Pazar, 24 Kasım, 2024
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Avrupa Birliği (AB), 2019 yılı sonunda açıkladığı Yeşil Mutabakat programı ile iklim sorunuyla mücadele konusunda sektörlere de önemli sorumluluklar getiriyor. Mutabakat kapsamında 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050 yılında ise karbon nötr olmayı hedefliyor. Yine bu çerçevede tüm ekonomi politikasını da yeniden şekillendirirken Yeşil Mutabakat ile ‘Sınırda Karbon Vergisi Mekanizması’nı da 2026 yılında devreye alacak. Sınırda Karbon Vergisi Mekanizması’nın ilk aşamasında belirlenen 6 sektöre, AB tarafından ithal edilen ürünlerde üretim süreçlerindeki karbonla ilgili kriterlere uyulmaması durumunda sınırda ilave bir mali yük getirilecek. Söz konusu 6 sektör arasında demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen yer alıyor.
İTO’DA KONUŞULDU
Sektörlerin yeşil dönüşüm sürecine de katkıda bulunan İstanbul Ticaret Odası ile PAGEV, ‘Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde Granül Mikroplastik Önlem Sertifikası Belgesi OCS’ konulu seminer gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in yaptığı toplantıda; PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Avrupa Plastik Dönüştürücüleri Birliği (EUPC) Başkanı Benoit Hennaut, EUPC Genel Müdürü Bernard Merkx, İTO Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Meclis Üyesi Adnan Baduk, OCS ile ilgili bilgi ve tecrübelerini paylaştı. PAGEV Teknik Uzmanı Nagihan Kul da OCS sertifikasının teknik detayları hakkında sunum yaptı.
AB REGÜLASYONU
Toplantının açılışında yaptığı konuşmada AB’nin Sınırda Karbon Vergisi regülasyonunun sadece 6 sektörle sınırlı kalmayacağına dikkat çeken İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Türk plastik sektörü olarak Avrupa’da 2., dünyada 6. sıradayız. Bulunduğumuz konum önemli. Sektör, 2022 yılında 10.4 milyar dolarlık ihracat yaptı. Türkiye’nin ihracatında doğrudan ve dolaylı katkı konusunda en önemli sektörlerin başında plastik geliyor. Sektör, ihracatının yüzde 40’ını yani 4.1 milyar dolarını AB ülkelerine gerçekleştirdi. Onun için AB’nin yeni regülasyonlarının üzerinde ısrarla duruyoruz. Sınırda Karbon Vergisi Düzenlemesi’nde 3 yıllık bir geçiş dönemi var ve belirlenen 6 sektörde uygulama başlıyor. Ancak tüm sektörler bu düzenlemeyle kısa bir süre içerisinde yüzleşecek ve muhatap olan en önemli sektörlerin başında da plastiğin geleceği açık.”
GERİ DÖNÜŞÜM ÇÖZÜMÜ
AB Yeşil Mutabakatı kapsamında hazırlanan yeni ticari düzenlemeler uygulamaya geçmeden önce hazırlığın yapılması ve ilgili dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiğini de belirten Avdagiç, şöyle konuştu: “Bu sadece teknik bir gereklilik değil, aynı zamanda insani bir gereklilik. Her zamankinden daha fazla bir sosyal sorumluluk içerisinde olmalıyız. Plastiğin geri dönüştürülebilir olduğunu topluma iyi anlatmamız ve bunu uygulamada da hayata geçirmemiz lazım. 2030 yılına kadar ambalajların yeniden kullanılabilir olması kesin kurala bağlandı. Sürdürülebilir alternatifleri mevcut tek kullanımlık plastiklerin kullanımının yasaklanması süreci devam ediyor. Kozmetik, deterjan ve boyalara mikroplastik eklenmesi aşamalı olarak sonlandırılıyor.”
OCS’DEKİ HEDEF
Yeni bir ekonomi ve çevre modelinin geliştiğinin altını çizen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da şunları söyledi: “Önümüzdeki süreçte önemli konulardan biri de mikroplastikler olacak. Plastik 5 milimetrenin altına düştüğü zaman mikroplastik kabul ediliyor. Mesela deniz canlıları, mikroplastikleri yiyebiliyor ve insanların besin zincirine dahil olabiliyor. Yeşil Mutabakat kapsamında, okyanuslara karışan mikroplastikleri engellemek için başlatılan bir sertifika programı olan İyi Süpürme Hareketi-OCS (Operation Clean Sweep) ile plastik üretim tesislerinden geçen plastik granüllerin, flakelerin, parçacıkların ve tozların gereken özenle ele alınması ve nehirlere ya da denizlere karışmaması hedefleniyor. AB, firmalardan granül katkısını azaltmak için hangi çalışmaları yaptığını ve ne önlemler aldığını belgelendirmesini istiyor. Yani ‘Benim ürünüm bu’ beyanı, artık yeterli değil. Dünya her şeyin belgelendirilmesini istiyor. Firmalarımız bu belgelendirme sürecine uyum sağlayabilir ve plastikteki Avrupa ikinciliğimizi çok daha ileriye taşıyabiliriz.”
