tatil-sepeti

Bakan Özer, OECD’nin Türkiye’deki mesleki eğitim gelişmesini bir başarı hikayesi olarak gördüğünü anlattı. Özer, bu başarı hikayesini 1 Aralık 2022’de İstanbul’da gerçekleştirilecek zirvede tüm OECD ülkeleriyle paylaşacaklarını kaydetti.

HABER: ŞEREF KILIÇLI / BARIŞ CABACI

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İTO tarafından restore edilerek yeni fonksiyonlarla İstanbul kültür ve sanat hayatına kazandırılan tarihi Liman Hanı açılışı sonrasında İTO’nun eylül ayı olağan Meclis Toplantısı’na da iştirak etti. Bakan Mahmut Özer, meclis üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye’deki eğitimin tüm süreçlerinin yönetilmesi ve eğitim politikalarının geliştirilmesi için istişare mekanizmasının önemli olduğunu belirterek, bu toplantılar sayesinde güçlü Türkiye’nin inşası için değerlendirme imkânı bulduklarını söyledi.

EN KALICI SERMAYE

Bir ülkenin en kalıcı sermayesinin beşeri sermayesi olduğuna dikkati çeken Özer, son 20 yılda bu konuda çok önemli mesafelerin alındığını kaydetti.Özer, şöyle devam etti: “Bugün rekabet etmiş olduğumuz OECD ülkeleri, eğitimin tüm kademelerindeki oranlarını 1950’li yıllarda kitleselleşme evresine ulaştırdılar. Okul öncesinden ortaöğretim, ortaöğretimden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademesindeki çağ nüfusunun yüzde 90’ının üzerindeki bir kitleyi eğitimle buluşturabilme başarısı gösterdiler. Türkiye’de ise son 20 yılda, 70 yıllık gecikmeyle ilgili devasa yatırım yapıldı. Yüzde 11’lik beş yaştaki okullaşma oranı, bugün yüzde 93’e geldi. Yüzde 44’lük ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 90’ları geçti. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14’ten yüzde 48’lere geldi. Bizim genç nüfusumuzun daha fazla olduğu göz önüne alındığı zaman bu aslında bir fırsat penceresidir.”

EĞİTİMDE EŞİTLİK

Paris’te gerçekleştirilen eğitim bakanları zirvesinde OECD Genel Sekreteri’yle yaptığı görüşmede, Türkiye’nin eğitim serüvenini, başarı hikâyesini, kız çocuklarının okullaşma oranları ve mesleki eğitimle ilgili yapılan dönüşümleri anlattığını aktaran Özer, “OECD Genel Sekreteri, çok güzel bir sosyal medya paylaşımında bulundu. Dedi ki, ‘Türkiye, eğitimde son 20 yılda inanılmaz gelişmeler sağlamıştır. Eğitimde fırsat eşitliğiyle ilgili çok önemli mesafeler almıştır. Türkiye’nin bu başarı hikâyesi, diğer ülkelere de ilham vermelidir.’ Milli Eğitim Bakanlığı olarak eğitimin kalitesini artırmak amacıyla tüm alanlarda çok daha iyi noktalara taşımak için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Mesleki eğitimin güçlendirilmesiyle ilgili süreçleri sektörle birlikte yönettiklerini kaydeden Bakan Özer, meslek liselerini artık akademik olarak başarılı öğrencilerin tercih etmeye başladığını söyledi.

İHRACATÇI LİSELER

Meslek liselerinin tüm alanlarda üretim yaparak sektörle rekabet ortamı oluşturma gibi bir niyetlerinin olmadığını vurgulayan Özer, “Bizim derdimiz, eğitim verdiğimiz tüm alanlarda gerçek iş ortamlarında kalıcı becerilerle üretim sağlamak” dedi. Özer, faaliyetleri bir adım ileri taşıdıklarını kaydederek, “Ar-Ge merkezleri kurduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla 50 Ar-Ge merkezinin meslek liselerinde açılışını yaptık. Şu anda sayı 55’e çıktı. Ar-Ge merkezlerindeki amacımız, fikri mülkiyetle ilgili patent, faydalı model, marka, tasarımla ilgili inovatif yaklaşımları kökleştirmek, o kültürü yaygınlaştırmak” diye konuştu.

