tatil-sepeti

Covid-19 krizi ve küresel belirsizlikler, merkez bankalarını rezervlerini doların hâkimiyetinden kurtarma arayışına yönlendirdi. Kriz anlarının en güvenli yatırım aracı olan altın, merkez bankalarının kasalarında patronluğa hazırlanıyor.

Dünya Altın Konseyi Raporu’na göre 2015 yılında merkez bankalarının kasalarının toplam rezervdeki altın oranı yüzde 9’du. Salgın ve küresel belirsizliklerle bu oran, yılın ilk çeyreğinde yüzde 12’ye ulaştı.

Türkiye, geçen yıl 159 tonluk altın alımıyla dünyanın en çok altın alımı yapan ülkesi oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kasasındaki altın rezervinin toplam rezerve oranı ise 2015’te yüzde 16 iken, 2020’nin ilk çeyreğinde yüzde 45.2 oldu.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

Son yıllarda dünya genelinde uluslararası belirsizlik, ekonomik kriz ve doğal afetler, dünya merkez bankalarının rezerv tercihlerini değiştirdi. Piyasalarını güvence altına almak isteyen paranın patronları, rezervlerindeki altın oranında artışa gitti. Özellikle 2010 yılından sonra kasalarda artıran altının dünya toplam rezervlerinin içindeki payı, 2020 yılı ilk çeyreğinde yüzde 12’ye ulaştı. Türkiye de olası bir krizden altınla çıkmak için kendini güvenceye almak isteyen ülkelerin başında geliyor. Buna göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kasasında bulunan altın rezervinin toplam rezerve oranı 2015 yılında yüzde 16 iken, 2020’de yüzde 45.2’ye ulaştı.

DOLARA ALTERNATİF

Dünyada merkez bankaları; kriz zamanlarında yaşanması muhtemel olan zararları hafifletmek, dış borç ödemelerini gerçekleştirebilmek gibi nedenlerle kasalarında rezerv tutuyor. Merkez bankalarının 2010 yılına kadar kasalarında güvence tercihleri dolarken, söz konusu yıldan itibaren altın yükselişe geçti. Dolar hâlâ yüzdesel olarak en yüksek rezerv para. Ancak altın doların patron koltuğuna yerleşme iddiasında. Altının dünya merkez bankası kasalarındaki varlığı 2020’nin ilk çeyreği toplam 34 bin 891 tona ulaştı.

GÜVENLİ LİMAN

Kasalarda sarı madenin bu kadar tercih edilmesinin nedenleri arasında dünyada tek paranın hâkimiyetine karşı geliştirilen bir hareket bulunuyor. Ekonomistlerin görüşüne göre dünya, rezervlerini çeşitlendirmek için şu ana kadar geçerli bir fırsata sahip değildi. Son yıllarda yaşanan olaylar altına olan yönelim için geçerli bir neden oluşturdu. Dünya merkez bankalarının kendine yeni bir yol arayışının sonucu olarak kasalarda artan altın miktarı, aynı zamanda piyasa dalgalanmalarına da güvence olarak görülüyor.

SATICILAR ALIŞA GEÇTİ

Dünya merkez bankaları kasalarında 1990’lara kadar altın tercih edilmiyordu. Özellikle Avrupa’daki rezerv yöneticilerinin altınlarını elden çıkarmak istemeleri nedeniyle altının ons fiyatı 250 dolara kadar gerilemişti. Yıllarca süren bu ısrarlı satış sonucunda altındaki fiyat dalgalanmalarını engellemek için 1999 yılında Washington Merkez Bankası Altın Anlaşması dahi imzalanmıştı. Bu anlaşmayı imzalayan ABD ve 15 Avrupa ülkesi, yıllık 400 ton altın satışını geçmeyeceklerini taahhüt etmişlerdi. Bu yıllara kadar net satıcı konumunda olan merkez bankaları, özellikle 2010 yılından bu yana net alıcı konumunda.

TÜRKİYE İÇİN MİLAT

TCMB altın rezervlerindeki artış ise 2017 yılında başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2016 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi 32. Toplantısında, “2015 yılında küresel İslami finansın büyüklüğü 2.1 trilyon dolara ulaştı. Biz bunları artık şu veya bu parayla değil, gelin bu paraları altına dönüştürelim ve altınla ifade edelim” diye konuşmuştu.

Tek para baskısından kurtulmak isteyen Türkiye, 2017 yılına kadar sabit olan altın alımını söz konusu yılda 86 ton artırarak alış grafiğindeki ilk büyük çıkışını yaptı.

YATIRIMCI İÇİN AVANTAJ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın altın rezervlerini artırması, olası bir kriz için dayanak oluştururken, aynı zamanda yabancı yatırımcı için de bir teminat anlamına geliyor. Yabancı yatırımcılar yatırım yapacakları ülkeyi tercih ederken o ülkenin merkez bankasındaki altın ve döviz rezervini göz önünde bulunduruyor. Altın rezervinin yüksek olması, o ülkeye yapılacak yatırımların daha hızlı ve kalıcı olmasını sağlıyor.

