tatil-sepeti

Startup yatırımlarında aktif bir şekilde rol oynayan girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF), 2022 yılı sonunda yaklaşık 66.1 milyar liralık fon büyüklüğüne erişirken bir önceki yıla göre de yüzde 318 büyüme gösterdi.


Fon büyümesindeki başarı GSYF sayısında da yaşandı. SPK lisanslı portföy yönetim şirketleri tarafından kurulan GSYF sayısı ise 2022’de yaklaşık yüzde 50 oranında arttı ve 94 yeni GSYF kuruldu.

 

HABER: ŞEREF KILIÇLI

 

Türkiye’deki startuplara geçtiğimiz yıl tohum, erken ve sonraki aşamalarında toplam 1 milyar 593 milyon dolar tutarında yatırım yapıldı. Startups.watch’ın verilerine göre, 1 milyar 593 milyon dolarlık yatırım içinde 273 milyon dolarlık yatırım tohum aşamasında yapıldı. Tohum aşamasındaki yatırımlarda bir başka önemli veri de 2021 yılına göre yüzde 98 büyüme göstermesiydi. Yatırımcılar, güvendikleri girişimlere ilk can suyunu verme aşamasında artık daha büyük kaynaklar ayırıyor. Kurumsallaşmaya giden yoldaki ilk adımı atmalarına da artık daha çok destek veriyor.


KURULUŞ 2014’TE BAŞLADI


Yeni nesil girişimlere yapılan yatırımlar konusunda bir başka dikkat çeken veri; 2022 yılında 300 yatırımdan 103’ünde yatırımcılar arasında en az bir girişim sermayesi yatırım fonu (GSYF) vardı. Yani, startup yatırımların yüzde 34’ünde GSYF’ler yer almış. Ayrıca GSYF’lerin yer aldığı 103 yatırımın 92’sinin tohum aşamasında olması da dikkat çekti. Startup yatırımlarında aktif bir şekilde rol oynayan GSYF’ler, girişim ekosistemine 2014 yılında dahil oldu. Bu alanda, 2022 yılı sonunda yaklaşık 66.1 milyar liralık fon büyüklüğüne erişilirken, bir önceki yıla göre de yüzde 318 büyüme sağlandı. SPK lisanslı portföy yönetim şirketleri tarafından ilgili düzenlemelere tabi olarak kurulan GSYF sayısı ise 2022’de yaklaşık yüzde 50 oranında arttı ve 

94 yeni GSYF kuruldu.


POZİTİF İVME YAKALANDI


İstanbul Ticaret’e yaptığı açıklamada, kurumsal ve bireysel yatırımcıların girişim sermayesi yatırımlarına yönelik farkındalığının hızlı bir biçimde arttığını belirten Arz Portföy Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Murat Onuk, şöyle konuştu: “Geçen yıla kıyasla yüzde 210 oranında artan GSYF nitelikli yatırımcı sayısı 4 bine yaklaştı. Bu artışta GSYF’lerin yatırımcılara sunduğu çeşitli hak ve avantajların etkili olduğu görüşündeyim. Girişim ekosistemine küresel ölçekte durağan bir görünüm hakim olurken ülkemizde girişim sermayesi yatırımlarında son yıllarda sarf edilen özverili çabalar neticesinde yakalanan pozitif ivme sürdü. Tohum aşamasındaki girişimlere sağlanan yatırımlarda da önemli bir başarı elde edildi. Başlangıç ve tohum aşamasında yer alan girişimlerin yatırım olanaklarına erişmesi, yenilikçi fikirlerin hayata geçirilebilmesi açısından da oldukça önemli. Bu açıdan değerlendirildiğinde ülkemizde girişimcilik kültürünün yaygınlaştığını ve girişimcilik ekosistemimizin derinlik kazandığını söyleyebiliriz.” 


YATIRIM SERİSİ DAĞILIMI


GSYF’lerdeki yükselişin girişim ekosisteminde olumlu etkilerinin görüldüğünü söyleyen Startups.watch Kurucusu Serkan Ünsal, aynı başarının yatırım serilerindeki dağılımda da sağlanması gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Yatırımcı sayısının artması ekosistemimiz için çok güzel bir gelişme fakat yatırım turlarını birer basamak olarak düşünürsek her basamakta yeterli sayıda yatırımcı olması gerekiyor. Eğer bazı basamaklarda yeterince yatırımcı olmazsa girişimler patinaj çekmeye başlıyor. Kurulan GSYF’lerin ön tohum, tohum, Seri A, Seri B, Seri C diye dağılması gerekiyor. Şu anda GSYF’lerin çoğu tohum aşamasına yönelmiş gibi gözüküyor. Bu, ileride tohum yatırım almış fakat bir sonraki aşamada yatırımcı bulamamış birçok girişimin olmasına neden olabilir. Bu da ekosistemin sağlıksız büyümesine yol açabilir. O yüzden GSYF’lerin iyi dağılması çok önemli.”


