Türkiye’nin 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nda, dünya mal ihracatından aldığı yüzde 1.02’lik payın, dönem sonunda yüzde 1.30’a yükselmesi hedefleniyor. Söz konusu hedef, aynı zamanda küresel ihracattan alınan payda yaklaşık yüzde 28 büyümeyi de ifade ediyor.


 


 

Küresel ihracattaki payın artmasının, dünya ihracat sıralamasında 29. sırada bulunan Türkiye’nin daha üst sıralara yükselmesini de sağlayacağı kaydediliyor. İhracata dayalı istikrarlı bir büyüme yaklaşımı izlenirken, e-ihracatın genel ihracat içindeki payının yüzde 10’a çıkarılması da hedefler arasında.

 

HABER: Şeref KILIÇLI

 

Dijitalleşme ve enerji temelinde yeni bir dönüşüm süreci yaşayan dünya ekonomisi, geçtiğimiz yıl yüzde 3.4 oranında büyüdü. Dünya genelinde gerçekleştirilen ihracat ise 24.9 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Küresel ihracat içerisindeki payını 2022 yılında yüzde 1.02 seviyesine çıkartan Türkiye, 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nda bu alan için de özel bir hedef belirledi. Türkiye’nin 2022 yılında dünya mal ihracatından aldığı yüzde 1.02’lik payın, dönem sonunda yüzde 1.30’a yükselmesi öngörülüyor. Söz konusu oran, aynı zamanda küresel ihracatta alınan payda, beş yıllık bir süreçte yaklaşık yüzde 28 büyümeyi ifade ediyor. Küresel ihracattaki payın artması, dünya ihracat sıralamasında 29. sırada bulunan Türkiye’yi daha üst sıralara taşıyacak.

 

ORTAK AKIL ÜRÜNÜ

 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan 12. Kalkınma Planı, Türkiye’nin yeni ekonomik ve sosyal hedeflerinin yer aldığı bir yol haritası olarak da görülüyor. Hazırlık sürecinde, 60 özel ihtisas komisyonu ile 27 çalışma grubu oluşturularak kapsamlı bir ortak akıl sürecinin işletildiği kaydediliyor. Plan döneminde uygulanacak verimlilik ve rekabetçilik odaklı politikalar sonucunda büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesi, 2028 yılında milli gelirin 1 trilyon 589 milyar dolara, kişi başına gelirin ise 17 bin 554 dolara ulaşması hedefleniyor. Yine bu süreçte 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7.5’e gerilemesi öngörülüyor. Enflasyondaki hedef ise 2028 yılı sonunda yüzde 4.7 seviyesine indirmek.

 

E-İHRACAT HEDEFİ

 

Uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle, 12. Kalkınma Planı döneminde ihracatın 375.4 milyar dolara, ithalatın ise 481.4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0.2 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Demografik fırsat penceresinden azami ölçüde yararlanarak istihdam oluşturan, sağlıklı ödemeler dengesi yapısıyla kaliteli finansman imkanlarının sağlandığı, ihracata dayalı istikrarlı bir büyüme yaklaşımının izleneceğinin de altı çiziliyor. e-ihracatın genel ihracat içindeki payının 2022 yılındaki yüzde 0.86 seviyesinden yüzde 10’a çıkarılması da hedeflerde yer alıyor.

 

SANAYİDE DEĞİŞİM

 

Sanayi üretiminin artırılması da Plan’da öncelikli başlıklar arasında. Sanayinin yıllık ortalama yüzde 5.9 oranında büyümesi ve üretimin sektörel kompozisyonunda önemli bir değişim yaşanarak sanayinin GSYH içerisindeki payının dönem sonunda yüzde 26.9’a çıkması planlanıyor. Enerji ve imalat sanayinde ithalat bağımlılığının düşük seviyelere indirilmesi, turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilerek üst seviyelere çıkarılması yoluyla cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanması da hedefleniyor.  Küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşme odağında şekillenen koşullar dikkate alınarak değer zincirlerindeki konumun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katma değeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması da amaçlanıyor.

 

TARIMDA REFAH

 

Plan kapsamında, tarım sektörünün yıllık ortalama yüzde 3.1 büyümesi ve GSYH içerisindeki payının yüzde 6.2 olması, hizmetler sektörünün GSYH içindeki payının yüzde 57 olarak gerçekleşmesi de öngörülüyor. 12. Kalkınma Planı’nda ayrıca sosyal politikalarla, tarımsal üretimde bulunan nüfusun refahının artırılmasına yönelik hedefler de yer alıyor. Yaşam kalitesi yüksek kırsal kesim ve daha yaşanabilir ve değer üreten şehirler ile bölgesel gelişmişlik düzeylerinde yakınsama sağlanarak toplumsal refahın yaygınlaştırılacağı belirtiliyor. Plan döneminde afetlere karşı dirençli yaşam alanları ve kentsel dönüşüm ile temel altyapı hizmetlerine sahip konuta erişimin sağlanacağı, çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının esas alınacağı da vurgulanıyor.

 

YILDIZ SEKTÖRLER DİĞER SEKTÖRLERİ DE YILDIZLAŞTIRACAK  

 

Türkiye’nin 12. Kalkınma Planı’ndaki dünya mal ihracatından aldığı payı yüzde 1.30’a yükseltme hedefini değerlendiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım, şunları söyledi: “Kârlı büyümenin gerçekleşmesi için öncelikle agresif satışın oluşması, yaratılan nakit akışı ile öncelikli görülen sektörlere yatırım yaparak çok sayıda yıldız elde edilmesi önemli bir büyüme teorisi. Burada çok doğru yaklaşımla nakit akışını artırmak hedeflenirken elde edilenle ithalata bağımlılık azaltılmaya, yerel tedarik desteklenmeye çalışılacaktır. Portföy dengelemek için özellikle savunma sanayi gibi yıldız kategorilere ihtiyaç var. Bu tip kategoriler hem kendi büyür hem de diğer kategorilerdeki soru işaretlerinin kalkmasını sağlayacak yatırımların yapılmasına, onların da birer yıldıza dönüşmesini sağlar.”

 

YEŞİL VE DİJİTAL EKONOMİ TÜRKİYE İÇİN DE FIRSAT

 

Türk-Alman Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve Uluslararası İktisat Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Nuroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin dünya ihracatındaki payının düşük olması, ürettiği ürünlerin katma değerinin yüksek olmamasından kaynaklanıyor. Bunun için de planda yer aldığı üzere rekabetçi ve teknoloji yoğunluğu yüksek üretime yönelik ekosistemin geliştirilmesi ve bunun hem kamu hem de özel sektör tarafından desteklenmesi gerekiyor. Ayrıca eğitim sisteminde de buna yönelik radikal dokunuşlar yapılması şart. Dünyanın gündeminde olan yeşil ve dijital ekonomi Türkiye için de yepyeni bir pazar. Türkiye’nin genç ve enerjik nüfus potansiyelini bu iki alana yönlendiren agresif bir politika izlenmesi gerekiyor ki, bu dönüşümü ve akabinde gelecek olan yüksek katma değerli üretim ve ihracat fırsatını kaçırmasın.”





23 Ekim 2023 Pazartesi