Ramazan Bayramı’na iki gün çarşı ve pazarlarda alışveriş telaşı başladı. Vatandaş bayram hazırlığı için çarşı pazarın yolunu tuttu. Rengarenk şeker, çikolata, lokum ve baklavalar tezgahlarda yerini aldı. Bayram şekerinin kilosu bu yıl 200-250 lira arasında değişiyor. Güllü, fıstıklı çeşit çeşit lokumların fiyatı ise 130-450 lira arasında değişiyor. Baklava ise içindeki malzemeye ve kalitesine göre değişmekle birlikte 750 liradan başlıyor, 1200 liraya kadar çıkıyor.
İstanbul Ticaret olarak çarşı ve pazarın nabzını tutmak için tarihi Eminönü Çarşısı’nın yolunu tuttuk. Daha çok lokum ve şeker tezgahlarında uzun kuyrukların olduğunu görüyoruz. Kalabalıktan adım atmakta zorlandığımız çarşıdaki bayram hareketliliğinden esnaf oldukça memnun.
Perakende sektörü temsilcileri işlerin arttığını söylerken, tüketici dernekleri ve esnaf odaları da vatandaşları alışveriş yaparken dikkatli olması konusunda uyarıyor.
PALANDÖKEN, “BAYRAMDA 100-120 MİLYAR TL CİRO BEKLENİYOR”
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Ramazan Bayramı’nda yaklaşık 100-120 milyar TL ciro beklendiğini belirterek, şu bilgileri verdi: “Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala gıda ve giyim sektörü başta olmak üzere 415 meslek dalındaki esnaf ve sanatkârlarımız bayram için hazırlıklarını tamamladı. Piyasalarda bayram hareketliliği şimdiden başlarken bakkaldan manava, kasaptan fırına, giyim mağazalarından hediyelik eşya dükkânlarına kadar tüm esnafımız bayram alışverişleri için müşterilerini bekliyor. Bu bayram, bayramlık alışverişlerinden ikramlık alışverişlerine kadar piyasaya yaklaşık 100-120 milyar TL girmesi bekleniyor. Ramazan ayına girmemizle birlikte bereketiyle esnafımızın işleri artarken, bayram alışverişlerinde vatandaşlarımız da ihtiyaçlarını güvenle ve huzur içinde karşılayabilecek. Tüm halkımıza ve esnaflarımıza hayırlı ve bereketli Ramazan Bayramı diliyorum.”
GIDA VE GİYİMDE GÖZLE GÖRÜLÜR BİR CANLANMA
Palandöken, esnafın bayram alışverişleriyle piyasanın canlılığının daha da artmasını dört gözle beklediğini ifade ederek, bayram döneminde artan alışverişlerle birlikte piyasalarda büyük bir hareketlilik yaşandığını vurguladı. Özellikle gıda sektöründe Ramazan ayının olmazsa olmazı süt ve süt ürünleri, et, yumurta, baklagiller, hurma, sebze ve meyve, pastırma, tatlı, şekerleme, kuruyemiş gibi ürünlere talebin arttığını dile getiren Palandöken, “Gıda sektöründeki esnafımız vatandaşlarımızın bayram sofralarını en taze ve en kaliteli ürünlerle donatabilmesi için özenle hazırlanıyor. Kasaplar ve şarküteriler et ve süt ürünlerinde hijyenik ve sağlıklı ürünleri müşterilerine sunarken, fırıncılar mis kokulu pide ve tatlı çeşitleriyle bayramın vazgeçilmez lezzetlerini hazırlıyor. Manavlar, en taze meyve ve sebzeleri raflara taşırken, şekerleme ve kuruyemişçiler bayramın tatlı telaşına renk katıyor. Geleneksel olarak yeni kıyafet alma alışkanlığı bayram dönemlerinde daha fazla ön plana çıkıyor ve mağazalar, konfeksiyon atölyeleri ile ayakkabı sektöründe de yoğunluk yaşanıyor” dedi.
“TÜKETİCİLER NORMALİN ÇOK ALTINDAKİ FİYATLARDAN ŞÜPHELENMELİ”
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, bayram dönemlerinde artan alışveriş hareketliliğinin merdivenaltı üretimi artırdığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Özellikle tatlı, şekerleme, kuruyemiş, et ve süt ürünleri gibi gıda sektöründe sağlıksız ve denetimsiz üretim yapan yerler çoğaldı. Bunun yanı sıra giyim, ayakkabı ve hediyelik eşya sektörlerinde de kalitesiz ve standart dışı ürünler piyasaya sürülebiliyor. Bu tür ürünler hem halk sağlığını tehdit etmekte hem de kayıt dışı ekonominin artmasına yol açıyor. Vatandaşlarımızın alışveriş yaparken kalitesiz ve sağlıksız ürünlerden korunmak için hijyen ve kalite standartlarına uygun üretim yapan, denetimden geçen, bilinir ve güvenilir mahalle esnafını tercih etmeli. Çünkü esnaf kendi yemediğini müşterisine yedirmez, kendi giymediğini müşterisine giydirmez. Ayrıca, merdivenaltı üretimin önüne geçmek için denetimlerin artırılması, yetkili kurumlar tarafından sıkı kontrollerin yapılması gerekiyor.”
AREFE GÜNÜ 50 MİLYAR LİRALIK HARCAMA
Markalı perakende sektörü, 29 Mart Cumartesi gününe denk düşen arife günü yoğunlaşması beklenen ramazan bayramı alışverişi için hazırlıklarını tamamladı. Perakendeciler, dört günlük tatil döneminde 50 milyar liralık kısmı arife günü olmak üzere toplam 130 milyar liralık kartlı alışveriş yapılacağını öngörüyor. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, markalı perakendede 2025’in ilk iki ayında adet satışları daralırken operasyon maliyetlerindeki artışın hız kesmeden devam ettiğini hatırlattı.
Bayram alışverişinin market, giyim, ayakkabı ve yemek başta olmak üzere bazı kategorilere kısmen de olsa nefes aldıracağını belirten Öncel, şunları söyledi: “Bayram alışverişinde kartlı harcamaların yaklaşık yüzde 20’si market giderleri için yapılıyor. Giyim ve ayakkabı ile yeme içme de ilk üçte yer alan diğer kategorileri oluşturuyor. Önceki yıllardaki gözlemlerimizden dini bayramlar için alışverişin arife günü yoğunlaştığını biliyoruz. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verileri de gözlemimizi doğruluyor. Örneğin geçen yıl 4 günlük ramazan bayramı tatilindeki toplam 94,1 milyar liralık kartlı harcamanın, 37 milyar liralık kısmının, yani yüzde 39’unun arife günü gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu yıl 4 günlük bayram tatilinde kartlı harcamanın yıllık enflasyona paralel, yüzde 40 civarında artışla 130 milyar lirayı geçeceğini tahmin ediyoruz. Söz konusu alışverişin yaklaşık yüzde 40’ının, yani 50 milyar liralık kısmının 29 Mart Cumartesi gerçekleşmesini bekliyoruz.”
Sinan Öncel, dini bayramlar ve özel günlerde dönemsel artışlar olmakla birlikte genel olarak adet satışlarındaki daralmanın devam ettiğinin altını çizdi. Öncel, gidişatın tersine çevrilebilmesi için yenilikçi ürün yapmaktan ve maliyetleri düşürmekten başka çözüm yolu görünmediğini kaydetti.
GÜVENİLİR FİRMALARI TERCİH EDELİM
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bayram öncesi tüketimin arttığını, normal zamanlarda dikkat edilmediğinden ‘ihtiyaca göre alışveriş’ kuralına bayramlarda hiç dikkat edilmediğini söyledi. Kötü niyetli satıcıların kalitesiz, son kullanma tarihi geçen sağlığa zararlı ne kadar ürün varsa, tezgahlara sürdüğünü belirten Şahin, “Talebin artmasını beklemeden, artacağını bildikleri için fiyatların anormal şekilde artırılması da cabası. Ancak mesele sadece ekonomik değil. Sağlığımızı da hiçe sayan bir satıcı kesimi var. Ürünlerin fiyatlarını kontrol edelim elbette. Kıyaslama yapalım başka satıcılar ile tamam ancak daha çok kar etmek adına özellikle gıda ürünlerinde sağlığımıza zarar veren katkı maddelerinin katılmasına karşı daha dikkatli olmalıyız” dedi.
“Bilinir güvenilir firmaları tercih edelim” diyen Şahin, “Daha ucuza daha çok alalım değil de daha pahalıya daha az ama sağlıklı ürünler almaya dikkat edelim. Tüketicilere her fırsatta uyarılarımızı yapıyoruz. Caydırıcı yasal düzenlemeler çıkana kadar tüketicilere aman dikkat demeye devam edeceğiz” dedi.