tatil-sepeti

HABER: SOYHAN ALPASLAN

Haluk Sarıaltın, 1966’da Fatih’te doğar. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’ni bitirir. Ağabeyi Hamit Sarıaltın, Alarko’nun alt yapı taşeronluğunu yaparken Haluk Sarıaltın da ağabeyine yardım eder. Okuldan çok şantiyelerde geçen gençlik yıllarının ardından Ukrayna’da ticaret yapan bir arkadaşının yanına gider. İki arkadaş komünist sistemden yeni çıkan ülkede bir dağıtım ağı kurarak büyük bir yeniliğe imza atarlar. Ukrayna’ya ihtiyacı olan her türlü malı ithal etmeye başlarlar, ama 6 yıl sonra, 1998’de yollarını ayırırlar ve Haluk Sarıaltın Türkiye’ye döner.

RUSÇA BİLEN TEK MEKTEPLİ

Ukrayna’da çok iyi Rusça öğrenen Haluk Sarıaltın, Türkiye’de Rusça-İngilizce- Almanca bilen, eski doğu bloku ülkelerinde ticaret deneyimi olan tek mektepli adamdır. İngilizce ve Almancasından çok Rusçası her zaman daha çok işine yarar. Bu arada Derya Hanım ile evlenir. Çiftin Bora ve Batu isimlerinde iki oğlu olur. Haluk Sarıaltın, Pakmaya ve Goldaş’ta geçirdiği üst düzey yöneticilik yıllarının ardından Trakya Cam’a geçer. Şişecam’ın altındaki dört şirketten biri olan Trakya Cam’ın ihtiyaç duyduğu adam tam da Haluk Sarıaltın’dır. Bir yıldır arayıp bulamadıkları; kimya mühendisi, pazarlama-satış ya da işletme yüksek lisanslı, İngilizcesi ama mutlaka Rusçası da olan, 5 yıllık tecrübeye sahip adam nihayet çıkagelir Trakya Cam’a.

KABUK DEĞİŞİMİNİ BAŞLATIR

Şirketin kabuk değişiminin fitilini ateşleyecek Haluk Sarıaltın’ın ilk işi Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndaki alt yapı çalışmaları olur. Cam isteyip de bulamayan, dil bilmedikleri için dışarıdan alamayan bu coğrafyanın insanları cep telefonu 24 saat açık ve iyi iletişim kuran bu adamı çok benimserler. Hâlâ Türkiye’den cam istediklerinde onu arayan müşterilerine gemi gemi cam gönderir o yıllarda.

Haluk Sarıaltın, şirketin pazarlama ve satış stratejisini, müşterileri ile ilişkilerini ve camın marka imajını geliştirmek için harekete geçer. Son üç yılda sayısız yeniliğe imza atar. Trakya Cam, grup şirketleri içinde en hızlı yatırımlarla büyüyen grup olur. 11 ülkede yatırımları; Bulgaristan, Rusya, Hindistan ve Mısır’da düz cam fabrikaları bulunan, Almanya, Romanya, Macaristan ve Slovakya’da otomotiv camı üreten fabrikaları olan Trakya Cam, İtalyan bir firmayı alarak Avrupa’nın düz camda en büyük şirketi olur.

Haluk Sarıaltın, Azerbaycan gezisine çıkmadan önce şirketin 4. Levent’te bulunan İş Kuleleri’ndeki merkez ofisinde İstanbul Ticaret’e hayatını anlattı.

7/24 ŞANTİYEDE ÇALIŞTIM

Haluk Sarıaltın kimdir?
1966 yılında İstanbul’da Fatih’te doğdum. Babamın ailesi 1877 yılında Osmanlı-Rus Savaşı döneminde Kafkaslar’dan gelip önce Artvin’e, sonra Balıkesir’e yerleşmiş. Babam Şevket Sarıaltın İstanbul’da okumuş, mali müşavir olmuş. Annem Nermin Hanım ile evlenip Fatih’e yerleşmişler. İstanbul Erkek Lisesi’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’ni bitirdim. Bilgi Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı yaptım. Ağabeyim, Sarıaltın firması ile Alarko firmasının alt yapı işlerinin taşeronluğunu yapıyordu. Ben de onunla birlikte kendimi inşaat altyapı sektörünün içinde buldum. 7/24 şantiyede geçiyordu hayatım. 1994 yılında Başbakan Çiller döneminde bir kanun çıktı. Bakayalar ya askere ya da hapse gidecekti, apar topar askere gittim. Askerlikten sonra da Ukrayna’ya.

UKRAYNA’DA DAĞITIM AĞI KURDUK

Ukrayna’ya gitmeye nasıl karar verdiniz?
Yurt dışına gitmek modaydı 1990’lı yıllarda. Sovyetler Birliği dağılmış ve yeni ülkeler doğmuştu. Bu ülkeler büyük iş fırsatları barındırıyordu. Bir arkadaşım Ukrayna’da ticaret yapıyordu, ben de onun yanına gittim. 1992-1998 yılları arasında Ukrayna’da kaldım. Her türlü mal ticareti yapıyorduk. Komünist yönetimde dağıtım ve pazarlama sistemleri oluşmamıştı. Para da olmadığı için barter sistemi çok yaygındı. Ne satarsanız satın, karşılığında bir mal alıyordunuz. O zaman ‘Aldığımız malları marketlere satalım, bir şehirde olan mal ötekinde yok. Bu şehirden alıp, ötekine satalım, nakite dönelim’ dedik ve bir dağıtım ağı kurduk. O dönem için yaptığımız iş çok büyük bir yenilikti; iyi işler yaptık. 1998’de Rusya krizinin patlak vermesi ile Türkiye’ye döndüm. Pakmaya’ya ihracat müdürü, 2003’de de Goldaş’a yurt dışı satış müdürü olarak girdim. Yönetim kurulu üyesi iken ayrıldım Goldaş’tan ve Trakya Cam’a geçtim.

TRAKYA CAM RUSYA’YA AÇILIYORDU

Trakya Cam’a ne zaman ve nasıl geçtiniz?
Goldaş’ın İnsan Kaynakları Direktörü Behzat Azeri’ye CV’mi verdim. Behzat Bey, Trakya Cam’ın CEO’su eşi Gülsüm Azeri’nin benim niteliklerime uygun bir elaman aradığını söylemişti. Trakya Cam, 2007’de Rusya’ya yatırım kararı almıştı. Bu iş için de tercihen kimya mühendisi, pazarlama-satış ya da işletme yüksek lisansı olan, İngilizce ama mutlaka Rusça da bilen, 5 yıllık tecrübeli birini arıyorlardı. Rusya’ya gitmek üzere satış ve pazarlama müdürü olarak işe başladım. Uzun yıllar Rusya ve bölge ülkelerine hem satış hem de yatırım yaptık. Bir süre sonra satış pazarlama başkan vekili oldum.

KULEDEN YÖNETİM BİTTİ

Şirkette ne gibi değişikliklere ön ayak oldunuz?
Trakya Cam’ın yapılanmasında ciddi değişiklikler yaptık. Harcıâlem pencere camı üreten bir şirkette pazarlamaya ve markalaşmaya önem verdik. Isıcam bizim markamız olmasına rağmen bütün çift camlar için jenerik isim oldu. Satış ağını karmaşık yapısından kurtardık. Belli sayıda uzmanlaşmış satış bayileri oluşturduk. Hizmet odaklı, stok tutup çeşit bulundurmaya başladılar. Direkt satış yapamadığımız sanayicilere hizmet verdiler.

