Vagon-Li Şirketi'ne ait Şark Ekspresi, Orient-Express ismiyle 1883 yılında Paris'ten ilk seferine başlamıştı. Soğuk savaş sebebiyle çeşitli kısıtlamalarla karşı karşıya kalan Şark Ekspresi, son seferini ise 27 Mayıs 1977’de yapmıştı. 45 yıl sonra yeniden Paris-İstanbul seferleri başladı. Zürih, Viyana, Budapeşte, Bükreş ve Varna gibi şehirleri geçerek Kapıkule sınır kapısından Türkiye’ye giriş yapan tren, Sirkeci Garı’na ulaştı. Ekim ayının sonlarında Şark Ekspresi’nin tekrar Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor.
İSTANBUL’A KATMA DEĞER
Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, bu tür trenlerin her ülkede demiryolu altyapısı kullanımına karşılık ücret ödediğini belirtiyor. Türkiye'de Sirkeci’ye giriş yapan trenin kullandığı hatlar, hizmetler, ek lokomotifler ve temizlik gibi işlemler için de ücret alınıyor. Ayrıca trenle gelen geliri yüksek turistlerin otel, restoran ve tur firmaları üzerinden ciddi harcama yaptıkları; bu yönüyle İstanbul’a katma değer sağladıkları ifade ediliyor. Karşılama organizasyonlarını yürüten firmalar, tek bir etkinlikten yüz binlerce dolar gelir elde edebiliyor.
FİLMLERE KONU OLDU
Şark Ekspresi yıllarca sırlara, entrika ve gizli aşk maceralarına, buluşma yeri olarak filmlere ve kitaplara konu oldu. Graham Greene'in İstanbul Treni adlı kitabı da Şark Ekspresi’nde ikinci mevkide seyahatı işlerken, Agatha Christie'nin Doğu Ekspresinde Cinayet adlı romanı da Simplon Şark Ekspresi'nde geçiyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanya'da 1944 yılında çekilen ve 1945'te gösterime giren bir ‘Orient-Express’ filmi daha var. Bu filmin, muhtemelen Nazi Almanyası’nda gösterilen son filmlerden biri olduğu belirtiliyor.
Edebiyat dünyasında ise George MacDonald Fraser'in ‘Flashman and the Tiger’ adlı kitabında, Sir Henry Paget Flashman'ın trenin ilk seferinde gazeteci Henri Blowitz kılığında yer aldığı tasvir edilmişti.
SİRKECİ GARI’NIN MÜZESİ
Sirkeci Garı’nın içerisinde, peron katında yer alan TCDD Demiryolu Müzesi, 2005 yılında ziyarete açıldı. Müze, Osmanlı’dan günümüze uzanan demiryolu tarihinin izlerini taşıyan zengin bir koleksiyona sahip.Her gün binlerce kişi bu müzeyi ziyaret ederek nostalji yapmaya, fotoğraflar çekmeye devam ediyor.
Orient Ekspresi’yle Türkiye’ye olan ilginin artması, yerli konsept tren projelerini de gündeme taşıdı. Doğu Ekspresi ile başlayan bu ilgi, Güney Ekspresi gibi yeni güzergahlarla genişletilmeye başladı. Demiryolları yetkilileri, trenin hızından çok sunduğu deneyimin önemli olduğunu vurgulayarak, yeni konsept trenlerin hız değil hikaye odaklı geliştirileceğini belirtiyor. Yetkililer, Türkiye’nin de önümüzdeki yıllarda Trakya hızlı tren hattı ile Avrupa’ya entegre olabileceğini söylüyor.