tatil-sepeti

SOYHAN ALPASLAN

Teknopark İstanbul firmalarından RS Research, Covid-19’u solunum yoluyla, doğrudan akciğere ulaşarak tedavi edecek 3 akıllı ilaç adayı geliştirdi. Akıllı yerli Covid-19 ilaç adaylarının bu ay içerisinde başlayacak hayvan test çalışmaları için Koç Üniversitesi Etik Kurul onayı hazır. Onkoloji alanında yürüttüğü hedefli ilaç taşıma çalışmalarından edindiği uzmanlığı Covid-19 ilacı geliştirmek için kullanan RS Research, farklı kanser türlerine yönelik ilaç adaylarından birinin insanlar üzerinde etkilerini denemek için gerekli olan Sağlık Bakanlığı izinlerini de almış durumda. İstanbul Ticaret’in sorularını RS Research Kurucu Ortağı Prof. Dr. Rana Sanyal cevapladı.

TÜRKİYE’NİN MARIE CURIE’Sİ

Prof. Dr. Rana Sanyal, Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Boston Üniversitesi Kimya Bölümü’nde organik sentez alanında doktora yaptı. ABD’de biyoteknoloji şirketi Amgen’in onkoloji ve nöroloji bölümlerinde araştırmacı olarak çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi’nde kendi laboratuvarını kuran Prof. Dr. Sanyal, halen Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Merkezi Müdürü olarak görev yapıyor. AB’nin 6. Çerçeve Programı kapsamında Marie Curie Uluslararası Yeniden Bütünleşme (Reintegration) Fonu’nu Türkiye’den alan ilk kişi olması sebebiyle medyada adı ‘Türkiye’nin Marie Curie’si’ olarak anıldı. 50’yi aşkın uluslararası tescilli patent ve patent başvurusunda buluş sahibi olan Prof. Dr. Sanyal, yurt içinde ve yurt dışında birçok başarı ödülüne layık görüldü.

ABD’DEN TERSİNE BEYİN GÖÇÜ

Türkiye’ye dönmeye nasıl karar verdiniz?

Başından beri hedefim, kendimi alanımda geliştirip Türkiye’ye dönmek, çalışmalarımı ülkemde sürdürmekti. ABD’de geçirdiğim 10 yılın ardından, 2004’te geri döndüm ve Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik kadrosuna katıldım. Laboratuvarda geliştirdiğim gelecek vadeden ilaç adaylarını insanlara ulaştırabilmek için Sena Nomak ile 2015 yılında RS Research’ü kurduk.

EN BÜYÜK RİSK SERMAYESİ YATIRIMI

RS Research’ü tanıtır mısınız?

Start-up modeli ile ilaç geliştirmeyi hedefleyen bir akademik spin-off şirketiyiz. 2017’de, bugüne kadar biyoteknoloji alanında Türkiye’de gerçekleşen en büyük risk sermayesi yatırımını aldık. Araştırmalarımız için Teknopark İstanbul’da devam eden bir altyapı yatırımımız var. Ticarileştirme faaliyetlerimiz için ise İsviçre’nin Lozan kentindeki Biopole’da yer alıyoruz.

KEMOTERAPİNİN ZARARINI AZALTIYOR

Kemoterapi sırasında ilacın yan etkilerini azaltmak için etkin maddeyi doğrudan tümör hücrelerine ulaştıran ilaç taşıyıcı platformlar üzerinde çalışıyoruz. Bu sayede kemoterapinin hızlı üreyen sağlıklı hücreler üzerindeki etkilerini azaltıp, verdiği zararı kontrol edebiliyoruz.

SITMA İLACINI ÇOK İYİ TANIYORUZ

Hidroksiklorokin üzerinde çalışmaya ne zaman başladınız?

5 yılı aşkın süredir hidroksiklorokin (HCQ) etken maddesinin farklı hastalıklar üzerindeki etkilerini araştırıyoruz. Farklı kompozisyonlarda nasıl kullanılacağını ve farmakokinetik özelliklerini çok iyi biliyoruz. Biyolog, kimyager, eczacı ve hekimlerden oluşan araştırma ekibimiz, onkoloji çalışmalarında deneyimimiz ve akciğer hastalıklarına dair bilgi birikimimiz sayesinde Covid-19 çalışmalarına hızla başladı. İlacı doğrudan akciğere ulaştırarak, muhtemel yan etkilerini azaltan teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Koç Üniversitesi’nden aldığımız Etik Kurul onayı ile hayvan çalışmalarına başlamaya hazırız.

TEDAVİYİ TÜRKİYE BAŞLATABİLİR

Türkiye’de Ar-Ge projeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

İlaç geliştirme alanında söz sahibi paydaşlarımızla çeşitli Ar-Ge projeleri sürdürüyoruz. Ayrıca TÜBİTAK TEYDEB’in Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) kapsamında bir projeye liderlik ediyoruz ve bilgi birikimimizin yeni araştırmacılara transfer edilmesi için çalışıyoruz. Girişimci ve akademisyenlerin yürüttüğü çalışmalar her geçen gün artıyor. Covid-19 sürecinde kamu, akademi, sanayi ve start-up’ların işbirliğinin güçlendiğini görmek çok önemli. Güçlerimizi birleştirmeye devam eder ve bu dönemde kazandığımız alışkanlıkları içselleştirebilirsek, tedaviyi dünyaya ulaştıran Türkiye olabilir.

ÜRETİMİ YERLİ ŞİRKETLER YAPACAK

HCQ etkin maddesi üzerindeki tecrübelerinin RS Research’e hız kazandırdığını dile getiren Prof. Dr. Sanyal, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlacın klinik çalışmalarına başlamadan, yani insanlar üzerindeki etkileri gözlemlenmeden önce öngörülebilecek tüm risklerin ortadan kaldırılması çok önemli. Hedefimiz, 2020 yılı sona ermeden ilacı hastalara ulaştırmak. İlacımızı üretecek yerli ilaç şirketleriyle görüşmelerimiz sürüyor. İçinde bulunduğumuz süreç, bugüne kadar jenerik ilaçlar geliştiren Türk ilaç endüstrisi için dünyaya açılma yolunda önemli bir fırsat.”

TÜRKİYE’DE GELİŞTİRİLEN BİR İLACA İLK ONAY

Prof. Dr. Sanyal, “Geliştirdiğimiz ilaç taşıma platformlarına farklı etkin maddeleri ve hedefleme modülleri eklenip, çıkartılabiliyor. Böylece farklı kanser türlerine yönelik çalışmalar yapılabiliyor. Bu teknolojiyi temel alan ilaç adaylarımızdan ilki için Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye’de laboratuvarda geliştirilmiş bir ilacın klinik denemelere geçişine dair verilen ilk onayı aldık. Bu onay insan üzerindeki etkileri deneme aşamasına geçebilmemizi sağlıyor. Türkiye’de sıfırdan geliştirilerek, molekülden insana ulaşma yolculuğunda bu onayı alan ilk şirket olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

İLAÇ DOĞRUDAN AKCİĞERE GİDECEK

Hedefleme teknolojisi sayesinde Covid-19 ilacının direkt akciğere inerek etki edebileceğini belirten Prof. Dr. Sanyal, “İnhaler (solunum yoluyla) olarak kullanımını sağlayıp ilacın yan etkilerini de azaltmayı başardığımızda, kalp gibi diğer organların olumsuz etkilenmesini engelleyebileceğiz” şeklinde konuştu.

07 Temmuz 2020 Salı

Etiketler : Teknoloji