PATENT TESCİLLERİ

Özer, meslek liselerindeki fikri mülkiyetle ilgili gelişmeler hakkında ise şunları kaydetti: “Son 10 yılda Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu bağlamda tescil sayısı 29’du. Yıllık tescil ettiği ürün sayısı 2.9. Bu yılki hedefimiz7 bin 500’dü. Bugünkü rakam 7 bin 800. 7 bin 800 ürünün patent, faydalı model, marka tasarım tescilini meslek liseleri, bilim sanat merkezleri ve diğer okullarımızca aldık. Meslek liseleri ilk kez ihracat yapmaya başladı. Maske ihracatı yapıyor, kağıt havlu ihracatı yapıyor. Bir adım daha attık. Sayın Cumhurbaş-kanımız açıkladı, 2’si İstanbul’da olmak üzere 7 Uluslararası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kurduk, birini İTO’yla birlikte yapıyoruz. İlk kez meslek liselerimize yurt dışından öğrenci aldık. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıyla birlikte koordineli bir şekilde yürüttük.”

YENİ HEDEF 1 MİLYON

Mesleki eğitim merkezlerinin Ahilik kültürünün bir devamı olduğuna işaret eden Bakan Mahmut Özer, “25 Aralık 2021’de Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapmış olduğumuz değişikliklerle işveren üzerindeki tüm maddi yükü ortadan kaldırdık. Asgari ücretin yüzde 30’unu kalfa oldukları zaman, yüzde 50’sini tamamen devlet olarak biz üstlendik. İş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanmayı da biz kendi üzerimize aldık. Tek istediğimiz şey, bu süreçte işverenlerin işletmelerini öğrencilerimize açması. Ama bir usta öğreticinin mentorluğunda. 25 Aralık’taki bu değişiklikten önce tüm Türkiye’de 159 bin çırak ve kalfa vardı. Bugünkü çırak ve kalfa sayısı 720 bin. Yılın sonuna kadar hedefimiz 1 milyon çırak, kalfa olacak şekilde gençlerimizi mesleki eğitim merkezleriyle buluşturmak” diye konuştu.

OECD MESLEKİ EĞİTİM ZİRVESİ İSTANBUL’DA YAPILACAK

Konuşmasında bir haberi ilk kez duyuracağını kaydeden Bakan Özer, şunları söyledi: “OECD Genel Sekreteri’yle görüşmemizde mesleki eğitimdeki bu başarı hikâyelerini anlattıktan sonra dedi ki, ‘İstanbul’da mesleki eğitim zirvesi yapalım, tüm OECD ülkelerini İstanbul’a toplayalım. Hem Türkiye’nin başarı hikâyelerini diğer OECD ülkelerine aktarma imkânımız olur hem de mesleki eğitimle ilgili genel bir etkinlik.’ Biz de 1 Aralık 2022’de İstanbul’da inşallah bu zirveyi gerçekleştireceğiz. Artık mesleki eğitimin o geçmişteki travmalarından kurtulmuş, başarılarını dünya ülkelerine anlatabilir bir duruma getirmenin mutluluğunu ve bu hikâyenin küçük bir parçası olmanın da kıvancını yaşıyorum.”

İSTANBUL’DA 5 YAŞ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 87

Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek adına okul öncesi alanda yatırım yaparak 3 bin yeni anaokulu yapmak için yola çıktıklarını belirten Özer, “Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde projeyi gerçekleştiriyoruz. Bugün itibarıyla 10 ay içinde 1.409 anaokulu ve 10 bin 200 ana sınıfını hizmete aldık. İstanbul’da beş yaşındaki okullaşma oranı yüzde 45, bugünkü oran yüzde 87” dedi.

ÇIRAK VE KALFA SAYISINDAKİ ARTIŞ MEMNUNİYET VERİCİ

Türkiye’deki çırak ve kalfa sayısında 4 kat artış olduğunu belirten İTO BaşkanıŞekib Avdagiç, bu durumdan duydukları memnuniyet hakkında şöyle konuştu: “Memnuniyetle öğreniyoruz ki, bugün Türkiye’deki çırak ve kalfa sayısı 4 kat artarak 750 bine doğru tırmanıyor. Reel sektörün ihtiyaçlarının karşılanması, öğrencilerimizin teori ve pratiği birleştirmeleri bakımından çok önemli bir yola girildiğini görüyoruz. Mesleki eğitime yönelik olarak Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Dijital İstihdam Eşleştirme Platformu Yazılımı Projesi gibi projeler hem iş dünyasının hem de eğitim tarafının derdine derman buluyor. Bu tür çalışmalar çok önemli; çünkü sanayileşmemizin hedefine ulaşması, gerçekten çağını yakalayan bir ülke olmamız, müreffeh Türkiye hayalinin gerçekleşmesi ancak mesleki eğitimle mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.

OVP İLE AMAÇLARIMIZ ÖRTÜŞÜYOR

Başkan Avdagiç, Meclis Toplantısı’nda, ekonomiye dair görüşlerini de paylaştı. Avdagiç, küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin arttığı bir dönemde açıklanan 2023-2025 Orta Vadeli Programı’nın önümüzdeki dönemin temel politikaları hakkında ipuçları verdiğini aktararak, şunları kaydetti: “Orta Vadeli Program’ın temel amacı, iş dünyasının amaçlarıyla birebir örtüşmektedir. İnanıyoruz ki, temel hedefler ile buna yönelik politikalar da birbiri ile uyum içinde olacaktır. Bu çerçevede makro değişkenler arasındaki korelasyon yakından izlenmeli, gelişmelere karşı hızla tepki verme/önlem almaya devam edilmelidir. Bu noktada hükümetin yüksek enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı tutumunu önemsiyoruz. Düşük enflasyon, kalkınma ve toplumsal refahın anahtarıdır. Bu yöndeki kararlı tutumun sürdürülmesi, fiyat istikrarını bir an önce sağlayacak tedbirlerin uygulanmaya devam edilmesi, beklentilerimiz arasında.”

Mesleki eğitim, İTO gündeminin değişmezi

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, konuşmasında, Oda’nın eylül ayı Meclis Toplantısı’na katılan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e teşekkür etti.

Bakan Özer’in mesleki eğitime verdiği önemi Oda olarak da yakından takip ettiklerini ve yürekten desteklediklerini söyleyen Oran, “Bu kürsünün değişmez gündem maddesi mesleki eğitimdir. İstanbul Ticaret Odası, üniversitesiyle, yaptırdığı onlarca okulla, hamiliğini yaptığı meslek okullarıyla, düzenlediği mesleki eğitim programlarıyla eğitime sevdalı bir kurumdur. Bu anlamda bugün bizlerle birlikte olmanız, iş dünyamız için oldukça kıymetli” diye konuştu.

Öztürk Oran, küresel gündemle ilgili olarak da “Bugün dünyada bir ‘düzen’den bahsetmek zor. Aksine, artık bir ‘dünya düzensizliği’ içerisindeyiz” dedi. Oran, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Enerjide arz güvenliği meselesi her ülkenin önceliği haline geldi. Avrupa’nın yeşil dönüşüm planı da adeta rafa kalktı. Türkiye’ye gelince, elbette dünyadaki dalgalı konjonktürün etkisini hissediyoruz. Ama şunun altını da çizmek isterim: Son gelişmeler, bizi umutlandırıyor. Çünkü konumu, güvenliği, altyapısı, ticari deneyimi ve küresel bağlantıları ile Türkiye, en elverişli ülkelerden biridir.”

Avrupa’nın durgunlaşacağı bir döneme girildiğini, bunun da ihracat için risk olduğunu belirten Oran, “Ancak pek çok fırsatı da beraberinde getirdiğini unutmamak lazım. Birincisi; durgunlukla birlikte küresel enflasyonun hız kesmesi, Türkiye’deki enflasyona da pozitif etki edecektir. İkincisi, küresel resesyon nedeniyle emtia ve enerji fiyatlarında durgunluk yaşanması da enflasyonumuza müspet katkı sağlayacaktır. Üçüncüsü, Avrupa enerji açığı nedeniyle Türkiye’den tedarik talebini artıracaktır. Dördüncüsü, Avrupa’daki enerji kısıtlamaları, kış turizmindeki ziyaretçi sayılarını artıracaktır. Bu bağlamda, ülkemiz üzerinde sürekli kara bulut senaryoları üretenlere geçit vermeden yola devam etmek önemli” dedi.

MECLİS’TEN YANSIMALAR

İTO, İŞ DÜNYASININ KALBİDİR

Gökhan Murat Kalsın-Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi: Türkiye ekonomisi için iş dünyasının kalbi olan İstanbul Ticaret Odası, 2023 sonrasında en güçlü aktör olmalı. İstanbul Ticaret Odası olarak vazgeçilmez bir ekonomik değeri temsil ediyoruz. Odamızın yer aldığı Eminönü ve Sirkeci’nin en önemli ticaret merkezi olması vesilesiyle geçmişte de projeler ortaya koymuştuk. İstanbul Ticaret Odası ve çevresi düzenleme projesiydi. Gerçekleştirilen çalışmayla Liman Hanı’nın restorasyonunun tamamlanmasından ve açılışının yapılmasından çok büyük mutluluk duyuyorum. Emeği geçen Yönetim Kurulumuza çok teşekkür ediyorum.

YENİ YÖNETMELİK TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Hayrettin Ertemel-Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi: Pandemi birçok sektörü olduğu gibi bizim sektörümüzü de etkiledi. Hammadde sorunu, üretim düşüşü ve lojistik sorunlar otomotivde arz-talep dengesini bozdu. Ayrıca ardından Rusya-Ukrayna savaşı geldi. Yaşanan enflasyon ise araç fiyatlarında artışa sebep oldu. Gerek sıfır otomobillerde gerekse ikinci el otomobillerde arz ve talep dengesizliği var. Yaşadığımız fahiş fiyat artışının iki mağduru var. Birinci mağdur, otomobile ulaşım ve krediye erişim sorunu yaşayan son tüketici. Diğer mağdur ise ikinci el otomotiv satıcıları. Fiyat artışlarından dolayı işletme sermayeleri eriyor. Vatandaşların alım gücü ve krediye erişimi zorlaşınca satışlar da düşüyor. Ticaret Bakanlığı, ikinci el otomotivin satışında yeni bir yönetmelik ile 6 ay 6 bin kilometre kısıtlaması getirdi. Getirilen yönetmelik sadece ikinci el otomotiv satıcılarını kapsıyor. İkinci el otomotiv satıcıları 70 bin kişiye istihdam sağlıyor ve 2 milyon kişinin geçimine etki ediyor. Bu düzenleme, ikinci el otomotiv satıcılarının ticaretini daha da daraltacak. Kayıt dışı ticareti ise artıracak. Kayıt dışı çalışanların 2019 yılından bugüne beklediği zemin oluştu. Bizler sektör olarak vergi levhalı çalışıyor, devletimize yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. Otomotivde yaşanan fiyat istikrasızlığının en büyük sebebi kayıt dışı satıcılardır. Ticaret Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğinde kayıt dışının kapsam dışında kalması sektörümüzü üzdü. İkinci el otomotiv satıcıları olarak bizler otomobil satamazsak kayıt dışı ticaret büyür. Ayrıca bu yönetmelik kamuoyunda ‘Fiyat istikrarsızlığının sebebi ikinci el otomotiv satıcılarıdır’ şeklinde çok yanlış bir algıya da sebep oluyor ve sektörümüzü üzüyor. Komite olarak, sektörümüzün kayıt dışıyla mücadelesi için ‘2019 Kayıt Dışıyla Mücadele Şurası’ gerçekleştirdik. Şuranın ardından başlattığımız çalışmalar da devam ediyor. Sektör mensuplarının beklentisi, Bakanlığın sektörümüze kulak vermesi. Sektörle beraber müşterek akılla yönetmelik tekrar gözden geçirilmeli. Yönetmelik daha uygun ve işlevsel hale getirilmeli.

FİYAT ARTIŞI YETERSİZ KALDI

Turgay Gül-Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi: UKOME, fiyat tarifesini yüzde 19 oranında arttırdı. Bu rakam fazlaymış gibi her gün basına yansıyor. Sektörümüzün beklentisi bir senelik yüzde 130 oranında bir artıştı. Bugüne kadar yüzde 67’lik bir zam yapıldı. Sektör olarak, geriye kalan yüzde 67 oranında zam oranını almadığımız takdirde sektörümüzü zor günler bekliyor. Bu artış, servislerin işleyişini bozdu, bozmaya devam edecek. Bunun yanı sıra kasko ve trafik sigortaları yüzde 100 ila yüzde 1.000 arası değişim gösterdi. Bunlar sektörümüzü zorluyor. Acilen fiyat artışının tamamlanması gerekiyor.

REKABET GEREKİYOR

Mustafa Hakan Özelmacıklı-Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi: Türkiye’de konut satışı yılın ilk 8 ayında 2 milyonu geçti. Devlet buradan 80 milyar TL gelir elde etti. Konut satışlarında durumlar fena değil, fakat kiralama konusunda sorunlarımız arttı. KYK yurt kapasiteleri artmalı. Kullanılmayan, atıl kalan yerlerin ivedilikle yurda çevrilmesi gerekiyor. Kentsel dönüşümde belediyelerin desteğinin artması da önemli konular arasında. Yüksek katlı binaların dönüşümü öncelikli olmalı. Bir diğer konu da e-ticaret sitelerinde rekabetin artması. Oluşan rekabet ortamı firmalardan alınan komisyonları düşürdü. Gayrimenkul sektöründeki uygulamalarda da bu rekabetin artmasını bekliyoruz.

FISTIK SORUNUNA ÖNLEM ALINMALI

Mehmet Yıldırım-Baklava, Pasta ve Şekerli Mamüller Meslek Komitesi: Sektörümüzün şeker ve fıstık konusunda yaşadığı sorunları daha önce gündeme getirmiştim. Şeker fiyatlarının yükselmesi sorunu Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yaptığımız toplantılar sonucu bir noktaya geldi. Şeker fiyatları 1.500 liradan 950-1.050 lira arasına geriledi. Yani yüzde 30-35 bir gerileme oldu. Ancak fıstık fiyatlarında beklenen gerileme olmadı. Çünkü piyasaya inen fıstığı ambarcılar kapatıyor deniliyor. Yani sektörle bir alakası olmayan, fıstığı yatırım olarak görenler var. Onların piyasadan fıstığı toplaması sonucu fıstık piyasasında yüzde 90’a yakın kayıt dışılık var. Geçen sene 160 lira olan fıstık, bu sene 440 lira. Fıstık için 440 lira, çok yüksek bir fiyat. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı’na durumu aktardık. Piyasadan fıstığı alıp ambara koyuyorlar ve fiyatın iki-üç misline çıkmasını bekliyorlar. Bakanlıklar bu konuda da önlem almalı. İki çözüm önerimiz var. Birincisi, lisanslı depoculuk yapılması. İkincisi ise araziye değil, ürüne teşvik verilmeli. Ürüne teşvik verilirse ülkemizde üretilen tüm tarım ürünleri kayıt altına alınır. Ayrıca çiftçi ürettiği ürüne göre teşvik alır ve üretim artışı olur. Bir davetimizi de aktarmak istiyorum. Eminönü’nde 2 Ekim Pazar günü, Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği, İstanbul Ticaret Odası ve Fatih Belediyesi işbirliğinde Baklava Festivali yapacağız.

