tatil-sepeti

G7 ülkelerine karşı alternatif olma hedefiyle yola çıkan BRICS ülkeleri, OPEC’in petrol devlerini de bünyesine alarak genişleme sürecine girdi. En son genişlemesini 2010 yılında gerçekleştiren oluşumun, yeni yılda üye sayısı 11 olacak.


BRICS, ekonomik hedeflerini desteklemek için 2015’te Yeni Kalkınma Bankası’nı (NDB) kurmuştu. NDB’nin yerel para cinsinden kredileri yaygınlaştırması bekleniyor. Finans alanındaki adımlarla dolara olan bağımlılığı azaltmanın amaçlandığı da kaydediliyor.

 

HABER: ŞEREF KILIÇLI

 

Kuruluş temelleri 2008 küresel krizinden sonra atılan, ismini üye ülkeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın İngilizce’deki adlarının baş harflerinden alan BRICS, yeni bir atılım dönemine girdi. Resmi olarak 2009 yılında kurulan grup, ilk kez 2010 yılında genişleyerek Güney Afrika’yı bünyesine katmıştı. Bu yıl ise Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde düzenlenen 15. BRICS Zirvesi’nde büyük bir genişleme kararı alındı. Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, İran ve Mısır’ın üyelik başvuruları kabul edilerek topluluğa üyelik için davette bulunuldu. Davet edilen ülkelerin tam üyeliklerinin 1 Ocak 2024’ten itibaren başlayacağı da duyuruldu. Alınan bu kararla BRICS’e üye ülke sayısı, yeni yıl itibarıyla 11’e yükselecek.

 

TÜRKİYE’NİN İLGİSİ

 

Bu yılki BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Güney Afrika, temmuz ayında yaptığı açıklamada, 40’tan fazla ülkenin BRICS’e katılmaya ilgi gösterdiğini ve bunların 22’sinin resmi olarak başvurduğunu bildirmişti. BRICS’i Türkiye de yakından takip ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018’de özel davetli olarak katıldığı BRICS Zirvesi’nde Türkiye’nin de üyelikle ilgilendiğini açıklamıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2022 yılında, Türkiye’yi BRICS’e katılmaya davet ettiği de kaydedilmişti. Dünya Bankası’na göre BRICS, küresel GSYİH’nin yüzde 26’sını, dünya nüfusunun yüzde 41’ini temsil ediyor. Yeni katılacak üyelerle BRICS’in küresel GSYİH’deki payının yaklaşık yüzde 30’a çıkacağı hesaplanıyor. Satın alma gücü paritesi açısından değerlendiren analistlere göre, mevcut beş BRICS ülkesi, küresel GSYİH’nin yaklaşık yüzde 31.5’ini oluştururken, G7’deki oran yüzde 30.7 seviyesinde. Yeni BRICS üyeleriyle söz konusu oranın yüzde 36.9’a çıkacağı da belirtiliyor.

 

ALTERNATİF FİNANS 

 

BRICS’in G7 ile rekabet edebilecek küresel bir güç olma hedefinin yanında ortak para birimi oluşturma hedefi de var. Nitekim BRICS ülkeleri, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi finans kuruluşlarına alternatif olarak 2015 yılında Yeni Kalkınma Bankası’nı (NDB) kurdu. NDB’nin dolara olan bağımlılığı azaltmayı, daha çok kutuplu bir uluslararası finans sistemini teşvik etmeyi, üye ülkelerin para birimlerinde kredi vermeyi amaçladığı kaydediliyor. Yerel para cinsinden kredilerin yaygınlaştırılması, BRICS ülkeleri tarafından kabul edilen ticaret ve finansal işlemlerde dolara karşı alternatiflerin kullanılması da hedeflerinin bir parçası. Nitekim, bu yılki kredilerinin yaklaşık yüzde 30’unu yerel para cinsinden vermeyi planladıklarını açıkladılar. Merkezi Çin’in Şanhay kentinde bulunan NDB, 100 milyar dolar başlangıç sermayesiyle kuruldu ve bu zamana kadar toplam 98 proje için 32.4 milyar dolarlık fon sağladı.

 

ÇOK KUTUPLULUK 

 

Güney Afrika’daki BRICS Zirvesi’nde alınan genişleme kararını İstanbul Ticaret’e değerlendiren ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, şöyle konuştu: “Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu bir dünyaya doğru bir gidişat var. Bu anlamda Şanhay İşbirliği Örgütü ve BRICS ortaya çıktı. BRICS, dünyadaki tüm coğrafyaları kapsayan bir oluşum. Şanhay İşbirliği Örgütü ise sadece Asya’ya yönelik. Yeni üyelere baktığınızda Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran gibi ülkeler var. Bu da önümüzdeki dönemde tek kutuplu bir dünyanın sonuna gelindiğinin bir göstergesi. Yani ABD artık tek başına bir güç merkezi değil. Ancak ABD halen teknik ve askeri anlamda önde. Doları bastığı için dünyanın bir numaralı ekonomisi olmayı sürdürüyor. BRICS’i Brezilya’dan Güney Afrika’ya geniş coğrafyada ele alırsanız bu ülkelerin siyasi birlik kurmaları çok zor. BRICS, Avrupa Birliği gibi değerler anlamında bir birlik değil. Daha çok değişik çıkarlar üzerinden bir araya gelen ve ABD’nin tek kutupluluğuna karşı çıkan bir hareket olarak değerlendirilebilir.”

 

TİCARET SAVAŞLARI

 

BRICS’in genişlemesindeki iktisadi koşullara bakıldığında bunu dünyadaki ticaret savaşlarının bir uzantısı olarak görmenin mümkün olabileceğini belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım, şunları söyledi: “BRICS’in özellikle yeraltı kaynakları zengin, gelişmekte ve büyümekte olan ülkeleri bünyesine kazandırmak istemesi bunun temel sonucu olacaktır. Bölgedeki ticaret yollarına hakim olmak, yerel kaynakların ve büyüme potansiyellerinin yoğun olduğu bölgelere yöneliş büyüme ihtiyacından kaynaklanıyor diyebiliriz. Ortak kültür oluşturmak ne kadar zor ise uluslararası ticarette de ortak para birimi kullanmak bir o kadar geliştirilmesi zor bir konu. Avrupa Birliği örneğinde en büyük kopuşların sebebi birçok üye ülkenin Euro’ya geçiş sürecinde gönüllü olmamasıydı. Diğer taraftan, ticari bir birliktelik söz konusu ise ortak para birimi güçlenmeyi de sağlayacaktır. Ana amaç zaten bu anlamda ekonomik birlikteliktir ve bunun doğal sonucu ortak para birimine geçişle ispatlanır.”

 

TÜRKİYE İÇİN TİCARİ AÇIDAN YENİ FIRSATLAR ORTAYA ÇIKACAK

 

Çin, Rusya ve Hindistan’ın BRICS’deki en önemli ülkeler olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, şu analizi yaptı: “Bu ülkeler önümüzdeki dönemde ABD ile birlikte değerlendirildiğinde siyasal anlamda son derece kolay gelişmeleri başlatabilen ülkeler. BRICS başarılı mıdır sorusuna verilecek yanıt, genişleme süreci devam ettiğine göre önemli bir adım attı olur. Önümüzdeki dönemde farklı yönlere gidebilir. Hindistan, Rusya ve Çin Bağlantısızlar Hareketi’nin tekrar bir araya gelmelerini sağlayan bir hareketi de başlattı. Türkiye, BRICS içinde şimdilik yok. Türkiye’nin NATO üyeliği ve Avrupa Birliği ile üyelik müzakere durumu var. Yeni katılan ülkeler herhangi bir ittifaka üye değiller. O nedenle Bağlantısızlar Hareketi’nin yeniden önemsenebileceğini düşünüyorum. Ancak tabii Türkiye bu süreci gözlemci olarak takip etmek zorunda. BRICS’in genişlemesi Türkiye’yi olumsuz yönde etkilemez. Çünkü Türkiye, tüm bu ülkelerle ikili anlamda ilişkilerini yürütüyor. Türkiye açısından BRICS’in genişlemesi olumlu olacak ve ticari açıdan da yeni fırsatlar ortaya çıkacaktır.”

 

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ OLUŞTURULUYOR

 

Küresel ticaretteki paradigma değişimine de dikkati çeken Prof. Dr. Figen Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: “Uluslararası ticaret teorisine bakıldığında aşırı korumacı sistemden küreselleşmeye geçilmesi anlatılırdı. Son dönemdeki uygulamada ise tekrardan yerele dönüş ve korumacılık politikalarının artırılması var. Kaynaklara yakın coğrafyaların avantajı ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile birlikte yeni dünya düzeninin oluşturulmakta olduğu aşikar. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un da belirttiği gibi Batılı hakimiyetin olduğu düzen elbette değiştirilecek. Küreselleşmenin getirdiği tek dünya düzeni, ortak ekonomik ve sosyal haklar idealizmi ne derece sağlanabilir, o konuda endişelerim var. Ancak BRICS’in diğer birçok birlik ile karşılaştırıldığında küreselleşmenin holistik boyutunu ekonomik, sosyal, çevresel başta olmak üzere daha çok kapsamaya meyilli olduğu görülüyor. Zaten bu derece kültürel, ekonomik ve coğrafi farklılığın olduğu bir birlikte, zenginlik, küresel tedarik zinciri ve ticaret yapısının entegrasyonu ile anlamlı bir hal alabilir. Türkiye, bu yeni yap-boz sürecinde ortalama büyüklükte. Ancak en kilit parçası. Stratejik konumunun gereği ticari diplomasi harekatını başlatması da önemli.” 

 

ORTAK PARA BİRİMİNE GEÇİŞ UZUN BİR SÜREÇ

 

Ortak para birimi konusu, BRICS’in gelecekteki hedefleri arasında. Güney Afrika’daki zirveye katılan liderlerin konuşmalarında da konu gündeme getirildi. Euro gibi değil, ulusal para birimlerini kaldırmayacak bir ortak para birimini istediklerini söyleyen liderler de oldu. BRICS ülkelerinin ortak para birimi hedefini de değerlendiren Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, şunları söyledi: “Ortak para birimine geçmek yıllar alacak bir süreç. Ancak Çin bu süreçte en önemli ülkelerden biri. Bunu hem ABD’nin rakibi olması hem de ekonomisini genişletme anlamında söylüyorum. Çin’in parası zaten tüm Asya ülkelerinde geçerli. Birbirine yakın olan ülkelerin ekonomik açıdan ortak para birimine geçmeleri kendi avantajlarına görülebilir. Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde de ortak para birimi arayışı var. Bu aynı zamanda çatışma riskini de azaltmak anlamına gelir. AB’nin en büyük özelliklerinden biri ortak para birimi.”

 

FRANSA: GELİŞMELER ÇİN İLE ABD ARASINDAKİ ÇATIŞMA YÜZÜNDEN  

 

Güney Afrika’daki zirvede, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in BRICS ülkelerinin kendilerine uygulanan ekonomik baskıya karşı koyması ve ticari işbirliğine odaklanması çağrısı da dikkat çekti. Şi, BRICS’e daha fazla ülkenin katılması gerektiğini de söyledi. Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaptığı bir açıklama ise gelişmelerden rahatsızlığı ortaya koydu. Macron, “BRICS’in genişlemesi, aşırı Batılı olarak görülen dünya düzenine alternatif oluşturma niyetini gösteriyor. Bütün bunlar, uluslararası hukuku ve uluslararası ticaret alanında kabul edilen düzeni ihlal eden Çin ile ABD arasındaki çatışma bağlamında oluyor” dedi. BRICS’in genişlemesinin, ‘dünyanın parçalanması’ riskini oluşturduğunu ve bu riskin önlenmesi gerektiğini söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı, bu nedenle tüm ortaklarla konuşma niyetinde olduklarını kaydetti.

04 Eylül 2023 Pazartesi