Şişecam dışa açıldı, pazara indi. Pazarlamacılar bile kuleden iş yaparlardı. Kuleden yönetim dönemi kapandı. Bunda da çok başarılı olduk. Eskiden pazarla ilgili bayilerden bilgi alırken şimdi bayilerimize pazarla ilgili bilgi veriyoruz. Binaların yatırımcısı, müteahhidi, cephe danışmanı, mimarı gibi cam için karar veren kişileri etkiledik. Prestijli projelerde ithal cam yerine yerli cam kullanmaları için imaj çalışmaları, ünlü mimarlarla işbirliği yaptık. Yüksek teknolojili ve her performansa hitap eden camlar ürettik. Cephe ürünlerinde payımızı yüzde 5’ten yüzde 75’e çıkardık.

FABRİKALARDA EĞİTİME BAŞLADIK

Dağıtım kanalını yeniden yapılandırdık. Bayi ilişkilerimizi ön plana aldık. Camlarımızı alıp işleyen firmalarla ilişkilerimizi artırdık. Eğitim ihtiyaçlarını sağladık. Kamu ile ilgili çalışmalarımızı da artırdık. Büyük ölçekli projelerde enerji tasarruflu, güvenlikli cam kullanımı için kanun maddesi bile çıkarılmasına ön ayak olduk. Üniversitelerde arkadaşlarımız ders vermeye başladı. Fabrikalarımızda öğrencilere eğitim çalışmalarına başladık.

Hangi STK’larda yer alıyorsunuz?
İnşaat Malzemesi Sanayiciler Derneği’nin (İMSAD), Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) yönetim kurulu üyesiyim. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) başkan yardımcısıyım. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üyesiyim. İstanbul Ticaret Odası Cam ve Cam Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis üyesiyim. Boğaziçi Mezunları Derneği üyesiyim.

MİMARLARA HELİKOPTERLE CAMLI BİNALARI GEZDİRDİK

Prestijli projelere imza atan ünlü mimarlara helikopterle İstanbul’un prestijli binalarının camlarını gösterdik. Bizim ve rakiplerimizin camlarıyla kaplanan binaları tek tek dolaştık. Bu çalışmamız mimarlarımızın çok hoşuna gitti. ‘Şişecam’ın bilgi düzeyinin bu kadar yüksek ve işbirlikçi olduğunu bilmiyorduk’ dediler.

HİYERARŞİYE İNANMAM!

Şeffafım, hiyerarşiye inanmam. Yatay organizasyonlara inanırım. Risk alırım. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımın da risk almasını isterim. Çok hızlı karar alıp veririm. Geç verilen karar yanlış karardır. Vakit kaybettiğinizde, zaten kaybedersiniz.

PENCERECİLER, EV HANIMLARI STRATEJİMİZİ BELİRLEDİ

15 bine yakın pen (pencereciler) noktası tespit ettik. Gizli müşteri olarak onlardan alışveriş yapıp eğilimlerini ve satış stratejilerini inceledik. Ev hanımlarını topladık, cam ile ilgili davranışlarını tespit ettik. Bu bilgilerle strateji belirledik. Pencilere online eğitim verdik. Sadakat programı geliştirdik. İhtiyaca göre cam sistemleri üreten Isıcam markamız için kumbara kart yaptık ve Isıcam’a 10 yıl garanti verdik.

RUS COĞRAFYASI HÂLÂ BENİ TANIR

Rusya’ya 2008’de gittim. Rusya ve bölge ülkelerinde alt yapı hazırlıkları yaptım. Piyasaya cam getiren, Rusça’yı iyi bilen, 24 saat cep telefonu açık ve kolay iletişim kurdukları biri olmuştum. Gemilerle cam satıyordum.

15 YILDIR HİÇ SÖNMÜYORLAR

Çok yüksek ısılı fırınlar ile çalışırız. Bu fırınlar 15 yıl boyunca hiç kapanmaz. Bir fırın 50 milyon dolara tamir olur. Kapatırsanız 50 milyon dolara tamir ettirirsiniz. Bu nedenle cam sürekli pazara sahip olmak zorundadır.

27 Haziran 2016 Pazartesi

Etiketler : Röportaj