NanoAlp ‘sessiz gücü’yle limitleri zorluyor

Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A.Ş., tamamen yerli imkanlarla geliştirdiği nano sınıf insansız hava aracı ‘NanoAlp’ helikopteriyle savunma ve sivil alanlarda ‘sessiz’ bir devrim yaratıyor. Biyomimetik tasarımı, yapay zeka destekli kontrol sistemleri ve ihracat potansiyeliyle dikkat çeken girişim, Türkiye’nin teknolojideki bağımsızlık hedeflerine katkı sağlıyor.

Giriş: 10.10.2025 - 09:51
Güncelleme: 10.10.2025 - 09:51
NanoAlp ‘sessiz gücü’yle limitleri zorluyor

 Uludoğan Savunma, elle taşınabilen, büyük İHA’ların giremediği kapalı alanlara, mağaralara girebilen, çok sessiz ancak hem uzun menzilli hem de güçlü gözleriyle yüksek çözünürlüklü veri aktarabilen nano sınıf insansız hava araçları üretiyor. Teknopark İstanbul’da yerleşik şirketin geliştirdiği araçları ve hedeflerini, kurucusu Seyfettin Uludoğan, İstanbul Ticaret’e anlattı.

 

ELLE TAŞINABİLİR BOYUTTA

– Şirketiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Bu fikir nasıl doğdu?
 
Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A.Ş., aslında sahadaki çok somut bir ihtiyaçtan doğuyor. Nano sınıf insansız hava araçları ve onların kontrol–işleme çözümleri üzerine çalışıyoruz. Yani çok küçük, elde taşınabilir boyutta ama akıllı ve güçlü araçlar.
 Hikaye şuradan başlıyor: Görev bölgelerinde, mağara gibi kapalı alanlarda, yoğun ormanlık arazilerde veya sınır hattında kullanılan mevcut sistemler çoğu zaman ya çok büyük ya da çok gürültülü kalıyor. Oysa sahada ihtiyaç, ‘küçük, sessiz, görünmez ama çok güçlü bir göz’ idi. Biz de “Neden bunu yerli ve milli olarak geliştirmeyelim?” diye sorduk, ekibimizi bu hayalin etrafında birleştirdik. Bugün Teknopark İstanbul’da yer alıyoruz. Burada yalnızca bir ofisimiz yok; aynı zamanda Ar-Ge laboratuvarlarımız, üniversite işbirliklerimiz, genç ve vizyoner bir ekibimiz var. Kurulduğumuz günden bu yana inovasyon ve milli üretim odağından sapmadan ilerliyoruz.


NanoAlp ‘sessiz gücü’yle limitleri zorluyor


DÜŞÜK ISIDA NET GÖRÜNTÜ

– Ürün veya hizmetiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
 
En çok dikkat çeken ürünümüz, ‘NanoAlp’ adını verdiğimiz nano sınıf insansız helikopterimiz. Yaklaşık 25 santimetrelik boyutuna rağmen sahada çok büyük fark yaratıyor. Üzerinde yüksek çözünürlüklü elektro-optik ve termal kameralar bulunuyor. Düşük ışık koşullarında dahi net görüntü alabiliyor, uzun menzilli ve güvenli veri aktarımı yapabiliyor. Ama NanoAlp’i asıl farklı kılan şey, ‘bir defalık bir ürün’ olmaması. Biz onu bir platform gibi görüyoruz. Sürekli geliştirilebilen, yeni sensörler ve görev yazılımları eklenebilen bir yapı. Böylece hem askeri alanda yakın keşif ve gözetleme için hem de sivil alanda afet ve arama-kurtarma için kullanılabiliyor. Ürünün kalbinde ise yapay zeka destekli kontrol kartımız var. Bu kart, uçuşu yalnızca stabilize etmiyor; aynı zamanda verileri anlık işliyor, karar destek sağlıyor, görev-odaklı otonomiyi mümkün kılıyor.

 

BÜYÜK İHA’LARIN GİREMEYECEĞİ YERLER

– Geleneksel yöntemlere göre avantajlarınız neler? Yapay zeka ya da makina öğrenmesi gibi ileri teknolojiler kullanıyor musunuz?
 
Avantajımızı tek kelimeyle özetlemek gerekirse, ‘sessiz güç’. Nano sınıf olduğumuz için dar, kapalı, karmaşık alanlarda çalışabiliyoruz. Büyük İHA’ların giremeyeceği yerlere giriyor, gerektiğinde bir askerin omzunda taşınarak bile görev yerine ulaştırılabiliyoruz.
 Biyomimetik yaklaşım burada çok önemli. Baykuş kanadından ilham aldığımız tasarım sayesinde, NanoAlp neredeyse tamamen sessiz uçabiliyor. Düşmana görünmeden görebilmek, bu alanda çok büyük bir avantaj. Teknolojimizin bir diğer yönü de yapay zeka. Görüntü işleme, hedef takibi, rüzgar türbülansını dengeleme, sinyal kaybı yaşandığında otonom görev yürütme gibi birçok fonksiyonda makina öğrenmesi kullanıyoruz. GPS’in çalışmadığı ortamlarda dahi görev yapabilecek çözümler geliştiriyoruz. Böylece operatör yükü azalıyor, sistem daha güvenilir hale geliyor.

