Gelecek yüzyılın kilit sektörünün enerji olacağı tahmin edilirken, Türkiye enerjide kritik adımlar atıyor. Tedarik kaynaklarını çeşitlendirme konusunda son yıllarda olağanüstü gelişme kaydeden Türkiye, elektrik üretim portföyüne nükleer enerjiyi de dahil etmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda enerji bağımsızlığına ulaşma hedefi için, yerli nükleer reaktör geliştirme proje çağrısı yapıldı. Böylece girişimcilerden mühendislere, teknik personelden yazılımcılara kadar pek çok alanda yetkin ve kararlı yerli uzmanlar yeteneklerini gösterecek.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) ilk reaktörü yıl sonunda işletmeye hazır hale gelecek. Santraldeki 4 reaktörün tam kapasite devreye girmesiyle Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’u buradan sağlanabilecek. Ancak Akkuyu’daki reaktörlerle yetinilmeyecek; Türkiye, kendi reaktörünü geliştirecek.
CARİ AÇIK KAPATILACAK
Savunma sanayindeki gelişmeler, petrol ve doğalgaz üretiminde art arda gelen atılımların ardından sıra yerli nükleer enerjiye geldi. Sanayide artan enerji ihtiyacının sağlanması, teknolojik gelişmeye bağlı talebin karşılanması ve cari açığın kapatılması için enerji anahtar rol oynuyor. Bu kapsamda Akkuyu, Sinop ve Trakya’da nükleer güç santralleriyle yetinilmeyecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın duyurduğu ‘Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Projesi Çağrısı’yla yeni bir dönem başlıyor.
ÖNCE TASARIM SONRA TEŞVİK
Proje çağrısıyla ilk aşamada yerli reaktörler tasarlanacak, daha sonra hem reaktörlerin hem de nükleer tesis ünitelerinin yapımına ilişkin yatırımlar teşvik edilecek. Bu süreçte nükleer tesis projelerini hayata geçirecek babayiğitler devreye girecek. Yazılımcısından malzemecisine Türk mühendislerinin tasarım ve inovasyon kabiliyetini yansıtan projeler devletin desteğiyle hayata geçirilecek.
Yerli nükleer reaktör geliştirilmesiyle kritik sistem bileşenleri yerli olarak tasarlanacak, üretilecek ve daha da önemlisi nükleer alanında yüksek teknoloji ekosistemi oluşturulacak. Böylece uluslararası teknolojik bağımlılık asgari seviyeye çekilecek. Bu kapsamda, kurulacak nükleer santrallerde yerli reaktör teknolojilerinin kullanılması sağlanacak.
Yeni nükleer tesis ve çevre üniteleri için yerli yatırımcılar da özel teşvik alacak. Yerli nükleer reaktörün ihracatıyla yeni pazarlara ulaşmak mümkün olacak. Bu gelişmeler birçok sektörde yüzlerce firma için de katma değerli üretimle büyüme fırsatı oluşturacak. Bu süreç yetkin ve kararlı binlerce yerli uzmanın yetişmesini sağlayacak. Bu yetkin kadrolar yeni teknolojilerin ve yeni kalkınma hamlelerinin meşale taşıyıcısı olacak.
ÜST LİGE ÇIKMANIN ANAHTARI
Gelecek yüzyılın kilit sektörü olan enerji, Türkiye’nin hem cari açığını kapatmasında hem de yüksek teknolojiyle gelişmiş ülkeler ligine çıkmasında kilit rol oynayacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da enerjinin ekonomideki önemine dikkat çekti. Son 23 yılda enerji ithalatına 1 trilyon dolar ödendiğini hatırlatan Kacır, “Türkiye’nin daha fazla üretmesi ve gelişmesi için kendi enerjisini üretmesi şart” dedi. Bu kapsamda açılan proje çağrısına göre, Türk iş dünyasının girişimci gücü, TÜBİTAK, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) ve üniversitelerin işbirliğiyle yerli reaktör geliştirilecek.
30 YILLIK PROJEKSİYON
Enerji konusunda atılan adımların, iktisadi gerçeklerin ve küresel risklerin sonucu olarak atıldığını belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da daha fazla nükleer santrale ihtiyaç olduğunu söyledi. Bakan Bayraktar, Akkuyu’nun yanı sıra Sinop ve Trakya’da en az 12 büyük ve küçük modüler reaktör (SMR) kurulması gerektiğini belirtti.