Tüm meclis üyesi arkadaşlarımızı davet ediyorum. Bu festival ile milli tatlımız baklavanın uluslararası tanıtımına da katkıda bulunuyoruz.

ENFLASYON MUHASEBESİ UYGULANMALI

Semih Ferit Emekli-Demir Çelik Meslek Komitesi: Global demir çelik sektöründeki güncel duruma ve temmuz ayı üretim rakamlarına baktığımız zaman 149.3 milyon ton üretim ile aylık bazda yüzde 6.5 oranında düşüş var. Yıllık baktığımızda da yüzde 5 oranında düşüş var. Nedeni ise arz-talep dengesizliği, dünyadaki kısmen durgunluk, Rusya-Ukrayna savaşı, fiyatların düşme eğiliminden dolayı stok değişimi sonucu talepte oluşan yavaşlama. Son aylarda enerji fiyatlarının hızlı artışı sonucu pek çok Avrupalı üretici üretimlerini durdurma kararı aldı. Avrupa’daki paslanmaz çelik üreticileri kısa vadede bu enerji fiyatları ile üretemeyecekleri konusunda açıklama yaptılar. Ülkemizin temmuz ayı demir çelik üretimi ise 2.7 milyon ton ile aylık bazda 2021 Temmuz ayına göre yüzde 20.7 düştü. Yıllık bazda bakıldığında da ilk 7 ayda eksi 7 civarında düşüş var. Global gelişmelerden ülkemizin uzak kalması mümkün değil. Artan enerji fiyatlarından dolayı Avrupa’daki kapanmaları kısa ve orta vadede fırsata dönüştürme olanağı var. Şayet enerji arz planlamamızda bir sorun yaşamazsak ülkemize döviz girişi ve kredi artışı da devam ederse eski üretim ve satış ivmesini tekrar yakalayabiliriz. En son açıklanan Orta Vadeli Program son derece sevindirici. Ancak para piyasalarındaki üçlü sac ayağı olan döviz kuru, enflasyon ve işsizlik planlamasına göre, yine tek hedefle yani büyüme ile devam edeceğimiz de ortada. Bu üçlü veri seti birbirini tam olarak desteklemezse enflasyonun uzun vadede düşmesi hedefleniyor. İşsizliğin olmaması için bir bedel ödenmesine canı gönülden katılıyorum. Ancak bir malın fiyatı yanlış ise gelecekte mutlaka bir kara delik ortaya çıkacaktır. Ülkemizde döviz kuru ve para piyasası faizi gerçeklere uygun hale getirildiğinde enflasyonun düşeceğine inanıyorum. TBMM açıldığında enflasyon muhasebesi hızla uygulanmalı.

ROTA UZAKDOĞU OLMALI

Seyithan İzsiz-Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi: Yılda 1.5 milyona yakın konut üretiliyor. Eskiden konut projelerini hazırlarken heyecanımız yüksekti. Önceleri projeye ne zaman başlayacağımızı, ne zaman tamamlayacağımızı öngörüyorduk. Emtia fiyatlarındaki artış, hem konut üretimini hem de konut satışını zorlaştırdı. Yerli yatırımcılar artık konut almakta zorlanıyor. Konutların çoğunu yabancı yatırımcılar alıyor. Bu yüzden yurt dışı fuarların önemi de artıyor. Hep aynı ülkelere odaklanmış durumdayız. Fuarlarımızı çeşitlendirerek sektörümüzü geliştirebiliriz. Hedef olarak Uzakdoğu, Rusya ve Mısır’ı belirlemeliyiz.

12 Eylül 2022 Pazartesi

Etiketler : Gündem