Her seçim sonrası için yapılan spekülasyonların benzeri, 31 Mart 2024 yerel yönetim seçimleri için de artınca Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açıklamalarda bulundu. BloombergHT ve Habertürk ortak yayınında, ekonomideki gelişmelere ilişkin soruları cevaplayan Şimşek, Orta Vadeli Program'da (OVP) fiyat istikrarı, mali disiplin ve sürdürülebilir cari açık hedeflerinin olduğunu hatırlattı ve piyasaları bozmamak için Kur Korumalı Mevduat'tan (KKM) kademeli çıkış öngördüklerini söyledi. Fiyat istikrarını, mali disiplini, sürdürülebilir dış açığı kalıcı hale getirecek yapısal reformların gündemlerinde olduğunu belirten Şimşek, “Program çalışıyor. Bazı alanlarda öngördüğümüzden daha güçlü şekilde çalışıyor. Önemli olan piyasa aktörlerin programa inanmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
RİSK PRİMİ DÜŞTÜ
Şimşek, Türkiye'nin risk priminin 600-700 bandından yaklaşık 300 civarına indiğine dikkati çekti. Bunun Türkiye'nin dış kaynağa makul maliyetlerde erişmesinin önünü açtığını söyleyen Şimşek, “Türkiye'nin ağustosa kadar risk primi, gelişmekte olan ülkelerin çok üzerindeydi. Risk priminin 700'den 300'e inmiş olması, bence piyasanın bu programa inandığını gösteriyor” dedi.
Türkiye'ye finansman girişine de değinen Şimşek, “Geçen senenin ilk 5 ayında net portföy çıkışı 2.9 milyar dolar. Haziran-aralık döneminde ise 11.4 milyar dolar net portföy girişi var. O dönemde reel sektör ve altyapı için proje kredi girişi 8.8 milyar dolar. Türkiye, geçen sene piyasalardan tahvil ihracıyla 10 milyar dolar yüksek faizle borçlandı ama artık faizler ciddi şekilde aşağı indi” ifadelerini kullandı.
CARİ AÇIK İNİYOR
Geçen mayıs ayında 98.5 milyar dolara inen rezervlerin şu anda 130 milyar doların üzerine çıktığını vurgulayan Şimşek, döviz dönüşümlü mevduatın da dikkate alınması durumunda rezervlerdeki artışın 60 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. Kısa dönemde güçlü bir dönüşün çok nadir olduğuna işaret eden Şimşek, programın rezerv, güven ve risk primi boyutunun iyi çalıştığını belirtti. Bankaların, reel sektörün rollover rasyolarının yükseldiğini anlatan Şimşek, “Büyümede dengelenme, büyümenin kompozisyonunda değişiklik, enflasyonu ve cari açığı kalıcı şekilde aşağı çekmemizi sağlayacak temel koşuldur” şeklinde konuştu. Mayıs ayında 12 aylık cari açığın 60 milyar doların üzerinde olduğunu, aralıkta ise açığın 45 milyar dolara gerilediğini söyleyen Şimşek, ilk iki aylık dış ticaret açığında geçen seneye göre 13.2 milyar dolarlık iyileşme olduğuna işaret etti. Şimşek, cari açığın şubat ve mart aylarında 30-35 milyar dolar aralığına ineceğini bildirdi.
ANA HEDEF ENFLASYONUN DÜŞÜRÜLMESİ
Program çalışmasıyla cari açığın daraldığını, büyümenin kompozisyonunun değiştiğini ifade eden Şimşek, “Ana hedefimiz enflasyonun düşmesi. Bugünkü enflasyon rakamı son 12 ayın enflasyon rakamıdır. Önümüzdeki 12 ayın enflasyon rakamıyla ilişkisi zayıftır. Önümüzdeki 12 ay enflasyon düşecektir. Çok net bir şekilde piyasalar, 'Biz inanıyoruz. enflasyon düşecek' diyor. Ona göre fiyatlama yapıyorlar” dedi.
Şimşek, enflasyon eğiliminin ortaya koydukları hedef patikasıyla uyumlu gittiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “2024'ün ilk yarısı dahil yıllık enflasyon yüksek kalacak dedik. Çünkü, baz etkisi var ve para politikası gecikmeli olarak çalışır. Para politikasının enflasyonu çıpalayacak seviyeye gelmesi daha yeni. 2024'te geçici olarak 2023'ün enflasyonunu besleyen faktörler ortadan kalkacak. Para politikası çalışacak. Kurda reel olarak herhangi bir değersizleşme öngörmüyoruz. Deprem etkisi sistemden çıkacak, vergilerin etkisi seriden çıkacak. Dolayısıyla enflasyonun ineceğini düşünüyoruz.”
SÜRPRİZ YAPMAYACAĞIZ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ekibine de destek veren Şimşek, “İlave tedbirler olacak mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Enflasyonu yükseltecek adım atmayacağız. Vatandaşımıza, piyasamıza, iş alemine de sürpriz yapmayacağız. OVP'de maliye politikasıyla ilgili ortaya koyduğumuz vizyon neyse onu uygulayacağız. Programda, 'Vergi istisnalarını gözden geçireceğiz, istisnalarda verimli etkin olmayanlarla ilgili çalışma yapacağız' deniliyor. KDV, kurumlar ve gelir vergisi oranlarında genel bir artış olmayacak. Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne ilişkin yeni bir düzenlemeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik.”
DİKKAT ÇEKEN BAŞLIKLAR
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarından bazı başlıklar şöyle:
* Fon akışı: Şimşek, seçimin ardından herkesin yurt dışından ciddi kaynak girişi beklediğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye gibi ülkelere fon akışı artarak devam edecek. Fon ihtiyacımız ve cari açık azalıyor. Türkiye'ye fon gelişinin artması bekleniyor. Dünya Bankası ve diğer uluslararası çok taraflı bankalarla iyi diyalog kurduk. İki gün önce G20'den geldim. Çok taraflı bankalarla oturduk, konuştuk. Bize ciddi kaynak sağlayacaklar. Bu sene reel sektörün desteklenmesi, deprem ve altyapı için 12.7 milyar dolarlık proje kredisi bekliyoruz.”
* Vergi düzenlemeleri: Şimşek, alınan yetki sonrası fonlara yönelik vergi düzenlemesi yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine, “O yetkiyi alırken, 'gelir vergisinin üst dilimi yüzde 40'a kadar' dedik. Hangi tedbiri, hangi sıralamayla hangi dozla uygulayacağımız tamamen ayrı bir husus. Şunu net olarak ortaya koyalım, biz piyasaları tedirgin edecek adım atmayız. Vergide adalet üzerine çalışacağız. Vergide adalet, 'herkesin kazandığı ölçüde vergi vermesi' demek” yanıtını verdi.
Şimşek, “Borsaya ya da başka bir alana yönelik piyasayı bozacak herhangi bir vergi düzenlemesi gündemimizde değil” ifadelerini kullandı.
* KKM: Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından çıkış stratejisine ilişkin soru üzerine ise Şimşek, “Para politikası aktarım mekanizmasını güçlendirmek, yani dezenflasyonda kalıcı başarıyı yakalamak için KKM'den çıkmayı önemsiyoruz. Acelemiz yok ve piyasayı bozmadan yapacağız. Ortada bir başarı var. Geçen sene ağustos ortalarında KKM'de zirveyi bulduk, yaklaşık 3.4 trilyon lira diye hatırlıyorum. Bugün 2.3 trilyon liraya indi. Bu azalma dövize gitmedi” değerlendirmesinde bulundu.
* Teknolojiye destek: Şimşek, sanayide dönüşümün önemine dikkati çekerek, “Türkiye'nin dış ticaret açığına sebep olan orta yüksek ve yüksek teknolojili 284 ürünü belirledik, 300 milyar lira kaynak koyduk. Tamamen kurala dayalı şeffaf şekilde, 'kim, ben bu ürünü üretebilirim' derse TL cinsinden 2 yıl ödemesiz, 10 yıl vadeli ve piyasa faizinin çok altında bir kaynakla sanayide dönüşümü destekleyeceğiz” diye konuştu.
* İhracatçıya kredi: İhracatçıya reeskont kredisi kullandırırken faizi yüzde 25.6 ile sınırladıklarının altını çizen Şimşek, bunun, piyasa faizinin çok altında olduğunu vurguladı. Şimşek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “İhracatçı bizim için çok değerli ama ben ihracatçının 'bize kur sübvansiyonu verin' talebini doğru bulmuyorum. Bir program var. Bu program 86 milyon kişi için. Ben 86 milyon kişi üzerinden ihracatçıya sübvansiyon veremem. Bütçe programı dahilinde Türk Eximbank üzerinden reeskont kredileri, vergi teşvikleriyle ihracatçının yanındayım ama Türkiye'nin net uluslararası yatırım pozisyonu eksideyken, reel sektörün net 80 milyar doların üzerinde döviz açığı varken, kamunun net döviz açık pozisyonu varken, benden enflasyonu azdıracak adımlar bekliyorlarsa bu programla tutarlı olmadığını, bu ülkenin ve milletin menfaatine olmadığını bilmeleri lazım” dedi.
* Kurlar: Kurdaki yükseliş beklentisine ilişkin soru üzerine Şimşek, kur rejimini hükümetin ve Merkez Bankası’nın belirlediğini ve bankanın bunu uyguladığını bildirdi. Şimşek, serbest kur rejimi uygulandığına dikkati çekerek, “Kur hedefimiz yoktur, olmayacak da. Yerel seçim sonrasında liranın değer kaybına ilişkin beklentiler anlamlı gelmiyor. Bu ülkenin cari açığı azalıyor. Geçen sene seçim öncesi cari açık 60 milyar dolardı. Bu sene seçim ayında cari açık yaklaşık 30-35 milyar dolar olacak. Dövize ihtiyacımız azalıyor. Ülkemize yönelik yıllık doğrudan yatırımlarda son 20 yıla bakarsanız, milli gelirin yüzde 1.6'sı kadar giriş var. Cari açık 30 milyar dolar civarına indiğinde bu yüzde 2.5-3 demek. Bunun yaklaşık 1 puanını doğrudan yatırımlarla finanse edebilirsek muazzam rezerv birikimi olacak” ifadelerini kullandı.
* Kredi kartları: Kredi kartları konusunda bankaların kurallara uymasının önemli olduğunu kaydeden Şimşek, “Yani limit belirlerken gerçekçi beyan ve belgeye dayalı olması, bu limitlerin bütünlük arz etmesi önemli. Yani her banka kendi kafasına göre bir limit belirlememeli. Bu konulara bakacağız. Sonuçlandırdığımız bir çalışma yok. Uluslararası kurallar neyi gerektiriyorsa onu yapacağız” dedi.