tatil-sepeti

HABER: SELAHATTİN NİZAM

“Zor zamanlardayız. Belki tarihin bir kırılma noktasındayız. Kimi bilim insanları bundan böyle tüm yaşam tarzımızın değişeceğini belirtiyorlar. Covid-19 isimli küresel bir virüs fırtınası ile karşı karşıyayız. ‘Evinizde kalın’ biçimindeki sağlık uyarısıyla birlikte dolu dizgin ve biraz da rastgele akan hayatımız birden frenlendi. Ekonomik hayat ister istemez küçülecek gibi görünüyor, daha azı ile yetinmeye hazır olmalıyız.”

Korona salgınının ülkemize de ulaşması ile sürecin insanlar üzerindeki psikolojik etkilerini değerlendiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aşkın, önemli tavsiyelerde bulundu.

EVHAM YAPMAYALIM

Korona salgınının küresel bir felaket olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aşkın, “Olayı hafife alma lüksümüz yok. Tüm devletler alarmda, toplum olarak da hepimiz alarm durumunda olmalıyız. Ölçülü bir kaygıyla, titizlikle hareket etmeliyiz, ancak endişemizi yaşamımızı alt üst edecek bir kuruntu, evham hastalığı boyutuna taşırsak bu durum hem bize hem çevremize eziyetten başka bir işe yaramaz” diye konuştu.

KAYGILI İNSANLARA UYARI

Öncelikle yapı olarak kaygılı, endişeli insanları uyaran Prof. Dr. Rüstem Aşkın, “Zira onlar açık bir tehdit yokken bile günlük kaygıları fazla olduğu için mevcut ortamda tüm söylentileri, yalan yanlış haberleri yüklenerek bir dinamit gibi ortada dolaşabilirler. Sadece kendi ruhsal sağlıkları değil, insani ve iş ilişkileri de bundan çok fena etkilenebilir. Böylesi yoğun panik ve huzursuzluk yaşayan insanlara yürüyüş, derin nefes egzersizleri, dua, meditasyon gibi gevşetici yöntemler yararlı olabilir. Kaygı ve korkunuzun kalp çarpıntısı, öfke, şaşkınlık, baş dönmesi, nefes düzensizliği gibi fiziksel etkilerini hissediyorsanız ruh sağlığı açısından profesyonel bir destek alabilirsiniz. Zira bu türden kaygılarımız sadece kendi içimizde kalmaz, en ilgisiz belirtiler için bile hastaneye koşmaya, sağlık sistemini kilitlemeye neden olabilir” dedi.

NEYİN PEŞİNDEN KOŞUYORDUK

Korona salgınının ciddi sağlık ve ekonomik risklerinin yanında sosyal ve bireysel hayatımıza olumlu katkısı olacağını da umut ettiğini belirten Prof. Dr. Rüstem Aşkın, şöyle devam etti: “Bu virüs saldırısı bize bir şeyi hatırlattı: Nereye gidiyorduk? En yakınlarımızla bile doğru dürüst konuşmadan neyin peşinden koşuyorduk? İş dünyası ‘koşturmaca’ dünyasıdır, bir yarıştır ama biz ‘koşu bittikten sonra da koşan atlardık’. Bu süreçte yavaşlayan hayatı, kendimize zaman ayırmamız, bugüne kadar fırsat bulamadığımız birçok etkinliği yapabilmemiz, aile sıcaklığını doyasıya yaşamamız için bir fırsat olarak kullanabiliriz. Bu krizi, savrulan ayarlarımızdan tekrar fabrika ayarlarımıza geri dönmek için kullanabiliriz. Zor zamanlarda özeleştirimizi çok daha güzel yapabiliriz. Yaşama birlikte tutunduğumuz, ancak günlük koşturmacadan vakit bulamadığımız aile üyeleriyle de ‘yeniden buluşma’ imkanını elde edebiliriz. Bahardaki uyanış içimizde de korkuyu yenecek, bir umut uyandıracaktır.”

ÖZEL ALANA SAYGI

Prof. Dr. Aşkın, sözlerini bir uyarı ve tavsiye ile noktaladı: “Bu dönemde sürekli aynı ev içinde yaşayan aile üyeleri arasındaki sürtünme katsayısı artacağı için herkesin özel alanına saygı gösterilmesi, kişisel hobilere müdahale edilmemesi önemli. Bir kitap önerim Turna Fırtınası, bir film önerim Umudunu Kaybetme.”

GÜVENİLİR KAYNAKLARDAN TAKİP EDİN

“Sosyal medyadaki yoğun caps’ler, bir anlamda toplumun stres azaltma stratejisi olarak düşünülmeli” diyen Prof. Dr. Aşkın, konunun güvenilir kaynaklardan takip edilmesinin önemine şu sözlerle dikkat çekti: “Yalnızca güvenilir haber kaynaklarını takip etmeye özen göstermeliyiz. Resmi kurumlarca paylaşılan güvenlik ve sağlık önlemlerini takip etmenin bilgi kaynağı olarak yeterli olduğunu unutmayın. Onun için sadece sosyal izolasyonunun değil, sosyal medya izolasyonunun da uyarılara dahil edilmesinde yarar var. Yine de akla takılan farklı sağlık sorularınız için ilgili sağlık çalışanlarına ya da kurumlara danışmak, rahatlamanıza yardımcı olabilir.”

FİZİKSEL İZOLASYON

Başkalarından uzak bir mesafede durmaya sosyal izolasyon dense de fiziksel izolasyon tabirinin daha doğru olacağını belirten Prof. Dr. Aşkın, “Çünkü sosyal medyayı her gün adeta yiyip yuttuğumuz bir çağda sosyal izolasyon sözü verilmek istenen mesajı tam yansıtmıyor. El yıkama yanında 1-1.5 metrelik fiziksel mesafe ile yaşamak çok basit, ancak en önemli savunma aracımız” diye konuştu.

01 Nisan 2020 Çarşamba

Etiketler : Üniversitemiz