VERGİ AVANTAJI SAĞLANIYOR


Vergi konusundaki teşvik ve kurumsallaşmanın da GSYF’lerdeki yükselişe katkı sağladığına dikkat çeken İstanbul Ticaret Üniversitesi Finans Enstitüsü Sermaye Piyasası Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Gürbüz ise şöyle konuştu: “GSYF üzerinden yapılan yatırım tutarı kadar kısım için kurumlar vergisi istisnası uygulanması ve başarılı girişimlerin sayısının artması yatırımcının ilgisini GSYF’lere çevirdi. Ayrıca melek yatırımcıların yatırım operasyonunu profesyonel yönetilen GSYF’lere bırakmak istemesi de diğer bir etken olarak değerlendirilebilir. Şirketler, son yıllarda hem vergisel avantajlardan yararlanmak hem de kendi girişimlerini fonlamak için GSYF kurmaya yöneldi.”



GİRİŞİMLERİN YURT DIŞINA AÇILMA İSTEĞİ



Tohum aşamasında sağlanan fon başarısının Seri B ve üzeri turlarda devam edebilmesi için startupların iş planında vadettiği büyümenin planlandığı şekilde ilerlediği ve ilerleyeceği konusunda yatırımcıları ikna edecek çıktılar sunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ali Osman Gürbüz, girişimlerin yurt dışına açılması konusunda ise şunları kaydetti: “Girişimlerin yurt dışına çıkmak istemesinde iki temel neden var. Bunlardan birincisi, ihtiyaç duyulan fona ulaşmak, diğeri ise ürünlerini küresel pazarlara daha rahat ulaştıracağına inanılan bir lokasyonda olmak. Ayrıca son yıllarda girişimlerin ihtiyaç duyduğu fona erişmeleriyle ilgili üç önemli gelişme yaşandı. İlk olarak, GSYF’lerin sayısı ve topladıkları fon büyüklükleri arttı, startuplara aktardıkları fon tutarlarında önemli artışlar gerçekleşti. İkincisi, 3 Ekim 2019 tarihinde Paya Dayalı Kitle Fonlama Tebliği’nin yayınlanmasının hemen ardından SPK’dan lisans alarak yatırımcı ve girişimcileri buluşturan kitle fonlama platformları kuruldu ve bunlar çok geçmeden startupların fona erişimine katkı sunmaya başladı. Son olarak, melek yatırımcı kültürünün gelişmesiyle birlikte, melek yatırım ağlarında, melek yatırımcı sayısında ve melek yatırımcıların startuplara aktardığı fon tutarlarında önemli artışlar gözlemlendi. GSYF, kitle fonlama platformları ve melek yatırım ağları ile ilgili bu olumlu gelişmeler, startupların ihtiyaç duyduğu fona erişmekle ilgili problemlerinin belirli bir ölçüde çözülmesi eğilimini gösteriyor. Bütün bunlara rağmen ülkemizdeki startupların ürünlerini küresel pazarlara ulaştırmak için İngiltere, ABD vb. ülkelerde konumlanmanın getirdiği avantajlara erişebilmeleri yakın vadede kolay gözükmüyor.”


METRİKLERİ İYİ OLAN GİRİŞİMLER İÇİN İYİ BİR ORTAM VAR


Tohum aşamasındaki yatırımlarda son dönemde sıkıntı çekilmediğini ifade eden Serkan Ünsal, şu önerilerde de bulundu: “Kitle fonlama ve GSYF’lerin gelmesiyle tohum aşamasındaki yatırımlarda finans bolluğu var diyebiliriz. Tabii global resesyondan dolayı yatırımcıların girişimleri seçerken metrikleri daha dikkatli ve hassas incelemesi gerekiyor. Metrikleri iyi olan girişimler için iyi bir ortam var. Metrikleri kötü olan ya da yeterince iyi olmayan girişimler ise yatırım almadan önce pazara odaklanmalı ve metriklerini toparlamaya çalışmalı. Bu yapılmazsa, yatırım almak onlar için avantaj değil, dezavantaj olabilir.”



GSYF’LERE NASIL YATIRIM YAPILABİLİR?



Bireysel ve kurumsal yatırımcıların GSYF’lere nasıl yatırım yapabileceği konusunda ise Murat Onuk’un tavsiyeleri şu şekilde: “Nitelikli yatırımcı niteliğine sahip girişim sermayesi yatırımlarına ilgi duyan bireysel ve kurumsal yatırımcılar, GSYF yöneten portföy yönetim şirketleri aracılığıyla ilgili fonlardan katılma payı alabilirler. Yatırımcılar GSYF yatırım seçeneklerini değerlendirirken fonun kurucusunu/yöneticisini, yatırım stratejisi ile risk/kazanç profilini, fonun denetim, değerleme, mali, hukuki ve vergi danışmanlarını, yönetim ve performans ücreti oranları gibi birtakım esasları göz önünde bulundurmalı.”

27 Şubat 2023 Pazartesi