tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar,Türkiye’de artık siyasal sistem değişikliğinin bir tercih değil zaruret olduğunu söyledi. Oda’nın aylık meclis toplantısında konuşan Çağlar, “Koalisyonlara geçit vermeyen istikrarlı bir siyasal sistem kabul edilmelidir. İnanıyorum ki Türkiye, siyasi, diplomatik ve ekonomik açılardan bu sayede çok daha rahat nefes alır” dedi.

Çağlar, konuşmasında hem dünya hem de Türkiye tarihinde iz bırakan bir yılı geride bıraktıklarını söyledi. 2016’da dünyanın ekonomiden çok siyaset, terör ve askeri operasyonları konuştuğunu dile getiren Çağlar, şöyle konuştu: “Yani 2016, küresel arenada ekonominin yılı değildi; ne var ki dalgaları ekonomiye vuran çalkantıların yılıydı. Her şeyden önce son bir yılda bol seçimli, bol referandumlu günler yaşandı dünyada. İngiltere’nin Brexit denen AB üyeliği referandumu, Amerika’nın başkanlık seçimleri, Avusturya’nın cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte, toplumların siyasi tercihlerinde önemli paradigma kaymaları gördük.”

14 YIL ÖNCE TERCİHİMİZİ YAPTIK

Başkan Çağlar, özellikle ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını doğru tahlil etmek zorunda olduklarını vurgulayarak, medyanın, kanaat önderlerinin, derin Amerika’nın tüm aksi yöndeki çalışmalarına rağmen Trump’ın seçimleri kazandığını hatırlattı.

Çağlar, bunu şöyle değerlendirdi: “Bu bir yandan, ABD seçmeninin mevcut ABD politikalarına bir tepkisiydi, diğer yandan seçmenin tercihini klasik bir politikacıdan yana değil bir iş adamından yana koymasıydı. Krizden çıkmak için politikacıdan değil, iş dünyasından medet ummasıdır. Hatırlarsınız Türkiye bundan tam 14 yıl önce bu kararını verdi ve tercihini bir işadamından yana yaptı.”

TÜRKİYE BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR

‘Tek kutuplu dünya’ masalının alarm verdiğini dile getiren Çağlar, bu dönemde Türkiye’nin izlediği politikalarla öne çıktığına işaret etti. Bu durumun bazı çevreleri rahatsız ettiğini kaydeden Çağlar, bu nedenle Türkiye’yi aşağı çekme çabalarının yoğunlaştığını hatırlattı. Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, 2008 sonrasında bir türlü aşılamayan güven bunalımıyla, yalnızca faiz enstrümanına dayalı para politikalarıyla, küreselleşen terör olayları ve çaresizleşen insanlarıyla alarm veriyor. İşte böyle bir dünyada, bir ülke düşünün. Tam 14 yıldır durmadan büyüyor, üretiyor, dünyaya açılıyor. Gıptayla bakılan köprüleri, yolları ekonomiye kazandırıyor. Sadece bunlarla kalmıyor. Bölgesine ışık oluyor, umut oluyor, haksızlığa set çekiyor. 3 milyon Suriyeli kardeşine maliyet hesabı yapmadan evini, sofrasını, sinesini açıyor. İşte bundan rahatsızlık duyanlar, Türkiye’nin dünyaya bir meşale gibi ışık tutmasını arzu etmeyenler, ülkemize her cepheden saldırmaya başladılar. Adeta ekonomik bir soykırım uygulamaya çalışıyorlar. Döviz kurları üzerinden ülke ekonomimize yapılan algı operasyonu ve AB parlamentosunun aldığı müzakereleri dondurma kararı, Türkiye’yi aşağı çekme çabalarının somut bir kanıtıdır. Tüm bu çabalar bir işe yaramaz.”

Siyasal sistemdeki her aksaklığın, ekonominin bileğine vurulan bir kelepçe ve büyüyen Türkiye’nin önüne çıkan bir engel olduğunu vurgulayan Çağlar, darbelerin mirasını taşıyan Anayasa’nın değişmesi gerektiğini söyledi.

