Salı, 05 Kasım, 2024
G7 ülkeleri Büyük Veri’yi değerlendirerek bir yılda 1.7 trilyon dolar katkı sağladı. Türkiye de gelişmeyi dikkate alarak, Ulusal Veri Merkezi’ni kurmaya hazırlanıyor. Gerek özel gerekse kamu sektöründe artık gündem Big Data.
Dünya ekonomisini yönlendiren kişi ve kuruluşlar artık kararlarını Büyük Veri’yi (Big Data) değerlendirerek alıyor. Büyük Veri’yi değerlendiren yatırımcı ve tacirler rekabette de üstünlük sağlıyor. Üstelik e-ticarette de büyümenin motorunun Big Data olduğu konusunda herkes hemfikir.
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Ticaretten yatırıma, tüketimden üretime bütün ekonomik kararlar artık gündelik alışkanlıklarımızı rakamlarla ifade eden verilere dayanılarak alınıyor. Dünya genelinde ise bu veriler Büyük Veri (Big Data) olarak tanımlanıyor. Büyük Veri’yi başarıyla değerlendirebilen yatırımcı ve girişimciler rekabette de avantaj yakalıyor. O kadar ki, G7 ülkeleri Büyük Veri’yi kullanarak yıllık 1.7 trilyon dolar katkı sağladı.
PAZARIN GÖZÜ KULAĞI
Büyük Veri’yi etkili kullanan Google, Amazon, Apple, Facebook ve Microsoft, dünyanın en değerli beş şirketi arasında yer alıyor. Veri yatırımları sayesinde, Google insanların ne aradığını, Facebook ne paylaştığını, Amazon ne satın aldığını biliyor. Hem kendi sektörlerini hem de diğer sektörleri görüyor, izliyor ve kontrol ediyorlar. Büyük Veri sadece büyük şirketlere fayda sağlamıyor. SBM Group’un araştırmasına göre, küçük işletmelerin yüzde 18’i, orta büyüklükteki şirketlerin yüzde 57’si Büyük Veri analizlerinden yararlanıyor. McKinsey’in ‘Büyük Veri Üretimi Nasıl Geliştirir’ raporunda ise Büyük Veri’nin servis-bakım süreçlerini kolaylaştırırken, üretim maliyetlerini düşürdüğüne dikkat çekiliyor. Müşteri beklentilerinden pazar hareketlerine kadar her konuda analizlerin ve öngörülerin kolaylaşması, karar alma süreçlerinin ve değer zincirlerinin iyileştirilmesi de Büyük Veri’nin faydaları arasında.
ULUSAL VERİ MERKEZİ
Türkiye de 21. yüzyılın petrolü olarak görülen veri konusunda önemli adımlar atıyor, reform programlarında bu konuya atıf yapıyor. 10 Nisan’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan ‘Yeni Ekonomi Programı Kapsamında Yapısal Dönüşüm Adımları’ paketinde, mali sistemin gözetim ve denetiminin güçlendirilmesi ve veriye dayalı iktisadi politikalar geliştirilmesi amacıyla Ulusal Veri Merkezi’nin kurulacağı ilan edilmişti. Bu merkez ile risk ve potansiyellerin çok erken analiz edileceğinin de altı çizilmişti.
DİJİTAL TÜRKİYE
Dijital dönüşüm sürecindeki önemli projelerden biri de ‘Dijital Türkiye Versiyon 1.0’. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, projenin haziran ayında tamamlanıp hizmete alınacağını açıkladı. Oktay, proje hakkında şu bilgileri de verdi: “Dijital Türkiye Versiyon 1.1’de yerel yönetim uygulamalarına ağırlık vereceğiz. Kamu hizmetlerinde belge değil, beyan esası ile vatandaşımızla kamu arasında güven unsurunu tesis etmeyi, hizmet hızı, şeffaflık ve izlenebilirliği maksimum seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Vatandaş hizmet almaya geldiğinde bizde olan hiçbir bilginin belgesini talep etmeyeceğiz.”
1.7 TRİLYON DOLAR KATKI
Peki, veriler ekonomiler için ne ifade ediyor? Verilerin ekonomilere sağladığı katma değer ne kadar dediğimizde, ABD’li Digital Realty’nin 2018 yılında G7 ülkelerini baz alarak yaptırdığı bir araştırma ve açıkladığı rapor, oldukça çarpıcı bilgileri gözler önüne seriyor. Veriler, dünyanın en büyük 7 ekonomisine yıllık toplam 1.7 trilyon dolar katkı sağlamış.
Ülke özelinde baktığımızda yıllık rakamlar şöyle:
ABD
1 trilyon dolardan fazla
Japonya
219 milyar dolar
Almanya
126 milyar dolar
İngiltere
105 milyar dolar
DÜNYA İLE REKABET İÇİN ÖNERİLER RAPORU
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’nin (TELKODER) ‘Veri Merkezi İşletmeciliği Önemi Anlaşılabildi mi?’ başlıklı bir raporunda, Türkiye’deki veri merkezlerinin dünya ile rekabet edebilmesi için önerilerde bulunmuştu. Rapordaki önerilerden bazıları şu şekilde:
KİŞİSEL VERİLERE HUKUK GÜVENCESİ
Kamu kurumları ve özel sektör kuruluşlarında kapsamlı bir dijital dönüşüm süreci yaşayan Türkiye, kişisel verilerin korunması konusunda da önemli çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda, 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. Yine kanun kapsamında, düzenleyici ve denetleyici bir kamu kurumu olarak Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) oluşturuldu ve Ocak 2017’de faaliyetlerine başladı. KVKK, kanuna uyum sürecinde özel sektör ve kamu kuruluşlarına yol gösterici bir misyon üstlenmiş durumda. KVKK’ya bugüne kadar 188 kuruluştan görüş talebi geldi. Kişişel Verilerin Korunması Kanunu’nun, veri işlemeyi yasaklayan bir kanun değil, standarda bağlayan, disiplin altına alan bir kanun olduğunun altı çiziliyor. Veri temelli ekonomiye giden global dünyada, Türkiye’nin öncü rol üstlenmesini sağlamak da kanunun ve KVKK’nın hedefleri arasında.
E-DEVLETTE YILLIK 2.5 MİLYAR İŞLEM
Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinin kamu tarafında 18 Aralık 2008 tarihi kritik bir öneme sahip. Bu tarihte uygulamaya alınan ‘e-devlet Kapısı Projesi’ ile tüm e-devlet faaliyetleri tek merkezden yürütülmeye başlandı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 18 Nisan 2019’da yaptığı açıklamada e-devlet projesinde gelinen noktayı şöyle anlattı: “Vatandaşlarımızın devletle ilgili kamu işlerini yaparken hem başvuru sayısını hem sunmak zorunda oldukları belge sayısını hem de gezmek zorunda oldukları kurum sayısını azaltan bir dijital dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Yani daha önce ortalama bir işlem için 3-4 belge istenirken, bununla ilgili harcanan zaman bazen yarım güne, bazen bir güne yayılıyordu. Bugün bu belge sayısı 1.5’lere düşmüş durumda. Sarfedilen zaman ise 10-20 dakika gibi sürelere inmiş durumda.
42 milyon vatandaşımız e-devlet sistemini etkin olarak kullanıyor. 2018 yılında bu sistem üzerinden 2.5 milyar hizmet işlemi gerçekleştirildi. 18 Nisan itibarıyla da yapılan işlem sayısı 1 milyarı aşmış bulunuyor.”
CUMHURBAŞKANLIĞI DİJİTAL DÖNÜŞÜM OFİSİ
Dijital dönüşüm, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yapılanmasında da öncelikler arasında yer aldı. Yeni dönemde, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan dört ofisten biri ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’ oldu. Ofis, ekonomik ve sosyal hayat ile kamudaki hizmetlerin dijital dönüşümü için çalışma yapılması, dijital dönüşüm ile kamudaki hizmetlerin de hızlandırılıp, bürokratik süreçlerin sıfıra indirilmesi hedefiyle kuruldu. Dijital Dönüşüm Ofisi’nin veri politikası konusunda özel çalışmaları var. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofis Başkanı Ali Taha Koç, mart ayında gerçekleştirilen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde şu açıklamayı yapmıştı:
“İlk yaptığımız şeylerden biri, kamunun veri sözlüğünü oluşturmak.
Kamu kurumları ürettiği verinin tanımını yapacak ve bir paylaşma standartları olacak.
Mesela hepimizin kullandığı 11 haneli bir kimlik numaramız var. Bunu bazı kurumlar TCKN, bazı kurumlar vergi numarası, kimlik no diye kaydediyor. Yani bir standart yok. O zaman konuşma problemi yaşıyoruz. Verinin üstsel anlamda değeri artıyor. Verinin miktarı arttıkça değeri de artıyor ve yapay zekanın olabilmesi için en önemli şeylerden biri, verinin çokluğu. Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, verinin kullanımı açısından açık veri politikası getireceğiz.”
VERİ MERKEZLERİ NE İŞ YAPAR?
Veri merkezleri, internet sitelerinin yayında olması ve saklanması, e-posta ve anlık ileti gönderimi, bulut depolama ve uygulamaları hizmetleri, e-ticaret işlemleri gibi konularda hizmet sunuyor. Hemen hemen her özel şirket ve devlet kurumu, kendi verilerine erişilebilmesi için veri merkezlerine ihtiyaç duyuyor. Bazı kurum ve kuruluşlar kendi veri merkezlerini kurmayı tercih ederken, bazıları sunucu barındırma ve kiralama hizmetlerinden yararlanıyor, bazıları da kamuya açık bulut bilişim hizmetlerini kullanıyor.
Veri merkezleri, günlük hayatımızın işlevlerini yerine getirmek için kritik önem taşıyor. Toplumumuzun en önemli unsurlarının çoğu; enerji, kentsel trafik, aydınlatma, finans, ulaşım ve haberleşme hizmetleri, sağlık, güvenlik sistemleri, eğlence (dizi, sinema, oyun), veri merkezleri tarafından kontrol ediliyor.
29 Nisan 2019 Pazartesi
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı