Perşembe, 05 Aralık, 2024
İş dünyasının ihtiyacı olan teknik donanımla eğitim veren meslek liselerinden mezun olan öğrencilerin ise yalnızca yüzde 17’si kendi alanında çalışıyor. Aradaki eleman eksikliğine çözüm arayan konunun tarafları, “Meslek liseliler artık ara eleman değil, ana eleman olarak tanımlansın” çağrısında bulunuyor.
HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de 1 milyon 848 bin 236 kişi, mesleki eğitim veren kurumlarda eğitim alıyor. Aynı istatistiklere göre, mesleki ve teknik alanda en çok tercih edilen ilk üç bölümü elektrik-elektronik, bilişim teknolojileri ve çocuk gelişimi oluşturuyor. İş dünyasının sıklıkla dile getirdiği nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere eğitim veren liselerden mezun olan öğrencilerin neredeyse yüzde 80’i kendi alanında çalışmıyor.
Mesleki eğitimin kamu ve özel tarafları, İstanbul Ticaret Odası’nda bir araya gelerek bu soruna yönelik çözüm önerilerini değerlendirdi. Meslek liseleri için ‘ara eleman’ nitelendirmesinin liseleri itibarsızlaştığını düşünen konunun tarafları, “Meslek lisesi ara eleman ihtiyacını değil, ana eleman ihtiyacını karşılar. Meslek liseliler artık ana eleman, teknik eleman ve usta olarak tanımlansın” çağrısında bulundu.
Mesleki ve teknik eğitimin güncel durumu, geliştirilebilmesi için neler yapılacağı İTO’da gerçekleşen III. İstanbul Eğitim Konferansı’nda ele alındı. İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı’nca İTO’nun da katkılarıyla düzenlenen konferansın bu yılki teması, ‘Mesleki ve Teknik Eğitimde Yeni Ufuklar’ olarak belirlendi.
HAYAL KURMAYA İHTİYAÇ VAR
Toplantıda konuşan İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ümit Güneş, “Geleceği tahmin edenler geleceği inşa ederler. İçinde bulunduğumuz dijital çağ, daha çok üretmeyi gerekli kılıyor. Bunun için de hayal kurmaya ihtiyacımız var. Üretmek ve hayal kurmak için mesleki eğitimi ayrı bir başlık altında konuşmamız gerekiyor” önerisini dile getirdi.
OKULLAR İHTİSASLAŞACAK
Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz de, “Ülkelerin ekonomik kalkınmasında mesleki eğitimin rolü büyük” diyerek, şöyle devam etti: “Kariyer geçişlerini başarılı bir şekilde yönetmek için mesleki eğitim büyük önem arz ediyor. Bizler herkesin bir mesleği olmalı diyoruz. Somut gelecek adımlarımız arasında öğrencilerin milli ve manevi değerlerle mesleki eğitim alması, nitelikli tarım uygulamasına yönelik işbirliklerinin geliştirilmesi, okulların ihtisaslaşması var. Gelin, kamuoyuna buradan seslenerek bir deklarasyon oluşturalım: Meslek liseliler ana elemandır. Ara eleman nitelendirmesi, meslek liselerini itibarsızlaştırıyor.”
TÜRKİYE’NİN MUAZZAM DENEYİMİ
Avrupa Eğitim Vakfı/AB Ajansı Kıdemli İnsan Sermayesi Geliştirme Uzmanı Lida Kita da Türkiye’nin mesleki eğitimde muazzam bir deneyimi olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Türkiye’nin AB ülkelerine göre önemli bir özelliği var ki, o da özel sektörün bu konuda çok aktif olması. Bunu AB’deki ortaklarımız da çok takdirle karşılıyor; sizden çok şey öğreniyoruz. Türkiye’de uygulanan mükemmeliyet merkezleri projesi gerçekten çok güzel. Program bitince analiz çalışmaları yapacağız. Türkiye aslında tüm kümeler içinde temsiliyet anlamında ilk sıralarda yer alıyor.”
MESLEKİ EĞİTİMDE ORTAKLIK
Avrupa Eğitim Vakfı/AB Ajansı Politika Tavsiyesi ve AB Programlama Birimi Başkanı Georgios Zisimos ise mesleki eğitimin bir ortaklık işi olduğunu dile getirdi. Zisimos, “Teknik eğitim artık daha uluslararası hale geliyor. Biz AB dışındaki ülkelerle çalışıyoruz. Türkiye ile ortaklığımız birkaç 10 yıla dayanıyor. Küçük mesleki okullar kendini geliştirmezse belki öğrencilerine meslek yerine işsizlik vadediyor olacak. Mesleki eğitim tek aktörün yapabileceği bir şey olmaktan çıktı. Mesleki eğitimde ortaklık yapılmazsa kaybeden taraf olunur. Türkiye’nin bu anlamda bazı projeleri dünyaya liderlik edebilecek durumda” diye konuştu.