 

YURT DIŞINDAN İLGİ BÜYÜK

– Geliştirdiğiniz ürünün ticari geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Yurt dışından talep var mı?
 
NanoAlp yalnızca savunma sanayinde değil, sivil pazarda da güçlü bir potansiyele sahip. Afet bölgelerinde arama-kurtarma, sınır güvenliği, endüstriyel tesislerin denetimi, hatta enerji hatlarının izlenmesi gibi pek çok kullanım alanı var. IDEF, SAHA Expo, Teknofest ve SEDEC gibi fuarlarda ürünümüzü sergilediğimizde hem yurt içinde hem yurt dışında çok yoğun ilgi görüyoruz. Uluslararası yayınlarda NanoAlp’i yabancı rakiplerle kıyaslayan haberler çıkıyor; bu da rekabet gücümüzü gösteriyor. Bugün Malezya, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hırvatistan’da ön satış ve gizlilik anlaşmalarımız var. Bu ülkeler, NanoAlp’i kendi güvenlik ve keşif operasyonlarında değerlendirmek istiyorlar. Biz de bu ilgiye karşılık verebilmek için seri üretim planlarımızı hızla olgunlaştırıyoruz.

DOĞADAN İLHAM ALIYOR

– Gelecekte farklı alanlarınız olacak mı, hedefleriniz neler?
 
Biz NanoAlp ile başladık ama vizyonumuz çok daha geniş. Koaksiyel rotor sistemleri, sürü kabiliyetleri, tam otonomi ve komuta-kontrol entegrasyonları öncelikli hedeflerimiz arasında. Sivil uygulamalara da odaklanıyoruz. AFAD gibi kurumlarla işbirliği yaparak afet müdahalesinde kullanılabilecek versiyonlar geliştirmek istiyoruz. Enerji hatlarının denetiminden kentsel güvenliğe kadar pek çok farklı senaryoya uyarlanabilir sistemler geliştiriyoruz. Ayrıca biyomimetik yaklaşımı yalnızca NanoAlp’le sınırlı tutmayacağız. Doğanın farklı mekanizmalarından ilham alarak yeni ürün aileleri ortaya çıkaracağız. Bizim için biyomimetik, Türkiye’yi teknolojide farklılaştıracak anahtar alanlardan biri.


NanoAlp ‘sessiz gücü’yle limitleri zorluyor

TEKNOPARK İSTANBUL BİZİ HIZLANDIRIYOR

“Teknopark İstanbul bizim için yalnızca bir adres değil, bir hızlandırıcı. Burada laboratuvarlardan faydalanıyoruz, testlerimizi yapıyoruz, üniversitelerle yakın işbirlikleri kuruyoruz. Ama en önemlisi, sektöre açılan kapı burada. IDEF gibi büyük fuarlarda Teknopark standında yer alıyoruz. Böylece uluslararası ziyaretçilere doğrudan ulaşabiliyoruz. Yatırımcılarla tanışıyor, müşteri ağımızı genişletiyoruz. Ayrıca burada bulunan uzman tedarikçiler sayesinde prototipten üretime geçiş süremiz kısalıyor.
 Kısacası, Teknopark İstanbul bizim büyümemizi hızlandıran en kritik ekosistem oldu.”

 

YÜKSEK TEKNOLOJİ İŞ DEĞİL TUTKU 

“Bizim için yüksek teknoloji yalnızca bir iş değil, aynı zamanda bir tutku. Bugün 25’e yakın patente konu teknolojimiz var. ISIF 2025’te hem uluslararası hem ulusal patent ödülüne layık görüldük. ARCA Hırvatistan Uluslararası İnovasyon Ödülü’nü kazandık. 2024’te Yılın Başarılı Savunma Sanayi Girişimi seçildik; Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından madalya ile ödüllendirildik. Bütün bu başarılar aslında bir ekip çalışmasının sonucu. Genç, dinamik ve vizyoner bir ekiple çalışıyoruz. Her gün yeni bir şey öğreniyor, yeni bir şey geliştiriyoruz. ‘Limitleri Zorlayan Teknolojiler’ sloganımız yalnızca bir cümle değil; işimizin her aşamasına yansıyan bir ilke. Amacımız, ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmak, dost ve müttefik ülkelere rekabetçi çözümler sunmak. Önümüzdeki dönemde hem ürün ailemizi genişleteceğiz hem de uluslararası işbirliklerini artıracağız. Türkiye’yi insansız sistemlerde küresel ölçekte güçlü bir oyuncu yapmak için çalışmaya devam edeceğiz.”