Ekmek, Türkiye’nin geleneksel besini olmasına rağmen fırıncılık mesleğine ilgi azalıyor. Nitelikli eleman eksikliği nedeniyle sektör, gelecekte yabancı uyruklu fırıncıların daha fazla olma ihtimali üzerinde düşünüyor.


Sektör temsilcileri, ruhsatsız fırınlara çözüm ararken, fiyat tarifesinin de serbest olmasını talep ediyor.

 

HABER: BARIŞ CABACI

 

Sofraların vazgeçilmez unsuru olan ekmek, fırıncıların yoğun emekleri sonucunda sofralara ulaşıyor. Ancak son yıllarda zorlu çalışma koşulları nedeniyle fırıncılık sektörü gençlerin ilgisini çekmemeye başladı.


Türkiye’nin milli gıdası olan ekmek, fırıncılık sektörünün geleceği için endişe verici bir durumda. Sektör temsilcileri, nitelikli eleman bulma konusundaki zorlukları dile getiriyor. Bu nedenle, yakın bir gelecekte yabancı uyruklu fırıncıların ekmek üretiminde daha fazla yer alabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, İTO’da düzenlenen ‘Ekmek, Un ve Unlu Mamüller Sektörü Semineri’nde değerlendirildi.


 

GELENEKSEL VE MODERN

 

Seminerin açılışında konuşan İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, “Fırıncılık sektörü, geleneksel olarak zorlu çalışma koşullarıyla bilinirken, genç nesiller bu mesleğe ilgi göstermekte zorlanıyor. Bu durum, nitelikli eleman eksikliği sorununu beraberinde getiriyor. Eleman eksikliğinden dolayı iş sahipleri, fırınların yanı başında durmak zorunda kalıyor. Öte yandan, unlu mamuller değişen tüketici tercihlerine ayak uyduruyor ve artan sağlık bilincine yanıt veriyor. Nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması ve tüketici beklentilerine cevap verme konularında sektörün geleceği büyük bir öneme sahip” dedi.

 

DİJİTALLEŞMEYLE GÜÇLENELİM 

 

Dünyada her yıl 931 milyon ton, Türkiye’de ise 18 milyon ton gıdanın israf edildiğine dikkat çeken İTO Meclis Başkan Yardımcısı Sultan Selim Şimşek de gıda israfının yüzde 42’sinin evlerde çöpe giden yiyeceklerden oluştuğunu belirtti. Şimşek, “Evlerden çöpe atılan kişi başı 93 kg gıda söz konusu. Her gün israf ettiğimiz ekmek miktarı yaklaşık 6 milyon adet ve bu sayılar bizim kişi başına en çok gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yükselmemize neden oluyor” diye konuştu. Gıda atıklarının, yerkürede ısınmayı büyük oranda arttırdığını söyleyen Şimşek, şöyle konuştu: “Atıklar, sera gazı emisyonlarının yükselmesinin yaklaşık yüzde 10’una katkıda bulunuyor. Gıda enflasyonu nedeniyle yaşam maliyetlerinin sürekli yükseldiği bu dönemde gıda israfını azaltmak için harekete geçmenin her zamankinden çok daha önemli olduğu uzmanlar tarafından belirtiliyor. Sektörümüzün gelişimi için dijital bir adım atmamız lazım. Yapay zeka ve dijitalleşmeyi sözde değil, sektörümüzün özüne işlememiz gerekiyor.”

 


Fırıncılıkta belirli standartların oluşturulması gerektiğine işaret eden İTO Ekmek, Un ve Unlu Mamüller Meslek Komitesi Başkanı Ziver Sarıcı, “Yasal mevzuata aykırı fırın açılıyor. Bu durumu engelleyerek haksız rekabetin önüne geçebiliriz. Mesleğimizi tercih edilen meslekler arasına çıkarmamız için elimizden geleni yapmalıyız. Öte yandan, sektörümüzün her sene gündeminde olan ekmek fiyat tarifesi konusunun çözüme kavuşmasını istiyoruz” dedi.

 

FİYAT TARİFESİ OLMAMALI

 

Toplantıda konuşan Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Çetin Keçeli ise ekmek fiyatları belirlenirken tavan fiyat uygulamasının yerinde olmayacağını ifade etti. Keçeli, “Ekmeğin fiyatına etki eden un, tuz, doğalgaz, işçi giderleri, dükkan kiraları gibi kalemlerde tavan fiyat uygulaması yoksa ekmekte de olamaz. Herkes maliyetine göre fiyat belirlesin. Bu konuda serbest piyasa ekonomisinin önü açılmalı. Bu düzenlemeyle birlikte fırıncılık sektörünün gidişatı değişiyor. İlk etapta ise fiyatlamanın düzenlenmesi gerekiyor. Kısa vadede ekmeğin kilosu 40 TL olmalı” dedi.

 

KAYIT DIŞI VE RUHSATLAMA 

 

Kayıt dışı fırınların varlığını sektörün yarası olarak değerlendiren İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin de sektördeki son durumu şöyle anlattı: “Kayıt dışı üretim, vergi kayıplarına yol açarak devlet gelirlerini azaltıyor ve rekabet koşullarını bozuyor. Aynı zamanda, tüketici sağlığına yönelik riskleri artırabilir. Bu kapsamda ruhsat alma durumunda yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor. Ekmek üretimi için gerekli olan izin ve ruhsatlar, birçok işletme tarafından eksik veya yanlış alınıyor. Burada yol gösterici olunması gerekiyor.”

 

SEKTÖREL NOTLAR…

 

Hammadde kalitesi: Yüksek kalite un ve doğal hammaddeler kullanılmalı. Ekmeğin kalitesinden ödün verilmemeli. Hijyen ve gıda güvenliği standartları: Sıkı hijyen ve gıda güvenliği standartları uygulanmalı. Tüketicilerin sağlığı korunmalı. Ruhsatlandırma ve denetim süreçleri: İşletmeler, daha şeffaf ve hızlı ruhsatlandırma ile denetim süreçlerine tabi tutulmalı. Mevzuata uygun çalışmalar teşvik edilmeli.

 

Fiyat düzenlemeleri: Fiyatlar istikrarlı olmalı ve maliyet artışları tüketiciye yansıtılmalı.

 

Sürdürülebilirlik ve çevre bilinci: Sürdürülebilir üretim ve ambalajlama yöntemleri teşvik edilmeli. Çevresel sorumluluk ve enerji tasarrufu önemli.

16 Ekim 2023 Pazartesi