tatil-sepeti

HABER:SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

“Hâkim ol kimyaya, hâkim ol dünyaya” diyecek kadar ilmine güvenen büyük İslam âlimi Cabir bin Hayyan, 9. yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştı. Altıncı İmam Cafer es-Sadık’ın talebesi olan Cabir bin Hayyan, attar bir babanın oğluydu. Sade yaşantısıyla dikkat çeken büyük âlim merakıyla kimya biliminde önemli buluşlara da imza atmıştı.

MADDE VE ENERJİ

Batıda Geber olarak bilinen ünlü İslam âlimini unutulmaz kılan düşüncelerinden biri de atomun parçalanabileceği fikriydi. Kimyada çığır açan ünlü âlim bu düşüncelerini Albert Einstein, John Dalton gibi Batılı meslektaşlarından bin yıl önce su sözlerle dile getirmişti: “Madde yoğun enerjidir. Bu yüzden Yunan fizikçilerinin maddenin bölüne bölüne parçalanamaz en küçük bir parçayla son bulduğuna ve maddenin bu sayısız parçalanamayan kısımlardan meydana geldiğine dair iddiaları yanlıştır. Onların parçalanamaz en küçük parça, yani atom olarak tabir ettikleri bu nesne parçalanabilir ve bu parçalanma neticesi büyük bir enerji hâsıl olur. Bu öyle bir enerjidir ki, bir habbeciğin bir şekilde parçalanması, Allah saklasın, Bağdat gibi büyük bir şehri yok edebilir.”
Büyük alimin en dikkat çeken özelliklerinden biri, deneyci yaklaşıma verdiği önemdi. Ünlü Fransız bilim tarihçisi M. Berthelot’in, “Aristo’nun mantık ilmindeki yeri neyse, Câbir bin Hayyân’ın kimya ilmindeki yeri de odur” dediği büyük alim eserlerinde daima deneysel metodun önemini anlatıyordu. Büyük alim bu düşüncesini kimya tarihinde önemli bir yeri olan “Muhtaru Resaili Cabir b. Hayyan” isimli kitapta, “Bu kitapta duyduklarımızı, bize söylenenleri, yahut okudukları-mızı değil ancak tecrübe ettikten sonra gözlediğimiz şeylerin özelliklerini zikrettik” şeklinde anlatıyordu. Hayyan bu özelliğiyle de asrının bilginleri tarafından üstat olarak anılıyordu. Hatta Ortaçağ felsefesinin önemli bilim adamlarından Roger Bacon onu “üstatların üstadı” olarak tanımlamıştı.

KLONLAMA

Felsefi alanda da önemli çalışmaları olan Cabir bin Hayyan, tabiattaki her şeyin hatta insanın bile bir kopyasının yapılabileceğini savunuyordu. Tabiatı iyileştirmenin ve tabiatta olmayan canlılar bile türetmenin mümkün olduğunu düşünen büyük alim bu düşüncesini şu sözlerle açıklıyordu: “Allah bize fizikî kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hattâ insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki, beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir.” Bu düşüncesiyle genetik biliminin de öncüsü sayılan ünlü alime göre yaratılan her şeyde matematiğe dayalı bir düzen vardı. Ona göre bütün tabii olaylar nicelik ve sayı kanunlarıyla icra edilebilirdi. Eşyanın özellikleri de ölçümlemeye elverişliydi vebu özellikler sayısal nispetlere dayandırılabilirdi.

İLK KİMYA LABORATUVARI

Saf element elde etme adına önemli çalışmaları bulunan Hayyan, bunun için büyük bir kimya laboratuvarı kurmuştu. Dünyada bilinen ilk kimya laboratuvarı sayılan bu merkezde büyük âlim kimya ilmi açısından çok önemli olan bazı yöntemler geliştirmişti. Bunlar arasında en dikkat çekeni damıtmayı kolaylaştıran, daha verimli ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayan imbikisimli aletti.

MÜKEMMEL SAYILAR

Sayılarla arası çok iyi olan Cabir bin Hayyan madde ve kainatın teşekkülünde 17 sayısının anahtar rolü olduğunu savunuyordu. Ayrıca her elementte var olan 7 güç ve 4 yoğunluk sayısının çarpımından elde edilen 28 sayısını da “mükemmel” olarak tanımlamıştı.

PASLANMAYI ÖNLEDİ

Uygulamalı fizik-kimya, teorik fizik-kimya, madenler fizik-kimyası, matematik, astronomi, felsefe ve dinler tarihi gibi çok değişik alanlarda sayıları yüzlerle ifade edilen eser kaleme alan büyük alimin en önemli buluşlarından biri, o yıllarda kral suyu olarak tabir edilen kimyevi çözücüydü. Nitrik asitle hidrolik asidi birleştirerek yeşilimsi bir bileşen elde eden Hayyan’ın bu buluşu o yıllarda altın ve platini çözen tek madde konumundaydı. Hayyan’ın buluşları sadece bunlarla sınırlı değildi. Büyük alim paslanmayı önleyen bir madde geliştirmiş ve arsenik tozunu da elde etmişti.

10 Haziran 2016 Cuma

Etiketler : Gündem