tatil-sepeti

HABER: MERVE ÖZCAN / İktisadi Kalkınma Vakfı

Avrupa Birliği, son yıllarda benimsediği ticaret politikası ile yeni nesil ve kapsamlı ticaret anlaşmaları akdediyor. AB bu şekilde çok taraflı ticaret sisteminin sadık savunucusu olmayı amaçlıyor. Bunu, son dönemde Birliğin önceliklerinden biri haline getiren şüphesiz ki ABD Başkanı Donald Trump’ın serbest ticareti tehdit eden korumacı politikaları ve tüm dünyada bunların tetiklediği ticaret savaşları oldu.

AB, küresel ticarette norm belirleyici statüden oyun bozucu konuma geçmekte olan ABD’den boşalan yeri doldurmaya niyetli. Bunun son örneği, 28-29 Haziran’da gerçekleşen AB Konseyi Zirvesi’nde Komisyona verilen öneriler hazırlama ve bunları diğer DTÖ üyeleriyle paylaşarak, örgütün uzun süredir gündemde olan reformuna yol gösterme yetkisi.

Komisyon bu kapsamda 18 Eylül’de DTÖ’nün değişen dünyaya adaptasyonu ve etkinliğinin artırılması amacıyla hazırladığı öneri belgesini sundu. Komisyonun Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström tarafından sunulan belgenin basın toplantısındaki en çarpıcı ifade, DTÖ’nün bugüne kadarki ‘en derin krizini’ yaşıyor olduğuydu. Bunun bilincindeki AB’nin DTÖ reformuna ilişkin hamlesi -hiç tesadüf olmasa gerek- ABD’nin 200 milyar dolar değerinde Çin ürününe yüzde 10 vergi koymasından bir gün sonra geldi. Üye devletler ile istişareler sonucunda hazırlanan belgede üç temel amaca odaklanılıyor: Uluslararası ticarete ilişkin düzenlemeleri günümüzün küresel ekonomik koşullarına adapte etmek, DTÖ’nün gözlemci rolünü güçlendirmek ve anlaşmazlıkların halli mekanizmasında yaşanması muhtemel sorunların önüne geçmek.

Avrupa Komisyonu Ticaret Komisyoneri Cecilia Malmström, DTÖ’nün desteklenmesi gerektiğini açıkladı.

CAN ÇEKİŞEN DTÖ’NÜN TEMYİZ ORGANI

DTÖ çatısı altında anlaşmazlıkların halli mekanizması olarak adlandırılan ve üyeler arasındaki ticari anlaşmazlıkları çözmekle görevli bir yapı bulunuyor. Bu yapıya bağlı yedi hâkimden oluşan Temyiz Organı ise DTÖ’nün bir çeşit yüksek mahkemesi şeklinde, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin nihai kararları veriyor. Son yıllarda sayıları artan ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmalarıyla DTÖ’nün gücü zayıflamış olsa da anlaşmazlıkların halli mekanizması işlemeye devam ediyordu; ta ki Vaşington yönetimi Ağustos 2016’dan bu yana önce ABD seçimlerini daha sonra DTÖ’nün reforma ihtiyacı olduğunu öne sürerek Temyiz Organı’na yeni hâkim atanmasını engelleyene dek. Oysaki yedi üyeli organın karar alabilmesi için en az üç üyenin olması gerekiyor.

Son olarak 27 Ağustos’ta Donald Trump tarafından ikinci görev süresi veto edilen Morityuslu hâkim Shree Baboo Chekitan Servansing’in 30 Eylül’de görev süresinin dolmasıyla Temyiz Organı’nda üç hâkim kaldı. Bunlardan ikisinin ise görev süresi Aralık 2019’da doluyor. Eğer o zaman da Trump yönetimi hâkim atamalarını engellerse Temyiz Organı görevini yerine getiremeyecek.

Peki, ABD Başkanı bunu neden yapıyor? Çünkü Donald Trump, DTÖ’yü ülkesine haksız davranmakla suçluyor. Bu kapsamda Vaşington yönetimi, ABD’nin bazı temyiz vakalarında 90 gün sınırına uyulmamasını, eski hâkimlerin devam eden davaları etkilemesini, Temyiz Organı’nın anlaşmazlıklarla ilgili olmayan konulara müdahil olmasını ve alınan kararların gelecekteki vakalar için emsal teşkil etmesini eleştiriyor.

Son dönemde azalan etkinlik alanıyla zaten kan kaybeden DTÖ’nün başta Temyiz Organı ve anlaşmazlıkların halli mekanizması olmak üzere diğer tüm problemlerinin bir an önce masaya yatırılmasını gerekiyordu. İşte bu noktada yardım elini uzatan AB, DTÖ’nün reformuna ilişkin açıkladığı önerileriyle; kurallara dayanan, adil ve çok taraflı küresel ticaret sistemini koruma yolunda ilk adımı attı.

AB’NİN DTÖ REFORMUNA İLİŞKİN ÖNERİLERİ

AB, 2015’te yayımladığı “Herkes için Ticaret: Daha Sorumlu Bir Ticaret ve Yatırım Politikasına Doğru” başlıklı strateji belgesinde paylaştığı ticaret vizyonunu yaygınlaştırmaya ve bu alanda standartları belirleyerek, lider konumuna ulaşmaya niyetli. Niyetten de öte buna mecbur aslında, çünkü ABD’nin yaptırım kararları ile başlayan ticari gerginliklerin önümüzdeki dönemde daha da derinleşmesi bekleniyor. Ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği ve siyasi düzenin istikrarı için büyük tehlike oluşturacak bu durum, küresel değer zincirlerine ve uluslararası ticaret sistemine entegre AB ekonomisi için ciddi bir risk.

AB’nin DTÖ reformuna ilişkin sunduğu belgenin satır aralarında piyasalarda aksamalara yol açan ve kamu iktisadi teşebbüsleri tarafından kanalize edilen sübvansiyonların bildirimi ve e-ticaret gibi gelişmekte olan alanlara öncelik verilmesi gibi öneriler dikkat çekiyor. DTÖ’nün gözlemci rolünün etkisiz komite süreçleri sebebiyle sekteye uğradığının bilincinde olan Avrupa Komisyonu, daha etkili izleme ve gerek duyulmayan komitelerin azaltılması gibi tavsiyelerde bulunuyor. ABD tarafından bloke edilen Temyiz Organı’nın üye sayısının yediden dokuza çıkarılması ve yarı zamanlı olan bu görevin tam zamanlı hale getirilmesi de diğer öneriler arasında.

Sonuç olarak, sınır ötesi ticaret kurallarına uyumun DTÖ tarafından takibi ve ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için örgütün tarafsız bir hakem görevi görmesi yıllardır keyfi yaptırımların önüne geçiyordu. Ancak bugün gelinen noktada DTÖ, Trump yönetiminin tüm dünyada inşa etmeye başladığı korumacılık duvarlarının altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. AB’nin sunduğu reform önerilerinin diğer DTÖ üyelerinin de masasına gelmesiyle örgütün en derin krizine dur denilebilecek mi göreceğiz.

25 Ekim 2018 Perşembe

Etiketler : Dünya