Pazartesi, 25 Kasım, 2024
Bugünkü finans sisteminin dünyada yaşanan güven sorununa bağlı talep daralmasını çözemediğini belirten İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, negatif faiz gibi yöntemlerle sorunlara çare bulunamayacağını söyledi. Çağlar, dünya finans sistemindeki problemlerin ancak finans sisteminin, reel sektöre uygun şekilde dizayn etmekle giderilebileceğini dile getirdi.
Mart ayı Oda Meclis toplantısında konuşan İTO Başkanı İbrahim Çağlar, 3. Köprünün iki ayağının birbirine bağlandığını hatırlattı. İbrahim Çağlar, dünyanın en geniş köprüsüne ev sahipliği yapıyor olmanın keyfini yaşadıklarını belirterek, köprünün hayırlar, uğurlar getirmesini diledi. Çağlar konuşmasına, yılın üçüncü çeyreğinde dünya ekonomisinin genel durumunu değerlendirerek devam etti. Dünya ekonomisinde dalgalı seyrin hâlâ devam ettiğini vurgulayan Çağlar, bunun nedeninin güven eksikliğinden kaynaklandığına işaret etti.
DÜNYADA TALEP ARTMIYOR
Çağlar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkması gündemde. 23 Haziran’da bu konuda referandum olacak. Amerika’daki ekonomi tartışmalarına şimdi de seçim tartışmaları eklendi. Petrol fiyatları ise birkaç haftadır35 dolarların üzerine tutunmuş olsa da petrol üreticisi ülkeler için ekonomik daralma devam ediyor. Geçen hafta Brezilya 2015 yılında yüzde 3.8 küçüldüğünü açıkladı. Temelde küresel piyasalarda hâlâ şu sorun var: Güven bunalımı. Talep bu nedenle artmıyor.”
En son yapılan G20 toplantısında “Helikopter Para Politikası” denilen bir teşvik politikasının önerildiğini anlatan Çağlar, bu sistemin, insanların hesabına doğrudan para yatırarak, havadan para saçarak ekonomiyi canlandırma esasına dayandığını söyledi. Çağlar, “Gelinen nokta bu. Soruyorum o zaman, neye yaradı bu çetrefilli finans sistemi?” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM REEL SEKTÖR
Bu tür önerilerle ve negatif faiz gibi yöntemlerle sorunların çözülemeyeceğini vurgulayan Çağlar, çarenin finans sistemini, reel sektöre uygun şekilde dizayn etmekten geçtiğini belirtti. Çağlar, şöyle devam etti: “Bunun en basit yollarından biri de proje finansman ortaklığı sistemini fonlamanın merkezine taşımak. Faize dayalı, hatta faizin faizine dayalı, hesaplanamayan riskler içeren ve sonunda hiçbir reel değere dönüşmeyen sanal yatırım araçları, dünyaya tahminlerden pahalıya patladı. Kâğıt üzerinde büyüyen rakamlar, sonunda milyonlarca kişinin işsiz ve evsiz kalmasına neden oldu. Bu yüzdendir ki dünyada İslami finans sistemi son15 yıldır senelik yüzde 10’un üzerinde büyüme kaydediyor. Londra, bu işin merkez üssü olmak için çalışıyor. Bu çıkış yolunun içinde üretim, istihdam artışı, reel ekonomi olmak zorunda. İşte kâr-zarar ortaklığı sistemi bu unsurların hepsine sahip.”
RİSK VE RIZKI PAYLAŞMAK
İslami finans sisteminde, ekonomiye dönüşmeyen faiz gelirlerinin, nereye harcandığı belli olmayan sermayenin söz konusu olmadığının altını çizen İbrahim Çağlar, “Hem riskin hem de rızkın paylaşıldığı, sermayenin reel mal ve hizmetlere, istihdama ve üretime dönüştüğü bir ekonomi anlayışından bahsediyoruz. Geçtiğimiz haftalarda ülkemizde bu konuda güzel bir adım da atıldı. Yönetim Kurulu üyelerimizden Öztürk Oran başkanlığında Vakıf Katılım kuruldu” dedi.
BANKALAR VE KREDİ
Son dönemde özellikle bankaların yeni kredi açmaya ve limitleri kullandırmaya sıcak yaklaşmadıklarını anlatan Çağlar, şöyle devam etti: “Diğer taraftan çekte hapis cezasının kalkmasıyla çekin itibarı da oldukça zedelendi. Komşu ülkelerdeki sıkıntılar dışarıdan gelen nakit akışını bozdu. Böyle olunca KOBİ ne yapsın? Sonra ‘neden ülkemizdeki KOBİ’lerin yüzde 57’si 10 yıl içinde kapanıyor’ diye merak ediyoruz.”
