Pazartesi, 25 Kasım, 2024
HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
“Kadınlar, fotoğrafhanemde çektirdikleri fotoğraflarını, cephede savaşan eşlerine gönderirlerdi” diyordu ilk Türk Müslüman kadın fotoğrafçı Naciye Hanım. Bugün istihdama katkısı yüzde 30’lara ulaşan Türk kadını, yüzyıllar önce iktisadi hayatta çeşitli mücadeleler sonucu yer almaya başlayan Osmanlı kadınına vefa borcunu ödüyor adeta.
CEPHEYE FOTOĞRAF
Osmanlı’nın cesur kadınlarından sadece biriydi Naciye Hanım. Hayat onu farklı nedenlerle para kazanmaya zorlarken, o belki de yüzyıllar sonra bir ilk olarak tarihe geçeceğinin dahi farkında değildi. Osmanlı topraklarına henüz yeni yeni girmeye başlayan fotoğrafçılığa bir kadın olarak girmenin zorluğunu yaşayan Naciye Hanım, 1919 yılında Yıldız’da bulunan Said Paşa Konağı’nın alt katında “Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi: Naciye” isimli dükkânını açmıştı. Kocası I. Dünya Savaşı için cepheye giden ve dört çocuğuna bakmak zorunda kalan Naciye Hanım, dükkândaki ilk gününü yıllar sonra şu cümlelerle anlatacaktı: “İlk gün 10 kişi geldi. Kadınlar, fotoğrafhanemde çektirdikleri fotoğraflarını, cephede savaşan eşlerine gönderirlerdi.”
SARAY’DA DERS VERDİ
Yine kızı Nedret Ekşigil’in anılarına göre Naciye Hanım, Sultan 5. Mehmed Reşad’ın torunlarına fotoğrafçılık dersi vermek için haftada iki gün saraya giderdi. Türk kadın fotoğrafçılarının piri sayılan Naciye Hanım’ın arşivinden bugüne kadar ne yazık ki sadece 6 fotoğraf günümüze ulaşmayı başardı.
MEMURELİK İÇİN KAMPANYA
Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı’nın etkileri kadınların o yıllarda iktisadi hayatta yer almalarındaki en büyük etkenlerden biriydi. 1912 yılında Dersaadet Telefon Anonim Şirketi, İstanbul gazetelerine bayan çalışan aradığına dair iş ilanı verir. Bu ilan devrin radikal kadın dergilerinden biri olan “Kadınlar Dünyası”nda yayınlanır. Hatta derginin başyazarlarından Emine Seher Ali Hanım, bu ilanı büyük bir müjde edası ile duyurur ve “Fırsat artık geldi” der. Ne var ki, Osmanlı hanımları bu ilana gereken teveccühü göstermez. Emine Seher Ali Hanım, oldukça sert bir eleştiriyle Osmanlı kadınlarına, “Maksatlarımız, gayelerimiz, şöyle olacak, böyle olacak demekten ibaretmiş. Darılmayalım ama bizde asar-ı hayat (yaşam belirtisi) görünen yalnız çene var. Bundan sonra bize Cenab-ı Hak da merhamet etmez, çünkü çalışmayanı sevmemek emr-i haktır” diye seslenir. Bu ağır yazı üzerine harekete geçmeye başlayan Osmanlı kadınları, iş başvurularını şirkete ulaştırırlar. Ancak şirketten Rumca ve Fransızca bilme şartı aranmaktadır. Bunun üzerine Kadınlar Dünyası bir kamuoyu hareketi başlatır ve şirket geri adım atmak zorunda kalır. Kadınların zaferi başta Bedra Osman Hanım ve 6 memurenin işe alınmasıyla tarih kayıtlarında yerini alır.
SAÇI UZUN AKLI DA UZUN
Osmanlı’nın cesur kadınlarından biri de ilk kadın dergi sahibi Arife Hanım’dı. 1884 yılında yayın hayatına başlayan Şukûfezar, o yıllarda erkek egemen yayın dünyasında tam bir devrimi temsil ediyordu. Zira derginin kadrosu öğretmenlik okulu mezunu bayanlardan oluşuyordu. Derginin yöneticisi Arife Hanım, ilk sayısındaki mukaddimede, “Biz saçı uzun, aklı kısa denilerek erkeklerin alaycı gülüşlerine hedef olan bir tayfayız. Erkekliği kadınlığa, kadınlığı erkekliğe tercih etmeyerek bunun aksini ispat etmeye çalışacağız” diyerek adeta manifestosunu yayınlamıştı.
BANKACI BİR TÜRK KIZI
Türk Müslüman kadın bankacıların ilki olarak bilinen Feride Şevket Hanım, 1921 yılında Osmanlı bankasında işe başlamıştı. Osmanlı Bankası’na ilk kadın bankacının alınması 1911 yılına uzansa da Türk ve Müslüman bir bankacının işe alınması için 1921 yılını beklemek gerekecekti. Müslüman Hanımlar Servisi’ne memure olarak alınan Feride Şevket Hanım, bankada yalnızca Müslüman hanımlara hizmet veren bir birimde gişe memuresi olarak bir süre çalışmıştı. Feride Şevket Hanım’dan sonra bankada 1911-1934 yılına kadar çalışan kadınların yüzde 55’i Türk ve Müslümanlardan oluşuyordu. Üstelik kayıtlara göre bu hanımların yüzde 76’sı da bekârdı.
İLK KADIN OYUNCU
Pek çok meslek Osmanlı zamanında kadınlar tarafından icra edilse de oyunculuk görünür olması nedeniyle belki de en çok cesaret gerektiren mesleklerden biriydi. Türk kadın oyuncularının ayak izlerini takip ettiği Afife Jale, 1919 yılında Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda Emel karakteri ile sahneye çıkarak, atılması güç bir adımı atmıştı. Jale, yıllarca farklı oyunlarda sahne alarak, ilk Türk Müslüman kadın oyuncu olarak tarihe geçmeyi başardı.
KADIN KOLCULAR
Kadınlar o yıllarda sadece masa başı işlerde çalışmıyordu.19. yüzyılda asayiş olaylarının çokça artması, kadınların üzerinde kaçak birtakım malların kaçırılması nedeniyle kadın kollukçular görevlendirilmeye başlanmıştı. 1839 yılında Bursa’da “Vezaif-i Bab” başlığı kapsamında 11 kadın çavuş olarak atanmıştı. Yine Trabzon Gümrüğü’ndeki kaçakçılık olaylarına karşı bir kadın kolcu göreve alınmıştı.
RESİMDE KADIN ELİ
Osmanlı’da kadınların pek çoğu resim, müzik gibi farklı sanatlarla ilgilenseler de ressam olarak literatüre geçen ilk isim Mihri Müşfik Hanım oldu. Çağdaş Türk resim sanatının öncü isimlerinden biri olarak kabul edilen Mihri Hanım, sanat çalışmalarının yanı sıra 1914 yılında kız öğrencilerin yüksek öğrenim görmelerine ve güzel sanatlar alanında yaratıcılıklarını değerlendirmelerine imkânvermek üzere açılan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne de öncülük etmesiyle biliniyor.
07 Mart 2016 Pazartesi
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar