tatil-sepeti

HABER: ŞEREF KILIÇLI

DİJİTAL dönüşüm sürecinde tüketici davranışları da çok hızlı bir şekilde değişiyor. Tüketici davranışlarındaki değişim ise sınır ötesi e-ticareti de derinden etkiliyor. Uluslararası Danışmanlık Kuruluşu Invesp’in raporuna göre, 2019 yılında 826 milyar dolar olan sınır ötesi e-ticaretin 2020 yılında 1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe erişeceği tahmin ediliyordu. Ancak koronavirüs salgını, sınır ötesi e-ticaretin yani global e-ihracat pazarının hacmini radikal bir şekilde büyüttü. Salgın sürecinde global lojistik şirketlerinin yaptırdığı yeni araştırmalarda, sınır ötesi e-ticaretin 1.5 trilyon dolarlık bir hacme ulaştığı yani ilave 500 milyar dolarlık bir pazar oluştuğu belirtiliyor. Söz konusu rakam yüzde 81.6’lık büyümeye karşılık geliyor.

ETGB UYGULAMASI

Türkiye de sınır ötesi e-ticarette, yani mikro ihracatta etkinliğini artırmak ve küresel rekabette daha fazla söz sahibi olmak istiyor. Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) uygulaması da bu yönde atılan adımlar arasında yer alıyor. Düzenleme çerçevesinde, gönderi ağırlığı 300 kilogram ve fatura değeri 15 bin Euro’yu geçmeyen ürünler ETGB ile ihraç edilebiliyor. Bu yöntem, ihracatçının gümrükte çeşitli prosedürlerle uğraşmamasını da sağlıyor. Çalışılan kargo firması, ETGB ile gümrük prosedürlerini yerine getiriyor. Mikro ihracatta diğer avantajlara bakıldığında, ürünlerin ABD’ye gönderimlerinde maliyet 800 doları geçmemişse gümrük muafiyeti var. Avrupa’ya gönderimlerde ise 22 Euro’yu aşmamışsa KDV muafiyeti uygulanıyor.

İTO’DAN WEBİNAR

Üyelerini yeni nesil ticaret hakkında bilgilendirmeyi sürdüren İstanbul Ticaret Odası, e-ticarette yaşanan bu gelişmelerin değerlendirildiği ‘Yeni Normalde e-İhracat’ konulu webinar gerçekleştirdi. Oda’nın youtube kanalından canlı olarak yayınlanan webinarda DHL Express e-Ticaret Proje Yöneticisi Onur Külçebaş sunum yaptı. AB ülkelerine yapılan mikro ihracattaki avantajlara değinen Külçebaş, şu bilgileri verdi: “AB ülkelerinde 22 Euro fatura bedeline kadar vergi alınmıyor. 22 Euro ila 150 Euro arasında sadece KDV ücreti alınıyor. Fatura bedeli, 150 Euro’nun üstünde ise hem KDV hem gümrük vergisi alınıyor. Türkiye AB’ye dahil değil fakat Gümrük Birliği’ne dahil. Bu durum Türk ürünlerine gümrük vergile-rinden kurtulma avantajı sağlıyor. Gümrük vergilerinden muaf olma avantajı var fakat KDV ücreti baki kalıyor. KDV ücreti, AB ülkelerinde ortalama yüzde 20 seviyesinde.”

İNGİLTERE’DEKİ PROSEDÜR

Brexit sonrasında İngiltere’ye sınır ötesi e-ticarette artık yeni prosedürlerin geçerli olduğunu belirten Külçebaş, şöyle konuştu: “İngiltere, AB’den ayrıldı ve geçiş süreci sona erdi. İngiltere’ye B2C (firmadan tüketiciye) e-ticaret yapmak istiyorsanız bu ülkedeki KDV değişikliğini takip etmeniz gerekiyor. İngiltere, KDV uygulamasını şöyle değiştirdi: ‘Satıcıya KDV’yi artık sen satış yaparken tahsil et. Sonra benim ülkemde kaydını yaptır ve benim ülkemde öde’ diyor. Mesela, İngiltere’ye 100 poundluk bir mal sattığınızda, alıcı ülkedeki vatandaştan 120 pound tahsil edeceksiniz. 20 pound KDV’yi daha sonra HMRC’ye (İngiltere Gelir ve Gümrük İdaresi) kaydolup ödemeniz gerekiyor.”