EKMEKLERİNE YAĞ SÜRMEYELİM

Çağlar, 2016’da ekonomide yaşananları ise şöyle değerlendirdi: “Dünyanın 2016’yı yüzde 3.1 büyüme ile kapaması bekleniyor. Yani 2015’e göre önemli bir artış yok. Çin bu yıl da yavaşlamasını sürdürdü. Petrol fiyatları 28 dolarlarla son 12 yılın en düşüğünü gördü. ABD’de seçim tartışmaları ekonominin önüne geçti. AB ise İngiltere’nin ayrılığıyla oldukça kan kaybetti. Türkiye, böylesi dalgalı dünya gündeminin arasında terörden darbe girişimine, mülteci dalgalarından Rusya krizine kadar pek çok olayla aynı anda baş etti. Şimdi diyorlar ki, ‘ekonomi iyi işaret vermiyor, siz yine de ekonominin iyi olduğunu söylüyorsunuz’. Evet, ekonominin iyiye gideceğini söylüyoruz ve buna inanıyoruz. Bakınız, ekonomi reel bir alan olmakla birlikte başta ‘güven’ olmak üzere duygularla da biçimlenen bir alandır. Eğer siz, ekonominize güvenmekten vazgeçer, karamsarlığa kapılırsanız tam da ülkenin krize girmesi için örtülü, örtüsüz tüm kumpasları kuranların ekmeğine yağ sürmüş olursunuz. Cumhurbaşkanımızın uluslararası alanda verdiği her mesaj bir kişi ve kesimin değil, bu aziz milletin tamamının kalbinden gelen mesajdır. Batı’yı çıkmaza sokan da işte bu üstten bakışla yaptıkları eksik analizler. Türkiye ekonomisi yaşadığı tüm özel durumlarla bile benzer ülkelerle kıyaslanınca olumlu ve umut veren bir yapıdadır.”

2017 YILI BEKLENTİLERİ

İTO Başkanı Çağlar, 2017’de sorumluluklarının çok büyük olduğunu belirterek, “Yeni yılda Trump sonrası ABD politikaları belirsizliğini koruyor. Fed’in olası faiz artırma hamlesiyle dünyada para bolluğundan para kıtlığına geçilmesi muhtemel. Petrol fiyatları için 50-60 dolar bandı, Çin’in büyümesi için de yüzde 6 seviyeleri konuşuluyor. AB’de ise ayrılıkçı rüzgarlar ve seçimler ekonomiden daha baskın olacak. Dünya büyümesi için yukarı yönlü bir trend beklenmiyor. Bu yüzden hep söylediğim gibi agresif ihracat stratejileriyle, var olan 18 trilyon dolarlık pazardan pay almak tek çaremiz” dedi.

Başkan Çağlar:
“Bizler son nefesimizi verinceye kadar ne Cumhuriyetimizin kılına zarar gelecek ne de Cumhurbaşkanımız yalnız kalacaktır.”

ŞANGHAY AB’NİN ALTERNATİFİ DEĞİL

Şanghay İşbirliği Örgütü’nün AB’nin alternatifi olmadığını söyleyen Çağlar, “15 trilyon dolarlık Şanghay Birliği ve 1.7 trilyon dolarlık Körfez bölgesi bizi bekliyor. Körfez pazarına nasıl daha hızlı girebiliriz, birlikte cevap arayacağız” diye konuştu.

RUSYA İLE AÇIĞI KAPATMALIYIZ

Rusya ile aradaki ticari açığın hızla kapatılması gerektiğine dikkat çeken Çağlar, “2016’da bir önceki yıla göre hâlâ yüzde 55 kayıptayız. Temaslar yürürken, iş dünyasının da Rusya pazarından umudu kesmeden, ilişkilerimizi artırmamız gerekiyor” dedi.

BUNUN ADI PSİKOLOJİK HARP

Meclis toplantısının açılışında üyelere hitap eden Oda Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, son aylarda ekonomideki manipülasyon çabalarına dikkat çekti.

15 Temmuz’da asker kisvesinde yapılmaya çalışılan müdahalenin, bugün ekonomi üzerinde sahnelendiğini belirten Avdagiç, şöyle konuştu: “Şunu açıkça söylüyoruz. Bunun adı ne ekonomik kriz, ne resesyon. Bu tam manasıyla psikolojik harp, ekonomi üzerinde spekülatif ameliyat hevesleridir. Büyüme gayretlerine vurulmak istenen darbedir. Ama bu uğursuz gayretlerin sahipleri bilmiyor ki Türkiye, bilgisayar ekranlarındaki grafiklerden ibaret değildir. Bu ülkenin asıl gücü; Türk Lirası’dır, yerli sermayesidir, üretimidir.”

