tekstil ve hazır giyim: Suriye, savaş öncesinde tekstil üretimiyle öne çıkan bir ülkeydi. Türk tekstil sektörü, bu alandaki yatırımlarıyla pazarda yeniden etkili bir konum elde edebilir.

* Gıda ve tarım: Yeniden yapılanma sürecinde temel ihtiyaçları karşılamak adına gıda ve tarım ürünlerine olan talep artacak. Türkiye, hem üretim kapasitesi hem de ürün çeşitliliğiyle bu sektörde güçlü bir aktör olabilir.

* Turizm ve konaklama: Savaş sonrası yeniden şekillenecek olan turizm sektörü, Türkiye’nin tecrübesi ve yatırımlarıyla canlanabilir. Özellikle otel inşası konusu gündemin ilk sırasını alabilir. Turizm yatırımı, en uzun vadeli yatırımlar arasında.

 

EN ÇOK NE ALDILAR?

 

TÜİK verilerine göre Türkiye, 2024 yılında Suriye’ye en fazla değirmencilik ürünleri ihraç etti. Malt, nişasta, buğday gluteni gibi kalemlerde 88 milyon 169 bin dolarlık ürün ihraç edildi. Bu alanda ikinci sırada hayvansal ve bitkisel yağlar yer alıyor. Türkiye, bu ürün grubundan 76.5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Üçüncü sırada ise 75.6 milyon dolarla plastik ve mamulleri yer alıyor. 

 

6.6 MİLYON

Dünya çapındaki Suriyeli mülteci sayısı

 

3 MİLYON

Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı

 

533 $

Suriye’de kişi başı milli gelir

 

11 BİN

Her ay ülkesine dönen Suriyeli sayısı