BUGÜNE KADAR TOPLAM 197 BİN TON ÇIKARILDI

Asırlardır paranın gerçek değerini oluşturan sarı maden, tarih boyunca imparatorlukların da gücünü belirledi. Dünya Altın Konseyi tahminlerine göre tarih boyunca yer altından 197 bin ton altın çıkarıldı. Bunun yarısından fazlası 1950 yılından sonra kasalara aktarıldı. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, geçtiğimiz yıl 3 bin 533 ton altın üretimi gerçekleşti. Altın üretiminde yüzde 24’le Afrika kıtası başrol oynuyor. Türkiye’de ise geçtiğimiz yıl 37 ton altın üretimi gerçekleşti.

LİKİDİTEDE SWAP

Aralarında TCMB’nin de bulunduğu dünyadaki merkez bankalarının döviz likiditesi sağlama çalışmalarının arasında swap anlaşmaları da bulunuyor. Swap, ilk olarak ABD Merkez Bankası Fed’in 2007 yılında Avrupa Merkez Bankası ve İsviçre Ulusal Bankası arasında 2007 yılında başlattığı bir uygulama. Bu anlaşmaya göre, merkez bankaları kendi para birimlerini diğer bankalara verip anlaşma yapacağı diğer bankadan da onun para birimini alıyor. Böylece döviz likiditesi sağlanmış oluyor.

HAT GENİŞLİYOR

Türkiye’nin şu anda Çin ve Katar ile swap anlaşması bulunuyor. Katar Merkez Bankası ile 2018 yılında 3 milyar dolarlık bir swap anlaşması imzalanmıştı. Geçtiğimiz yıl 5 milyar dolara yükseltilen bu miktar, bu yıl 15 milyar dolara çıkarıldı. Çin ile Türkiye arasında da swap anlaşması bulunuyor. Bu yıl haziran ayının başında yenilenen anlaşmanın ardından Turkcell ve Huawei ileri tarihli tüm kontratlarını yerel para birimi Yuan ile yapma konusunda anlaştıklarını duyurdu. Geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan; Güney Kore, Malezya, Hindistan ve Japonya ile swap anlaşması yapmak üzere görüştüklerini duyurdu.

REEL SEKTÖR DÖVİZİNİ TÜRKİYE’YE GETİRDİ

TCMB verilerine göre reel sektör mevduatının yurt dışı bankalardan yurt içi bankalara kayması da dikkate değer bulunuyor. 2008 yılında yurt dışı bankalarda 33 milyar dolar civarında mevduat bulunduran reel sektör, 2020 yılına geldiğimizde yurt dışı bankalarda tuttuğu mevduatı 18.5 milyar dolara indirdi. Kaynağın yurtiçi bankalara geldiği gözlemleniyor.

MEVDUATIN TÜRKİYE’YE GETİRİLME GEREKÇELERİ

* Yerli bankalar yabancı bankalara göre daha iyi oranlar vererek mevduat sahiplerini cezbetmişlerdir.

* Yakın zamanda yabancı bankalar taahhütlerini yerine getiremiyor ve o yüzden ceza alıyorlar. Bu durum mevduat sahiplerini tedirgin etmiş olabilir.

* Yurtdışında yabancı bankaların durumu pek iyi değil. Kazanamadıkları için de daha fazla faiz veremiyorlar.

* Yurtdışında gücü zayıflayan yabancı bankalar, maliyet yüksekliği nedeniyle Türkiye piyasasında küçülmek zorunda kalmış olabilirler.


Ükelerin altın rezervleri (2020)

ABD 8 bin 133 ton

Almanya 3 bin 366 ton

IMF 2 bin 814 ton

İtalya 2 bin 451 ton

Fransa 2 bin 436 ton

Rusya 2 bin 299 ton

Çin 1.948 ton

İsviçre 1.040 ton

Japonya 765 ton

Hindistan 654 ton

Hollanda 612 ton

Türkiye 560 ton

Son üç yılda rezerv artışı (2017-2020)

ABD %0

Almanya -%0.2

İtalya %0

Fransa %0

Rusya %25.1

Çin %5.8

İsviçre %0

Japonya %0

Hindistan %17.2

Hollanda %0

Türkiye %177.2

KAYNAK= DÜNYA ALTIN KONSEYİ

Bazı G20 ülkelerinde kamu
borcunun GSYİH’ya oranı

Japonya % 237

İtalya % 135

ABD % 107

Fransa % 98.1

İspanya % 95.5

Kanada % 89.7

İngiltere % 80.7

Brezilya % 75.7

Hindistan %69.6

Güney Afrika % 62.2

Almanya %59.8

Çin %50.5

Hollanda % 48.6

Avustralya %45.1

İsviçre % 41

Güney Kore %36.6

Türkiye %33.1

Suudi Arabistan %22.8

Rusya %12.2

18 Ağustos 2020 Salı

Etiketler : Gündem