Pazar, 24 Kasım, 2024
OECD, aşılama kampanyaları, uyumlu sağlık politikaları ve hükümetlerin mali desteğinin devam etmesiyle 2021’de küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4.2 artmasını bekliyor. OECD, aşılamanın hızlı bir şekilde yapılması halinde iyileşmenin daha güçlü olacağını da vurguluyor.
IMF; dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 5.2, gelişmiş ülke ekonomilerinin yüzde 3.9 büyüyeceğini öngörüyor. Gelişmekte olan ülkeler için büyüme beklentisi ise yüzde 6. Avrupa’daki yüksek oranlı büyüme öngörüsü, Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olması yönüyle de önemli.
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), aralık ayındaki raporunda, küresel ekonomide 2021 yılı beklentilerini de açıkladı. OECD, küresel gayri safi yurt içi hasılanın 2021’de yaklaşık yüzde 4.2, 2022’de yüzde 3.7 artacağını öngörürken, bu artışın Covid-19 aşılarının yaygınlaştırılması ve hükümetlerin mali politikalarıyla gerçekleşeceğini de vurguladı. Küresel ekonomideki toparlanmanın öncülüğünde, yüzde 8 büyüyeceğini tahmin ettiği Çin’in olacağına da dikkat çekti. OECD, küresel ekonominin 2020 yılında yüzde 4.2 küçüleceğini de tahmin etti. Yani, 2021 yılı küresel ekonomi için bir yönüyle 2020 yılında kaybettiğini geri alma yılı olacak.
DESTEKLER DEVAM ETMELİ
OECD, raporunda toparlanmanın ülkeler arasında eşit olmayacağı konusunda uyarırken, aşıların hızlı bir şekilde uygulanacağı ülkelerin daha iyi bir performans göstereceklerini de belirtti. OECD, 2020 yılında hükümetler ve merkez bankaları tarafından uygulamaya alınan destek paketleriyle küresel ekonominin desteklendiğinin, aşı konusundaki ilerlemelere rağmen 2021 yılında da destek paketlerinin devam etmesi gerektiğinin altını çizdi. Raporda, hükümetlerin halk sağlığı önlemlerini almaya devam ederken, kısıtlamalar kaldırıldığında daha hızlı bir toparlanma sağlamak için firmaları ve işletmeleri desteklemeyi sürdürmesi gerektiği de vurgulandı. OECD, koronavirüse karşı mücadelede aşıların dağıtımı, yoksul ülkelerin borç indiriminin genişletilmesi gibi konular da dahil olmak üzere daha fazla işbirliği çağrısında bulundu.
AVRUPA’DA TOPARLANMA
Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm Öngörüleri’ne Genel Bakış Raporu’nda ise dünya ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5.2, gelişmiş ülke ekonomilerinin yüzde 3.9, gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinin yüzde 6 oranında büyüyeceği tahmin edildi. IMF raporunda, 2021 yılında, Avrupa Bölgesi’nin yüzde 5.2, Çin’in yüzde 8.2 büyüyeceği de öngörülüyor. Avrupa Bölgesi’ndeki büyüme öngörülerinde İspanya yüzde 7.2, Fransa yüzde 6.0, İngiltere yüzde 5.9, Almanya yüzde 4.2 oranlarıyla dikkat çekiyor. Avrupa’daki toparlanma tahminleri Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olması yönüyle de önemli. Raporda, dünya ekonomisinin 2020 yılında yüzde 4.4 oranında daralması beklenirken, gelişmiş ülke ekonomilerindeki daralmanın yüzde 5.8 seviyesine ulaşması da öngörülüyor.
IMF:
SAĞLIK HARCAMALARI VE YOKSULLARA ÖNCELİK VERİN
IMF raporunda; 2020 yılında uygulanan 12 trilyon dolara yakın küresel mali destek paketlerinin, merkez bankalarının kapsamlı faiz indirimlerinin, likidite aktarımının, varlık alımlarının insanların geçim kaynaklarını kurtarmasına yardımcı olduğu ve daha büyük bir mali felaketi önlediği savunuluyor. IMF hükümetlere, doğru hedeflenmiş nakit transferlerine, ücret sübvansiyonlarına ve işsizlik sigortası yoluyla gelir desteği sağlamaya devam etmelerini de öneriyor. Yine hükümetlere, firmalara karşı vergi ve borç ertelemeleri, özsermayelerine likidite bolluğu yoluyla desteğe devam etme tavsiyesinde de bulunuyor. Yeşil altyapı yatırımlarının ve düşük faiz oranlarının toparlanmayı hızlandırabileceğine de vurgu yapıyor. Raporda, yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilere, kritik sağlık harcamalarına ve yoksullara yapılan gelir transferlerine öncelik vermesi tavsiyesinde de bulunuyor.
AB İLE İNGİLTERE’NİN ANLAŞMASI NEYİ ÖNLEDİ?
AB ile İngiltere arasında Brexit sonrasında ticaret anlaşmasının imzalanmış olmasının da küresel ekonomiye olumlu yansıması bekleniyor. AB’den resmi olarak 31 Ocak 2020’de ayrılan İngiltere ile AB arasında 1 Ocak 2021’den itibaren geçici uygulanacak olan Brexit sonrası ticaret anlaşması ile taraflar arasında gümrük vergisi ve kota olmadan ticaret devam edecek. IHS Markit’in raporuna göre, eğer Brexit sonrası ticaret anlaşmasız bir dönem başlasaydı, İngiltere ekonomisinde Covid-19 şokundan sonra yeni bir resesyonu tetikleyecekti. Yine rapora göre, ticaret anlaşması olmasaydı İngiltere ekonomisi 2021’de yüzde -1.4, 2022’de yüzde -0.4 küçülecekti.
Bir başka araştırmaya göre ticaret anlaşması olmasaydı, AB’nin İngiltere’ye ihracatında 33 milyar Euro maliyeti olacaktı, İngiltere’ye ihracat yapan AB şirketlerinde 700 binden fazla işçi işini kaybedecekti. Yine araştırmaya göre, AB içinde en sert darbeyi Almanya, Fransa, Hollanda alacaktı.
EN BÜYÜK EKONOMİLERDEKİ KITASAL DEĞİŞİM
Her ne kadar koronavirüs salgınına karşı sağlık ve ekonomi alanında verilen mücadele küresel ekonomi için ana gündem gibi görünse de madalyonun bir yanında da dengelerin değişmesi var. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Dünya Bankası ve IMF’nin verilerinden hareketle 2024 yılında Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olabileceğine dikkat çekiyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2024 yılında ilk beşteki ekonomilerden dördü Asya ülkelerinden olacak. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi sıralamasındaki değişimin sebeplerinden biri de Asya’daki yükselen orta sınıf gösteriliyor. Asya’nın küresel çokuluslu şirketlerinin bu yüzyılda ortaya çıktığına da dikkat çekilerek, küresel sahnede daha fazla görünmelerinin beklendiğine de vurgu yapılıyor.
ABD’NİN ÇİN VE AB İLE İLİŞKİLERİ BELİRLEYİCİ
2021 yılında global ekonominin parametrelerinden biri de Joe Biden’ın ABD Başkanlık görevini Donald Trump’dan devralması olacak. Biden döneminde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının nasıl şekilleneceği de önemli. Bazı ABD’li uzmanlar, Biden’ın Trump yönetimi tarafından Çin’e uygulanan yüzde 25’lik faz 1 gümrük tarifelerini hemen kaldırmayı düşünmediğini savunuyor. Söz konusu gümrük tarifeleri ABD’nin Çin’den yaklaşık 370 milyar dolarlık ithalatını kapsıyor. Moody’s Analytics Direktörü Ryan Sweet, Biden’ın, Dünya Ticaret Örgütü ile çalışacağına ve Çin’e karşı kolektif bir baskı uygulayacağına işaret ediyor. Biden dönemi, Trump’la, İran’dan Çin’e, Paris İklim Anlaşması’ndan gümrük vergilerine kadar birçok konuda anlaşmazlık yaşayan Avrupa Birliği için de pekçok konunun yeniden şekilleneceği bir süreç olacak.
04 Ocak 2021 Pazartesi
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi