Küresel ticarette artan gerilimin ardından ülkeler ticaret yollarını ellerinde koz olarak tutuyor. Bu kozun söylemi bile petrol ve emtia fiyatlarında artışa neden oluyor. Bunun son örneği de Hürmüz Boğazı’nda gerçekleşti. Boğazın kapatılması ihtimali petrol fiyatlarında yüzde 10-15 seviyesinde artmasına neden oldu. Her ne kadar şu anda gerilim azalsa da dünya ticaretinin geçtiği önemli noktalar olan Hürmüz Boğazı ve Süveyş Kanalı’ndaki belirsizlik, alternatif ticaret koridorlarını uluslararası gündeme taşıdı. Türkiye’nin Irak üzerinden Avrupa’ya uzanacak Kalkınma Yolu Projesi, hem ticaretin hızlanması hem de enerji güvenliği açısından öne çıkan çözüm olarak dikkat çekiyor.
ALTERNATİF ROTANIN MERKEZİ
Türkiye coğrafi konumunun sağladığı avantajla küresel lojistik hatların kesişim noktasında. İstanbul’daki Uluslararası Koridorlar Forumu’nda dile getirilen resmi verilere göre Türkiye, yalnızca 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkeye ve yaklaşık 1.5 milyar insana erişim imkanına sahip. Bu geniş coğrafyanın toplam ekonomik büyüklüğü 51 trilyon dolar milli gelir ve yıllık 25 trilyon dolar ticaret hacmini buluyor. Asya ile Avrupa’yı, kuzey ile güneyi birbirine bağlayan bu jeopolitik konum, Türkiye’yi alternatif ticaret koridorlarının doğal merkezi haline getiriyor. Nitekim Türkiye, Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor başta olmak üzere, tarihi İpek Yolu’nu canlandıran projelerde aktif rol oynuyor.
ULAŞIM SÜRESİ DE KISALACAK
Kalkınma Yolu Projesi üzerinde inşa edilecek otoyol ve demiryolu ağları ile paralel enerji nakil hatları, Körfez bölgesindeki yük ve hidrokarbon kaynaklarını Türkiye toprakları üzerinden Avrupa’ya ulaştırmayı hedefliyor. Projenin ilk ayağı olan Irak’taki Büyük Faw Limanı, Orta Doğu’nun en büyük limanı olarak planlanıyor ve 2025 yılının sonuna kadar tamamlanması, tam kapsamlı çalışması ise 2038’de olacağı öngörülüyor. Irak hükümeti, limandan Türkiye sınırına uzanacak otoyol ve demiryolu altyapısının maliyetini yaklaşık 17 milyar dolar olarak öngörüyor. Kalkınma Yolu’nun devreye girmesiyle, Uzak Doğu’dan Avrupa’ya deniz taşımacılığı için mevcutta 45 güne varan nakliye süresi 15-20 güne kadar inecek. Orta Koridor üzerinden Çin’den çıkan bir yük treninin Londra’ya 18 günde ulaşabildiği, gerekli iyileştirmelerle bunun 15 güne düşeceği ifade ediliyor.
YENİ KORİDORLAR OLUŞTURMALI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise İstanbul’daki Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’nda Hürmüz’deki riskin bir uyarı işareti olduğunu vurguladı. Mevcut ulaşım rotalarının zayıf noktalarına dikkat çeken Uraloğlu, “Süveyş Kanalı’nda bir aksaklık olmaması için neler yapmalıyız? Hürmüz Boğazı’nın kapanma riskine karşı beraberce nasıl hareket etmeliyiz? Bir taraftan da alternatifleri elbette hep beraber ortaya koymamız gerekir. Yoksa kriz anında biçare kalabiliriz” diyerek uluslararası iş birliğiyle yeni koridorlar oluşturmanın şart olduğunu belirtti. Nitekim 2021’de Süveyş Kanalı’nın günlerce tıkanmasına yol açan gemi kazası, tek bir güzergaha bağımlılığın dünya ticaretine maliyetini gözler önüne serdi.
300 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi kapsamında Basra Körfezi’nden Türkiye’ye uzanan bu koridorun Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılması için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü dile getirdi. Proje; Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Irak ve Türkiye’nin iş birliğiyle ilerliyor ve katılmak isteyen diğer bölge ülkelerine de açık tutuluyor. Türkiye’nin ulaştırma ve haberleşme alanında 300 milyar dolara yakın bir yatırım yaptığını belirten Uraloğlu, “Sadece haberleşme ve ulaştırma alanında bunun 177 doları karayollarına, 68 milyar doları demiryollarına, havayollarına gibi devam ediyoruz. Bunun üretime etkisini bir trilyon 65 milyar dolar olarak hesaplıyoruz. Yani dolayısıyla bizim sizlerle beraber gerek sizin kendi ülkelerinizde gerekse beraber yapacağımız ulaştırma yatırımlarının ne anlama geldiğini anlatan güzel bir tablo olduğunu düşünüyorum” dedi.
75 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ
Türkiye’nin Orta Koridor’un önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, şöyle konuştu: “Hazar geçişli bir koridor. Elbette tek başımıza bir şeyler yapmamız kıymetli olmakla beraber asla yeterli değil. Paydaş ülkelerle beraber bu süreci beraber yürütmemiz gerekir. Halihazırda geçişler devam ediyor ancak kapasitemizin mutlaka artırılması gerekir. Yapmamız gereken işleri de bir taraftan yapıyoruz. 75 milyar dolarlık bir ticaret hacmi, 6.5 milyon tonluk bir yük taşıma şimdilik bunun 20 milyon tonun üzerine çıkmasını öngörüyoruz ve hava ulaşımından sonra en hızlı ulaşım modunun olacağını da hesap ediyoruz. Şimdilik 18 gün ilerleyen zamanda da 15 güne kadar düşecek.”