SEKTÖR KENDİNİ ANLATSIN
Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan da Orta Vadeli Program’da meslek liselerine özel bir başlık ayrıldığını ifade etti. İlhan, “Bir ahilik geleneğimiz var. Meslek geliştirirken ahlaki değerlere de yer verilmeli. Biz istiyoruz ki, sektör de bize kendini anlatsın. ‘İhtiyacımız şu’ desin. Mesleki Yeterlilik Kurumu 2006 yılında kuruldu ve şu ana kadar 2.5 milyondan fazla kişi mesleki yeterlilik belgesi aldı. Kurumuzun hayat boyu öğrenme programı var. Bir insan hayatı boyunca aynı mesleği icra etmek yerine farklı deneyimlerle kendini geliştirmek isteyebilir. Hayat boyu öğrenme bunu sağlıyor” dedi.
ÖĞRETMENLERE ÖZEL EĞİTİM
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Eğitim ve Öğretim Sektörü Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Balcı, Türkiye’nin çok fazla şey başardığını belirterek, şu bilgiyi verdi: “Türkiye’de bazı meslek liseleri standartların üzerinde, bazıları ise çok zayıf. Ama ikisi de diploma veriyor. Bunları ölçmek ve değerlendirmek gerekiyor. Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’nin bir görevi de eğitim kurumlarının akreditasyonu. Mesleki Yeterlilik Sistemi, Türk şirketlerinin yetkinliğini de artıracak. Bizler geliştirdiğimiz projelerle öğretmenlerin eksiklikleri için de eğitimler planladık. Özellikle Anadolu’da meslek lisesinde hiç iş dünyasını görmemiş öğretmenler var. Biz, AB Türkiye delegasyonu olarak öğretmenlerimizin eğitimini sürekli yapacağız.”
ÜNİVERSİTELERDE YETERLİLİK
Yüksek Öğretim Kalite Kurulu Üyesi Prof. Dr. Feyza Arıcıoğlu, kurulun çalışmalarını şöyle özetledi: “Sabit çalışanı az ama paydaşı çok fazla olan bir kurumuz. Bizler her üniversitenin kendi fotoğrafını çekmesini istiyoruz. Düzenli olarak rapor yayınlıyoruz. Yayınladığımız raporlar erişime açık. Üniversitelerimizi planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma başlıklarıyla birlikte değerlendiriyor ve kalite kontrolden geçiriyoruz. 500 puan altı alanlara akredite verilmiyor. 500-649 puan arası alanlar 2 yıllık, 650-1000 arası alanlar beş yıllık tam akreditasyon alıyor. Geçen yıl 30 üniversitenin değerlendirmesini yaptık. Lisans düzeyinde olup hiç akreditasyon almayan 90 üniversitemiz var.”
İTO EĞİTİM İÇİN HEP SAHADA
Toplantının açılışında konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hazıroğlu, Oda’nın mesleki eğitim konusunda önemli katkıları olduğunu ifade etti. Hazıroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye, tartışmasız 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren mesleki ve teknik eğitimin önemini biliyor. Ama okul ile sanayiyi buluşturacak adımı bir türlü atamadık. Bu konuda en doğru öneriyi, biz Oda olarak 1929 yılında Hükümete, “İstanbul’daki meslek liselerinin yönetiminin Odamıza devredilmesini” teklif ederek yaptık. O günden bugüne bizi dikkate alan olmadı. Taa ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kadar. Türkiye, ancak 21. yüzyılın ilk yıllarında Odalarımız ile meslek liselerini buluşturan yaklaşıma ‘evet’ dedi. Böylece Milli Eğitim Bakanlığımızın kabulüyle İstanbul’daki meslek liselerinin 54’ünü Odamızın himayesine aldık. Hamilik projemiz, kısa zamanda Türkiye’ye örnek oldu.”
Hazıroğlu, panelde konuşmacı olarak yaptığı sunumda ise, “Dünya genelinde bir mesleğe yönelmeme problemi var. Benim bir hayalim vardı. Bunu SoftITo projesi ile gerçekleştirdik. Mesleki eğitimin sürdürülebilir olması çok önemli. Meslek lisesi mezunları ara eleman değil, ana eleman haline geldi. Artık biz sektör temsilcilerinin ara eleman değil ana eleman sorunu var. Ben işyerimde bir mühendisle bir meslek lisesi mezunu arasında iş kabiliyeti açısından önemli farklılıklar görüyorum” diye konuştu.
16 Ekim 2023 Pazartesi
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba