HABER: MÜGE BİBER

Ramazan demek, aynı sofrada oturarak birlikte dua edip bir lokma ekmeği, bir hurmayı, bir zeytini paylaşmak demek... Özellikle İstanbul gibi köklü geçmişi olan kentlerde Ramazan’ın manevi güzelliği ayrı bir heyecanla yaşanıyor. İşte Osmanlı’dan günümüze Ramazan denince ilk akla gelenler...

EYÜP SULTAN CAMİİ

Ramazan’ın manevi atmosferini yaşamak isteyenlerin en çok ziyaret ettiği kutsal mekan Eyüp Sultan Camii. Cami, sadece Türkiye’deki Müslümanlar için değil, tüm İslam alemi için önemli bir değere sahip. İstanbul’un fethinden sonra yapılan ilk cami unvanına sahip Eyüp Sultan Camii avlusunda ilk Müslümanlardan olan Ebu Eyyüb El-Ensari hazretlerinin kabri bulunuyor. Ziyaretçiler Ramazan ayında caminin avlusunda yerlere hasırlar sererek iftar yapıyor, dualar okuyor.

MAHYA

Osmanlı zamanından bu yana mahyalar da Ramazan coşkusunun en büyük unsurlarından biri. Mahyacılık sanatının amacı, Ramazan ayının getirmiş olduğu sevinç, bolluk ve Allah’a duyulan şükranı vurgulamak, halkı iyiliğe yönlendirmektir. Mahya kurma hazırlığı Ramazan’dan 15 gün önce başlar. Ramazan başlangıcında ‘Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan, On Bir Ayın Sultanı’ yazan mahyalar Ramazan sonlarına doğru yerini ‘La İlahe İllallah, Elveda Ya Şehr-i Ramazan’ mahyalarına bırakıyor.

HIRKA-İ ŞERİF

Hz. Muhammed’in günümüze kadar muhafaza edilen iki kıyafetinden biri olan ve miraca yükselirken giydiği Hırka-i Şerif, Fatih’teki Hırka-i Şerif Camii’nde her zaman olduğu gibi birçok ziyaretçiyi ağırlıyor. Her Ramazan 1 milyonun üstünde ziyaretçisi olan Hırka-i Şerif’in en kalabalık günü de Kadir Gecesi’nde yaşanıyor. Hırka-i Şerif, Kadir Gecesi sabah ezanına kadar ziyarete açık.

RAMAZAN DAVULCUSU

Ramazan davulcusu, Ramazan’la özdeşleşmiş geleneklerden biri. Oruç tutmak isteyen kişileri sahur için uyandırmaya çalışan davulcular bazen yanında birkaç kişi ile birlikte maniler eşliğinde mahalleyi dolaşıp, Ramazan ayının sonunda da evlerin kapısını çalarak bahşiş toplar.

KİTAP FUARI

İlk defa Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1983’te ‘Dini Yayınlar Fuarı’ olarak organize edilen kitap fuarı, her geçen yıl yayıncı sayısı artarak geleneksel hale geldi. Yıllarca Ankara Kocatepe Camii ve İstanbul Sultanahmet Camii avlusunda düzenlenen kitap fuarı, 1999’da ‘Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’ olarak isim değişikliğine gitti. Yaklaşık 28 yıl İstanbul’da, Sultanahmet Camii avlusunda yapılan fuar, 2010’dan itibaren Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştiriliyor.

KARAGÖZ-HACİVAT

Ramazan ile birlikte şehirlerde Ramazan’a ait gelenekler yaşatılmaya çalışılıyor. Bunlarda biri de Karagöz ile Hacivat gösterileri. Eski zamanlardaki kadar ilgi görmese de hâlâ geleneksel Ramazan eğlencelerinin vazgeçilmezleri arasında bulunuyor.

HURMA

Peygamber Efendimiz’in sünneti olan ve bizlere de tavsiye ettiği hurma, Ramazan sofralarının vazgeçilmezi. Aynı zamanda uzun süreli açlıktan sonra kan şekerini düzenleyerek, iftarda fazla yemeyi önlüyor.

DEMİRHİNDİ ŞERBETİ

Osmanlı padişahlarının tercihi, her derde deva demirhindi şerbeti, 40 çeşit baharattan oluşuyor. Birçok şifası olan bu geleneksel içeceğin ayrıca sahurda ve iftar vaktinde içildiğinde serinletici ve besleyici özelliğe de sahip olması onu farklı kılıyor.

PİDE

Sıcak bir Ramazan pidesi için her gün fırınların önünde kuyruklar oluşuyor. İftarı beklerken kuyrukta zaman geçiren insanlar için sıcak pideyi sofraya yetiştirmenin keyfi çok başka.

GÜLLAÇ

600 yıl önce Osmanlı mutfağındaki yerini alan güllaç, Ramazan ayında en çok talep gören tatlılar arasında bulunuyor. Bu tercihin sebebi ise mideyi yormayan hafif bir tatlı olması. Bu geleneksek tatlının yapımında mısır nişastası yufkası, gül suyu, süt ve şeker kullanılıyor.

21 Haziran 2017 Çarşamba

Etiketler : Gündem