İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken konuşmasında, “Genelde insanların işlerini; ciddiyetle, mesleki gerekliliklere ve iş ahlâkına uygun yapışları beni çok etkiler. İnsan hangi işi yapıyorsa yapsın, o işin ve o kimliğin özelliklerine, gerekliliklerine ve ahlâkına vakıf olmalıdır diye düşünürüm” dedi.
“İTO olarak meslek liseleri ile ilgileniyoruz. O okullarda hamilik yapıyoruz” diyen Dr. Erken, şöyle devam etti: “Oralardan kendi mesleklerinde nitelikli gençler yetişmesini istiyoruz ve bekliyoruz. Fakat öğrencilerin mesleklerine sahip çıkmaları, meslek ahlâkının yaygınlaştırılması, insanların yaptıkları meslekler ne ise onunla mutlu olabilmeleri ve onun gerekliliklerini yerine getirmeleri konusunda sanki bir şeyler eksikmiş gibi geliyor bana. İlave olarak toplumun büyük çoğunluğunda, gençlerin illa da yüksek okul mezunu olmalarının gerektiği gibi yanlış bir algının ağırlıkta olduğunu hissediyorum. Bu yanlış algı da üniversite bitirmeyen bir gencin sanki bir şeyleri eksikmiş gibi bir muameleye tabi olmasına yol açıyor veya illa bazı moda mesleklerin tercih edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu doğru bir algı mı? İsabetli bir yönlendirme mi? Bence değil. Burada toplum olarak her bir mesleğin kendine göre bir önemi olduğunu ve hepsinin bu dünyada anlamlı bir iz bırakabilmek için yeterli bir vasıta olabileceğini vurgulamalıyız. İTO olarak diğer mesleki teşekkülleri olarak da bunları yapmalıyız. 81 meslek komitesinin temsilcisi olarak bizler kendi mesleklerimizin liderleriyiz. En başta bizler mesleklerimizin anlamlı bir felsefesini, ne işe yaradığını; hayata, insana, evrene, tarihe vs. ne tür katkı sağlaması gerektiği üzerinde ciddi ciddi kafa yormalıyız. Bunu iyi bir şekilde yapabilirsek belki bizim meslek liselerindeki, halk eğitimlerdeki, üniversitelerdeki çocuklara da önemli katkılarımız olabilir.”
“İstanbul’da yaklaşık 700 bin, Türkiye’de de yaklaşık 3 milyon ev genci var” diyen Dr. Erken, şunları söyledi: “Bunların mesleği yok, işi yok, meşgalesi yok. Bu felaket bir durum. İşte bunlar için biz birçok mesleği cazip hale getirebiliriz. Odalar, borsalar, devlet ve millet el birliği ile bazı projelere kalkışmak gerekiyor. Bir başka husus daha var ki, ülkemizde nüfusun artış hızı çok düşmeye başladı. Gençler evlenmekten ve evlendikten sonra da çocuk sahibi olmaktan kaçıyor. Tabii bunun çok çeşitli sebepleri de var ki bunların üzerinde de ehemmiyetle durulmalı. Arkadaşlar, tüm bu soruları kendimize mesele etmek zorundayız. Enflasyon kadar, ekonomik büyüme kadar, faiz oranları kadar, döviz fiyatları kadar, şu ana kadar önem verdiğimiz ne kadar maddi değerler varsa en az onlar kadar hatta daha da fazla olarak ilgi göstermeliyiz. Bunu kimseden bekleme lüksümüz yok maalesef.”