KRİTERLERE UYULMASI İHRACATI ARTIRIR
‘Sorumlu endüstri ve sorumsuz çevre’ mottosuyla hareket ettiklerini vurgulayan İTO Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Meclis Üyesi Adnan Baduk, “Sınırda Karbon Vergisi uygulaması ile rekabet üstünlüğü el değiştirebilir. Günümüzde, çevreye saygılı yeşil üretim tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmeye başladı. Kriterlere uyulması, daha fazla ihracat yapılmasını da sağlayacaktır” dedi.
ATIK YÖNETİM SİSTEMLERİ İYİLEŞTİRİLMELİ
Mikroplastik konusunda granüllerin su kaynaklarına sızmasının ortak bir sorun olduğunu dile getiren EUPC Genel Müdürü Bernard Merkx, şöyle konuştu: “Mikroplastik sızıntıda en büyük kaynak suya atılan çöpler. Plastik suya atılırsa toplanması zor. Mikroplastiği diş macununa, şampuana dahil ediyormuşuz ve bu iyi bir şey değildi. Avrupa’da kozmetik endüstrisinin çoğunluğu mikroplastik kullanımını terk etmeye başladı. Çöplerin gömülmesini önlemek de önemli. Plastik kötü değil, atık yönetimi kötü. Bu sebeple atık yönetim sistemlerini iyi hale getirmeliyiz. Kanalizasyon sistemleri sulara değil, arıtma sistemlerine yönlendirilmeli. OCS sertifikasyon süreci için yatırım ihtiyacı da var. Bu uygulama ile mikroplastikte çevreye sızıntıyı önlemek istiyoruz.”
ÇALIŞANLAR EĞİTİMLERLE SÜRECE DAHİL OLMALI
İyi Süpürme Hareketi (OCS) projesinde Avrupa’daki değer zincirinin tüm kademelerinde 350’den fazla imzacının bulunduğunu, Türkiye’de ise bu girişimin PAGEV tarafından yürütüldüğünü belirten PAGEV Teknik Uzmanı Nagihan Kul, şunları söyledi: “OCS belgesi alma sürecinde çalışanlara mutlaka eğitimler verilmeli ve çalışanlar da sürece dahil olmalı. Saha denetimi de yapılmalı.
Çünkü granül kaybını sahada çalışanlar daha kolay fark ediyor. Granül dağılımının nerede olduğu belirlenmeli ve önlem alınmalı.”
PLASTİK SORUNUN DEĞİL ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI
Avrupa Birliği’nde 50 bin şirketi kapsadıklarını ve plastik sektörünün 300 milyar Euro’luk bir piyasa hacmi olduğunu belirten EUPC Başkanı Benoit Hennaut, sektörün dönüşümüyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Plastikler okyanusta, denizde, gölde bulunmamalı. Regülasyonlarla endüstriyel olarak kalıcı bir dönüşüm sağlamaya çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik, karbon ayak iziyle ilgili. Karbon ayak izi açısından plastik ürünler daha yararlı. Eğer plastiği geri dönüştürebilirsek karbon ayak izimizi kayda değer bir şekilde azaltabiliriz. Plastik sorunun değil, çözümün bir parçası. Yenilik önemli fakat işbirliği yapmak da önemli.”
OCS’NİN AVANTAJLARI
OCS’nin plastik sektöründeki firmalara sağladığı avantajların şunlar olduğu kaydediliyor:
* Sürdürülebilirlik ve temiz çevre
* Kaynak tasarrufu
* Döngüsel ekonomi ve yüksek kârlılık
* Operasyonel verimlilik
* İtibar ve imajda iyileşme, gönüllü taahhüt
* Doğru uygulamaların paylaşımı
* Daha güvenli iş ortamı
07 Ağustos 2023 Pazartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
22 Kasım 2024 Cuma