tatil-sepeti

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

Dünya ekonomisi geçtiğimiz yıl 19 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Bu rakamdan en çok payı alanlar ise rekabetçiliğini en çok geliştiren ülkeler oldu. Türkiye küresel rekabet sıralamasında 61. olurken, uzmanlar küresel rekabetçilikte söz sahibi olabilmek için görsel düşünmenin şart olduğunu ifade ediyor. Görsel düşünmenin aynı zamanda stratejik düşünmeyi ve şirketlerin inovatif faaliyetlerini tetiklediğini ifade eden uzmanlardan biri de Prof. Dr. Talat Çiftçi. Yaşamsal Satranç kitabıyla şirketlere görsel düşünerek pazarda yer edinmenin sırlarını açıklayan Çiftçi, İstanbul Ticaret okurları için şu değerlendirmelerde bulundu:

ŞİRKETLER İÇİN MÜMKÜN

Görsel düşünme, ilk çocukluk döneminde kazandırılması gereken bir beceri. Çocuklar zaten zihinlerindeki her şeyi görselliğe dökerek simgeleştirirler ve bu yönü geliştirilen çocuklar ilerde daha özgün düşünme şekillerine sahip olurlar. Şirketlerde de görsel düşünmeyi yaygınlaştırmak mümkün. Grafiklerle görselleştirilen bilgiler, konuların anlaşılmasını ve doğru kararların alınmasını sağlayabilir.

NOBEL ÖDÜLLÜ BİLİM ADAMLARI

Bilim dünyasında iz bırakan Galileo, Pasteur ve Fleming gibi isimlerin görsel sanatlarla ciddi ilişkisi olduğu biliniyor. Özellikle Nobel ödülü alan bilim adamlarının, normal insanlardan üç katı fazla oranda sanat ve hobi işleri ile ilgilendiği tespit edildi. Çünkü görsel düşünen bir beynin, yenilik yapabilen bölümleri de çalışıyor bu da ‘stratejik yaratıcılık’ olarak tabir ettiğimiz becerinin beyinde yer etmesini sağlıyor.

KUZEY ÜLKELERİ BAŞTA

Stratejik Yaratıcılık kavramının geliştiği ülkeler vatandaşlarına refah sağlayan ve bütün insanlık için hayırlı işler yapan ülkeler oluyorlar. Bu rolü farklı zamanlarda farklı ülkeler üstleniyor. Günümüzde vatandaşlarının yaşam kalitelerini yükselten ülkelere örnek olarak Kuzey Avrupa ülkeleri gösteriliyor. Bu ülkelerde eğitim seviyelerinin yüksekliği göze çarpıyor. Aslında, stratejik düşünme ve yenilik yapma becerisi bir rekabet unsuru olarak kullanılabiliyor.

BEŞ YÜZ YILLIK UYKU

İnsan beyninin en büyük kısmını oluşturan stratejik beyni yeterince kullanamıyoruz. Eğitim için gençler, klasik disiplinlerin yanı sıra yeni alanlara da yönelmeli. Gençlerin yetişme döneminde el göz koordinasyonu için çeşitli faaliyetler gerekiyor. Bu amaçla az da olsa bilgisayar oyunları bile faydalı oldu. Geçmiş dönemlerde en iyi öğrencilerimizi beyin göçü yolu ile kaybettik. Onlardan biri olan Nobel ödüllü bilim adamımız Aziz Sancar’ın ifadesi ile bizler şu anda 500 yıllık uykudayız. Bundan uyanmak için ‘yaratıcı kimlik’ olgusunu önemsememiz ve gençleri bu alanda eğitmemiz gerekiyor.

YENİ BİN YILA YENİ SAYFA

Bizlerin üçüncü bin yıl için yeni bir sayfa açıp; gelecekteki nüfus, çevre, tıp, beyin, yapay zeka, bilişim, uzay fen gibi alanlar için öngörüleri konuşuyor olmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde Pasifik Okyanusu etrafında yaşanacak gelişmeleri yakından takip etmeliyiz. Ben herkese özellikle de gençlerin el-göz koordinasyonu gerektiren işler yaparak ve yeniliklere odaklanarak ‘stratejik yaratıcılık’ konusunda çalışmalarını tavsiye ediyorum. Ezbere dayalı eğitim sistemi beynin tamamını kullanmaya fırsat vermiyor. Hatta zeki gençlerin zihinsel olarak kısırlaşmasına neden oluyor. Beyinleri verimli kullanabilmek için yeni bir eğitim sistemi tasarlanması gerektiğini düşünüyorum.

HOBİ HERKESE ŞART

‘Yaratıcı kimlik’ oluşturmak zor. Görsel ve uzamsal beceri gerektiren etkinlikler, yani resim, seramik, ahşap işleri gibi el ve göz koordinasyonu gerektiren hobiler faydalı oluyor. Hobi sahibi olmak iş dünyasındaki insanların da konuları farklı bakış açıları ile değerlendirmesine zemin hazırlar.

GENÇLERE YENİ FIRSATLAR

Aile büyüklerinin önemli kararlar alırken, meseleye sistematik bir şekilde yaklaştığına şahit olan gençlerin stratejik düşünme alışkanlığı edinmesini bekleyebiliriz. Gençlerin aile işletmesinin dışında da çalışmaları hatta yurtdışında eğitim ve deneyim kazanmaları gerekir. En azından yurtdışında fuarlara katılarak sektörel bilgi edinmeleri faydalı olabilir. Bir işletmenin her aşamasında ter dökerek çalışma deneyimi kazanan gençler ilk elden edinilen bilgiler ile stratejik düşünme için altyapıya sahip olacak.

FUAT SEZGİN’İN TESPİTİ

Yaşamsal Satranç kitabımı, ilerlemiş yaşına rağmen durmadan, usanmadan çalışan bilim insanı Prof. Dr. Fuat Sezgin’e ve eşine ithaf ettim. Değerli hocam İslam dünyasında bilim ve teknolojinin yükselişini yaptığı çalışmalarla göz önüne sermişti. Onun işaret ettiği bir nokta da şuydu: Fen alanında isim yapmış pek çok Müslüman şahsiyetin; marangoz, terzi, demirci ve saatçi gibi pek çok mesleklerde deneyimleri vardı. Yani önemli keşif, icat ve tasarımları ile tanınanlar elleriyle bir şeylere temas etmişler ve çalışmalarında görselliği kullanmışlardı.

BİYOEKONOMİ ÖNEM KAZANACAK

Az gelişmiş ülkelerde hızla artmaya devam eden nüfusun nasıl besleneceği bilinmiyor. Bu çerçevede, tarım, hayvancılık, ormancılık ve su ürünlerine dayalı sektörleri içine alan biyoekonomi önem kazanıyor. Biyoekonominin önemini fark eden ülkeler bu alanda uzun vadeli stratejiler geliştiriyorlar. Ülkemizde son dönemde çeşitli tarım ve hayvancılık ürünlerinin fiyatlarındaki ani yükseliş, gelecekte biyoekonomi alanının kazanacağı önemin ilk işaretleri. En azından gıda üretimi ve tüketimi nedeni ile biyoekonomi konusu yakın gelecekte gündemde öne çıkacağa benziyor.

YATIRIM KARARINDA DUYGUSAL DAVRANILIYOR

Aile şirketlerinde gençlere örnek olmak isteyen yetişkinlerin stratejik düşünme yöntemlerini kullanmaları durumunda yeni nesiller de bu yaklaşıma yönelecek. Önemli kararlar alınırken, konu ile ilgili gerekli bilgilerin toplanması çok önemli. Ne yazık ki, çok sayıda işletmede yatırım kararı verilirken, pazar ve rakip araştırması yapılmadığına hatta çok duygusal davranıldığına şahit oluyorum. Bu durumlarda şirketlerin başarı şansı azalıyor.

22 Temmuz 2019 Pazartesi

Etiketler : Röportaj