Klasik Türk sanatlarına gençlerin ilgisi her geçen gün artıyor

Tezhip, hat, ebru, minyatür, çini gibi klasik Türk sanatları, özellikle iş ve şehir yaşamının stresinden uzaklaşmak isteyen gençlerin ilgisini çekiyor.

Giriş: 21.05.2024 - 18:51
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


 

Klasik Türk sanatları, meslek ve uzmanlık alanı olarak seçilmesinin yanı sıra şehirlerin karmaşasından ve iş yoğunluğundan uzaklaşmak isteyenlerin tercihi oluyor. Özellikle gençlerin hobi olarak ilgilendiği bu sanatların, insan davranışı ve kişisel gelişime etkisi üzerinde duruluyor.

 

İstanbul'da Ümraniye Sanatkarlar Çarşısı'ndaki atölyesinde tezhip ve minyatür eğitimi veren Fatma İnan Düdükcü, klasik sanatların anı yavaşlatan yaşatan bir yanı olduğunu söyledi.

 

Son dönemde klasik Türk sanatlarına gençlerden yoğun bir ilgi olduğunu dile getiren Düdükcü, "Kursiyerlerin yaş profili 17'den başlıyor, 40 yaşına kadar devam ediyor. Bu sanatlara erken başlanması çok güzel, çünkü çok sabır gerektiriyor. Bakış açısını değiştiriyor. Bu, hayat tarzına da yansıyor. Çağımız hız çağı, her şeyi çok hızlı yaşıyor ve tüketiyoruz. Buraya gelenler iç dünyalarına dönüp sanatlarına odaklanıyorlar ki bu çağda odaklanmak çok kıymetli. Zira günümüzde gençlerin en büyük sorunu odaklanamamak." diye konuştu.

 

Klasik Türk sanatları içinde en çok ebrunun öne çıktığını, bunu hat, tezhip ve çininin takip ettiğini kaydeden Düdükcü, bu alandaki kursların sayısının arttığını, özellikle belediyelerin açtığı kurslar sayesinde bir çok gencin eğitime kolay ulaşabildiğini vurguladı.

 

Pandemiden sonra insanların kendilerini keşfetmeye başlamasının bu sanatlara ilgiyi artırdığına dikkati çeken Düdükcü, şunları söyledi: "İnsanlar kapanma sürecinde, içlerinde erteledikleri şeyleri gün yüzüne çıkardı. Sanatla aslında kendilerine dönmek istiyorlar. Klasik Türk sanatları, tasavvufi anlamda da bir etki sağlıyor ve yol gösteriyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bir öğrencim vardı, diğerlerine göre odaklanmakta zorlanıyordu. 2-3 ay eğitim aldıktan sonra kedisinde gözle görülür bir değişim oldu."

 

"HAFTA SONU KURSLARI TAMAMEN GENÇLERDEN OLUŞUYOR"

 

Ebru eğitmeni Zeynep Acar da 14 yıldır bu sanatla ilgilendiğini belirterek, son yıllarda gençlerin geleneksel sanatlara ciddi anlamda ilgi göstermeye başladığını dile getirdi.

 

Gençlerin kendilerini bulma yolunda bir arayış içinde olduğunu ifade eden Acar, "Hayat artık çok hızlı. Her şeyi çok çabuk tüketiyoruz. Gençler ruhlarına iyi gelecek bir arayış içinde. Bu nedenle klasik Türk sanatlarına yöneliyorlar. Özellikle hafta sonu kurslarımız tamamen gençlerden oluşuyor." dedi.

 

Ebruya başlayan gençlerin hal ve hareketlerinde belli bir süre sonra gözle görülür farklılık oluştuğunu belirten Acar, "Daha dinginleşiyor ve daha sabırlı oluyorlar. Önlerindeki işle bağ kurmaları, odaklanamama sorunlarına iyi geliyor. Tekneyle hemhal olmaları, aile ve okul hayatında fark yaratıyor." diye konuştu.

 

"İNSAN RUHUNA İYİ GELİYOR"

 

Kursiyer Ece Ergün ise 30 yaşında olduğunu ve 3 yıl önce klasik Türk sanatlarıyla tanıştığını belirterek, önce hat sanatıyla ilgilenmeye başladığını, sonra tezhiple devam ettiğini kaydetti.

 

Hobi olarak başladığı sanatları meslek olarak devam ettirmek istediğini söyleyen Ergün, şöyle konuştu: "Çok sabırsız bir insandım. Bir de İstanbul gibi çok stresli bir şehirde yaşıyorum. Tezhipte bir motifi, hatta bir harfi aylarca çalışmanız gerekiyor. Aslında siz sanat üzerinde çalışırken, o da sizin üzerinizde çalışıyor. Sizi törpülüyor, yavaşlatıyor ve sabrı öğretiyor. Artık günümüzde her insanın terapiye ihtiyacı var. Klasik Türk sanatları insanlarda terapi etkisi yaratıyor. Hem yaptığım işten keyif alıyorum hem de üzerimdeki olumlu etkilerini görüyorum."

 

Tezhip kursuna katılan Ayşen İbiş, 29 yaşında oluğunu ve kurumsal bir firmada yoğun iş temposunda çalıştığını belirterek, üç ay önce hobi olarak bu sanatı öğrenmeye başladığını anlattı.

 

İbiş, "Tezhibe başladığım andan itibaren bir huzur ve dinginlik yaşıyorum, ruhumun dinlendiğini hissediyorum." ifadesini kullandı.

 

Yeşim Saydam da 8 yıl öce tesadüfen ebru sanatı ile tanıştığını anlatarak, şunları söyledi: "Ebru sanatı bana çok şey kattı. Anaokulu öğretmeniyim. Çok hareketli bir yapım var. Ayrıca çok sabırsızım. Ebru ile tanıştıktan sonra daha sakin olmayı öğrendim. Bana çok iyi geldi. Geleneksel sanatların içinde bir matematik ve muhakeme var. Ebrunun özünde ise su ve renkler var. Bu da insanın ruhuna iyi geliyor."