Türkiye’yi; doların grafikleri ya da sanal piyasalarda oyun oynayanlar değil iş kapısı açan, üretim çarklarını çevirenlerin büyüttüğünü vurgulayan Avdagiç, “İş dünyası olarak dolara, Euro’ya değil bu aziz millete inanıyor, Türk Lirası’na güveniyoruz” dedi.

MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE

KÖMÜR, VAZGEÇİLMEZ ENERJİ KAYNAĞIMIZ

Hüseyin Akarçeşme - Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Albayrak’ın 11 Kasım’da kömür hakkında yaptığı konuşma, sektörümüz için çok önemli. Enerjide verimlilik, tasarruf ve çeşitlilik vazgeçilmez. ABD enerjisinin yüzde 45’ini, İngiltere yüzde 39’unu, AB ülkeleri ortalama yüzde 34’ünü kömürden elde ediyor. Bizde ise bu oran yüzde 12. Bakanlığımız, bu oranın yüzde 16’ya yükselmesi için çalışıyor. Enerjide çeşitlilik için doğalgazın payı yüzde 60’tan yüzde 30’lara çekilmeli, kömürün payı ise yüzde 30’a yükselmeli. İnsan sağlığını ve çevreyi tehdit etmeden bu kömürü yakmak mümkün. Sıfır emisyonla kömür yakma teknolojilerine sahibiz. Sanayiciler, yerli kömürle üretilmiş elektriği daha ucuza temin ettiğinde rekabet avantajı sağlar.

DAMGA VERGİSİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Sait Kılıç - Kargo, Posta ve Depolama Meslek Komitesi: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki genç işsizliği oranı, ülke ortalamasının üç katı. Bu bölgelerde Oda olarak proje yapılmalı. Ticari hayatımızı etkileyen taşınır mal rehni konusunda da kolaylık sağlanmalı. Damga vergisi de iş dünyasını olumsuz etkiliyor. Örneğin yeni iş yeri açmak için kiralama yapmak gerektiğinde hem kiracıdan hem kefilden ayrı ayrı damga vergisi alınıyor. Hem de 10 yıllık kiralama ise 10 yıl üzerinden vergi isteniyor. Bunun sadece kiracıdan ve sadece 1 yıl için alınmasını istiyoruz. Finans sektörünün de reel kesime destek olmasını bekliyoruz. Bu konuda iş dünyası lehine yasal düzenleme istiyoruz.

TEKSTİL GİRDİLERİNDE TL’YE DÖNÜLMELİ

Davut Tolga Batallı - İplik ve Elyaf Ürünleri Meslek Komitesi: Hammadde ara mal girdisinin yüzde 90’ı dövizle alınıyor. İpliği dövizle alırken ürünü de dövizle satmak zorundayız. Sektörün girdisi olan elyaf ve polyesteri sağlayan fabrikaların dövizle satışına bağlıyız. İTO’nun tekstil girdilerinin de TL’ye dönüşmesi için bir kampanya yapması halinde bunun bütün sektöre faydası olur. Rekabet için ana girdilerin dengeli olması lazım. Ayrıca teşviklerin mevcut firmalarımız için de verilmesini hatırlatıyoruz. Diğer yandan Ar-Ge teşviklerinde, minimum ihracat birim bedelinin üzerine çıkanlara ilave maddi kaynak sağlanması halinde katma değerli ürün yapan sanayicilere çok faydası olacak.

TAŞIMADA ALTERNATİF DÜZENLEME YAPILMALI

Levent Birant - Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi: Komitemizin 16 bin 895 üyesi var.

Bu arada dünyanın 67 ülkesinde 300 şehirde taşımada UBER diye bir sistem mevcut. Piyasa değeri 60 milyar dolar olmuş. Bu sistemler yabancı yatırım çekiyor. Bu gelişmeler Türkiye’deki sektörü de etkiliyor. Bugün İstanbul’da 18 bin taksi, 7.5 milyonluk Londra’da ise 19 bin taksi, 10 milyonluk Paris’te 25 bin taksi var. İstanbul’da bir taksi plakasını 1.7 milyon liradan ilana çıkarıyorlar, aylık 7 bin TL kirası var. Fakat taksi plaka sayısı değişmiyor. Diğer yandan taşıma hizmetlerinin bir kısmı kaçak olarak yürütülüyor.

Bunun düzenlenmesi ve hem yatırımın hem yerli firmaların desteklenmesi lazım.

NOTERDEN TAPU SİSTEMİ

Emrullah Tellioğlu - Konut İnşaatı Meslek Komitesi: İnşaat sektörünün en büyük sorunu tacirlerin bu sektöre girmesi. Bu kadar serbestlik olmamalı. Diğer yandan ‘tapuların noterden verilmesi’ şeklinde bir teklif var. Biz özellikle toplu satış yaparken, müşterilerimizi ve noteri ofisimizde buluşturmak ve işlemlerini hızlıca yapmak istiyoruz. Bu arada şehir planlaması yapılmadan yapı dönüşümlerine müsaade edilmemeli. Yabancılara konut satışı hususunda da sıkıntı var. Şehrin sosyal yapısı bozulacak diye endişe ediyoruz. Satalım ama bunun belli kıstasları olsun istiyoruz. Bu arada Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta ayın 17’sinde bizi kahvaltıya çağırıyor. Birlik olma zamanı. Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı dostlarımızı da davet ediyorum.

İNTERNETTE EMLAK İLANLARI TL OLSUN

Nuri Özelmacıklı - Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi: Gayrimenkulde ilanlar TL üzerinden gösterilmeli. İnternette bütün web sitelerinde satış ve kiralamada TL kullanılması yönünde karar alınmalı. Oda olarak tavsiye niteliğinde bir karar alabiliriz. Gayrimenkul satın almada biz yüzde 18 KDV ödüyoruz ancak bankalar ödemiyor. Üstüne binde 3 damga vergisi de veriyoruz. Diğer yandan tapu harcı bedeli de önemli bir sorun. Bu da kaçağa sebep oluyor. Ayrıca emlak firmaları projelere sokulmuyor. En büyük yaramız bu. Tapu işlemlerinin noterde yapılması yönündeki teklifleri ise kabul etmiyoruz. Tapu notere geçerse çok olumsuzluklar yaşanır, vekalet konusundaki hileleri hatırlatmak isterim.

BÜROKRATİK ENGELLERİ YERİNDE AŞABİLİRİZ

Bayram Bilgin - Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Her sektör bürokratik zorluklardan şikayetçi. Ancak problemlerin bir kısmı kanun çıkarılarak çözülebilir, bir kısmı ise yerinde çözebileceğimiz idari problemler. Diğer yandan kur farkı bilançoları bozmaya başladı. Kurdan yüksek kârlar da ortaya çıkabilir, dönem sonunda vergi yükü oluşabilir. Çözüm için kanun değişikliği lazım. Olağanüstü durumlar için ‘dengeleme’ imkanı sağlanmalı. Eximbank kredileri de TL’ye dönüştürülmeli. Yeni kurulan şirketlerin tasdik işlemleri ticaret sicil müdürlüklerinde yapılabilmesi yönünde bir kanuni düzenleme yapıldı. Şirket kurucuları, notere gitmeden direkt ticaret sicilden işlemini yaptırabilecek.

YABANCIYA SATIŞTA AVANTAJ SUNULMALI

Karabet Hemengül - Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi: Tapu işlemlerinin noterde yapılmasına karşıyım. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile görüşüyoruz. Yeminli tapu bürosu kurma gibi bir çalışma var. Belirli bölgelerde konforlu ortamlarda işlemler halledilecek tapu işlemi imzaya hazır hale getirilecek. Biz de resmi olarak çalışan emlak bürolarının bu sistemde yer almasını istedik. Diğer yandan parası olan herkesin inşaat işine girmesinden rahatsızız. Yabancılara satışta ise satıştan başka ne sunabiliriz diye düşünmeliyiz. Birçok ülkede gayrimenkul satın alan yabancıya vizeden oturma iznine kadar birçok konuda kolaylık sağlanıyor.

TC demek TL demek, Türkiye demek Türk Lirası demek. Gelin ekonomimize hep beraber sahip çıkalım.

GÜMRÜK BİRLİĞİ KURALLARINA DİKKAT

Serdar Keskin - Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: Gümrük Birliği’ne 20 yıl önce girdik ancak çok şey değişti. AB’nin Türkiye’ye karşı tavrı belli. Buna yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemlerini de hepimiz biliyoruz. Tankını yapan ülke, kendi milli gümrük kanununu da yapabilir. Yalnız burada bazı global tuzaklar var. Binlerce gümrük müşavirliği firması işsiz kalabilir. Diğer yandan Avrupa’da İslâm karşıtlığı yükseliyor. Ülke menfaatlerini nazari dikkate almakta fayda var.

12 Aralık 2016 Pazartesi

Etiketler : Gündem