HIZLI TESLİMAT YÜKSELEN TREND

Hızlı teslimatın e-ticaretteki artan önemine de dikkat çeken Onur Külçebaş, şu bilgileri verdi: “Yeni tip müşterilerde, müşterilerin yüzde 91’i bir websitesini eğer hızlı teslimat gibi hizmetler yoksa alışveriş yapmadan terk ediyor. Müşterilerin sadece yüzde 47’si iki günde teslimatı hızlı teslimat olarak değerlendiriyor. Ücretsiz teslimatta da trend tersine dönmeye başladı. Geçen sene müşterilerin yüzde 86’sı ücretsizi hızlıya tercih ederken şimdi bu oran yüzde 79’a düştü. Bu bakımdan Türkiye merkezi konumuyla lojistik olarak avantajlı. ABD, Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına iki günde teslimat yapma imkanı var.”

AB, TEMMUZDA KDV MUAFİYETİNİ KALDIRACAK

AB’nin, değeri 22 Euro’yu geçmeyen gönderiler için uyguladığı KDV muafiyetini Temmuz 2021’de kaldıracağı bilgisini de veren DHL Express e-Ticaret Proje Yöneticisi Onur Külçebaş, şunları kaydetti: “AB ülkelerinin çoğunda ‘De Minimis KDV Muafiyeti’ uygulanıyor, yani değeri 22 Euro’yu geçmeyen gönderilerden KDV ücreti alınmıyor. Ancak Temmuz 2021 itibariyle bu muafiyet kaldırılacak. Yani bu tarihten itibaren AB gümrük bölgesine gönderilecek her gönderi için vergi çıkacak. Düzenlemenin gerekçesine bakıldığında, AB bu muafiyet sebebiyle yıllık 7 milyar Euro kayıp yaşadığını tahmin ediyor ve bunu önlemek istiyor.”

B2B DE MÜŞTERİ DENEYİMİNE ODAKLI

Sınır ötesi e-ticarette asıl fırsatın B2B’de (firmadan firmaya) olacağına inandıklarını belirten Külçebaş, “Türkiye için bu alanda daha büyük bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. B2B e-ticaret geleceğin endüstriyel devrimi olarak görülüyor. İster B2B ister B2C şirketi olun, nasıl bir müşteri deneyimi oluşturduğunuza dikkat etmelisiniz. B2B müşterileri de B2C tüketicileridir. Artık B2B satınalmacıların yüzde 80’i, B2C müşterisi olarak yaşadıkları deneyimi talep ediyor. Yani aynı standartları istiyorlar. Forrester’ın araştırmasına göre, B2B firmalar sadece satış yapmak yerine artık müşteri deneyimine de odaklanacaklar. Şirketlerin en az yüzde 89’unun ağırlıklı olarak müşteri deneyimi alanında rekabet etmesi bekleniyor. Bu rakam 2012 yılında yüzde 36 seviyesindeydi” dedi.

E-PAZARYERİ Mİ YOKSA KENDİ E-TİCARET SİTEN Mİ?

e-ticaret ekosisteminde tüketicilerin büyük bir kısmının ihtiyaç anında en iyi çalışan kanaldan alışveriş yapmayı tercih ettiğini vurgulayan Külçebaş, e-pazaryerinde bulunmak ile kendi e-ticaret sitesinden satış yapmak konularında şu tavsiyelerde bulundu: “Tüketicilerin yarıdan fazlası alışveriş öncesi ürün araştırması için e-Pazar yerlerini kullanıyor. Bu nedenle e-pazaryerlerinde bulunmanız önemli. Ancak burada uzun dönemli bir marka-tüketici ilişkisi oluşturmak nerdeyse imkansız. Önerimiz, e-pazaryerlerinde de bulunun, fakat yatırım ve enerjinizi ağırlıklı olarak kendi marka ve websitenize harcayın. e-pazar-yerleri ile kendi e-ticaret sitenizi karşılaştırdığınızda ikisinin de avantajları ve dezavantajları var. e-pazaryerleri size başlangıç için ayırabileceğiniz bütçenin çok ötesinde imkanlar sağlıyor. Ürünlerinizi dünya çapında en büyük e-ticaret pazarlarında oldukça makul pazarlama masraflarıyla milyonlarca tüketiciye ulaştırabiliyorsunuz. Buna karşılık müşterileriniz asla sizin müşteriniz olmaz. Müşteriler o e-pazaryerlerini bilirler ve onun müşterisidirler. Dolayısıyla müşterilerinizle bir bağ oluşturamazsınız ve markanız ikinci planda kalır. e-pazaryerlerinde olunmalı fakat sadece oraya ürünü yüklemekle kalınmamalı. Bulunduğunuz pazaryerinin kendine özgü araçlarını mutlaka kullanıyor olmanız da gerekiyor.”

15 Mart 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem