tatil-sepeti

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen "Beyoğlu Kültür Yolu Festivali" kapsamında gerçekleştirilecek "Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali" sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Klasik sanattan güncel sanata, dijital sanattan sinemaya, edebiyattan dansa ve müziğe kadar birçok farklı disiplini ve 1000'den fazla sanatçıyı bir araya getiren festival, uluslararası bir sinema etkinliğini de bünyesinde barındıracak.

Bu yıl ilk kez İstanbul'da yapılacak festival, 13 ülkeden 42 film ile 100'ün üzerinde sinemacı, oyuncu ve kültür insanını ağırlayacak.

Atlas 1948 Sineması'ndaki basın toplantısında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Bildiğiniz gibi 29 Ekim'de Cumhuriyetimizin 98. yıl dönümünde gerçekleştirdiğimiz İstanbul AKM açılışıyla, 17 gün sürecek Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'ni de başlatmış olduk. Türkiye'nin bugüne kadar yapılmış en büyük ve kapsamlı kültür-sanat etkinliği olan bu organizasyon gerçek anlamda festival içinde festival olarak tanımlanabilecek bir içeriğe ve zenginliğine sahip. 'Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali' bunun en değerli örneklerinden biri. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'nden bağımsız olarak da çok geniş bir coğrafyayı temsil eden ve geleceğe yönelik atılmış ciddi bir kültür-sanat adımı." dedi.

Ersoy, anlatılagelen hikayelerin ve Türk dünyası var oldukça dilden asla düşmeyecek derslerin, öğretilerin ve bilginin kaynağı Korkut Ata'nın adı altında bir sinema festivalini hayata geçiriyor olmaktan dolayı heyecanlı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Korkut Ata, Türk dünyasının sinemadaki varlığını en geniş kapsamıyla perdeye taşıyacağımız, tartışacağımız, fikir alışverişi yapıp ortak projeler üretmek için yol haritası belirlemeye çalışacağımız sanat ve sonuç odaklı bir birliktelik olacak. Aynı zamanda, Türk cumhuriyetleri ve topluluklarından kurmaca ve belgesel yapımların yarışacağı en kapsamlı film festivali olma özelliğini de taşıyor. Umuyor ve inanıyorum ki destan ve efsanelerinden tarih ve mitolojisine kadar, ayrıca kültüründen gelen farklı bakış açısıyla anlatacak çok zenginliği, paylaşacak son derece köklü bilgi ve birikimleri olan Türk dünyası için sinema perdesine yeni yansımaların kapısını açacak ilk adımı da atmış oluyoruz. Birlikte çalıştıkça bunun üzerine daha fazlasını ekleyeceğiz."

"TÜRK DÜNYASI OLARAK HER ALANDA OLDUĞU GİBİ SANATTA DA BERABER OLMAYI, BİRLİKTE YOL ALMAYI ARZULUYORUZ"

Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali'nin ortak geçmişle, tarih, kültür ve coğrafyayla bağlayan bir geleneğin birlikteliği olduğuna işaret eden Bakan Ersoy, "Ondandır ki simgemizi 'Turna Kuşu' olarak belirledik. Gönüllerin dili ve habercisi olan, uzakları yakın eden, mesafelerden bağımsız bir ve beraber olmayı temsil eden bu eşsiz motif amaç ve hedeflerimizi yansıtmakta çok doğru bir seçim olmuştur diye düşünüyorum. Zira Türk dünyası olarak her alanda olduğu gibi sanatta da beraber olmayı, birlikte yol almayı arzuluyoruz. Diğer yandan estetiği ve zarafetiyle sanat kavramı için de çok yerinde bir görsel seçilmiş oldu." ifadelerini kullandı.

Mehmet Nuri Ersoy, festivalde, sinema sanatının çatısı altında Türkiye dahil toplam 13 ülke ve özerk cumhuriyet bir araya geleceğini aktararak, şunları kaydetti:

"Söz konusu katılımcılar Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Macaristan, Saha Cumhuriyeti, Tataristan, Gagavuz Yeri, İran, Ukrayna ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. İşte bu denli büyük bir coğrafyanın sinemadaki sesi olacağız. Bakanlardan sinema kuruluşlarının yöneticilerine, oyuncu ve yönetmenlere kadar 100'ün üzerinde üst düzey misafir bu kapsamda ağırlıyor olacağız. Festival kapsamında gösterimi yapılacak 42 filmimiz bulunuyor. Kurmaca, belgesel, animasyon ve Cengiz Aytmatov sinema uyarlamalarından oluşan, özenle belirlenmiş bir seçki hazırlandı. Ayrıca festivalimizin bir yarışma bölümü olacak. Kurmaca ve belgesel kategorilerinde toplam 6 ödül sahiplerini bulacak. Bunların dışında bir tane onur ödülü vereceğiz ve yine Türk dünyasında televizyon ve sinema sektörüne katkılarından dolayı da 5 kurumumuz taltif edilecekler."

Festival filmlerinin 8-12 Kasım tarihleri arasında Atlas 1948 ve Emek Sinemaları ile Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve İstanbul Üniversitesi Cep Sineması'nda ücretsiz olarak seyirciyle buluşacağını söyleyen Ersoy, "Elbette amacımız sadece bugünün yapımlarını daha geniş kitlelere ulaştırmakla sınırlı değil. Türk dünyası için geleceğin sinema sanatına ve bu sanatın çatısı altında hayat bulacak nice esere rehberlik edecek adımları da atmak arzusundayız. Bu doğrultuda 'Türk Dünyası Sinema Zirvesi'nin ilkini 11 Kasım'da gerçekleştireceğiz. Ayrıca İstanbul Sinema Müzemiz 10 Kasım tarihinde Kırgız sinemasının 80. yılı vesilesiyle bir resepsiyona 11 Kasım tarihinde Özbek Günü etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Gerçekten hem katılım hem içerik hem de etkinlik noktasında dolu dolu bir festival bizleri bekliyor. Ayrıntıları merak edenler için 'korkutatafilmfestivali.com' internet adresinden bütün detaylara ulaşılabileceği bilgisini de sizlerle ve halkımızla paylaşmak istiyorum." diye konuştu.

"SİNEMA KANUNUNDA YAPTIĞIMIZ DEĞİŞİKLİKLER TÜRKİYE'NİN BİR SİNEMA ÜLKESİ OLMASI İÇİN BÜTÜN YOLLARI AÇMIŞ"

Bakan Ersoy, kültürel diplomaside sinemanın önemine dikkati çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Malumunuzdur ki diplomasi farklı şekilde işleyen alt dallara sahip bir kavramdır. Bu dallardan kültürel diplomasi ile temelde hedeflenen ülke algısını en doğru şekilde oluşturmak, kültür öğeleri üzerinden istenen başlıklarda gerçek bilgiyi birinci elden kitlelere ulaştırmaktır. Belki de en önemlisi tüm bunları karşınızdaki insanların verilen enformasyonu dinlemesini, izlemesini ve kabul etmesini sağlayacak, hiç olmazsa ön yargıları sarsarak bilinen söylemlerin karşıtlarını araştırma ve dinleme eğilimi oluşturacak şekilde yapabilmektir. Bunu başarmada sanatın gücü hayret ve hayranlık uyandıracak derecede büyüktür.

'Sanat, sanat için midir? Yoksa sanat insan için midir?' tartışmasını ustalara bırakıyorum. Ancak sanatın insan üzerindeki etkisini görmezden gelmek mümkün değil. Sanat eğer bir insanın doğru bilgiye ulaşmasında etkili oluyorsa bunu ciddi bir şekilde ele almak ve kullanmak önemlidir. Dünyanın ve insanlığın bir gözden ve bir noktadan değil bin bir bakış açısıyla her yönden görebilmeye ihtiyacı var. Bu noktada Türk dünyasının söyleyecek çok sözü, insanlıkla paylaşacağı çok birikimi ve zenginliği var. Sinemayla ve genel olarak sanatla bunları arzulanan kitlelere ulaştırmak mümkün. Hal böyleyken bu denli güçlü ve değerli bir alanın göz ardı edilmesi düşünülemez.

Türkiye'de son 19 yıllık sürece baktığınızda, bu farkındalığın eyleme dönüştüğünü çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Sinemaya verilen destek bu süreçte 45 kattan fazla artmış ve 5,4 milyon dolardan 246 milyon dolara çıkartılmıştır. 2018-2021 arası sadece üç yıllık dönemde destek verdiğimiz proje sayısı 1.360, destek miktarı ise 284 milyon liradır. Bu desteklerle birlikte 2002 yılında gösterime giren yerli film sayısı 9 iken, pandemi öncesi dönemde 180'e kadar yükselmiş, 2 milyon olan yerli film izleyici sayısı da 33 milyona ulaşmıştır. Sinema kanununda yaptığımız değişiklikler Türkiye'nin bir sinema ülkesi olması için bütün yolları açmış, bugün bu festivalle ön ayak olmaya çalıştığımız ortak çalışmalar için de önemli kolaylıkları ve düzenlemeleri hayata geçirmiştir. Üretilen film sayısındaki muazzam artıştan tutun da insanımızın sinemaya ilgisi ve dolayısıyla gişe rakamlarının büyümesine kadar bütün bu adımlarımızın meyvelerini toplamaktayız ve yarın bugünden daha fazlasına ulaşacağımızdan şüphemiz yok. Başarıyı dost ve kardeş ülkelerimizle paylaşmak ve birlikte daha büyük başarılara ulaşmanın ise bizler için her zaman ciddi bir hedef ve mutluluk vesilesi olacağını da özellikle vurgulamak istiyorum."

Basın toplantısında konuşan Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, festivali ilk önce film haftası olarak düzenlemek istediklerini fakat yurt içinden ve dışından sektör buluşması talebi gelince programı festival olarak hazırladıklarını söyledi.

Demircan, kültürün en önemli taşıyıcı aracının sinema olduğunun altını çizerek, "Sinemayla kitlelere ulaşabiliyoruz. Sinemayla insanları bilgilendirebiliyoruz ve sinemayla başka kültürleri de öğrenebiliyoruz. Dolayısıyla Türk sineması da çok güçlü bir yerde. Dizileriyle, bütün dünyada 150'yi aşkın ülkede gösterimde. Bu anlamda ülkemizin gurur verici örneklerini hep birlikte yaşıyoruz. Bu çerçevede Türk sinemasının Türk dünyasında da çok etkili olduğunu biliyoruz. Oradan gelen taleplerle uzun yıllar içerisinde bir Türk Dünyası Film Festivali talebi oluşmuştu." dedi.

Festival sonunda bir gala gecesi düzenleyeceklerini aktaran Demircan, festivalin bünyesinde yapılacak yarışmada uzun metraj filmlerde 8, belgesel dalında ise 9 filmin yarışacağını ayrıca festivalde yarışma dışı 25 filmin gösteriminin olacağını belirtti.

Demircan, Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali ile Türk dünyasında farklı etkinliklere kapı açmak istediklerine işaret ederek, "Gelecek sene Bursa, Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi. Orada da aynı isimle bir organizasyon yapmayı planlıyoruz. Bu anlamda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

Toplantıya konuk olan Türk Keneşi (Konseyi) Genel Sekreter Yardımcısı Sultanbai Raevi ise "Türk devletleri olarak sinema alanındaki ilişkilerimizi daha da geliştirmeliyiz. Bu festival de halklarımızı birbirine yaklaştıran kıymetli bir girişim. Gelecek yıllarda da Korkut Ata Festivali'nin yanı sıra bu gibi uluslararası etkinlikleri desteklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Festival direktörü ve sinema yazarı İhsan Kabil de toplantıda festivalde gösterilecek filmler hakkında bilgi verdi.

Toplantıda ayrıca İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve TRT Genel Müdür Yardımcısı Ziyad Varol bir konuşma yaptı.

FESTİVAL HAKKINDA

Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali, Kültür ve Turizm Bakanlığı çatısı altında Uluslararası Sinema Derneği, Türk Konseyi, TÜRKSOY, TRT, İstanbul Üniversitesinin yanı sıra birçok kurum ve kuruluşun iş birliğiyle gerçekleştiriliyor.

Festival katılımcı ülkeleri arasında Türkiye ev sahipliğinde Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Macaristan, Saha Cumhuriyeti, Tataristan, Gagavuz Yeri, İran, Ukrayna ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yer alıyor.

"Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali" ile Türk dünyası sinemasının kültürel ve düşünsel alt yapısının sinema profesyonellerinin yanı sıra genç kuşakların ilgisine sunulması, Türk dünyasının kültürel kodlarını taşıyan sinema eserlerinin izleyici ile buluşmasına öncülük edilmesi, kültürel ve sanatsal iş birliği olanaklarının artırılması ve yumuşak güç olan sinema sanatı vasıtasıyla müşterek tarihi, kültürel ve toplumsal değerlerin güçlenmesine ve zenginleşmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.

Festivalde kurmaca ve belgesel film yarışmalarının yanı sıra "Tarihi Panorama", "Güncel İnsan Manzaraları", "Turkuaz Belgesel Kuşağı", "Cengiz Aytmatov Sinema Uyarlamaları" ve "Animasyon Filmler" başlıkları altında gösterim bölümleri bulunuyor.

Festivalin film gösterileri 8- 12 Kasım tarihleri arasında Atlas 1948 Sineması, Emek Sineması, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi sinema salonlarında halka açık ve ücretsiz gerçekleştirilecek.

"Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali"nde, "Türk Dünyası I. Sinema Zirvesi" yapılacak. Zirvede Türk dili konuşan ülkeler arasında ortak sinema fonu oluşturulması konusu masaya yatırılacak.

Ayrıca İstanbul Sinema Müzesinde Kırgızistan Cumhuriyeti ev sahipliğinde Kırgız sinemasının 80. yılı etkinliği ve Özbekistan Cumhuriyeti ev sahipliğinde Özbek Sinema Günü festival içerisinde öne çıkan diğer etkinlikler olacak.

İstanbul Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilecek Sinemada Cengiz Aytmatov ve Uyarlamaları Paneli'nde de akademisyenler ile sinema sektörü profesyonelleri bir araya gelecek.

Festival kapsamında, 12 Kasım'da Atatürk Kültür Merkezinde de ödül töreni gerçekleştirilecek.

Festival ile ilgili yarışma ve gösterim filmlerine ilişkin bilgilere www.korkutatafilmfestivali.comadresinden ulaşılabilir.

04 Kasım 2021 Perşembe

Etiketler : Gündem