Teknopark İstanbul’da yerleşik Naz Biyoteknoloji, dijital koku kütüphanesi projesiyle kokuları sınıflandırarak, bir veri bankası oluşturuyor.


Koku kütüphanesi olarak hizmet verecek veri bankasından, dünyanın dört bir yanından bu alana ilgi duyanlar da faydalanabilecek. Kütüphaneye ilk etapta 1000 farklı koku eklenecek.

 

HABER: ÖMÜR KIRBAŞLI

 

Parfümün büyülü dünyasında kokuların yüzyıllardır insanları etkileme gücü tartışılmaz. Güzel koku ile kendini ifade etme sanatı, günümüzde de estetik ve özgünlüğün, zarafetin, hatta lüksün bir simgesi olmaya devam ediyor. Temizlik, ferahlık ve çekicilik duygularını yükselten parfümler, yaşam tarzımızın bir yansıması. Öyle ki, güzellik ve başarıyla da ilişkilendiriliyor, insanların özgüvenini artıran birer kartvizit haline geliyor. Dünya ekonomisinde 100 milyar dolarlarla ifade edilen parfüm endüstrisini dijital kütüphaneyle buluşturmayı hedefleyen Naz Biyoteknoloji’nin kurucusu Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir ile koku dünyasını ve dijital koku kütüphanesini konuştuk. 

 

Şirketinizi kısaca tanıtır mısınız?

 

Naz Biyoteknoloji, daha çok sağlık ve tarımsal üretime dayalı, doğanın bilimle kesişme noktasında olan ve her ürünün arka planında bilimsel araştırma olmasını ilke edinmiş bir Ar-Ge şirketi. Burada her ürün, doğal hammaddeler, bilgi, Ar-Ge ve teknoloji kullanılarak üretilir. 1970’li yıllarda başlayan ve günümüze kadar büyüyerek devam eden ‘Yeşil Kimya’ hareketinin doğal çıktıları mahiyetindeki ürünler üretmekte olup, özellikle kozmetik, gıda ve ilaç sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Çevreye duyarlı, yaşam kalitesini yükselten hedef odaklı ve biyoteknoji çerçevesi içinde varlığını sürdürmeyi hedefliyor. Yine şirketimiz, sahip olduğu akademik bilgi ve deneyimi bu alanlarda faaliyet göstermek isteyen girişimciler için danışmanlık hizmetleri vererek paylaşmayı amaçlıyor.  

 

ZENGİNLİK ALGISI OLUŞTURUYOR

 

Dijital koku kütüphanesi kimlere faydalı olacak?

 

“Bazı koku bileşenlerinin spektral analizi ve bir koku kütüphanesi veri tabanının oluşturulması” başlıklı proje Teknopark’ta yürüttüğümüz ikinci proje. Parfüm; kokulu yağlar, aromatik karışımlar ve çeşitli kimyasal maddelerden elde edilen, insan vücudu, çeşitli nesneler ve ortamlara güzel koku vermek amacıyla kullanılan karışımların genel adı. Türk Dil Kurumu sözlüğünde parfüm kelimesi ‘güzel koku’ ve ‘şişelenmiş güzel koku’ olarak tanımlanıyor. Parfüm, kadim tarihten günümüze gelen bir kavram olup bugün, modern dünyanın en pahalı ürünlerinden biridir. Güzel kokular, insanları daima pozitif etkilemiş, temizlik, ferahlık, güzellik, hatta güç ve zenginlik algısı oluşturmak amaçlı adeta bir kartvizit olarak kullanıldı.

 


104 MİLYAR DOLARLIK PAZAR

 

Parfüm üretimi, kozmetik endüstrisinde en büyük rekabetin ve prestij savaşlarının yaşandığı alanlardan biri. Gizli formülleri, büyük Ar-Ge laboratuvarları, yeni koku bileşenlerinin sentezi, ünlü isimlerin yer aldığı reklam kampanyaları, özel tasarımlı şişeleri ve çok yüksek rakamlara çıkabilen ürün bedelleri ile kozmetik sektörü içerisinde apayrı bir yere sahip. Kişisel bakım ürünleri ithalatının sektörel dağılımına bakıldığında ise yüzde 14’ünü parfümlerin oluşturduğu görülür. Global parfüm pazarı 2018 yılına kadar yaklaşık 104 milyar dolar değerine ulaştı. Bu büyük ve güçlü sektörde var olabilmek ancak çağa ayak uydurmak ile mümkün. Bu proje kapsamında sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında alana ilgi duyanların faydalanabileceği bir koku kütüphanesi kurulmasını planlanlıyoruz. Böyle bir veri tabanı proje için öngörülen 24 ay ile sınırlı olmayacak. Proje tamamlandıktan sonra da veri eklenmesi ile büyümeye devam edecek. Bu veri tabanına eklenecek bileşiklerin bir kısmı (daha çok sentetik olanlar) satın alınırken, bir kısmının bitkiden elde edilmesi bizzat yapılacak.

 

SIRADA İLAÇ ETKEN MADDELERİ VAR

 

Farklı alanlar da olacak mı?

 

Proje ile veri tabanına eklenecek bileşik sayısını başlangıç için 1000 civarında düşünüyoruz. Ancak ilerleyen zamanlarda bu sayı artacak, veri tabanı; bileşiklerin fonksiyonel grupları gibi birtakım alt sınıflandırmalar yolu ile çok daha fonksiyonel bir düzleme taşınacak. Yine aynı dijital kütüphane üzerinden ayrı bir grup olarak ilaç etken maddeleri ile ilgili verilerin de derlenmesi planlanıyor.

 

DİJİTAL VERİ TABANI ÖNEMLİ EKSİKLİK 

 

Tüm dünyanın dijitalleştiği bir dönemde ülkemizde böyle bir veri tabanının olmaması bir eksiklik olup bu anlamda ülkemize önemli katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Esasen elimizde bu veri tabanına girilmeye başlanan 30 yılı aşkın bir süreyi bulan çalışmalarımıza ait çok sayıda veri bulunuyor. Araştırmalarımız devam edecek ve tek bir dijital kütüphane çatısı altında toplanacak.


ARAŞTIRMALAR, ANALİZLER VE PARFÜM KİTABI

 

Bu kütüphane oluşturulurken daha önceki çalışmalarınızdan faydalandınız mı? Önceki projelerinizden bahseder misiniz?

 

Teknopark kapsamında daha önce ‘Bitkisel Kaynakları ve Nano Teknoloji Kullanarak Yeni Nesil Saç Bakım Ürünlerinin-Boyalarının Geliştirilmesi’ projesini tamamladık. Bu projenin çıktılarının bir kısmı ticarileşmiş, bir kısmı da ticarileşme yolunda. Koku kütüphanesini oluştururken daha önceki çalışmalarımızdan da faydalandık. Böyle bir proje tabii ki geçmişe dayalı büyük bir birikim gerektirir. 2025’te 750 milyar dolara ulaşması beklenen güzellik endüstrisinin anahtarı konumundaki kokular, bunların elde edildiği bitkiler ve kimyasal analizi benim için de akademik kariyerimin önemli bir bölümünü oluşturan onlarca bilimsel araştırma ve projenin toplandığı bir nitelik taşıyor. Daha önce konu ile yazılmış çok kapsamlı bir kaynak olan parfüm kitabı da bize bu konuda destek oldu.

 

ORTADOĞU’NUN EN PRESTİJLİ TEKNOPARKINDAYIZ

 

Teknopark İstanbul’da yer almanın sizin için faydaları neler?

 

Teknopark İstanbul sadece ülkemizin değil, Ortadoğu’nun en prestiji Teknoparkı olup burada olmak bizim için gurur vericidir. Öte yandan çok iyi bir alt yapısı, genç ve gayretli ekibi ile her türlü sorunu aşmamızda çok yardımcı olan bir takım. Buradan hepsine içtenlikle teşekkür ediyorum.

 


KÜRESEL ÖLÇEKTE BÜYÜMEK İSTİYORUZ

 

Hedefinizde başka projeler var mı?

 

Ekibimiz, iki akademisyen, bir doktora öğrencisi, bir kimyager ve yazılım anlamında hizmet satın aldığımız yazılımcılardan oluşuyor. Hem laboratuvar hem de yazılım anlamında çalışmalar sürdürüyoruz. Hedefimizde tabii ki başka projeler var. Bunların adını açıklamak için henüz erken, ancak Naz Biyoteknoloji olarak en başından beri yıllar içinde büyümeyi ve küresel ölçekte, hedef odaklı ürünler geliştirmeyi planlıyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz alanlar küresel anlamda son derece yüksek bilgi gerektiren ve rekabetin en üst noktadan yaşandığı bir platform. Güzellik ve sağlık dünyasının arka planı mutlaka Ar-Ge gerektiriyor. Ülkemizde maalesef bu konu hâlâ görmezden geliniyor. Sadece sermaye desteğiyle yeni nesil reklamlar ile ürün çıkarmak yeterli zannediliyor. Bu, aslında uzun vadede halk sağlığı açısından risk oluşturuyor. 

16 Ekim 2023 Pazartesi