DIŞ AKTÖR OLMALIYIZ
Dış pazarlar konusunda ülke olarak topyekun bir çaba içerisine girildiğini hatırlatan Çağlar, pazar arayışları hakkında da şu bilgiyi verdi: “Bu bağlamda, Rusya ile turizm ve ticaret ilişkilerimizin yeniden geliştirilmesi için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak Rusya’ya ziyaret organize etmeye çalışıyoruz. Yeni dünyada ‘esneklik modeli’ni uygulamadan var olmak hayli zorlaştı. Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanımızla, kalabalık bir iş adamı heyeti olarak önce Güney Amerika’ya gittik. Geçtiğimiz ay sonu da Batı Afrika’da kapsamlı bir diplomatik ve ticari ziyareti birlikte gerçekleştirdik. Bugün hep birlikte bu yanlışı düzeltmek için çalışıyoruz. Daha önce etkin olarak var olamadığımız bu kıtada artık önemli bir dış aktör olmanın peşindeyiz. TİKA ile birlikte TÜRKMEK projesini yürütüyoruz. Oradaki gençleri ülkemizde ağırlayıp, mesleki eğitim veriyoruz. Böylelikle Türk yatırımcısının Afrika’daki bağlantı sorununa ve eleman ihtiyacına çözüm üretiyoruz. Bugüne kadar aşağı yukarı 1.000 gence bu projeyle birlikte eğitim verdik. Yatırım fırsatlarını şimdiden değerlendirmek gerek.”
YATIRIM ÇEKİYORUZ
Şubat ayında açıklanan rakamlara göre Türkiye’nin geçen yıl tam15.6 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çektiğini anımsatan Çağlar, “Credit Suisse de geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki tahvillere yönelme çağrısı yaptı. Demek ki Türk ticareti dünyada olumlu bir algıya, itibara sahip. Bunu çok daha fazla kullanmak bizlere düşüyor” şeklinde konuştu.
İstanbul Ticaret Odası’nın da bu çaba doğrultusunda, Türkiye markalarını dünya çapında daha çok duyurmak için çalıştığını vurgulayan Çağlar, gayrimenkul sektörü için Fransa’nın Cannes şehrine dev bir çıkarma yapacaklarını söyledi. Çağlar, bugüne kadarki en geniş katılımla, 700 metrekarelik bir alanda, Yaşayan İstanbul Maketi’ni Mipim Fuarı’nda en üst seviyede tanıtacaklarını hatırlattı.
YARALARI SARMA ZAMANI
18 Mart Çanakkale Şehitler Günü’ne değinen İbrahim Çağlar, şehitleri bir gün değil her gün şükranla, rahmetle andıklarını söyledi. Çağlar, bu kapsamda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin başlatacağı kampanya ile ilgili şu bilgiyi verdi: “Şimdi yaraları sarma zamanıdır. Şehit yakınları, Güneydoğu’da terör mağduru vatandaşlarımız ve Bayırbucak Türkmenleriyle birlikte ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimize destek olmak için adım atıyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında sizlerin de katkısı ve gayretleriyle bu desteğin bir çığ gibi artacağına inanıyorum. Zira şunu çok iyi biliyoruz ki, bir yardım eli, bin kardeşlik köprüsü kurar.”
KADINA DESTEK PROJELERİNİN YANINDAYIZ
Cemile Sultan Korusu’nda bir etkinlikle Kadınlar Günü’nü kutladıklarını hatırlatan Çağlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili olarak da şu mesajı verdi: “Annelerimizin, eşlerimizin, evlatlarımızın, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yürekten kutluyorum. Kadına, çocuğa ve yaşlıya şiddetin önlenmesi için geliştirilen tüm fikir, proje ve kampanyaların destekçisiyiz.”
ADİL BİR FİNANS MODELİ GEREKLİ
İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, mart ayı oturumunu açarken yaptığı konuşmada, 18 Mart Şehitler Günü’nün Türk milletinin birlik beraberlik gibi hasletlerini bir kez daha hatırlamak için önemli bir vesile olduğunu söyledi. Avdagiç, “Herkes bilsin ki, bir asır önce Çanakkale’de düvel-i muazzamaya geçit vermeyen ruh, bugün de tüm gücüyle ve dimdik ayaktadır. Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin “Şimdi Yaraları Sarma Zamanı” diyerek bir yardım kampanyası başlattığını hatırlatan Avdagiç, Meclis üyelerinden Yönetim Kurulu’nun yaptığı çalışma ve kampanyalara destek vermesini istedi.
Bugün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de adil bir finansman modeline had safhada ihtiyaç olduğunu vurgulayan Avdagiç, şunları söyledi: “Özellikle reel sektörün krediye ulaşması ve üretim yapabilmemiz açısından bu husus hayati bir role sahip. Vakıf Katılım Bankası söz konusu noktada çok önemli bir atılım olmuştur. Vakıf Katılım Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran Bey’i tebrik ediyor, Vakıf Katılım Bankası’nın hayırlı olmasını diliyorum.”
İSTANBUL HÂLÂ CAZİP
İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar, İstanbul’un dünya gayrimenkul pazarındaki özel konumu hakkında ise şunları söyledi: “1 milyon dolarla dünyanın merkezi şehirlerindeki en prestijli noktalarda en fazla 40-50 metrekarelik gayrimenkul satın alabilirken, İstanbul’da 94 metrekare satın alabiliyorsunuz. Demek ki bu şehirdeki fiyatlar hâlâ uygun ve yatırımcı için cazip. Nitekim gayrimenkul noktasında önümüzdeki yıllarda en çok gelişecek ilk 10 şehirden biri İstanbul.”
MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE
İSTİKLAL MARŞI’NIN YILDÖNÜMÜ
Ahmet Özer / Meclis Başkan Yardımcısı:
12 Mart İstiklal Marşı’mızın kabul edilmesinin yıldönümü. Allah,
yazandan razı olsun. İnşallah bir daha İstiklal Marşı yazmayız.
KÜRSÜDE DAHA ÖNEMLİ İŞLERİMİZİ KONUŞALIM
Ahmet Zeki Sarıhan / Ekmek, Un ve Unlu Mamüller:
Küçük ve çok önemli olmayan meselelerle ilgili meclis kürsüsünü kullanmayalım. Bu kürsüde çok daha önemli işleri konuşmalıyız. İTO, sektörel yayınlarını daha kısa sürede bastırmalı. İstanbul Borsası ve süper market zincirleri ile ilgili sorunlarımızın giderilmesi için yönetim kurulundan destek bekliyoruz.
OTOMOTİV YAN SANAYİ İTHALATA BARİYER
Mustafa İçöz / Motorlu Araçlar Tamir, Bakım ve İmalatı:
Otomotiv sektörü 19 milyar dolarla ihracatta birinci sırada. Otomobil servisi veren 60 bin işletmenin 10 bini İstanbul’da. Ürettiğimiz katma değerle ithalatın önüne geçebilmek için bariyer olarak duruyoruz. İTO yönetiminden, sorunlarımızın çözümünde biraz daha destek bekliyoruz. 10’a yakın ana kalem sorunumuz var. Bunlardan biri; hasar tespiti yapan eksperlerin sigorta şirketleri tarafından atanması ve hasarların bu şirket tarafından ödenmesi. Sektör olarak eksperlerin Hazine Müsteşarlığı tarafından atanmasını istiyoruz. 10 ana sanayici, bin 200 yan sanayici var. Hiçbir otomobil firması yedek parçayı kendisi üretmez. Montajları bu bin 200 firmadan toparlarlar. Aynı zamandaürettiğimiz parçalarla havacılık ve savunma sanayinin gelişmesine
yardımcı oluyoruz.
İBB, SEKTÖRÜN FİKRİNİ ALMALI
Turgay Gül / Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı:
İTO olarak biz İBB’nin bir noktasında fikri alınan bir yerde olmalıyız. Belediye bütün yetkileri elinde tutuyor, doğaldır. Beklentimiz, sektöre girişin rahat olmaması. Komitemize kayıtlı 16 bin kişi olarak plaka tahdidini istiyoruz. Böylece rant engellenir. İhtiyaç yoksa, sektör kendi kendine yok olur. Biz ihtiyacı karşılıyoruz. Bürokratlar bizi ilgilendiren kararları hazırlarken fikir almalı. Bu sektöre hizmet veren odalar, dernekler ve kurumlar var. Bütün arabaların tek bir harf plakasında olmasının ne zararı var. 37 ilde bu uygulama var. Bunun yapılması yanlış mı? Daha iyi hizmet verme adına bunları istiyoruz.
