Dünyada küresel ısınmaya bağlı sıcaklık değişimi her geçen gün artıyor. 1.1 ile 1.3 dereceye ulaşan sıcaklık artışlarının 2030-2039 yılları arasında küresel tarım endüstrisinde yüzde 7’lik bir verim kaybına neden olması bekleniyor.


 

Ülkeler yeni tarım politikalarını kuraklıkla eylem planına uygun hazırlarken, Türkiye de bu alandaki çalışmalarını hızlandırdı. Yapılan çalışmalar neticesinde değişen iklim şartlarında yüzde 15’e kadar verim artışı sağlayan yeni tohumluklar geliştirildi. 

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından hazırlanan iklim raporuna göre, küresel ısınmada geri dönülmez sınırın eşiğine gelindi. Küresel ısınmaya bağlı sıcaklık değişimi dünyada her geçen gün artıyor. 1.1 ile 1.3 derece arasındaki sıcaklık artışlarının 2030-2039 yılları arasında küresel tarım endüstrisinde yüzde 7’lik bir verim kaybına neden olması bekleniyor. Bu sıcaklık artışı 3 dereceye çıkarsa 2050’li yıllarda verim kaybı yüzde 25 ile 50 arasında olacak. 

 

YÜZDE 15’E KADAR ARTIŞ 

 

Küresel iklim değişikliği neticesinde baş göstereceği düşünülen gıda krizi için de ülkeler birer birer eylem planlarını hayata geçiriyor. İklim değişikliğinden tarımı en az hasarla kurtarma amacında olan Türkiye de bu ülkelerin başında geliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından oluşturulan eylem planlarıyla, kuraklık şartlarında yüzde 15’e kadar verim artışı sağlayan yeni tohumluklar geliştirildi. Türkiye’de yetiştirilen tarla bitkileri türlerinin tamamında su kullanım kapasitesi ve etkinliğini belirlemek için 2010 yılında Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Kuraklık Test Merkezi kuruldu. Yaptığı çalışmalarla dünya kuraklıkla mücadele araştırma merkezleri arasında üçüncü olan merkezde on binlerce test yapıldı. Orta Anadolu ve geçit bölgelerine uygun kurak koşullara dayanıklı şu çeşitler geliştirildi: 

 

* Bozkır (ekmeklik buğday)

 

* Taner (ekmeklik buğday)

 

* Şehzade (ekmeklik buğday)

 

* Türköz (makarnalık buğday)

 

* Ayrancı (arpa)

 

* Özer (buğday ve çavdar melezi tritikale)

 

BU YIL TAMAMLANACAK 

 

Ayrıca Bahri Dağdaş Uluslar-arası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce 2020 yılında kuraklığa dayanıklı 6 buğday çeşidi tescil ettirildi. Kurak koşullar için özel geliştirilen yüksek verimli, çok yüksek kaliteli ve su kullanım etkinliği yüksek bu çeşitlerin tohum çoğaltım ve sertifikasyon-kademeli tohum üretim aşamalarının bu yıl itibariyle tamamlanması öngörülüyor. 

 

FAO DESTEKLİ PROJELER 

 

Öte yandan, Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı kapsamında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile de ortak çalışmalar yürütülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre, bu çalışmalarla üreticilerin toprak hazırlama masrafları azaltılarak girdileri düşürüldü. Toprak işleyip parçalamadığından topraktaki nemi muhafaza ederek kuraklığın etkisi de azaltılmış oldu. Yapılan çalışmalarla bu sistemi kullanan üretici sayısında ve doğrudan ekilen alanlarda da artış gözlendi.

 

HAYVANCILIK İÇİN YEM 

 

İklim değişikliği neticesinde hayvancılık sektörünün de olumsuz etkilenmemesi için çalışmalar sürüyor. Azalan yem alanlarında verim artışı sağlamak adına kuraklığa dayanıklı, macar fiğ, otlak ayrığı, kılçıksız brom, korunga gibi yem bitkilerinde çeşit geliştirme çalışmaları da devam ediyor. 2020 yılında Orta Anadolu ve geçit bölgelerine uygun kurak koşullara dayanıklı Aksoyak ve Özcan macar fiğ çeşitleri geliştirildi. Ayrıca Türkiye’de pek bilinmeyen çalı bitkisi de kaba yem olarak konumlandırıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yürüttüğü kuraklıkla mücadele kapsamında atılan adımlar şöyle:

 

1 - EKMEKLİK BUĞDAY İÇİN YENİ ÇÖZÜM 

 

Kuraklığa dayanıklılığı ile bilinen buğday da yeni iklim koşullarından etkilenen ürünlerin başında geliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), buğday için de kolları sıvadı. Enstitü, kuraklığa toleranslı 30 ekmeklik buğday, 12 makarnalık buğday ve 19 arpa çeşidini üreticiyle buluşturdu. Ayrıca kurak alanlarda bile mevcut çeşitlere göre yüzde 15 daha yüksek verimli ve çok kaliteli olan Taner çeşidi de 2021 yılında toprağa kavuşturuldu.  

 

2 - YENİ NOHUTLAR GELİŞTİRİLECEK 

 

Kuraklıkla mücadelede pek çok ürünün tohumluğunda iyileştirme sağlanıyor. TAGEM’in son yaptığı çalışmalardan biri de nohut tohumluğu üzerine oldu. TAGEM-Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün 2023-2027 yılları arasında yürüteceği ‘Kuraklık Stresine Dayanıklı Nohut Genotiplerinin Geliştirilmesi’ projesiyle kuraklığa dayanıklı, üreticilerin ve pazarın isteklerine uygun yeni nohut çeşitleri geliştirilme çalışmaları başladı. 

 

3 - DAHA AZ SU İLE DAHA ÇOK VERİM

 

Kuraklıkla mücadelede en önemli kalemlerin başında daha az suyla daha çok verim alınabilen ürünler geliyor. Tarım ve Orman Bakanlığınca çok su tüketen ve 8-10 ton silaj elde edilen silajlık mısıra alternatif olabilecek silajlık yulaf ve tritikale geliştirme çalışmaları yapıldı. Bunun sonucunda dekara 7 ton silaj elde edilebilen yulaf ve tritikale çeşitleri geliştirildi.

 

4 - ALTERNATİF KÜLTÜR BİTKİLERİ 

 

Sıcak İklim Tahılları Araştırmaları kapsamında TAGEM’e bağlı enstitülerde alternatif kültür bitkileri bağlamında da araştırmalar yapılıyor. Buna göre, TAGEM tarafından finanse edilen 2017-2021 yılları arasında yürütülen ‘Mısırda Kuraklık Stresine Toleranslı Çeşit Islahı’ adlı proje kapsamında, ileri kademede nitelikli ürünler elde edildi. Çalışma neticesinde başarılı olan saf hatlar birbirleri ile melezlenerek aday çeşitler geliştirildi.

 

5 - SOYA VE PAMUK ÇEŞİTLERİ 

 

TAGEM bünyesinde ‘Soyada Verim ve Kalite Özellikleri Bakımından Üstün, Kuraklığa Toleranslı Genotiplerin Geliştirilmesi (2021–2023)’ TÜBİTAK projesi sürdürülüyor. Proje sonunda kurağa dayanıklı soya çeşitlerinin geliştirilmesi bekleniyor. Ayrıca Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce TÜBİTAK işbirliği ile kuraklığa dayanıklı yerli pamuk genotiplerinin geliştirilmesi için de çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışma kapsamında Çerdo, Selçuk Bey, Volkan isimli üç farklı pamuk türünün kuraklık karşısında dayanıklılığı kanıtlandı.

 

6 - İLK YERLİ KETENCİK TOHUMU 

 

Kuraklığa dayanıklı tohumlukların geliştirilme çabaları yerli ve milli tohum sektörü için de can suyu oluyor. Marjinal alanlarda ve nadas alanlarında kolaylıkla ve toprağı yormadan yetiştirilebilecek kurağa dayanıklı ketencik bitkisi için Türkiye’de ilk yerli ve milli ketencik çeşidi 2017 yılında tescil edildi. Ayrıca tütün için yapılan çalışmalar neticesinde 6 farklı çeşit Ege ve Karadeniz bölgesinde ticari olarak üretime kazandırıldı. 

 

7 - ŞEKER PANCARI YOLDA 

 

TAGEM bünyesinde farklı ürünler için kuraklıkla mücadele eylem planı kapsamında çalışmalar devam ediyor. TAGEM-üniversite işbirliği ile ‘Kurağa Dayanıklı Hibrit Şeker Pancarı Çeşit Geliştirme Projesi’, devam eden projeler arasında yer alıyor. Proje sonunda kurağa dayanıklı şeker pancarı çeşitlerinin geliştirilmesi hedefleniyor. 

 

KÜRESEL GÜVENSİZLİĞE SEBEP OLUYOR

 

WMO’nun raporuna göre, 2022’de küresel ortalama sıcaklık, 1850-1900 ortalamasının 1.02-1.28 derece üzerinde gerçekleşti. Üstelik, 2015’ten 2022’ye kadar olan yıllar, 1850’ye kadar uzanan kayıtlarda en sıcak sekiz yıl oldu. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, son yıllardaki gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Dünya nüfusu aşırı hava ve iklim olaylarından ciddi şekilde etkileniyor. 2022’de Doğu Afrika’da sürekli kuraklık, Pakistan’da rekor kıran yağışlar, Çin ve Avrupa’da rekor kıran sıcak hava dalgaları on milyonları etkiledi, gıda güvensizliğine yol açtı, kitlesel göçü artırdı ve milyarlarca dolarlık kayıp ve hasara mal oldu.”

14 Ağustos 2023 Pazartesi