HABER: ERTAN ERYILMAZ
Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabeler, İstanbul Ticaret Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (Ticaret TÖMER) düzenlediği ‘Ortak Türk Alfabesi Bilgilendirme ve Farkındalık Çalıştayı’nda masaya yatırıldı.
Çalıştayda ortak Türk alfabesinin Türk dünyasında ortak iletişimi güçlendireceği, akademik ve kültürel işbirliklerine katkı sağlayacağı üzerinde duruldu. Ortak alfabenin Türk dünyasının tarihsel bağlarını yeniden güçlendireceği vurgulandı.
Sütlüce Yerleşesindeki çalıştaya, Ticaret TÖMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Akçay, Dr. Öğr. Üyesi Zebiniso Kamalova, Öğr. Gör. Eyüp Tugay Bahar, araştırmacı Sinem Büyükkahraman, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İLK FİKİR 1926’DA ATILDI
Çalıştayda konuşan Öğr. Gör. Eyüp Tugay Bahar, Türklerin tarih boyunca 10’dan fazla yazı sistemi kullandığını belirterek, bu alfabelerin coğrafi ve kültürel etkenler doğrultusunda şekillendiğini ifade etti. Ortak Türk alfabesi fikrinin aslında uzun yıllara dayanan bir geçmişi olduğunu vurgulayan Bahar, “1926’da Bakü’de toplanan Türkoloji Kongresi’nde Latin esaslı ortak bir alfabe oluşturma fikri gündeme geldi ve bu, dönemin Sovyetler Birliği tarafından da desteklendi. Ancak bu süreçte bazı siyasi nedenlerle alfabe değişiklikleri yaşandı ve Türk toplulukları farklı yazı sistemleri kullanmaya devam etti” dedi.
ÇERÇEVE OLUŞTURULDU
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından İstanbul’da düzenlenen ‘Milletlerarası Çağdaş Türk Alfabeleri Sempozyumu’na değinen Bahar, bu toplantıda ortak alfabe oluşturulması için atılan adımların önemine dikkat çekti. Türk dillerindeki fonetik farklılıklara rağmen alfabenin ortak sesleri yansıtacak şekilde oluşturulması gerektiğini belirten Bahar, “Bugüne kadar yapılan çalışmalarda bir çerçeve alfabe oluşturuldu. Ancak farklı Türk dillerinin özel karakterlerini içeren bir sistemin de geliştirilmesi gerekir” dedi.
REHBER NİTELİĞİNDE
Öğr. Gör. Eyüp Tugay Bahar, 2024 yılında Bakü’de Türk Devletleri Teşkilatı’nın öncülüğünde düzenlenen toplantıda, ortak alfabenin yeniden ele alındığını belirtti. Günümüzde, ortak alfabenin temel harfler üzerinden şekillendiğini, ancak her Türk halkının kendi ihtiyaçlarına uygun harfleri ekleyebileceği bir sistem olarak düşünüldüğünü ifade etti. Türk Dil Kurumu’nun da bu konuda açıklamalar yaptığını hatırlatan Bahar, ortak alfabenin Türkiye’de mevcut Latin alfabesinin yerine geçmeyeceğini, sadece bir rehber niteliğinde olacağını vurguladı.
TÜRKLERİN YAZI SİSTEMLERİ
Çalıştayda konuşan araştırmacı Sinem Büyükkahraman da Türkçenin yazılı tarihine ışık tutarak, Türklerin sistematik olarak kullandığı ilk alfabenin Köktürk alfabesi olduğunu belirtti.
Türklerin yazı sistemlerinde zaman içinde değişimler yaşandığını belirten Büyükkahraman, Köktürk alfabesinin ardından Uygur alfabesinin benimsendiğini, Arap alfabesine geçişle birlikte yazı geleneğinde farklılıklar oluştuğunu kaydetti.
Konuşmasında Türk yazı sistemlerinin coğrafi yayılımına da değinen Büyükkahraman, Orhun Abideleri’nin yalnızca Moğolistan’da değil, Kırgızistan’dan Macaristan’a kadar geniş bir alanda taşlara kazındığını ifade etti. Yazılı belgelerde Türkçeye özgü seslerin, alfabelerin evrimiyle birlikte farklı biçimlerde temsil edildiğini vurgulayan Büyükkahraman, bu durumun Türkçenin gelişim sürecine dair önemli