tatil-sepeti

‘Mevsimlik bir misafir’ olarak da tanımlanan erguvanın sezonuna girdik. Pek çokşaire,yazarailham kaynağı olan erguvanın İstanbul’daki mazisi Bizans’a kadar götürülüyor. Fatih Sultan Mehmet ile tarihi yeniden başlatılan erguvan, İstanbul’a o kadar çok yakışıyor ki, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, İstanbul Boğazı’nın adının, ‘Erguvan boğazı’ olarak değiştirilmesini de önermişti. Öneri henüz gerçekleşmedi, ancak rotalarıyla erguvan mevsiminin tadını çıkarma zamanı geldi.

HABER: DİLŞAH KEFLİOĞLU

Mart sonunda kar-kış yeniden yüzünü gösterse de baharın, bereketin habercisi erguvan da güzelliğini sergilemeye başladı. İlk önce Ihlamur Kasrı bahçesi gibi İstanbul’un kuytu yerlerinde kendini gösteren erguvan, mayıs sonuna kadar başta boğaz hattı olmak üzere İstanbul’un birçok yerinde adeta bir görsel şölen yaşatacak.

İLHAM KAYNAĞI

Pek çokşaire,yazarailham kaynağı olan erguvanın İstanbul’daki mazisi Bizans’a kadar götürülüyor. İTO yayını ‘İstanbul’un Rengi Erguvan’ isimli kitaba göre, erguvan rengi, imparatorluk rengi olarak kabul ediliyordu. Bizans imparatorları, erguvan sarayının erguvan odasında doğarlardı. Ayrıca bu rengi imparatorluk ailesi dışında hiç kimse kullanamazdı. Hatta Bizans asilzadeleri, asaletlerinin simgesi olarak kanlarının dahi erguvan rengi olduğunu söylerlerdi. Elbette Bizans’ın erguvanı seçmesinin önemli bir nedeni vardı. Hikaye odur ki, İstanbul M.S. 330 yılında Constantinus tarafından kurulduğunda, başka bir deyişle surlar bitirilip şehrin açılışı yapıldığında, mevsim, erguvan mevsimiymiş. Tarihçiler, bu günü 11 Mayıs olarak kabul ediyorlar.

MEVSİMLİK MİSAFİR

‘Mevsimlik bir misafir’ olarak senede bir defa açan bu çiçekler, asırlar sonra Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde, yine yüzünü bütün görkemiyle göstermişti. Çünkü yine aylardan mayıstı. Yine şehrin her tarafı erguvanlarla süslenmişti. Bu şehir, Konstantiniyye ismiyle Hıristiyan olarak doğduğunda da, İstanbul ismiyle Müslüman olduğunda da aylardan hep mayıstı ve her taraf erguvanlarla renklenmişti. Bu yüzden rahatlıkla diyebiliriz ki, İstanbul’un ağacı erguvan, rengi eflatun, doğum tarihi de mayıstır.

LEZZETİ DE VAR!

Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya olarak bilinen erguvan ağaçları, Türkiye’de Ege ve Marmara bölgelerinde yoğun olarak görülüyor. İstanbul Boğazı’nı taçlandıran mor erguvanlar, görüntüsü kadar zengin tarihiyle de ilgi çekiyor. Osmanlı Devleti’nin de vazgeçilmez simgesi olan erguvan adına 14-19. yüzyıllar arasında şenlikler düzenlendi, ‘Erguvan cemiyeti’, ‘Erguvan faslı’, ‘Erguvan bayramı’ gibi isimlerle anıldı. Osmanlı döneminde sayılarının azalması üzerine padişah fermanıyla boğaza, erguvan ağacı dikilmesi emredildi. Osmanlı’da erguvanın güçlü dalları baston yapımında kullanılırken, mor, lila ve pembe arası çok özgün bir renge sahip erguvan çiçeklerinin eski İstanbul mutfağında salatalara renk ve lezzet kattığı da biliniyor.

‘ERGUVAN BOĞAZI’ OLSUN, YILDA İKİ KEZ GEÇİLSİN!

Erguvanı, Cumhuriyet döneminde Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver yeniden gündeme getirmişti. Hekim, sanat ve tıp tarihçisi; şair ve yazar, hat, tezhip ve minyatür sanatçısı gibi çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Ünver, ‘Boğaziçi’ adının ‘Erguvan boğazı’ olarak değiştirilmesini bile önermişti. Prof. Ünver’in, 12 Mayıs 1966’da Sabah gazetesinde yayınlanan ‘Bir Erguvan Vaktinde’ başlıklı yazısı, erguvan severler tarafından bir vasiyet olarak kabul edilmiş ve erguvan kültürünün yeniden canlandırılması için çalışmalar başlamıştı. Prof. Dr. Sühely Ünver’e göre, İstanbul’un güzelliğini tam görebilmek için boğazdan iki farklı mevsimde iki geçiş yapmak gerekiyor. “Bu yolculuğu herkes mutlaka yapmalı” diyen merhum Süheyl Hocamıza göre, ilk geçiş erguvan zamanında, diğeri de son baharda… Çünkü bu iki zaman diliminde de İstanbul’un iki yakası rengarenk oluyor. İlkbaharda eflatun, pembe, beyaz her türlü renkte çiçek açmış ağaçlar, sonbaharda da dökülen, sararan, kızaran, kahverengi, sarı ve kırmızı yapraklar…

ERGUVAN ROTALARI

Sadece İstanbulluları değil, kente gelen yabancı turistleri de heyecanlandıran erguvan ağaçlarını en güzel boğazda Eminönü, Üsküdar ve Beşiktaş’tan yapılan tekne turlarıyla seyretmek mümkün. Avrupa Yakası’nda Beşiktaş Yahya Efendi Dergahı üzerinden başlayan ve Yeniköy’e kadar devam eden erguvanlar, yoğun olarak Rumeli Hisarı’nın sağında ve solunda görülebiliyor. Anadolu Yakası’nda ise Paşalimanı’nda başlayan erguvan ağaçları, Beykoz’a kadar uzanıyor. Erguvanlar karadan ise Fethi Paşa Korusu, Kanlıca civarı ve Beykoz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri, Özgürlük ve Fenerbahçe parkları, Avrupa Yakası’nda Rumelihisarı, Yıldız Korusu, Emirgan Korusu ve Eyüp yamaçlarında görülebiliyor. Erguvanlar, fotoğraf tutkunları için de İstanbul’da farklı bir çekim alanı oluşturuyor.

Artık yaşamak için…
Düşünceli yürürken, bir yol dönemecinde
Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar.
Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu,
Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar.
Ziya Osman Saba

29 Mart 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem