Yüzyıllık Emanet projesiyle asırları aşan mektuplar, İstanbul’un farklı bölgelerinde düzenlenen sergilerle meraklılarıyla buluşuyor.
HABER: Sümeyra Yarış TOPAL
Kimi, “Allah şahidim olsun ki, bu dünyada benden yalnız kimse yok” diyerek, kimi, “Sizin hasreti iştiyakınızdan başka bir guna keder-i endişemiz yoktur” cümleleriyle sevdiklerine dert yanmıştı. Balkan ve I. Dünya Savaşı’nın çeşitli cephelerinde Rusya’dan İtalya’ya, Fransa’dan Mısır’a kadar farklı ülkelerde esir düşen Osmanlı askerlerinin yazdığı mektupların bir kısmı, sahibine ulaşır ümidiyle asırlardır arşivlerde bekledi.
25 BİN MEKTUP
Çeşitli nedenlerle yazılan ve sahibine ulaşamayan 25 bin esir mektubunu kutsal bir emanet olarak muhafaza eden Türk Kızılay, asırlar sonra ‘sahibine ulaşamasa da sahiplerine ulaşsın’ diyerek mektup arşivini kamuoyuyla paylaşmaya başladı. Yüzyıllık Emanet projesiyle kamuoyuna açılan mektup, kartpostal ve bazı eşyalar, sergiler vesilesiyle meraklılarıyla buluşuyor. Projenin son durağı Sirkeci Garı oldu. 30 Temmuz’da sona eren sergi ile Sirkeci Garı’na gelen yerli ve yabancı yüzlerce kişi, asırlar önce duyulan özlemlere şahitlik etti. Proje, farklı bölgelerde düzenlenen sergilerle meraklılarıyla buluşmaya devam edecek.
ÇÖLLERDEN BOZKIRLARA
Yüzyıllık Emanet projesiyle ortaya çıkan belgeler arasında fotoğraflar ve askerlere ait çeşitli eşyalar da bulunuyor. O yıllarda askıda kalan kimi mektup, üzerinden geçen bir asra rağmen Kızılay tarafından ailelerine ulaştırılmış. Projenin internet sitesinden yer alan bilgilere göre, esirler Mısır’daki susuz çöllerden Hindistan’ın nemli iklimine, Fransa’daki fabrikalardan Sibirya’nın dondurucu bozkırlarına kadar yayılan geniş bir coğrafyada sevdiklerinin hayali ile yaşam savaşı vermiş. Mektupları yazan askerlerden evine dönenler olduğu gibi esaret yıllarında vefat edenler de olmuş.
YABANCI ESİRLER
Savaş sonrasında esir düşen Türk askerleri olduğu gibi Türkiye’de esir düşen çeşitli uyrukta yabancı askerler de vardı. Türkiye’de bulunan askerler, iç bölgelerde demiryolu hattında çalışıyordu. Türk esirleri aileleriyle irtibatı Kızılay aracılığıyla sağlıyor, yabancı esirler ise Kızılhaç ile bu bağı devam ettiriyordu. Bu kurumlar esirlerin mektuplaşma sürecini kolaylaştırıyordu. Yabancı esirlere ait mektuplar da Kızılay arşivi kapsamında kamuoyuyla paylaşılıyor.
DAYANIŞMA RUHU
Kızılay arşivinde yer alan bilgilere göre, esaret altındaki askerler günlük çalışma rutinlerinin yanı sıra hayat ile bağlarını taze tutabilmek için çeşitli sosyal aktivitelerde de bulunuyordu. Bunlardan biri de gazete çıkarmaktı. Farklı kamplarda yer alan askerler, elle yazıp karbon kâğıdı ile çoğalttıkları gazeteler vesilesiyle spor, müzik, mizah gibi alanlarda yazılar yazıyordu. Bu gazeteler de günümüze ulaştı.