TURİZMİN BAŞ SERMAYESİ GÜVENLİK
Bahadır Yaşık / Oteller:
Turizme yönelik açıklanan 9 maddelik destek paketi istediğimiz gibi değil. Sektörde 7 bin acente var ancak bu paketten çok az bir kısım acente yararlanabilecek. Destekten faydalanmak mümkün değil. Kongreleri devlet desteklemeli ki, turizmci rahat ve güvenli bir şekilde pazarlama yapabilsin. Turizmin baş sermayesi güvenliktir. Güvensizlik oluştuğu zaman hemen zarar görürüz. O yüzden siyasilerimiz de kullandıkları dile, özellikle de terör ve canlı bomba gibi kelimeleri çok dikkatli kullanmalılar.
Başkan yardımcılığını yürüttüğüm TUGEV için çalışmalarımız sürüyor. Londra, Barselona ve Berlin’in bütçeleri ile mücadele edebilmemiz mümkün değil. Yetersiz bütçe ve personel ile hizmet veriyoruz.
Howtoistanbul.com sitesi, yabancı turiste yol gösteriyor. Türkçe ve İngilizce olarak hizmet veriyor. İki dil daha ilave edeceğiz. Oneistanbul da şehri tanıtma adına çok önemli bir proje. Instagram üzerinden İstanbul temalı fotoğraflarla 5. sıradayız.
İSTANBUL’DA PLAKA TAHDİDİ İSTİYORUZ
Ahmet Karakış / İşletme Destek Hizmetleri:
İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği üyelerinin hepsi aynı zamanda İTO üyesi. Yani 16 bin taşımacı İTO üyesi. Bu sayı Odamız üyelerinin yüzde 5’ini oluşturuyor. 60 bin araçlık servis sektörü sıkıntıda.
Sektör eşitlik ve adalet istiyor. Sektörün çalışma şartları Türkiye’nin 30 ilinde nasılsa İstanbul’da da aynı olmalı. Plaka tahdidi İstanbul’da da olsun.
Cumhurbaşkanımızın esnafa verdiği müjde, yüz binlerce kişinin umudu oldu. Her önüne gelen bu işi yapamayacak ve kontrollü bir servis düzeni oluşacaktı. Sayı sınırlaması ile yoğunluk da önlenecekti. Fakat 11 Şubat tarihli UKOME toplantısında İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü bizim hiçbir sürecine dahil olmadığımız bir yönerge yayınladı.
Adeta sektörü cezalandırmak için hazırlanmış bir yönerge oldu. Türkiye’de örneği olmayan bir düzenleme yapıldı. İTO, bu konuya öncülük etmeli. Taraflar, karşılıklı masaya oturmalı. Aksi takdirde yürütmeyi durdurma da dahil tüm hukuki süreçler başlatılmalı.
GÜMRÜK CEZALARI ÇOK YÜKSEK
Mehmet Metin Korkmaz / Gümrük Müşavirliği:
Halkalı gümrüğünün taşınacağı, idaresi ve işletmesi ile çok modern bir tesis olacağı söyleniyor. Dış ticaret erbabı ve özellikle İTO üyeleri ile ilgili kimsenin bilgisi olmadan kanun maddeleri yazılmamalı. Ve gümrük kanunu ile ilgili özel kanun olmamasına rağmen, torba kanun içine konuluyor. En son düzenlemede, cezai düzenlemeler de var. Gümrükte yapılan hatalarla ilgili ceza rakamları ise dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan rakamlar. Bu konuya özellikle dikkat çekmek istedim.
Öte yandan mükellefin kendi kendini ihbar olayı var. Mükellef gidip kendini ihbar ediyor, ‘ben hata yaptım, bu hata ile ilgili cezamı ödemek istiyorum’ diyor. Ancak ‘yüksek ceza ile karşı karşıya bırakılması’ olayı doğru değil. Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde bu ceza olayı yok.
BANKALAR, ESNAFI VE KOBİ’LERİ ZORLUYOR
Kazim Ekinci / Metal Ürünler ve Mutfak Ekipmanları:
Şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Bankalarımız zor durumda olan esnafı, KOBİ’yi zor durumda bırakıyorlar. Anlaşmış oldukları vadeleri kısaltıyor, oranlarını yükseltiyorlar. Bu kısır döngü yakın zamanda inşallah rahatlayacaktır.
Ayrıca noterler, çok ciddi paralar kazanıyorlar. En az iki saat bekliyorsunuz işlem yaptırabilmek için. Noterlerdeki imza sirkülerlerine de dünyanın her yerinden ulaşılabilmeli.
KAN BAĞIŞI
Meclis Üyeleri ve İTO personeli, Mart ayı olağan meclis toplantısında Kızılay’a kan bağışında bulundular.
10 Mart 2016 Perşembe
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar