HABER: SOYHAN ALPASLAN
İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) gerçekleştirilen ‘Optometri’ başlıklı seminerde, optometrinin Türkiye’de uygulanması halinde, sektöre ve toplum sağlığına katkılarının neler olabileceği tartışıldı.
Seminerin açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim yaptı. Erkesim, “Sektörün önde gelen uzman, akademisyen ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin bir araya geldiği bugün burada dile getirilen konular sektörün geleceğini şekillendirecek” dedi.
ÖĞRENCİLER KATILDI
Optisyenlik eğitimi alan üniversite öğrencilerinin de katıldığı seminere ilgi oldukça yoğundu. Salona sığamayan izleyiciler semineri fuayeye kurulan ekranlardan takip etti.
Seminerde konuşan İTO Gözlükçülük ve Saatçilik Meslek Komitesi Başkanı Orhan Küreli, “Tüm Optik ve Optometrik Meslekler Birliği Derneği (TOOMD), Tüm Optik ve Optometrik Meslek Adamları Derneği (TOOMAD) ile düzenlediğimiz bu seminer akademik seviyede optometrinintartışıldığı bir ilk toplantı olması nedeniyle çok önemli” dedi.
ODANIN DESTEĞİ
Seminerin moderatörü İTO Meclis Üyesi Numan Hocaoğlu konuşmasında, “Son yıllardaki sektörel toplantılarımızda odamız yönetimi gerek odada, gerekse üniversitemizde bize her türlü imkânı sağladı. Bundan büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.
TOOMAD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Emrah Özbaş, Türkiye’nin göz sağlığı ve gözlük kullanımında bilinçli olmadığını söyledi. Aydın, “Küçük yerlerde göz sağlığı taraması yapılamaması ciddi bir sorun” dedi.
TOOMAD Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Aydın, sektörün yaşadığı sorunların nedenleri üzerinde durdu ve geçmişte yaptıkları çalışmaları anlattı. İstanbul Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi Turgut Çakar ise optometrinin gelişmesi için Tababet ve Şuabat Kanunu’nda ve 5193 sayılı optisyenlik hakkındaki kanunda değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti.
TOOMAD Genel Sekreteri ve Yeniyüzyıl Üniversitesi öğretim görevlisi Ayşe Merve Esenkal ise optometri eğitimi aldığı Hollanda’daki sektörel uygulamaları dile getirdi.
KAMU YARARINA GÖRE HAREKET ETMELİYİZ
Seminerin ilk konuşmacısı Actean Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fevzi Toksoy, optometri ve oftalmolojideki çalışmalara kamu yararının yön vermesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de göz kusuru olan insanların hepsinin sağlık hizmeti alamadığına işaret eden Toksoy, “Türkiye ve benzer ülkelerdeki göz doktoru başına düşen hasta sayısı yeterli mi, analiz edilmeli. Sorun varsa adım adım çözülmeli. Göz doktoruna gidemeyen insanlar var ve bu durum tartışılmalı” dedi.
AİLE HEKİMİNE REFRAKSİYON EĞİTİMİ
TOOMD Genel Başkan Yardımcısı Erol Aydoğan, Türkiye’de 6 bin 800 aile sağlığı merkezi ve 20 bin 200 aile hekiminin görev yaptığını belirterek, şunları söyledi: “Toplumun göz sağlığına ulaşma sıkıntısını giderebilmek için aile hekimleri refraksiyon eğitimi alabilir. Böylece aile sağlığı merkezlerinde ön tanı yapılabilir. Ayrıca tıp eğitiminde cerrahi eğitimden bağımsız refraksiyona dayalı bir doktorluk eğitimi sağlayabiliriz. Böylece daha ayrıştırılmış, sağlıklı bir muayene sistemine gidebiliriz.”
ÜNİVERSİTELERİMİZ HAZIR DEĞİL
İstanbul Okan Üniversitesi ve Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Semih Kabak, Türkiye üniversitelerinin optisyenlik ve optometride Avrupa’nın gerisinde olduğunu söyledi. Optometrinin dünyadaki örnekleri ve Türkiye’de uygulanabilirliği kapsamında bilgi veren Dr. Kabak, “Yüksek eğitimimizde ortak müfredat yok, standart yok, kaynaklar yetersiz. Eğitimci ve laboratuvar eksikliği de mevcut. Mesleki eğitimi tam olarak oturtamadık. Avrupa’daki yüksek standartlı eğitimin ne yazık ki çok gerisindeyiz” dedi.
GENEL TIP EĞİTİMİ ALMALI
Üsküdar Üniversitesi Optisyenlik Programı Başkanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Şahbaz, optometristlerin genel tıp eğitimi almış olmasının zorunluluğu üzerinde durarak, şunları söyledi: ”Göz doktoru muayenede hastasının beyin, kalp, bağırsak hastalıkları varsa bunu anlar. Bu nedenle optometristler tıp eğitimli olmalı. Pratisyen hekimlerimize optik cihaz ve refraksiyon eğitimi verebiliriz. Optometri uzmanı, optisyen ve göz hekimi ayrı ayrı branşlaşmalı, birbirlerinin sahasına girmemeli.”