Bayraktar, “Nükleer enerji, 2053 net sıfır emisyon hedefimizde merkezi bir rol oynuyor” diyerek, 2035’e kadar 7 GW, 2050’ye kadar ise 20 GW nükleer enerji kapasitesine ulaşılacağını açıkladı. Türkiye’nin elektrik talebinin 2035’te yıllık ortalama yüzde 3.5 artması ve 30 yılda üç katına çıkması bekleniyor. Bu talep, nükleer ve yenilenebilir enerjiyle karşılanacak.
PROJELERİN NE FAYDASI OLACAK?
Nükleer enerjideki yeni adımlar, farklı sektörlerde de kritik faydalar sağlayacak. Beklenen faydalardan bazıları şöyle olacak:
Nükleer enerji reaktörlerinin sayısının artması, yüksek oranda enerjiye ihtiyaç duyan sanayi tesisleri için kesintisiz enerji garantisi sağlayacak.
Enerjide küresel tedarik problemlerinin etkileri bertaraf edilecek, tüketici fiyat artış şoklarından korunacak.
AB Yeşil Mutabakat kriterleri çerçevesinde öngörülen üretim şartlarının sağlanması için sanayicinin eli rahatlatılacak.
Yerli firmaların ihracatta karbon duvarlarına takılması ve emisyon ticaret sisteminde mali kayıplar önlenecek.
Teknoloji üsleri, bulut ve veri merkezleri, yapay zeka geliştirme çalışmaları için kritik ihtiyaç olan stabil enerji akışı sağlanacak.
Ekipmanda yerlilik oranı artacak
Orta Vadeli Program’a (OVP) göre, 2026’nın ikinci çeyreğinde ‘Nükleer teknolojiler stratejisi ve eylem planı’ hazırlanacak. OVP’ye göre nükleer kapasitenin artırılmasına yönelik yeni proje ve teknolojiler geliştirilecek ve nükleer santrallerde kullanılan ekipmanın yerlilik oranı artırılacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Akkuyu’daki santral inşaatında kullanılan malzeme ve ekipmanın yaklaşık yüzde 30’u Türkiye’den sağlanıyor.
Küçük modüler reaktörler nükleer rönesansı başlatacak
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Selçuk Kumbaroğlu, Türkiye’nin, küçük modüler reaktör (SMR) üretimine yönelerek enerji arz güvenliğinde ve nükleer alanda yeni bir dönemin kapısını araladığını söyledi. Avrupa Birliği (AB) mevzuatında nükleer enerjinin yenilenebilir enerjiyle eşit muamele görmesini sağlamak için ciddi girişimler olduğunu dile getiren Kumbaroğlu, SMR ile başlayacak süreci ‘nükleer rönesans’ olarak nitelendirdi. SMR’lerin ileri yakıt döngüsü ile konvansiyonel nükleer santrallere göre atık miktarı ve çevresel risklerin daha az olduğunu anlatan Kumbaroğlu, SMR hamlesiyle arz güvenliğinde önemli bir eşiğin aşılacağını sözlerine ekledi.
İlk adım TEKNOFEST’te atıldı
TEKNOFEST dahilinde de ‘Nükleer Enerji Teknolojileri Tasarım Yarışması’ düzenleniyor. Yarışmanın amacı, Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki teknolojik kapasitesinin artırılması ve bu alandaki inovasyonun teşvik edilmesi. Yarışmanın teması, Küçük Modüler Reaktör (SMR) ve Mikro Modüler Reaktör (MMR) tasarımlarına odaklanıyor. Yarışmanın temel kategorisinde, katılımcılardan bu reaktörlere yönelik yenilikçi tasarımlar ve çözümler geliştirmeleri bekleniyor.
Proje çağrısında neler var?
Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Projesi Çağrısı’yla ilgili ayrıntılara şu adresten ulaşılabilir: https://rip.sanayi.gov.tr
Türkiye’nin elektrik kurulu gücü
Temmuz 2025 itibarıyla kurulu güç 120.162 MW. Kurulu gücün kaynaklara göre dağılımı; yüzde 26.9’u hidrolik enerji, yüzde 20.4’ü doğalgaz, yüzde 18.3’ü kömür, yüzde 11.4’ü rüzgar, yüzde 19.5’i güneş, yüzde 1.4’ü jeotermal ve yüzde 2.1’i ise diğer kaynaklar. Türkiye elektrik enerjisi tüketimi 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3.8 artarak 347.9 TWh, elektrik üretimi ise bir önceki yıla göre yüzde 5.4 artarak 348.9 TWh oldu. (Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı)